Değerli okurlar, geçen gün internette dolaşırken THY’nin Nisan ayındaki bir tweet mesajına denk geldim. İstanbul havalimanına taşınma dolayısı ile hazırlanmış bir tanıtım filminin üzerinde aynen şöyle yazıyordu: “Büyüyoruz ve bizi büyütenlere teşekkürü bir borç biliyoruz!” Ne güzel dedim kendi kendime… Dünyada en çok tanınan markamız olan THY’miz, bugünlere gelmesine katkı sağlayan çalışanlarına teşekkür ediyor. Haa, unutmadan söyleyeyim. Tanıtım filminde çeşitli ünitelerden seçilmiş personelin bindiği uçak Atatürk Havalimanından kalkarak İstanbul Havalimanına iniyor. Personeli, karşılıklı dizilmiş diğer THY personeli karşılıyor. Yerde ise kırmızı halı serilmiş ! Demek ki, sadece İlker Aycı ve eşi için serilmiyormuş kırmızı halı…
ŞİRKETİN HAFIZASI NASIL YOK EDİLİR?
Konumuza dönelim. Çeşitli çalışanların kısa mesajı alınmış. Dikkat ettim, isimlerin altında çoğunlukla “2000 yılından beri bizimle.” yazıyor. Demek ki, 2000 öncesi ciddi bir temizlik yapılmış. Klasik ve ilkel işveren anlayışı…”İşler kötü gidiyor, çok para alanları atalım.” Yahu arkadaş, o çalışanlar çok para alıyorlarsa o para kıdemin, tecrübenin karşılığıdır. Kurumsal kültüre hakim olmanın, şirketi sahiplenmenin, şirket çıkarlarını herşeyin üstünde tutma anlayışının bedelidir. Farkında değilsin, 20 yıllık, 25 yıllık çalışanları kapıya koyduğunda bindiğin dalı kesiyorsun. Bir kurumda ne kadar tecrübeli personel varsa krizlere dayanma gücün o kadar artar, bundan haberin yok… Onlar bu şirketin hafızasıdır, temel taşıdır, bunu bilmiyorsun. Başlarına getirdiğin Müdür-Başkan yaptığın acemi çaylakların bilgisizliğine rağmen işler yürüyorsa bu arkadaşların büyük katkısı vardır, işine gelmediği için bu yönden düşünmüyorsun. Bilgi ve birikim, tecrübeyle kazanılır oysa… Ama, çok para alıyor diye topun ağzına koyduğun bu emektarlar senin paraşütle getirip müdür, başkan yaptığın torpilli tayfadan daha az alıyorlar, bundan emin ol…
BÜYÜMEYE KATKI VEREN TATLIBAL !
Filme devam edelim. Zaten yarısı kısa uçuşun görüntüleri ile geçiyor. Diğer yarısında ise binlerce isim akmaya başlıyor. İçlerinde henüz işe yeni başlamış olanlar da var, Faslı, Kırgız, Japon kabin memurları da… Demek ki, bu şirketin son yıllardaki büyümesine(hormonlu mormonlu ama olsun!) bu arkadaşlar; yıllarca emek vermiş ama emekli olmuş ama atılmış çalışanlardan daha fazla katkı sağlamışlar ! Mesela listede, 2005-2017 arası bu şirkette Genel Müdürlük yapmış Temel Kotil yok, göreve giderken yaşamını yitiren Kpt. Plt. Gürcan Mantı yok, uçak kazalarında yaşamını yitiren pilotlar, kabin memurları, iş kazalarında ölen emekçiler yok. Haa şimdi diyeceksiniz ki, sadece film çekildiğinde şirkette çalışanlar yazılmıştır. Öyle görünüyor . İyi de birader, bu listede Ali Kemal Tatlıbal’ın ne işi var o zaman? Bu beyefendi, 2013 Aralık ayında Hava İş başkanı seçilip şirketten ayrılmadı mı? Sendika başkanı görev yaptığı sürece ücretsiz izinli sayılır derseniz ben de size sorarım o zaman. Sendikanın Genel Başkan Yardımcısı Celalettin Meriçli niye yok? ikisi de aynı statüde değiller mi? Profesyonel yönetici olarak Hava İş’ten maaş almıyorlar mı? Yoksa, THY’yi yönetenler bugünlere gelmelerinde büyük katkı ve desteklerinden ötürü bir şükran ifadesi olarak mı yazdılar Tatlıbal’ın adını? Valla bence de o listede yer alan birçok personelden çok daha fazla katkı sağlamıştır THY’nin büyümesine ve karlılığına !
BU DÜNYADA İŞİNİZ İŞ DE…
Vefa diye bir kavramdan haberiniz yok anlaşılan. Vefa sizin için İstanbul’da bir semt adı demek ki. İşi öyle bir noktaya getirdiniz ki, aynı kaptan su içtiğiniz arkadaşlarınıza bile vefasızlık yaptınız. Baksanıza, bu şirketin 10 yıl Genel Müdürlüğünü yapan Kotil’in, “THY’nin cirosunu 10 kat artırdım.” diyen bay Hamdi’nin bile adını anmıyorsunuz. Eee bu kafada olan bir anlayışın yıllarca bu şirketi taşıyan emektarları düşünmesi, vefa duyması mümkün mü? Bu noktada, THY yönetimine hatırlatalım. Sizler uçağı havada görürken, belki bir kere iki kere uçağa binmişken bugün adını karınca duası gibi bir listeye koymaya tenezzül etmediğiniz binlerce çalışan sayesinde THY bugünlere geldi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerinde, 11 Eylül felaketinde bu şirketi ayakta tutanlar, yaşatanlar onlardı. Siz ve sizden önce o koltuklarda oturan yönetim guruları(!) ne yaptınız? Biraz işi öğrendikten sonra bu yetişmiş kadroları acımasızca biçtiniz. Attığınız insanların % 90’ı emekli maaşına bile hak kazanamamıştı. Hasta olanlar, hasta yakını bulunanları, okul çağında çocuğu olanları işsiz ve parasız bıraktınız. Başta bay Hamdi, bay Candan olmak üzere çok ah aldınız çoook. Bu dünyada işiniz iş de, öbür tarafta ne yapacaksınız bakalım? Meşhur türkünün son iki mısrasını unutmayalım: “Cehennem dediğin dal odun yoktur, herkes ateşini buradan götürür.” Geçtiğimiz günlerde geride bıraktığımız kurban bayramının ruhuna uygun şekilde de bitirelim. Allah ne buyuruyor? “Bana kul hakkı ile gelmeyin.”
Son söz:
Mazlumun bedduasından sakınınız. Çünkü onun duasıyla ALLAH arasında perde yoktur.”(Buharî, Müslim)