Uçaklara Verilen Yer Hasarının Yıllık Maliyeti 10 Milyar Dolara Ulaşabilir

Uçaklara-Verilen-Yer-Hasarının-Yıllık-Maliyeti

Uçakların yerde yer vasıtalarının çarpması sonucu hasar görmesi havacılık sektörü için sanıldığından daha büyük bir problem. Özellikle bu 2022 yılında çok sayıda yer tabanlı olay oldu. Ancak bu yeni bir şey değil. Sektörümüz yıllardır bu sorunla boğuşuyor ve şu anda Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) bu tür olayların maliyetini yılda yaklaşık 5 milyar dolar olarak hesaplıyor.

Yerdeki hasar olaylarının birden çok olumsuz etkileri vardır. Yolcuların ve havaalanı personelinin güvenliğini tehlikeye atar, hasarın onarılmasının maliyeti ve bir uçağın çalışmaz hale gelmesi nedeniyle operasyonlar aksar. Bunun acı verici olduğunun farkında olunmasına rağmen, durum hep daha kötüye gidiyor. IATA, durumun daha da kötüye gideceğini tahmin ediyor.

IATA, durumu düzeltmek için hiçbir şey yapılmazsa, yıllık yer hasarı maliyetinin 2035 yılına kadar yıllık yaklaşık 10 milyar dolara ulaşacağını söylüyor. Bu nedenle IATA, devam eden bu sorunun üstesinden gelmek için gelişmiş yer destek ekipmanına yatırım yapılması çağrısında bulunuyor.

Uçak hasarının nedenini belirleme

IATA, bu yer olaylarının nedenlerini ve sonuçlarını ortaya çıkarmak için yerde oluşan hasarlarla ilgili bir araştırma yaptırdı. Araştırma, geniş gövdeli jetlerin yerde hasar görme olasılığının 10 kat daha fazla olduğunu, ancak dar gövdeli, turboprop ve bölgesel jetlerin ciddi şekilde hasar görme olasılığının %30 daha fazla olduğunu gösterdi.

Çoğu hasar, uçağın gövdesine çarpan motorlu yer destek ekipmanlarından (GSE-Ground Support Equipment) kaynaklandı. Özellikle, tüm hasarın %40’ına bantlı yükleyiciler, kargo yükleyicileri, yolcu merdivenleri ve jet köprüleri (Belt Loaders, Cargo Loaders, Passenger Stairs, Jet Bridges) neden oldu. Bu hafta IATA Küresel Medya Günleri’nde konuşan IATA Operasyonlar, Emniyet ve Güvenlikten Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Nick Careen şu yorumu yaptı:

“Muhtemelen bugün satın alacağınız ‘Çarpışma Önleyici Sistemi’ olmayan yeni bir otomobil yoktur. Ama bu sistem, multi milyon dolarlık uçaklarımızın  etrafındaki ekipmanlarda yok. Üzerinde çarpışma önleyici sistemi olan elektronik veya geliştirilmiş GSE’yi bir standart haline getirecek bir yol haritası oluşturmaya bakacağız.”

Careen, çarpışma önlemenin yanı sıra, örneğin hava köprüsünü uçağın kapısına takma gibi bir dizi yer destek ekipmanların otomatikleştirilebileceğini söyledi. Bu, yalnızca kazaya neden olan insan hatası olasılığını azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda uçağın yerde kalma süresini (Turn Around Time) daha verimli hale getirecek ve yer personelini diğer görevler için serbest bırakacaktır.

Geliştirilmiş GSE’ye geçiş, yer hasarının maliyetini ve zahmetini azaltmanın yanı sıra, havacılığa net sıfır karbon operasyonları hedefinde de yardımcı olacaktır. Çünkü, gelişmiş GSE’lerin çoğu akaryakıtla değil, elektrikle çalışır, bu da onları çevremiz için daha temiz, daha verimli hale getirir. Sürdürülebilirlik tartışmalarının çoğu uçak ve uçuş etrafında dönse de, yerdeki Co2 emisyonu göz ardı edilemez.

“Çarpışma önleme teknolojisine sahip ‘Gelişmiş GSE’ye geçiş yapmak çok kolay. Güvenliği artırabilecek kanıtlanmış bir teknolojiye sahibiz. Endüstride yer hasarlarının maliyetinin artmasının, erken geçişi destekleyen net bir sonucu var.

Şimdiki zorluk, tüm paydaşların bir geçiş planında aynı yerde olması için bir yol haritası oluşturmaktır.”

Exit mobile version