UTED OLAĞAN GENEL KURULUNUN ARDINDAN…

 
Sevgili Okurlarım;
Bugün UTED’in 31. olağan genel kurula izleyici olarak katıldım. Elite Word Asia Hotel’in konferans veya düğün salonu olarak kullanılabilecek bir ortamda genel kurul yapıldı.
Öncelikle hayırlı olsun. Genel kurullara çok alışık olan biri olarak tabii ki bazı eleştirilerim olacak ki bir dahaki sefere daha dikkatli olunabilsin. Otele lafım yok. O bölgeye göre fazla lüks bir yapı.  UTED’in genel kurulunun yapıldığı salonun ses akustiği sıfır. Yankı çok. Konuşmalar pek anlaşılmıyordu.  
Salona baktığımda, akustik panellerin yapılmadığı belli oluyordu. İkram konusuna sözüm yok. Gündüz saatlerinde yapılan toplantı ve konferanslarda ikram ne olması gerekiyorsa onu uygulamışlar.
Genel kurulları Divan Kurulu idare eder. Bir başkan bir başkan yardımcısı ve en az bir yazmandan oluşan Divan Kurulu, genel kurulun en önemli ve yönetici organıdır.  Eskiden hükümet komiseri görev yaparken bu görevi artık seçilen divan başkanlarına devretmişler.
Tabii ki ilk planda divan başkan ve yardımcılarının seçimine gidildi ve genel kurulun yönetilmesinin tüm yetki ve sorumluluğu bu kurula bırakıldı. Ancak, genel kurullarda işi bilen, deneyimli, yönetmelik ve yasaları bilen, dirayetli divan başkan ve yardımcısını bulabilmek gerçekten zordur. Bu zorluğu UTED’in bu genel kurulunda da gördük. Tecrübeli olmayan ve UTED üyelerinin içinden çıkmış bir divan heyeti görev yaptı.
Bazı aksaklıklar yaşansa da, sonunda genel kurula hâkimiyet sağlandı. Mevcut yönetim daha önceden gündemine aldığı ve benim geçen haftalarda yazdığım, tüzük tadillerini “neyi nasıl değiştirmek istiyorsanız onu önceden üyelere bildirmelisiniz” tavsiyemi dinlememiş olsalar gerek ki, tüzük tadili (Anayasa, kanun değişikliği gibi) çok önemli bir konuyu, bir “Tüzük Tadil Komisyonu” bile kurmaya gerek duymadan oylamaya açmaları işi bilen kurucu üyemiz ve eski başkanlarımızdan Erhan İnanç’ın uyarısı ile  tüzük tadili için, komisyon kurulmadığı gerçeği ile bir dahaki genel kurula bırakıldı. İyi ki bırakıldı yoksa tüzük, tüzük olmaktan çıkabilirdi.
Bu arada her üyenin önüne tüzük ve faaliyet raporlarını koymaları güzel olmuş. Tavsiye dinlemeye başladıklarına göre iyi yoldalar…Hadi hayırlısı diyelim
Tüzük bir derneğin ana direğidir ve tadili zor iştir. Uzun süre münazara gerektirir.
Yanlışlar sadece bu kadar mıydı? Maalesef hayır.
Bir Denetleme Kurulu elbette vardı ama, raporu ya yoktu veya rapor vardı ama okunmadı. Hâlbuki Denetleme Kurulu hem 3 yıllık Gelir-Gider hesaplarını, defter kayıtlarını ve hemde derneğin faaliyetlerini denetlemiş olmalı ve sonucunu rapor olarak genel kurula sunmalıydı. Genel kurul öncesi üyelik başvurusunda bulunan adayların başvurusunun tüzüğe aykırı olarak cevaplanmayarak genel kurul sonrasına bırakılması hususu da Denetleme Kurulunun raporu ile genel kurula sunulmalıydı.
Onur Kurulu yok muydu? Muhakkak vardı ama raporu yoktu. Onur Kuruluna bir görev düşmemiş bile olsa ki, bu iyi bir şeydir, “bize bir görev düşmedi” raporunun okunmaması da yapılan bir diğer yanlıştır.
Bu yönetim tam 5 yıl derneği yönetti, işin acemisi değiller. Ama, 5 yıllık deneyimi olan yönetimin böyle bariz acemilikler, önemli hatalar yapılması, yönetime ve 52 yıllık UTED’e hiç ama hiç yakışmadı.
Genel kurulun Sabiha Gökçen’e yakın Atatürk ve İstanbul havalimanında çalışanlarının uzak olması nedeniyle üyelerin çoğu Sabiha Gökçene yakın yerlerde oturanlardandı. UTED yönetimi şüphesiz İstanbul havalimanı ve Atatürk havalimanına da servis koymuş olsa da, oralardan gelen giden çok azdı.
Kısaca bir nevi Sabiha Gökçen’de çalışan UTED üyeleri çoğunluktaydı. Üye sayısı 872 olan bir derneğin genel kurulunda 163 oy kullanılması, bir diğer deyişle 872 üyenin 709’unun oy kullanmaması üzücü ve düşündürücüdür. Üyenin derneğine ilgisi çok zayıflamıştır. Bu genel kurulda kazanan grubun acil olarak “neden böyle oldu” diye düşünüp bazı düzeltici uygulamaları devreye alması kaçınılmaz.
2006 yılında 1200 üye ile bıraktığımız derneğin,14 yıl sonra 2006 yılından daha düşük üye sayısının bulunması, üzerinde biz nerede yanlış yapıyoruz tarzı bir düşünceyi beraberinde getirmelidir. Mevcut durumda sadece THY’de 4000 civarı teknisyenin bulunduğu iddia ediliyor. Bu gerçekse durum vahim.
Derneklerin gücü üye sayısı ile ölçülür. Ben hiçbir teknisyenin ayda 30 lira gibi cüzi bir rakamdan kaçınacaklarını düşünmüyorum. Bu bir para meselesi değil, yönetime güven meselesi olduğundan, strateji güven esaslı kurulmalı ve uygulanmalıdır.
Bu konuları o kadar çok yazdım ki, ben bile sıkıldım diyebilirim.
Sonuç olarak, mevcut yönetimin önce Sabiha Gökçen’e yakın bir büro kiralayıp ikinci bir lokal açması ve genel kurulu şubeye ve Sabiha Gökçen’e yakın bir yerde yapması neticesini vermiş ve oyların çoğu o bölgeden gelmiştir.
THY’den başka şirketlerden pek üyesi olmayan UTED’in şubeleşmeye gitmesinde fayda var. Üye adayları derneğe değil, dernek yönetimi aday üyeye erişmek zorunda.
Ya boş ver bunları Sefa Bey, isteyen gelir istemeyen gelmez. Onların bileceği iş. Biz genel kurulumuzu yaparız ve dernekçiliğimize devam ederiz. İsteyen gelir istemeyen gelmez diye düşünürseniz bu genel kurula katılan 163 üye sayısı daha da düşebilir.
Yapılan seçimde, kullanılan 163 oyun 117 sini mevcut yönetim alırken, 46 oy ise muhalif listeye çıkmıştır. İnşallah bir kez daha şunu üye yapmayalım bunu yapmayalım tarzı tüzüğe aykırı ve yakışık olmayan bir seçim oyununa gidilmez ve kendilerine muhalif olanı bile üye yapabilecek olgunlukta politikalara yer verilir. 52 yıllık UTED’e ve onun yönetimine yakışan budur.
Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen,  Airlinehaber olarak temennimiz, UTED 31. genel kurulunun uçak teknisyenleri için hayırlı ve seçilen yönetimin başarılı olmasıdır.
 
 
 
 
 
 

Exit mobile version