İstanbul’da yapımı süren üçüncü havalimanı inşaatında son iki ayda dört işçi daha yaşamını yitirdi. İnsanlık dışı çalışma koşullarına isyan eden işçiler ise susturulmaya çalışılıyor. Bir Alman televizyonuna çalışma koşullarını anlatan Cemal Özder işten çıkarıldı.
İstanbul’da yapımı süren üçüncü havalimanında iş cinayetleri sürüyor. İşçiler insanlık dışı çalışma koşulları altında susmaya zorlanıyor.
Cumhuriyet‘ten Mehmet Kızmaz‘ın haberine göre işçi Cemal Özder, Alman televizyonu NDR’ye verdiği röportajın ardından işten çıkarıldı. Röportaj yayımlandıktan altı gün sonra işten çıkarılan Özder’e “iş azalması” nedeniyle işine son verildiği bildirildi. İnşaatta en son 12 Nisan’da bir işçi ölümü gerçekleşti. İki çocuk babası Lokman Kazdal, hattın kopması sonucu üstüne cam blokların altında ezilerek can verdi.
İki çocuk babası Cemal Özder, 44 yaşında. İnşaatın ana firmalarından Aden Metal’de Haziran 2017’den beri çatı katı ustası olarak çalışıyordu. Dev Yapı İş sendikası üyesi. Alman kanalına verdiği röportajın yayımlanmasından altı gün sonra işsiz kaldı. Özder, işçi ölümlerini ve ağır çalışma koşullarını anlattığı için işten çıkarıldığını düşünüyor.
İş kazalarının önlenebilir kazalar olduğunu söylediğini dile getiren Özder, “Korkmuyorum. Gerçekleri üçüncü havalimanının dehlizlerinde saklamadım ve röportajımda söyledim. İşlerine gelmedi. Şantiyede tanık olduğum olayları anlatmış olmam onlar için işten atılma sebebim. Şubat 2018’de raporlu olmama rağmen beni işe çağıran firma, üzerinden bir ay geçmeden beni işten atıyor. Beni işten çıkardıkları gün, 20 işçiyi daha işe aldıklarını gördüm. Karşımda ne muhatap var, ne arayan, ne soran” dedi.
“İŞÇİLERE TARİHİ GEÇMİŞ GIDALAR VERİLİYOR”
Havalimanında mide ilacı da kullanmaya başlayan Özder, işçilere son kullanım tarihi geçmiş gıdaların verildiğini söyledi.
Yemekhanede, gıda mühendisine mide yanması problemini anlatınca, “yemeklerdeki yağlar en az dört beş kez kullanılıyor” karşılığını aldığını ifade eden Özder şunları sçyledi:
“Şantiyede emniyet kemerinden kaska kadar, her şeyde bir rant var. Yeni ekipman yerine başka işçinin eski malzemesi işçiye tekrar veriliyor. Verdikleri ayakkabılar da berbat. Bir ayakkabı ilk günden su alır mı? Bir ayda iki, üç ayakkabı değiştirmek zorunda kalıyordum. İşçi ölümlerine rantlı malzemelerde etken. Ulaşım da berbat durumda. Ulaşım araçlarının sayısı az, işçiyi karda, yağmurda bekletiyorlar, herkes birbirini eziyor. Servis sorunları için çeşitli eylemler yaptık ama sesimiz hiçbir yere varmadı. Çalıştığım 8 ay içerisinde yaptığımız onlarca itirazın hiçbirine ne ekip başı ne patron hiç biri olumlu tek bir adım atmadı. Ben Avrupa’da, Rusya’da çalıştım, ‘hadi, hadi’ denilerek, işçiyi acele ettiren bir sistem görmedim. Geçen şubat ayında ‘Cumhurbaşkanı doğum günü için gelecek dediler’, bizi bir baskı altına aldılar aklınız durur. Mesai üstüne mesai yaptık. İtiraz bile edemiyoruz. Şimdi de 29 Ekim’e yetiştirme telaşı var. Çatı alanında bizle birlikte Nepal’den, Özbekistan’dan gelen işçi arkadaşlarımız da çalışıyorlardı. Onlarla çok iyi kaynaşıyorduk ama onları da bizlere karşı tehdit olarak kullanıyorlardı. ‘İşinize gelirse. Siz çalışmasanız da yaptığınız işi Nepalli, Özbek işçi yapar. Bu adamlar gibi yüzlerce işsiz hazır bekliyor’ diyorlardı.”
SON İKİ AYDA DÖRT İŞ CİNAYETİ
Üçüncü havalimanı şantiyesinde 12 Nisan’da cam blokların altında kalan bir işçi yaşamını yitirmişti. Metal Yapı adlı firmada şef departmanında çalışan 42 yaşındaki Lokman Kazdal’ın cenazesi 14 Nisan’da memleketi Rize’de Muradiye beldesinde toprağa verildi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, iş cinayetleri haberlerinin ardından ilk kez açıklama yapmış, alanda toplam 27 işçinin öldüğünü belirtmişti.
Bakanlık açıklamasının ardından geçen iki ayda dört işçi daha yaşamını yitirdi. 14 Şubat’ta Gökhan Türkben, 1 Mart’ta Serkan Yaman, 9 Nisan’da Serdar Kibar, 12 Nisan’da da Lokman Kazdal iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirdi.
Kadın ve çocuklara taciz,şiddet,tecavüzde ve işçi ölümlerinde dünya 1.si, yolsuzlukta ilk 3 sıradayız bu halimizle mi ileri gideceğiz,gelişmiş ülke olacağız ? İşveren ihmallerinden kaynaklı işçi ölümlerini saklayarak,sorumlulardan hesap sormayarak,hak ettikleri cezaları uygulamayarak,işverenleri haksız olduklarında koruyarak,işçilere,insanımıza değer vermeyerek,insan gibi çalışıp,yaşamaları için gerekli ortamları sağlamayarak,sosyal hak,maaş vermeyerek ne elde edeceğiz? Bu kadar haksızlığın,adiliğin,yalan,dolan,sahtekarlığın olduğu,insana değer verilmeyen bir topluma,ülkeye yüce mevla huzur,bereket,refah verir mi, vermiyor da ama hala akıllanmıyoruz !
Türkiyenin en büyük projesi işçilerin kanı üzerinden yükseliyor..yazık.
İş emniyeti hakkı ile sağlanmadan çalıştırılan işçi hayatını kaybetti ise, bunun adı cinayettir her ülkede, her sektörde… Bu işyerinin sorumluları da hali ile katildir. Milletimiz bunu hak etmiyor.