Uçuş sürelerinizin arttığını düşünüyorsanız yanılmıyorsunuz. Gerçekten daha uzun sürüyor. Operasyonel gecikmeler, taksi süreleri ve pistteki tıkanıklıkta bu durumu tetikliyor. Ve zamanında kalkan uçaklar bile uzun süreli uçuş gerçekleştirebiliyor.
Tasarım yüzünden olabilir mi ?
Gelişen teknoloji ile tasarımlar uçuşların son derece hızlı ve güvenli gerçekleşmesine olanak sunuyor.
Planlanan uçuş süreleri ne yazık ki gerçekleşemiyor. Bu da havayollarının gecikmeli uçuş grafiğinin artmasına sebep oluyor.
A şehrinden B şehrine giden bir uçak için ekstra zaman tanımlanmasına rağmen yine de bu sürelerin aşıldığı görülüyor. Yıllarca süren uçuş tecrübeleri , zaman konusunda da havayolu şirketlerine rehber olarak, uçuş sürelerini revize etmelerine imkan tanıyor.
“Gecikme” genellikle planlanan uçuş süresinin 15 dakika veya daha uzun süreli kapıya varma süreleri için kullanılıyor.
Mart ayında Singapur Yönetim Üniversitesi tarafından yayınlanan bir araştırmaya göre, havaalanındaki tıkanıklığın, uçuş gecikmelerinin ve artan ham petrol fiyatlarının etkilerini filtrelemeden bile uçuşun ortalama süresinin 1986 ve 2016 arasında 6.2 ila 9.8 dakika arttığı görüldü.
Bu gecikmeler havayolu performanslarından rahatça görülebilir. Her ne kadar görülebilse de sektörü rahatsız eden bu durumu çözmez.
Elbette bu işin bir maddi boyutu ve çevresel sorunu var. Maddi boyuta gelecek olursak; limitli uçuş sürelerine sahip bazı pilotların havayolu şirketinden ekstra ücret alabilmek için uçuşlarda gecikme yapması kabul edilemez. Bu yüzden de uygulamaya geçilmesi gereken nokta uçuş sürelerine göre yeni bir kural çıkarılması olacaktır. Yani, uçağın pist başı yaptığı an ile yere teker koyduğu an hesaplanmalı ve diğer mesai saatleri de standartlar ölçüsünde bu süreye eklenmeli. Bazı uçucu ekipler buna da çare olarak yanlış yaklaşma ve pas geçme durumlarını arttırabilir. Ancak bu durum da şirketler tarafından incelenebilir .
Gecikmelerin bir diğer zararlı yanı da karbon emisyonunun artarak devam etmesi.
(www.businessinsider.com Benjamin Zhang )