featured

UÇAKLARIN İÇİ NEDEN SOĞUK OLUR?

En az 1 kere uçak yolculuğu yaptıysanız bile, yolculuk süresi boyunca uçağın içindeki soğukluk sizi rahatsız etmiş olmalı. Peki bunun nedenini hiç düşündünüz mü?
Yaz aylarında kliması bozuk bir otobüste yolculuğu çileye dönmüş bir çok insanın anısına şahit olmuşsunuzdur.
Ancak uçakta yandık, piştik diyen birine rastlamadığınıza eminiz.
Çünkü uçağın ortalama ısısı bilinçli olarak düşük tutuluyor.
Zaman zaman bir battaniyeye ihtiyaç duyacağınız kadar serin olan uçakların, bunu yaparken elbette bir amaçları var.
Uçağın içindeki sıcaklığın derecesi düşük çünkü yolcuların uçağın içindeyken bayılma ihtimali, normal şartlarda bayılma ihtimallerinden çok daha yüksek.
Hipoksi durumu
Tıpta “hipoksi durumu” olarak adlandırılan bu bayılma çeşidi, dokuların yerden yükseldikçe yeteri kadar oksijen alamamasından kaynaklı olarak ortaya çıkıyor.
Hipoksi, sürekli değişen kabin basıncı ile birleştiğinde çok daha kötü sonuçlara neden olabiliyor.
Zararı ne olabilir ki?
Hipoksi durumunu sadece uçaktaki basınç ile bağdaştırmak yanlış olacaktır. Konuyu biraz daha açmak gerekirse, bu rahatsızlığın etkisi altına aldığı kişilerin muhakeme gücünü azaltan, aptallaştıran bir çok yönü var.
Bu rahatsızlığın geçici ya da kalıcı etkileri olabilir
Örneğin deride morarma, bakışlarda donukluk, normalde kolaylıkla yapılabilecek işleri yapmakta zorlanma, mutluluk hali (sarhoşluk gibi) belirtileri, önlem alınmaması dahilinde hipoksi durumunun sebep olacağı etkilerdir.
Genellikle uzun uçak yolculukları yapan kişileri bulma olasılığı daha yüksek olan bu rahatsızlık genellikle kişi saf oksijeni solumaya başladığı andan itibaren etkisini kaybeder.
Yolcuların hipoksi durumuna yakalanmaları için tek bir sebep gösterilemese de, genellikle 18000 feet’te oksijen desteksiz kişinin 30 dakikada; 30000 feet’te 1,5-2 dakikada hipoksiye girebileceği genel bir bilgi olarak verilebiliyor.
Uçağın içindeki sıcaklığı düşüren klimaların amacı, kişilerin bu rahatsızlığa yakalanmalarını önleyebilmek.
Tabi ki bu durum sadece yolcuların başına gelecek diye bir şey yok.
Hipoksi durumu, pilotların ve kabin ekibinin de başına gelebilir.
Ancak böyle bir durum dahilinde can kaybı ile sonlanabilecek felaketler ortaya çıkabileceğinden, hava yolu firmaları pilotları ve uçuş ekiplerini sürekli kontrol altında tutuyor ve sağlık kontrollerini eksik etmiyor.
Son olarak…
Zalim sıcaklarda bile üzerimize battaniye örttüren uçak yolculuklarına artık sitem etmek yerine o soğukluğa şükredeceğinizi düşünüyoruz.
Ayrıca bu kadar bahsetmişken klimanın mucidi Willis Carrier’ı da anmamak olmaz. Kendisine hem kavurucu sıcaklarda bize klimalı ortamlarda derin bir “oh” dedirttiği, hem de uçak yolculuklarında sağlığımızı koruduğu için teşekkür edelim.
Bir sonraki uçak yolculuğunuzda, uçağın soğukluğundan şikayet edecek olursanız bu haberimizi hatırlamanızı diliyoruz.
 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. Motordan bleed air çalmamak için soğuk tutuluyor. Dolayısıyla yakıt tüketimi azalıyor. Uçağın içini normal ortamın aksine soğutmak yerine ısıtmak zorundasınız havadayken. Hipoksi hikaye yakıt tüketimi için daha fazla ısıtırsanız motor gücünden çalarsınız.

    Cevapla
  2. 7 yıl önce

    Carrier’in icat ettiği klima ile uçaklarda kullanılan klima sistemleri farklı sistemlerdir.

    Cevapla