UÇUCULARDA GELİR VERGİSİ (15 MART 2019) VE UÇAK TEKNİSYENLERİ NEDEN DAVA AÇMAZ?

Değerli okurlarım; Bu haftaki konuma geçmeden önce 15 Mart 2019 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren,yani revizyona uğrayan,uçuculara yönelik gelir vergisi kanunundaki değişiklikleri önce sunup sonradan yorumlamaya çalışacağım.
Uçuş ve Dalış Hizmetlerinde İstisna YENİ DÜZENLEME
Yasal düzenleme
MADDE 2 – (1) 7161 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“17. Kamu kurum ve kuruluşları hariç Türk Hava Kurumu veya kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış kabin memurlarına ödenen aylık ücretin gerçek safi değerinin %70’i (Cumhurbaşkanı, bu oranı %100’e kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye yetkilidir.).”
(2) 7161 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi ile 193 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
2. Subay, astsubay, erbaş ve erlere ve ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere (teknisyen) , dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler ve zamlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren personele fiilen uçuş hizmetleri ve kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde deniz altına dalış yapanlara fiilen dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemeler;”
İstisnanın kapsamı ve uygulaması
MADDE 3 – (1) 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (17) numaralı bendinde yapılan düzenleme ile kamu kurum ve kuruluşları hariç Türk Hava Kurumu veya kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilen,

  1. a) Hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlara,
  2. b) Uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış kabin memurlarına

1/2/2019 tarihinden itibaren nakden veya hesaben ödenen aylık ücretlerinin gerçek safi değerinin %70’i gelir vergisinden istisna edilmiştir.
(2) Türk Hava Kurumu veya kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde görevli olmakla birlikte birinci fıkrada belirtilen görevliler dışındaki diğer personel, yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış veya uçak içinde hizmet veriyor olsa da bu istisnadan yararlanamayacaktır.
(3) 193 sayılı Kanunun 61 inci maddesinde ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlanmış ve ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği belirtilmiştir. Dolayısıyla, pilot ve kabin memurlarına, bu hizmetlerine ilişkin olarak ödenen aylık ücret, mesai, prim, ikramiye, gider karşılığı ve sair adlarla yapılan tüm ödemeler ve sağlanan menfaatler de ücret kapsamında değerlendirilecektir.
(4) Ücretin gerçek safi değeri; işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından, 193 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde sayılan sigorta primi, şahıs/hayat sigortası primi ve sendika aidatları gibi indirimler ile 31 inci maddesinde yer alan engellilik indirimi düşüldükten sonra kalan miktardır. Bu hesaplama yapılırken, 193 sayılı Kanunun 23 ilâ 29 uncu maddelerine göre istisna kapsamında olan ve bordroda gösterilen diğer ücret ve benzeri ödemelerin ise ilgili hükümlerine göre vergiden istisna edileceği tabiidir.
(5) Birinci fıkrada belirtilen personele ödenen aylık ücretlerin gerçek safi değerinin %70’i istisna edildikten sonra kalan %30’luk kısım gelir vergisine tabi olacaktır.
Örnek 1: (A) Hava yollarında çalışan ve bekâr olan pilot Bay (B)’ye, 2019 yılı Şubat ayında brüt 40.000 TL ücret ödenmiştir. Bay (B)’nin kendi adına ödediği 1.000 TL şahıs sigorta pirimi bulunmaktadır.
Pilot (B)’nin 2019 Şubat ayına ilişkin ödenen ücretine uygulanacak gelir vergisi istisnası tutarı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Brüt ücret 40.000,00 TL
SGK primi  (%14 + %1)* 2.878,20 TL
Şahıs sigorta primi 1.000,00 TL
Safi ücret (gelir vergisi matrahı) 36.121,80 TL
İstisna edilecek matrah (36.121,80 x %70) 25.285,26 TL
Vergiye tabi matrah 10.836,54 TL
Hesaplanan gelir vergisi 1.625,48 TL
Asgari geçim indirimi tutarı 191,88 TL
Ödenecek gelir vergisi 1.433,60TL
*2019 yılı sigorta prim tavan tutarı olan 19.188 TL dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır.

Örnek 2: (C) Hava yollarında çalışan ve bekâr olan kabin memuru Bayan (Ç)’ye, 2019 yılı Şubat ayında brüt 10.000 TL ücret ödenmiştir. Bayan (Ç)’nin kendi adına ödediği 1.000 TL şahıs sigorta pirimi bulunmaktadır.
Kabin memuru Bayan (Ç)’nin 2019 Şubat ayına ilişkin ödenen ücretine uygulanacak gelir vergisi istisnası tutarı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Brüt ücret 10.000,00 TL
SGK primi  (%14 + %1) 1.500,00 TL
Şahıs sigorta primi 1.000,00 TL
Safi ücret (gelir vergisi matrahı) 7.500,00 TL
İstisna edilecek matrah (7.500 x %70) 5.250,00 TL
Vergiye tabi matrah 2.250,00 TL
Hesaplanan gelir vergisi 337,50 TL
Asgari geçim indirimi tutarı 191,88 TL
Ödenecek gelir vergisi 145,62 TL

(6) 193 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yapılan düzenlemeye göre, subay, astsubay, erbaş ve erlere ve ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere, uçuş, dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler ve zamlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresi ile görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren personele fiilen uçuş hizmetleri ve kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde deniz altına dalış yapanlara fiilen dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemelere ilişkin istisna uygulaması önceden olduğu şekilde devam etmektedir.
……………………………………………………………….
Değerli Uçak teknisyenleri; 
Yukarıdaki yasal düzenlemeyi okudunuz. siyah koyu harflerle yazılmış 2.Maddeyi de yavaş yavaş okuyun.
Şimdide gelelim, bir zamanlar aynı vergi kanununa tabi iken ve o zamanki vergi kanunu uçakta görev yapma şartı aramazken, teknisyenlerin de aynı kanundan neden yararlandırılmadığına yönelik dava açılmış ve kazandıktan sonra haklarımızı çatır çatır son damlasına kadar almıştık. İşte ben o zamanlar THY den ayrılmak zorunda bırakılmıştım. THY, maliye bakanlığına bağlıydı. (Kemal Unakıtan beyin zamanı) Benim için “Bu ne ya… atın bu herifi” dedi ve dediği de yapıldı.
Emekliliğimi yasarken, yani henüz emekli olalı bir sene kadar zaman geçmişken, kulağıma gelir vergisi kanunundan faydalandırılmamamız adına, fiili uçuş şartı konacağı üzerine bir çalışma yapıldığı bilgisini maliye bakanlığından (ismi lazım değil) birinden duydum. 2007 yılları idi sanırım
Hemen derneğimizi aradım. Yönetime bu konuyu aktardım. Mutlaka kanun çıkmadan araya girin ve neyin ne olduğunu ve mevcut düzenlemede iş tazminatlarından vergi kesilmediğini  anlatın dedim. Paraya doymuş olacaklar ki kimse uğraşmadı ve bir sene sonra teknisyen kanunun dışında bırakılarak imzalandı. 
Ya ben zamanında dava açarken enayi idim, ya da şimdikiler çok korkaktı… Buna henüz karar veremedim. Kimseden ses çıkmamıştı. Sessiz ve gayet sakin karşılandı…
Bunun üzerine, Yenibosna bölge idare mahkemesi, yani vergi mahkemesine gittim. Zamanında açtığım dava seyrini oradan izlerdim. Şimdi hala orada mı bilemiyorum, beni tanıyan kişinin odasına çıktım ve yeni düzenlemeye ben itiraz edebilirmiyim diye soru yönelttim. Yani tekrar müdahil olmak istedim. Malum, bizimkilerden ses seda yok ve kanun değişti değişecek… İlgili kişi, “Hayır siz olamazsın dedi. Vergi kanunları bireyseldir. Siz emeklisiniz ve sizin ilgili kanunla hiç ilginiz yok. Bu nedenle, sen dilekçe verseniz, konumunuz gereği reddedilecek, boşuna dilekçe vermeyin” dedi. Peki kim verebilir diye sordum? Sizden,yeni kanunla mağdur olduğunu iddia eden ve halen çalışan bir teknisyen dava açabilir dedi.
Neyse uzatmayalım;
Ne yapalım ne edelim diye düşünürken kanun imzalanmış ve bugünkü haline gelmişti.  Düşünüyorum da yine büyük haksızlık var. Teknisyen uçucu, yetkili sivil havacılık otoritesince lisanslandırılmış ve sertifikaları bol bol var. Uçakta göreve gidiyor ve arıza yapsın yapmasın o uçağa bakım yapıyor. Kanun yapıcılar bunu biliyor ve bu nedenle “havada görev yapmayı” kanuna ilave ederek, teknisyeni kapsam dışına atmış oluyorlar. Kasıtlı bir uygulama. Sadece uçak teknisyenini mağdur ediyor.
Bakın şimdi yeni maddeye; Fiili uçuş şartına…
Pilotlarımız simulatorde uçarken fiili uçuş mu yapmış mı oluyorlar? Hayati bir tehlike mi yaşıyorlar? Simulatör görevleri fiili uçuş olarak kabul edildiğine ve uçuş saatlerine eklenebildiğine göre, teknisyenin de uçağı hazırlarken veya arızayı giderirken ki hizmeti, uçak içinde fiilen yapıldığı halde neden kabul görmüyor? Bu nasıl bir mantıktır.
Fiilen kelimesini havada uçarken olarak düşünüp yazdılarsa, simulatörler, fiilen havada mı uçmaktadır?  Ayrıca, uçak günümüzün en emniyetli aracı. Kaza, ölüm sayısı en azı… Acaba diyorum, bu fiili uçuş şartı, uçucuların hayati ehemmiyetine yönelik konduysa, yolculardan da vergi almamak mantıklı olabilir.  Yani yasayı ben anlayamadım. Ona şöyle buna böyle diye yasa mı olur? 
Kısaca havadaki fiili uçuş şartı ve ücretlendirme şekli simülatör uygulamasıyla sulanıyor. Mesela, uçuş işletme başkanı veya THY uçuş işletme genel müdür yardımcısı bir kaç saat simülatörde uçarak tüm gelirlerinin %70’ini net alabiliyorsa, o zaman devamlı uçanların ne artıları oluyor ki… Simülatör de aynı, uçuş görevi de aynı ise, teknisyenin simülatörü de zaten her an üstünde çalıştığı gerçek uçağın içi…  Çok karışık konu değil mi?
Gelin bu kanun maddesini yargıya taşıyın. Mahkemeye bu vergi Kanunu’nun kasıtlı olarak değiştirildiğini ve bir zamanlar vergisiz olarak aldığınız iş tazminatlarını şimdi vergili almak zorunda bırakıldığınızın yanlışını iddia edin. Ben emekli olduğumdan dava açamıyorum. Çalışan ve mağdur olan bir teknisyen arıyorum?
Olur veya olmaz… Onu bilemem ama inandığım bir davada pes etmeyeceğimi bilirim.  Hukuk mücadelesinin çalıştığınız şirketle alakası yok. Kısaca, Açılan dava şirketinize yönelik olmayacak. Maliye bakanlığına karşı açılacak.
Sendika veya dernek tüzel kişiliği ile bu mücadeleye başlamakta fayda var. O zamanda böyle başlamıştık. Kobay bendim….Sendika veya dernek aynı güçtedir. Mahkemeler daha önem verir bir grubun temsilcilerine.  Her tarafa girip çıkabilir ve hak arayışında bulunabilirler. İşten atılırlarsa da kahraman olarak anılırlar. Derneği ve sendikanızı zorlayın.
Bu davadan kaçamazlar… Kendi menfaatleri de var. Mevcut sendika şube başkanı ve UTED başkanı ve yönetim kuruluda benim başlattığım dava sonucunda ekstra geriye dönük tazminatlar aldılar. Biz almayız hak etmedik demediler. Hatta bizzat veya telefon aracılığı ile teşekkür edenleri var aralarında…
Demek ki hak ettiklerini biliyorlar. O halde şimdi de hak ediyorlar ve sessiz kalmamalılar.
Bu tür durumlarda korkak olmak,enayi olmaktan daha utandırıcıdır bilesiniz.  Çünkü enayi kendine zarar verir. Korkak ise temsil ettiği tüm topluma…
NOT/ Vergi davaları bireyseldir. Grup olarak açılamaz. Ancak bir kişi açar ve kazanırsa emsal teşkil edebilir ve sonra her dava açan aynı özellikte kişiler ise hepsine aynı muafiyet tanınır.
 
 
 
 
 
 

Exit mobile version