Yrd. Doç. Dr. Tamer Haliloğlu, meslektaşlarından farklı olarak 24 yıllık doktorluk kariyerini pilotlukla taçlandırdı. Haliloğlu, lise son sınıfta tanıştığı teğmenin apoletlerine hayran olarak pilotluğa gönül verdi. Hayalinden asla vazgeçmeyen Haliloğlu, 6 yıldır ise aktif olarak uçuyor. Öğrencilere de dersler vererek birikimini gençlere aktarıyor. Hezarfen Havaalanı’nda buluştuğumuz burun estetiği doktoru (rinoplasti doktoru) Haliloğlu, doktorluğun yanında hobi olarak yaptığı pilotluk serüvenini AKŞAM Pazar’a anlattı.
Yunanistan’ın İskeçe kentine bağlı Kösehalli köyünde doğan Yrd. Doç. Dr. Tamer Haliloğlu, 1970 yılında ailesiyle birlikte Türkiye’ye yerleşti. İlkokul eğitimine İzmit Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu’nda başladı, daha sonra Namık Kemal Orta Okulu’nu ve İzmit Lisesi’ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1987 yılında mezun olan Haliloğlu, hemen sonrasında 1993’te Kulak Burun Boğaz Hastalıklar ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı oldu. 16 yıl Alman Hastanesi Kulak Burun Boğaz Departmanı’nda, 8 yıl SSK Okmeydanı Eğitim Hastanesi’nde Başasistan olarak çalışan Haliloğlu, şimdilerde Fulya’daki muayenehanesinde hastalarını kabul ediyor. Haliloğlu, 20 yılı geçkin meslek hayatında bugüne kadar binlerce estetik burun cerrahisi ameliyatı, baş-boyun cerrahisi, kanser ameliyatı ve kulak ameliyatı, çocuklarda ise sayısız bademcik, burun eti ve kulak tüpü ameliyatı yaptı.
HAYALLERİNİN PEŞİNDEN GİTTİ
Aynı zamanda çocukluk hayali olan gökyüzü ve uçakların peşinden giderek 2011 yılında pilotluğa adım attı. Aktif olarak uçmaya devam eden Haliloğlu, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nce verilen yetki kapsamında İstanbul’daki uçuş okullarında ders veriyor. Aynı zamanda da halen İstanbul Florence Nightengale Hastanesi Havacılık Tıp Merkezi’nde Flight Surgeon (uçuş) olarak görev alıyor ve Beykent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksek Okulu Odyoloji Bölümü’nde genç yeteneklere eşsiz deneyimlerini anlatıyor. Hezarfen Havaalanı’nda buluştuğumuz Haliloğlu, doktorluğun yanında hayranlık duyarak yaptığı pilotluk serüvenini AKŞAM Pazar’a anlattı.
-Hobinize başlangıcınızı anlatır mısınız?
Kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı olarak çalışıyorum. Ama hayallerimi gerçekleştirmek adına GATA Hava ve Uzay Hekimliği Anabilim Dalı USAEM’de “uçuş hekimi” kursu aldım. PPL-A (Private Pilot Licence) sahibi olarak aktif olarak uçuş yapıyorum. Yani aktif olarak uçuş yapıyorum. Aynı zamanda uçuş okullarında; Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nce verilen yetki kapsamında “İnsan Performansı ve Limitleri” dersi veriyorum. Florence Nightengale Hastanesi’nde uçuş hekimliği yapıyorum.
ZAMANI AYARLAMAK SİZE KALMIŞ
-Bu tempoya yetişmek zor olmuyor mu?
Hiç zor değil. Çünkü hepsini part-time olarak yapıyorum. Muayeneden geri kalan zamanlarımda belli gün ve saatlerde ders veriyorum ya da uçuyorum. Uçuş okulları akşam saat 17:00’den sonra başlıyor, ayda bir iki kere oluyor zaten.
-Özel hayatınıza zamanınız kalıyor mu?
Zamanı ayarlamak sizin elinizde. Hobimin ve mesleğimin sosyal hayatıma eksisinden çok artısı oluyor. Hastalarım mesela beni yolcu taşıyan pilot sanıyorlar, ama benimkisi tamamen hobi. Meraklı olanlar da ‘hangi uçuş okuluna gidelim’ diye soruyor. Camiamız çok küçük olduğundan dolayı fazla seçenek imkanımız yok zaten. Hezarfen Havaalanı İstanbul’da tek mesela. Özel uçuş alanları yok. Bu konuda çok daha fazla meydana ihtiyacımız var. Halkın böyle yerlere daha kolay ulaşabilmesi lazım. Türkiye coğrafya olarak çok şanslı. İstanbul gibi bir şehirde küçük havaalanlarının en az 3-4 tane olması gerekiyor.
-Hezarfen Havaalanı’na dışardan ziyaretçi alınıyor mu?
Tabi ki herkes gelebilir. Uçmak için izin alınması gerekiyor. Ama çocukları uçaklara meraklı olan aileler çok sık ziyarete geliyor.
GÖÇMENLİK PROBLEM OLDU
-Pilotluğa olan merakınız ne zaman başladı?
Pilotluk benim çocukluk hayalimdi. Lisede fen bölümü okuyordum. Başarılı da bir öğrenciydim. Son sınıftayken hava kuvvetlerinden apoletli, jilet gibi giyinmiş iki teğmen geldi. Bize hava kuvvetlerini tanıttılar. Hatta hayatımda ilk kez slayt makinasını o zaman görmüştüm. Filmlerden hava kuvvetlerini izlettiler. O zamanlar uçak maketleriyle falan ilgiliydim. Sürekli arkasından ipli maketler falan yapıyordum. O gün eve gittim, aileme söyledim hava kuvvetleri sınavına girmek istediğimi. Babam ‘olmaz’ dedi. ‘Neden’ dedim. ‘Yunanistan göçmeni olduğumuz için Türk vatandaşı değilsin’ dedi. Öyle olunca başvuru bile yapamadım tabi ki. Üniversite sınavında tıp fakültesini kazandım. Ama her zaman için aklımda pilotluk vardı. Hayali de gerçekleştirmek için belli bir zaman gerekiyordu. 2011 yılında pilotluğa başladım.
-Pilotluk için doktorluğu bırakmayı düşünür müsünüz peki?
Doktorluk benim ilk göz ağrım. Hekimliği asla bırakmaya niyetim yok. Ben sevdiğim bir dalda boşta kalan vaktimi değerlendiriyorum sadece. Öğrencilerime de hep söylediğimiz bir şey var: ‘Hayallerinizi, hedefleriniz asla unutmayın. Peşinden koşun.’ Çünkü ben unutmadığım için bunu başarabildim. Onlara da bunu aşılamaya çalışıyorum.
HEYECAN OLARAK İKİSİ DE EŞİT
-Yaptığınız ameliyat heyecanı mı, yoksa uçuş heyecanı mı sizi daha mutlu ediyor?
İkisinde de bir strateji gerekiyor. Her ameliyat birbirine benzemediği gibi uçuşlarda birbirlerinden farklı. Heyecan olarak ikisi de eşit ama hangisi ağır basıyor dersen doktorluk yüzde 51 önde gelir. Pilotluğa profesyonel olarak devam etmem. Keşfedici bir ruhum olduğu için jet pilotluğu yapabilirdim.
-Ameliyattan çıkıp uçmaya gittiğinizde ne hissediyorsunuz?
Uçmaya geldiğimde tüm günün stresi bitiyor. İnsanın zihnini boşaltması için çok iyi bir terapi oluyor. Antidepresan etkisi yaratıyor. Bir gün sonra hasta bakmaya ya da ameliyata gittiğimde kendimi çok zinde hissediyorum.
UÇARAK TÜRKİYE BELGESELİ ÇEKMEK İSTİYORUM
-Hobinize dair gerçekleştirmek istediğiniz bir projeniz var mı?
Ben daha fazla yere gitmek istiyorum. Hep Yunanistan’a köyüm üzerinden uçarak gitmek istemiştim. Uçağı tek başıma kendim kullandım. (gülüyor) Onu gerçekleştirdim. Yunanistan’a iki kere uçtum. Daha doğuya uçmak isterim mesela. Daha çok meydan keşfetmek istiyorum. Mesela en büyük isteğim artık Türkiye’yi uçakla gezmek. 1 aylık bir plan yapmak lazım. Bu gezi sırasında da bu uçuşun belgeselini çekmek istiyorum.
-Hobileriniz arasında başka neler var?
3-4 yıl kadar dalış yaptım. Belli bir zaman sonra sağlık sebeplerinden dolayı bıraktım. Dalış, havacılıktan daha tehlikeli benim için. Suda uğradığınız basınç, havacılıktan 10 kat daha fazla. Fizyolojik etkisi daha fazla. Yani tüplü dalıştan emekli oldum (gülüyor)