Merhaba,
Bir önceki yazımda kabin memurluğu örneğini verince, uçak bakım bölümünün sorunlarından bahsetmekte elbette elzem oldu. O halde buyurun:
2007-2008 yıllarına kadar belli bir ivme ile giden bakım personeli akışı, bu tarihlerde birden bire durma noktasına geldi. Bunun sebebi elbetteki lisans ve sınav yönetmeliğinde yapılan değişiklikti. Bu nedenden dolayı belli bir süre sınav yapılamamış, dolayısı ile sektöre lisanslı personel kazandırılamamıştır. Sonrasında THY nin büyüme stratejisi değişmiş, yapılan uçak alım anlaşmaları ile filo şişmiş fakat personel sayısındaki artış maalesef bu büyümeyi desteklemenin dışında kalmıştır. Bu tarihte THY Teknik Aş’nin başında bulunan Sn İsmail DEMİR havacılık okulları ile bir takım toplantılar yapmış ve mezun olacak sayının ihtiyacı karşılamayacağı öngörülerek Nisan 2009 itibari ile hepimizin bildiği Teknisyen Yetiştirme Programının (TYP) startını vermişti. Amaç; havacılık okullarından mezun olmuş ancak havacılık dışı işler yapan kitleyi, ufak bir hatırlatma ve kurum kültürünü aşılamaya yönelik eğitim ile (6 ay) sektöre kazandırmaktı.
İlk başta tamami ile iyi niyet ile oluşturulan bu durum, zaman içerisinde maalesef sulandırılmış ve bugünkü halini almıştır.
Not: İlk ilan Nisan 2009’da açılmış ve bu ilanda sadece havacılık bölümlerinden mezun gençlerin başvurabileceği belirtilmiştir. Dahası başarılı olanların THY Teknik AŞ de işbaşı yapacakları belirtilmesine rağmen gelişen bir dolu süreç sonrası HABOM’da istihdam edilmişlerdir. Bu konuda daha fazla detaya girip yazıyı uzatmak istemediğimden burada kesiyorum.
Günümüze baktığımızda; havacılık okullarından yeni mezun gençler dahi TYP kanalı ile istihdam etmeye başlanmıştır. İşte anlamakta zorluk çektiğim konu burasıdır. Dilerseniz madde madde taraf olan birim ve kişilerin rollerini inceleyelim.
Bakım Organizasyonları: İşsizliğin had safhaya ulaştığı günümüzde, bakım organizasyonları da bu durumdan azami faydalanma yolunu seçiyorlar. Zira 6 aylığına cep harçlığına personel istihdam ediyorlar ki; böylelikle hem devletin İŞ-KUR’una destek oluyorlar, hem personeline aldırmak zorunda olduğu bir çok dersi henüz yolun başında ve adam/saat kaybı yaşamadan aldırıyor, hem şirket kültürünü aşılıyor ve hem de işine gelmeyen personeli bu altı ay sonunda hiç bir tazminat ödemeden eliyor. Ne güzel değil mi? Ancak asıl konu şu ki, 6 aylığına aldığı TYP öğrencisini en az 4 ay cep harçlığına çalıştırıyor. Sizler MRO olsanız değerlendirmez misiniz?
İŞ-KUR: Zaten amacı iş ve işçi bulmak değil mi? Adamlar işlerini yapıyorlar. Dolayısı ile söylenecek çok fazla bir şey yok.
Havacılık Okulları: Aslında bu konuda söylenecek o kadar çok şey var ki.. İlk sorulması gereken soru şu: madem ki senin mezununa güvenilmiyor ve o kadar yıl okulun üzerine 6 ay eğitime tabi tutuluyorlar, siz neden varsınız? Özellikle üniversiteler. Bana birisi açıklayabilir mi? 5 yıl üniversite okumanın bu gençlere katkısı ne?
Şimdi bu konuda şöyle bir örnekleme yapalım. Diyelim ki A ve B kişisi, teknik lise mezunu olsunlar (icabında havacılık lisesi). A kişisi teknik lise sonrası 5 yıllık uçak bakım üniversitesine gitsin, B kişisi ise bir süre sonra TYP ye başvursun ve kabul edilsin. Şimdi A kişisi mezun olana kadar B kişisi tecrube süresini dolduracak ve modul sınavlarını tamamladığında Uçak Bakım Lisansını cebine koyacak mı? Koyacak..! (Hele ki mezun olduğu Teknik Lise tanınmış okul statüsünde ise 3 yıl sonra lisans sahibi olabilecek) A kişisi ne yapacak? TYP ye girmek için ter dökecek. Ee, ne anladım ben bu işten?
Bir eleştri de, TYP programına dahil olan okula. (isim vermek istemiyorum) Madem TYP yapacaksın, neden okul ve bölüm açarsın? Hadi okul ve bölüm açtın, o halde neden öncelikle kendi mezunun olmak üzere diğer havacılık bölümü mezunlarına ihanet edersin? Ayrıca bu okulda okuyan öğrenciler yönetime sormaz mı? Madem bu iş 6 ayda üstelik üzerine para alarak oluyor, biz neden size tonla para veriyoruz diye?
SHGM: İşte belkide en çok konuşulması gereken taraf burası. Ülkemizde Sivil Havacılık konusundaki tek yetkili otorite SHGM değil mi? Yaptıkları ve yapmadıkları ile bir çok hatanın kök nedeni bana göre SHGM. Lisans yönetmeliğini, alt yapıyı hazırlamadan birden bire değiştirdiler. Böylelikle sektördeki lisanslı personel açığı had safhaya ulaştı mı? Ulaştı. Havacılık eğitimine yıllarını vermiş gençleri diğerleri ile aynı kefeye koyarak havacılık okullarını etkisiz eleman durumuna düşürdüler mi? Düşürdüler. Bu nedenlerden dolayı, TYP gibi saçma sapan uygulamaların önünü açtılar mı? Açtılar. Dahası sivil havacılıkta iştigal eden okulların ve özellikle özel okulların çoğalmasına sebep oldular mı? Oldular. Yapmaları gereken denetlemeleri yapmayarak veya bilgi düzeyi yetersiz personelle yaparak kaos ortamını körüklediler mi? Körüklediler… Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz ancak meselenin özünün anlaşılabilmesi için bu kadarının yeterli olduğunu düşünüyorum.
Sözün özü: SHGM harici kurumları bir nebze de olsa anlayabilirim. Sonuç itibari ile kar odaklı düşünüyorlar ve sistem elverdiği müddetçe bunu sonuna kadar kullanacaklar. (Elbette olmaması gerekir ancak maalesef durum böyle) Ancak SHGM yi anlamam mümkün değil. Zira kural koyucu ve denetleyici durumunda olan bir kurumun bu kadar başı boş davranmaya ve sektörde başıboşluk yaratmaya lüksü olamaz. Olursa işte böyle SHMYO mezunları boşta ve işsiz dururken TYP gibi saçma uygulamalar açılır ve kaybeden yine Türk sivil havacılığı olur.
NOT/ Yorumlarınızı yazının altındaki yorum hanesine atın lütfen.