Politik litaratürümüze; her geçen gün, yeni, yeni sözcükler ekleniyor. “Usta” sözcüğü, Tayyip beyin kendisi için kullanıldıktan sonra, bu sözcük, moda oldu. Sevgili Ali Kıdık arkadaşımız da, geçen hafta yazdığı köşe yazısında; Binali Yıldırım’a, “Usta” jargonunu uygun görmüştü. Bu nedenle, bu moda akım bitmeden, bu haftaki köşe yazımda Binali Yıldırım Bey’e aynı biçimde seslenmeyi uygun gördüm.
Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan sivil havacılığımızla ilgili DDK raporunun, sonuç bölümünde görünen aksaklıklar ve tavsiyelerin ulaştırma bakanlığımız tarafından okunduğunu düşünerek, cevabını merak ettiğim soruyu konu başlığı ile atmayı uygun gördüm.
Ulaştırma Bakanlığı’nın yeni döneminde; sektöre bakışını, önceliklerini, olmazsa-olmazların ve yapılacak olan işlerini belirleyecek olan bu rapor; önemsenerek mi yoksa yine rapor yokmuş gibi düşünülüp, eski biçimde, kalındığı yerden mi devam edilecek?
Bildiğiniz gibi; SHA (Sivil Havacılık Akademisi) uzun süredir kendi aralarında yaptıkları toplantılarda, sektördeki alt yapısal, ulusal ve ulaslararası mevzuat yeterliliklerini, bilimsel veriler eşliğinde değerlendirip otoritenin ve sektörün dikkatini bu önemli konulara çekmeye çalışmaktadır. Gerçekten, SHGM’nin yeni Genel Müdürü Bilal Ekşi; yapı olarak amatör, ama, mesleki açıdan profesyonel olan bu havacı gruba yeşil ışık yakarak, bilgi paylaşımını açmış bulunmaktadır. İlk yaptığı atılımları, kişisel sitemde, “SHGM’den olumlu atılım 1 ve 2 “ olarak yazmıştım. Görünen odur ki; SHGM monolog yapısını değiştirerek dialoga açık hale getiriliyor. Kısaca; sistem şeffaf hale getirilmeye çalışılıyor.
Elime geçen DDK raporunun sonuç bölümünde, kurul üyelerinin sivil havacılığa ve SHGM’ye bakış açısı ile senelerdir bu köşede SHGM’ye yönelik yaptığım kişisel eleştirilerimin bire bir uyumlu olduğunu saptadım. SHA olarak, Bilal Ekşi’ye verilen raporların içeriğinin uyuşmuş olması ve Devletin en yüksek denetim kurulu ile aynı görüşleri paylaşmış olmak DDK nın raporunu daha güçlendiriyor.
DDK’nın resmi sitesindeki http://www.tccb.gov.tr/ddk/ddk48.pdf linkini tıkladığınızda, bu konuya ilişkin raporda açıkca görüleceği üzere, Devlet Denetleme Kurulu, uluslararası sözleşmeler-ABD-ÇİN-ALMANYA VE İNGİLTERE’deki uygulamaları ile birlikte,Türkiye’deki sivil havacılığın tarihsel gelişimini dikkate alarak, sivil havacılık sektörümüzün güncel durumunu incelemiştir.SHGM’nin kurumsal yönetimi ile ilgili saptamalar ve değerlendirmeler yapmış ve bu uzun raporu Cumhurbaşkanlığına sunarak, ilgili bakanlığın da değerlendirmesini istemiştir.
Başbakanlığın, bu DDK raporunu 45 gün içinde Ulaştırma Bakanlığına yollamak ve gelen yanıtı başbakanlık tarafından cumhurbaşkanlığına arz edilmesini sağlamakla görevli olduğu yasada açıkça belirtilmiş olduğuna göre; 08/06/2011 tarihli DDK raporunun; önce başbakanlığa gideceği ve başbakan tarafından 45 gün içinde ulaştırma bakanlığına sevk edileceği yasalarda belli. Dolayısiyle; DDK raporunun, ulaştırma bakanlığına henüz iletilmemiş olma olasılığı yüksek olduğundan; “ Usta, ne düşünüyorsun bu hususta” başlığını kullandım.
DDK, devletin 3 önemli denetim kurulundan biridir. ”DDK’yı, YDK ve SAYIŞTAY izlemektedir. DDK 2443 sayılı yasayla 1982 yılında kurulmuş bir kurul olmakla birlikte Anayasa’nın 108.maddesinde görev alanı belirlenmiştir. Doğrudan Cumhurbaşkanına bağlı olarak çalışmaktadır.
Bu kurul; devlette çalışan ve en az 12 yıl hizmeti olan, yüksek okul mezunları arasından Cumhurbaşkanı tarafından seçilmektedır.
Başkan içinde 9 üye ile görev yapmaktadır. Tabii ki, DDK’ nın bilgi almak için başvuramıyacağı yer düşünülemez. Bu nedenle kurul üyelerine her kapının açık olduğu ve medyayı da her vatandaş gibi takip ettikleri düşünüldüğünde, müthiş bir bilgi akışını kontrol ederek, ele aldıkları konuları çok iyi irdeleyip değerlendirme yaptıklarından şüphe bile duyulamaz.
Uluslararası ve ulusal bir çok verinin aktığı bu kurulun yapmış olduğu sivil havacılığımızla ilgili değerlendirmeleri, SHGM ve sektörümüz için büyük bir şans olabilir.
Sonuç bölümünde benim dikkatimi çeken konulardan en önemlisi; SHGM ‘nin görev tarifi olmuştur.
DDK; SHGM’nin temel görevinin, “havacılık emniyetinin sağlanması için kural koymak, uygulanmasını sağlamak ve denetlemek” olduğunu belirtiyor. Oysa, şu anki uygulamalarda, tersini görmek mümkün. SHGM’nin, asıl görevini ikinci plana atarak, üstüne vazife olmayan bir dolu ticari faaliyetlere destek olması ve havayolu firmalarının yeni hat açılımları ve sefer artışlarına yönelik faaliyetlerine ağırlık vermesi, saptanan görevle çelişki oluşturuyor.
2005 yılında yürürlüğe konulan 5431 sayılı yasayla uzun seneler aşılamayan ve her zaman bu sayfada devamlı olarak yazdığım nitelikli personel sıkıntısının giderilemediğini ve bu personel yapısı ile asli temel işlevlerin (denetim-kural koymak) yerine getirilemiyeceği de raporda belirtilmiş.
DDK Raporunda,Nitelikli personel ve ücret dengesizliği konusu önemle vurgulanmış. 255 kişilik kadrosunun 129’unu doldurabilmeyi becermiş, SHGM’de 14 geçici personel ile görev yapılmasının yanlışlığı ortaya konmuş.
Bunların yanı sıra;
2010 yıl sonu itibari ile; 132.881.637.- TL fazla bütçe veren bir SHGM’nin bu parayı genel bütçeye bile aktaramadığından, bu paranın boşta, SHGM hesaplarında durmakta olduğu saptanmış.. (İLGİNÇ) Bir an düşündüm, boşta duran bu kadar çok parası olan SHGM’nin, nitelikli personel alması ve varolan kadrosunu güçlendirerek asıl görevini mükemmel yürütebilmesi mümkün.
Sen Altın madeninin üstünde oturuyorsun, genel bütçenin bile kabul etmediği trilyonların var ve bakanlık olarak en çok kanun ve kararnamelerin çıkarıldığı mevcut hükümetle bile bu sorunu çözemiyorsun veya çözmek istemiyorsun. İLGİNÇ…
Gelelim ; SHGM ‘nin en çok başarı olarak gördüğü ve benim en çok eleştirerek “Denetimlerin sayısal verilerden çok niteliksel yanının önemli olduğunu defalarca yazdığım denetim konusuna:
DDK; 2005’den 2010 yılına kadar olan sürede, 7 kat fazla denetim aynı sayıda personelle yapılmıştır denmektedir. DDK’nın bu konuda SHGM’yi başarılı bulduğunu söylemesine karşın, “denetimin planlanması, yürütülmesi ve denetim sonuçlarının değerlendirilmesinde” etkinlik ve verimliliksağlanamadığı saptanmıştır. Yani; Denetim sözde yapılmış.
2005-2010 arasındaki uçak sayısındaki artış düşünüldüğünde, denetlemelerin, zaten niteliksel eksiklikler içeren mevcut kadro ile personel sayısı bile artırılamadan yürütüldüğü gerçeği, yapılan denetimlerin kalitesini ortaya çıkarmaya yetmektedir.
DDK Raporunun sonuç bölümünde bulduğum çok önemli bir diğer nokta da; “1944 yılından bu yana üyesi bulunduğumuz Uluslararası Sivil Havacılık Örgütünün karar alma mekanizmalarında ülkemizin yeterince temsil edilmediği anlaşılmıştır”… İfadesidir.
Devletin Denetleme Kurulu böyle saptamış… Oysa, bakıldığında; yeterinden fazla uluslararası ilişki var aslında!!! SHGM’de sürekli yurt dışına giden üst yönetici pozisyonunda olanlar, şimdiye kadar turistik seyahat mi yapmışlar? pek anlayamadım. Hani, Eurocontrol’de sözde(!) Başkan Yardımcılığımız-ECAC’ta Eğitim Başkanlığımız falan filan…
Öte yandan, “ulusal mevzuatımızda yer alan bazı hükümlerin, uluslararası havacılık kuruluşları tarafından belirlenen kurallarla uyumlu olmadığı, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ve Avrupa Havacılık Güvenliği Kurumu tarafından Sivil Havacılık Sektörünü düzenlemek amacıyla getirilen kuralların ve bu kurallarda meydana gelen değişikliklerin ic hukukumuza yansıtılmasında ceşitli aksaklıklar bulunduğu görülmüştür.” denmiş…. Günaydın…
“Ülkemizde ve çevre ülkelerde; havacılık sektörünün hızla gelişmesi, hava yolu pilotu talebini artırmış, buna karşın ülkemizde pilot eğitimi calışmaları oldukça yetersiz kalmıştır. Ülkemizde, 2010 yılı itibariyle, bine yakın yabancı uyruklu pilot çalışmaktadır. Türkiye, “coğrafi konum, yeryuzu şekilleri, iklim ceşitliliği “gibi pilot eğitiminde gerekli olan önemli unusurlar bakımından avantajlı durumdır ve ileriye dönük planlama ve strateji geliştirilmesiyle birlikte, bölgesel pilot eğitim merkezi olma olanaklarına sahiptir.” denmiş…
Ülkeyi düşünen şirket mi var? Hepsi işin kolayına kaçıp, hazır yetişmiş pilot avında. Bunun yanı sıra Türkiye’deki pilot okullarının bir çoğunun kalitesi de ortada.
… Sonuç olarak da; söz konusu sorunların temeline inildiğinde, bu sorunların büyük ölçüde, kurumun yeniden yapılandırılması esnasında insan kaynakları ile ilgili duzenlemelerin ihtiyaca göre yapıl(a)mamasından kaynaklandığı gorulmuştur. Bu itibarla, Raporun ikinci bölümünde sözü geçen eksikliklerin tamamlanmasının yanı sıra, öncelikle, SHGM’nin ihtiyaçlarına uygun nitelikli ve yeterli sayıda personel istihdamını sağlayacak uzun vadeli bir “İnsan Kaynakları” politikasının belirlenmesi ve titizlikle uygulanmasının gerekliliği vurgulanmış ve Cumhurbaşkanına sunulmuş..
Sonuç olarak; “Neresinden bakarsak bakalım” sivil havacılığımız bu rapora göre, kendi kendini yönetmekten yoksun bir görüntü veriyor. Bu, gerçekçiliği yüksek rapora ne yanıt verilecek bilemem ama, ustamızın(!) mutlaka dikkatini çekecektir. “Ustamız”; ustalığının verdiği deneyim ile SHGM’ye; ya bir neşter vuracak, ya da işleri eskiden olduğu gibi oluruna bırakıp, inceldiği yerden kopsun diyerek sessiz kalacak, yola aynen kalınan yerden devam etmeye bakılacak.
Bekleyip göreceğiz.