UÇAK BAKIM ELEMANI NE DEMEK?

erhan-ınanc-ucak-bakimi

AirlineHaber sitesinin 19 Aralık 2020 tarihli haberin başlığı aşağıdaki gibi;

“Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) dört yıllık lisans eğitimi veren havacılık bölümlerine; ‘Eleman’ unvanı verdi.

Kısaca; ülkemizde havacılık alanında nadir bölümler olan ve çoğu gencin hayalini süsleyen Uçak Elektrik-Elektronik ve Uçak Gövde-Motor Bölümleri mezunlarına; ‘Uçak Bakım Elemanı’ unvanı verildi.”

Eleman haberini yapan Airlinehaber genel yayın yönetmeni Sefa Bey ile uzun uzun konuşarak geçmişten bugüne neler yaşandığını bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçirdik.

Aşağıdaki yazıyı, airlinehaber den başka kimse yazamazdı. Çünkü, Geçmiş-Dün ve Bugün var. Bu yazıda sizlere sunulan bilgiler mutlaka saklanmalı ve bundan sonra ki yeni nesile iletilmeli ki havacılığımızın nerelerden nerelere geldiği daha net anlanabilsin.  

Şimdi YÖK’ün uygun gördüğü ELEMAN sözcüğünün TDK’da ne anlama geldiğine bir bakalım: Kelime Fransızca “element” sözcüğünden geliyormuş ve isim olarak “Öge” ve “Bir toplulukta çalışan insanların her biri” ve Matematikte “Kümeye ait varlıklardan her biri” olarak belirtilmiş. Sanırım YÖK, bunlardan ikincisini dikkate almış olmalı yani uçak bakım topluluğunda çalışan insanların her birini kastetmiş olmalı. Öyle ise, THY Teknik A.Ş. de çalışan, genel müdür dâhil, herkes “Uçak Bakım Elemanı” olmalı, değil mi?

YÖK’ün böyle rencide edici bir karar vermesine hem şaşırdım, hem de üzüldüm. Saçmalamanın bir sınırı yok tabii. YÖK’te eleman unvanı ile saçmalama hakkını kullanmış. Umarım, saçma ve rencide edici bir karar aldıklarını görüp, yanlıştan geriye dönerler. Uçak teknisyenlerinin resmi temsilcisi olan UTED, YÖK’e başvurarak bu rencide edici sıfatın kaldırılmasını talep ve takip etmeli.

THY’de çalışanların sendikalarını, taşıma işkolu ve metal işkolu olarak ayırarak teknisyenlerle pilotları karşı karşıya getirdiler.

Şimdi de uçak teknisyenleri ile mühendislerin birbirine düşmesi gerçekten çok üzücü, can acıtıcı. Uçak Teknisyeni kimdir, nasıl olunur, ne iş yapar başlıklı köşe yazıma atılan yorumlarda mühendisler uçak teknisyenleri için “siz ne iş yapıyorsunuz ki, lisans almak çok kolay bir şey”, uçak teknisyenleri de mühendislere “sizin yaptığınız işi biz de yaparız ama siz bizim yaptığımız işi yapamazsınız” gibi acıtıcı cümleler var.

Sanırsınız ki, havacılık ailesi içinde bunlar meslektaş değil, can düşmanları. Herkesin burnu Kaf dağında, kendisinden başka herkes tu kaka. Pilot rumuzu ile yorum atan birisi de “Sanırsınız uzay mekiğini baştan yapıyorsunuz” diye yorum atmış. Bu tip nefret kusan, saygıdan, sevgiden yoksun yorumlar resmen sevimsiz, seviyesiz ve ayıp oluyor. Neyi paylaşamıyorsunuz anlamıyorum. Yarım aşırı geçkin (tam 52 yıl) havacılığımıza uçak bakım hizmeti vermiş lisanslı bir uçak teknisyeni olarak bu yanlışları söylemek benim görevim. Bugünün çalışanları, yarın emekli olduğunuzda birbirinize anlatacak güzel anılar biriktirebiliyor musunuz? Meslektaşlarınızdan birisi düşünce ona el verip tekrar ayağa kaldırabiliyor musunuz? Yoksa bir tekme de sizden mi geliyor?

1980’li yıllarda Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nin 1+2 yıl ile Sivil Havacılık Meslek Yüksek Okulu olarak mezun verdiği gençler, bu okuldan “Uçak Gövde-Motor veya Uçak Elektrik-Elektronik” bölümü mezunları o zaman yürürlükte olan ICAO Annex-1 Personnel Licencing’e uyarlı SHD-T35 Lisans Talimatına uygun olarak SHGM tarafından Uçak Bakım Teknisyeni Lisansına sahip olarak mezun olurlardı. +1 yıl mecburi İngilizce eğitimi o zaman da vardı. Bu sayede meslekleri ile ilgili İngilizce eğitimleri yeterli düzeyde oluyordu.

Okulda üzerinde çalıştıkları SOCOTA gibi küçük uçak tipi, piyasada kullanılan uçak tipleri ile bağdaşmadığı için, aldıkları lisans yetki almak için kullanılamaz, bir diğer deyişle BOŞ LİSANS olarak kabul ediliyordu. Bu okuldan lisanslı olarak mezun olanlar THY veya özel havayollarının Uçak Bakım Organizasyonlarında Uçak Bakım Teknisyen Yardımcısı olarak işe başlayıp becerileriyle, çalışkanlıklarıyla meslekte kendilerini ispat ettiklerinde, kuruluş tarafından bir uçak-motor tip veya elektrik-elektronik tip eğitimine gönderilir, 6-8 hafta süren eğitim sonunda sınavlarda başarılı olanların aldıkları tip sertifikası ile SHGM tarafından lisanslarına uçak tipi işlenince, kişi artık o uçak tipi üzerinde lisanslı Uçak Bakım Teknisyeni unvanı ve yetkisi alırlardı.

Bu arkadaşlarımız uçak bakımlarının olmazsa olmazı olan, İngilizce yazılı AMM’i (Aircraft Maintenance Manual) okuyup anlayabiliyorlar ve uygulayabiliyorlardı. Sonuç olarak SHMYO mezunları lisanslı/kalifiye bir Uçak Bakım Teknisyeni oluyorlardı.  

2000’li yılların başlarında SHGM, EASA’nın dümen suyuna kapılarak ICAO Annex-1 yerine EASA Part-66’nın Türkçeye tercümesi ile SHY-66 ve SHT-66’yı yürürlüğe sokarak ICAO’dan uyarlanan SHD-T35’i yürürlükten kaldırdı. EASA Part-66’da anlatılan Uçak Bakım Teknisyen Lisans sınav sorularına (Modül Sınavları) cevap verebilecek öğretiler 2 yılda öğretilemez denerek 4 yıllık eğitime geçildi.

SHGM, okulda yeterli pratik eğitim almadıkları gerekçesi ile 1+4 yıllık eğitim sonrasında mezun olanlara SHY-66’ya uygun Uçak Bakım Teknisyen Lisansı da vermiyor. Buradan mezun olanlar uçak bakım işlemlerinde belli bir süre çalışıp kurallara uygun fiili bakım işlemleri yapanlar, bunları Teknisyen Log’una yazıp belgeleriyle SHGM’ye başvurup SHY-66’ya uygun Lisans Modül Sınavlarına girme hakkını elde ediyorlar. Lisans sınavları, SHD-T35 zamanında zordu, Part-66 zamanında da zordur ve zaman alan bir süreçtir. Haa, Yunan HATA eğitim organizasyonun sonradan iptal edilen modül sınavları sonu Yunan sivil havacılığı tarafından verilen EASA Part-66 lisansları elbette konumuz dışında.

4 yıllık üniversite eğitim sonunda Ön lisans (Yüksek Okul) diploması mı olur? Şikâyetleri üzerine SHMYO ismi yerine HUBF (Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi) veya SHMYO’undan “M” harfi kaldırıldı, SHYO kısaltmaları geldi. 4+1 mezunlarına lisans diploması verilmeye başlandı.  Bu defa 4+1 mezunları “biz, 4+1 yıllık üniversite mezunuyuz, lisans diplomamız var, yani mühendis olduk” diyerek uçak üzerinde fiili çalışmaya dudak bükmeye, gönülsüz olarak çalışmaya başladılar. İyi mi oldu?

Mühendisler (eskiden “uçak mühendisi”, sonradan “uçak ve uzay mühendisi” unvanı aldılar), aldıkları mühendis disiplin eğitim ile uçak ve uzay aracı üretim aşamasında dizayn (tasarım) yapma yetkisine sahiptirler. Bu hava aracı tasarım görevlerini, o konuda eğitimleri olmadığı için, uçak teknisyenlerinin yapmaları mümkün değildir. Uçakların periyodik ve periyodik olamayan bakımlarını yapanlar, arızalarını giderenler ve uçağın uçabilirliğini onaylama yetkisine sahip olanlar ise Hava Aracı Bakım Personeli yani, Uçak Bakım Teknisyenidirler. Yani birisi hava aracını tasarlamaya, diğeri bu aracının bakım ve onarımını yapmaya yetkili kişilerdir.

Uçak tasarımı yapmaya yetkili olan mühendisler, bir uçak bakım organizasyonunda ne işler yapıyorlar? Bakım Planlaması yaparlar, AD ve SB’leri Türkçeye çevirerek uygulanabilir Bakım Kartı (Task Card veya Job Card), TYE (Teknik Yetki Emri) yazarlar, uygulama takibi yaparlar, uygulananları elektronik ortamda sisteme kaydederler, bakım sırasında karşılaşılan sorunları üreticiye iletip gelen cevaba göre gerekli düzenlemeleri yaparlar, müdür olurlar, başkan olurlar, genel müdür yardımcısı, hatta genel müdür olurlar ama lisanslı Uçak Bakım Teknisyeni olmazlar.

Bunun için uçak üzerinde gerekli bakım deneyimleri, fiili bakım pratikleri ve lisansları yoktur. Peki, karşılıklı, kin, bu nefret niye???

1980’li yılların sonunda Cem Kozlu Genel Müdür iken yabancı bir firma (yanılmıyorsan İsveç) ile anlaşmış ve THY personelinin tamamına “Önce İnsan” adında bir seminer/eğitim verilmiş, değişik meslek grupları olarak birbirimizi tanıma, anlama, sayma, sevme, birlikte çalışma yetenekleri kazandırılmıştı. Pandemi sonrasında benzer bir eğitim, Teknik dâhil, personelin tamamına verilmesi ihtiyaç haline gelmiştir. Belki, personel arasındaki mevcut kin ve nefret ortamının yumuşamasını sağlar. Son cümleme “belki” ile başladığıma dikkatinizi çekmek isterim.

Mühendislik geçmişte, günümüzde ve hatta gelecekte çok önemli bir meslek dalıdır.  Bu arkadaşlarımızın eğitimini aldıkları değerli mesleklerini icra edememeleri gerçekten üzücü bir durum. Onlar kanat-gövde yapısı, uçuş kumandaları hesaplamaları gibi tasarım yapmalılar. Bir Uçak Bakım Organizasyonunda iş bulan mühendislerin “ne zaman bir müdürlük boşalacak, ben ne zaman müdür, başkan olabilirim ’in” peşine düşmekten kurtulmaları lazım. 2 paragraf yukarıda saymaya çalıştığım görevlerin tamamı deneyimli uçak teknisyenleri tarafından rahatlıkla yapılabilir. Yurt dışında bunun çok örnekleri var. Lufthansa Technic’in Frankfurt Mühendislik müdürü lisanslı uçak teknisyen kökenli bir kişi idi. Bu kişinin bu görevine ek olarak TÜV’de uluslararası ISO-EN denetçilik yetkisi de vardı.

İngilizcede “Engineer” kelimesinin karşılığı “Mühendis veya Teknisyendir. Lisanslı uçak teknisyeni “Aircraft Maintenance Engineer”dir.  Almanya’da 4 yıllık üniversite mühendislik mezunu mühendis “Diplom Engineer”, teknisyen ise “Engineer” olarak adlandırılır. Böylece kimin 4 yıllık lisans mezunu olduğu rahatlıkla anlaşılabilir.

Sonuç olarak bizler (teknisyen, mühendis, pilot, dispeçer, hava trafik kontrolörü ve daha bir çok meslek erbabı) havacı olarak meslektaşız. Birbirimizin mesleğine, kişiliğine, yaptığı işe karşı saygılı olmak, birbirimizi anlamayı, sevmeyi öğrenmek zorundayız. Bunu beceremiyorsak, birlik olamıyor, birbirimizi yiyorsak, bize “eleman” da derler, daha başka sıfatlar da uydurabilirler.

Can Yücel “Her Şey Sende Gizli” adlı şiirinde şöyle diyor:

Yerin çektiği kadar ağırsın…,

…Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin,

Bunu da öğren, sevdiğin kadar sevilirsin

Değerimizi bilelim, bilmeyenlere öğretelim.

Erhan İnanç

Exit mobile version