Uçak İkramlarının Hikayesi -2 Bölüm

1967 Tarihinde, Türk Hava Yolları’nın ilk ikram teşkilatı bir müdürlüktü. Merkez İstanbul. Ankara’da ise Yeşilköy merkeze bağlı bir şeflik, Esenboğa çıkışları için hizmet veriyordu. Bu istasyonlardan başlayan bütün uçuşların servisleri, şirketin ikram personeli tarafından hazırlanırdı.
İzmir ve Adana Hava Alanları’nda THY’nın denetimi altında “müstecir” denilen özel iki işletme, aynı standartta servis verdiler.
İkram Müdürlüğü; İşletme Genel Müdür Muavinliğne bağlı olarak hizmet veriyordu.
1988 Yılına kadar THY kendi mutfağında, kendi elemanları ile kendi yemeğini hazırlayıp, uçağa taşımış ve ikram etmiştir. Mutfakta görevli personel ikram ünitesi elemanlarıydı.
İlk uçuşumda kendimi Topal’ın yerinde buldum
İzmir Çiğli’deki müstecir, bir ayağı aksayan, orta yaşlı bir zattı, adını kimse bilmez. Üst kattaki lokanta her daim dolu. Çepçevre camlardan apronu izleyen yolcu ve yakınları burada menü seçerken, müstecir Topal F-27,Viscoint daha sonraları da DC-9 tipi uçaklara kek, sandviç,bazen soğuk kahvaltı ve soğuk yemek yüklerdi.
Adana’da Nihat’ın yeri
Son Dakika Havacılık Haberleri | Türk Hava Yolları, Pegasus, Sunexpress, Corendon, Havacılık, Havayolları, Havalimanları, Havaalanları, THY, Hostes, Pilot, Uçak, Kabin memuru, SHGM, DHMİ fdsa 1
Adana Şakirpaşa Havaalanı’ndaki Nihat, diğer müstecir firmaydı. Havaalanı üstündeki lokantası  o kadar ünlüydü ki, sadece yolcular değil, şehir merkezinden onun menülerini tatmak için hafta sonu akın akın Adanalı’lar gelir, saatler süren yemek sohbetleri koyulaşırdı.
Adana’lı Nihat’ın Türk Hava Yolları ve ekipleri ile ilişkileri hiçbir zaman unutulamaz! Başarı grafiği hep üst düzeyde seyretti.
***
İstanbul ve Ankara çıkışlı tüm uçuşların servisleri, şirketin ikram personeli tarafından hazırlandı. Mutfakta görevli personel de, aşçısı ile yamağı ile ikram ünitesi elemanları.
Ankara Esenboğa sabah kargaşasından sonra sessizleşir ama hemen yan taraftaki Oleyis’e ait restoran ve altındaki mutfak, harıl harıl kaynayan kazanları ile güne yeni başlar.
Esenboğa’dan Samsun/Trabzon’a giden, doğuya Erzurum,Adana, Van,Diyarbakır’a yapılan tüm uçuşların ikramları Adana haricinde bu şeflik tarafından uçaklara gidiş-dönüş olarak yüklenirdi.
Kalkışı müteakip soğuk yemek servisinden sonra, her parkurda üzümlü kek ve limonata ikram ediliyordu.
Esenboğa’nın Aşçıları
Kabin memurları için Esenboğa’da SB nöbet görevi vardı ve sabah TK 108 ile İstanbul’dan gelen hostes, akşam son seferin icrasına kadar aprondaki pilot odasında SB Nöbetçi olarak görevi sürdürürdü. Nöbette bir uçuş çıktığı duyulmamıştır. Herhangi bir riske karşı mükemmel bir önlem alınmış.
Odanın temizliği gözlüklü, yaşlıca İsmail efendiye ait.  İlk nöbetimde, beni kırk yıldan tanırmışcasına çaylarla karşıladı.
İkram binasını  görmek isteyip istemediğimi sordu. İstasyon binasının yan tarafında, muhteşem  kokular gelen küçücük bir yapı; dumanlar, alevler, kap kacak sesleri……içeriye girdik.
-İşte ikram dedi İsmail efendi. 
Tombul, bıyıklı ahçılar ocak başında, devasa tencereleri kaynatıyor.  Hem yukarıdaki lokantanın yemekleri pişiyor hem de uçak ikramı hazırlanıyor.  Henüz özelleştirmeden kimsenin haberi yok. Her havayolu kendi mutfağının sahibi,  yemeklerini kendi ahçıları hazırlıyor.
Amerika’nın ünlü Pan Am şirketi için “kanape havayolları” derlerdi.   Devamlı soğuk sandviç ikram ettiği için bu isim takılmış.
Gelelim bizim mutfağa……
Bir köşede sebzeler ayıklanıyor,  diğer tarafta tavuklar, etler doğranıyor.  Uçağa verilen söğüş tavuklar but veya göğüs.  Kanatlar, ciğer ve katı ayrılıyor,  isteyen personele bunu çok komik bir fiyattan satıyorlar.
İstanbul ve Ankara’dan verilen ikramlar birbirinin aynı olmasına rağmen, başkentin aşçıları aynı menüyü çok daha leziz yaparlardı. Bu da bir gerçek!
***
Ankara ikram  binasını görüp gezmek iyi olmuş.  Bir kaç gün sonra O/P İstanbul/Ankara/Samsun/Trabzon seferi için  yine Ankara’ya geldiğimde, kaptanlar “unutma yemek alacaksın” dediler.
Yolcuları geçirdikten sonra, 3. kattaki Ekip Tahsis’e giderek  kaptanlar için yemek fişi aldım, tekrar aşağıya inip mutfağa girdim.  Biri köfte, pilav, salata, yoğurt istemiş,  öteki de “sulu yemek olsun” demişti.
Uçak kalkmadan önce,  ekip yemeğini dumanı tüterken uçağa getiriyorlar,  ama sıcak muhafaza etme şansı yok, çünkü galley’de  fırın yok!
Usaş’lı Yıllar
1988 Yılına kadar THY kendi mutfağında kendi elemanları ile çalıştıktan sonra, mutfak USAŞ ismini taşıyan, Danimarka Havayolları’na ait SAS (Scandinavian Airlines System) firmasına verilerek, özelleştirildi.  Sonraki yıllarda, SWISSAIR (İsviçre Havayolları) SAS firmasını satın alınca kuruluş GATE GOURMET olarak tanındı.
1990’da  İkram Müdürlüğü, Ticari Genel Müdür Yardımcılığına bağlı  “Hizmet Geliştirme Başkanlığı” bünyesine girdi.
1993 Yılında; ikram teşkilatı re-organizasyon  ile yeniden yapılandı, Genel Müdüre doğrudan bağlı “Başkanlık” statüsüne geçti.
Avrupa’da uçulan noktalarda mevcut  catering firmaları ile anlaşma yapılarak, THY ikram malzemeleri içinde veya lunch -box’da Türk damak zevkine uygun kahvaltı, yemek ve snack(serinletici )servisleri alındı.
Ancak açıklamam gerekir; THY’nın Türkiye çıkışlarında yolcularına sunduğu menüler, dönüş parkurlarında dış ikram firmalarından verilenlerden çok daha mükemmel ve lezizdi. Tartışılması mümkün değil!
 Meral Döşemeciler
Uçak İkramlarının Hikayesi 1. Bölüm İçin Tıklayınız…

Exit mobile version