featured

Türünün tek örnek çalışması: Uzay yolculuğunun anahtarı savaş pilotlarında

İnsanlık, köklerini Dünya’dan daha uzak yerlere salmak istiyor. Bu bilinmeyene yolculuk için araştırmacılar, ilk kez testlerini astronotlar yerine F16 savaş pilotlarının üstünde yaptı.

Önümüzdeki birkaç on yıl içerisinde Ay yüzeyinde istasyonlar yapılmak isteniyor. Bu istasyonlar ile Mars yolculuğunun daha kolay yapılabileceği düşünülüyor. Ancak derin uzayda Mars’a gitmek insanlar için bilinmeyen etkilere sahip olabilir. Bu bağlamda araştırmacılar, ilk kez astronotlar yerine F16 savaş pilotlarını kullanarak uçuşun beyin işlevi üzerindeki etkisini incelediler.

Uzay yolculuğunun hem bedensel hem de zihinsel olarak insanları etkilediği bilinen bir gerçek. Gelecekteki uzay yolculuğunun insanlar üzerindeki etkileri göz önünde bulundurularak Belçika’da yapılan yeni çalışma, g-kuvveti değişimlerine maruz kalan savaş pilotlarını odağına aldı.

Uzay yolculuğunun anahtarı savaş pilotlarında

İnsan beyni son derece benzersiz bir yapı. Bu yapının kesinlikle sabit olmadığını, durumlara göre değişebildiğini biliyoruz. Beynin bu yapısal veya fizyolojik değişikliklere uğrama yeteneği nöroplastisite olarak adlandırılıyor. Ancak yerçekiminin olmadığı ortamlarda seyahat etmenin sağlığa zararlı olabileceği, özellikle de uzun mesafeli uzay görevlerinin bilişsel sorunlara yol açabileceği önceki araştırmalarda ortaya konmuş durumda. Dolayısıyla beynimizin yerçekimine karşı ciddi bir hassasiyeti var diyebiliriz.

Bu nedenle bilim insanları, değişen yerçekimi koşullarına beynin nasıl uyum sağladığını araştırıyor. Yapılan yeni çalışma ise astronotları değil savaş pilotlarını merceğe alıyor. Her iki meslekte de insanlar değişen yerçekimi seviyelerine ve ani karar verme mekanizmalarına sahip. Dolayısıyla pilotlar, uzay yolculuğu için önemli veriler sağlayabilir. Antwerp Üniversitesi’nden çalışmanın kıdemli yazarı Profesör Floris Wuyts, iki grup arasındaki benzerliği şöyle açıkladı; “Savaş pilotlarının astronotlarla bazı ilginç benzerlikleri var. Örneğin değişken g-seviyeleri altında, görsel bilgileri, kafa hareketleri ve hızlanmadan gelen bilgileri yorumlama ihtiyacı gibi.”

Yapılan çalışmada 1.025 saatlik F16 uçuş deneyimine sahip erkek pilotlar ile pilot olmayan bir kontrol grubu arasındaki farklar karşılaştırıldı. Fonksiyonel beyin bağlantısındaki değişiklikleri gözlemlemek için katılımcıların manyetik rezonans görüntüleme (MRI) taramaları yapıldı. Basitçe söylemek gerekirse, beynin farklı bölgelerinin birbirleriyle olan etkileşimine bakıldı.

Son Dakika Havacılık Haberleri | Türk Hava Yolları, Pegasus, Sunexpress, Corendon, Havacılık, Havayolları, Havalimanları, Havaalanları, THY, Hostes, Pilot, Uçak, Kabin memuru, SHGM, DHMİ tablo

Türünün tek örneği araştırma

Araştırmacılar, pilotlar ve pilot olmayanlar arasındaki beyin fonksiyonlarındaki farklılıkları incelemenin yanı sıra, bir pilotun kazandığı uçuş süresinin fonksiyonel beyin bağlantısını ve nöroplastisiteyi etkileyip etkilemediğini de inceledi. Veriler karşılaştırıldığında, pilotlarda beynin görsel bilgileri işleyen alanları ile baş pozisyonu, yönü ve hareketindeki (vestibüler bilgi) değişiklikler hakkındaki bilgiler arasında daha büyük bir bağlantı olduğu görüldü.

Sonuçlar gösteriyor ki daha fazla uçuş saati olan pilotlar, deneyimi az olan pilotlara göre daha fazla beyin değişikliği sergiledi. Bu da, nöroplastisitenin uçuş deneyimiyle orantılı olarak arttığını gösteriyor. Ayrıca, daha deneyimli pilotlar, beynin bir jeti uçurmak için gereken karmaşık bilgileri işlemekten sorumlu alanlarında artan bağlantı gösterdi. Türünün ilk örneği olan bu çalışmada toplanan verilerin, uzay yolculuğunun beyin işlevi üzerindeki etkisini daha iyi anlamak için tasarlanan gelecekteki araştırmalarda kullanılabileceği umuluyor.

KAYNAK İÇİN TIKLAYINIZ…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir