Sayın Sevgili Okurlar,
Bu yazımda, Atlasglobal’in iflası ile ilgili olarak gördüğümüz, göremediğimiz, anladığımız veya anlamadığımız yönlerini ifade etmeye çalışacağım. Sendikalı olmak bir çözüm olur muydu? Bunları kendi bilgi ve düşüncelerime sizlere aktarmak istiyorum.
Çok eminim ki, bu aşağıda yazdıklarımı daha iyi ifade edecek, yasal ve hukuksal alanlarda daha detaylandıracak yetkin kişiler ülkemizde bulunmaktadır. Onların bu konuyu incelemesi ve Türk Sivil Havacılığının Gelişimi için konuya el atması daha da iyi olacaktır.
Atlasglobal Personelinin de bildiği üzere, Aralık 2019 tarihine kadar, Maaş Ödemelerinde herhangi bir sıkıntı olmadı. Diğer taraftan maaş ödemeleri ile ilgili olarak Şirketi Sahibi tarafından, sürekli olarak, şirket kasasına para aktarıldığını da duymuştuk.
Personel maaşlarını günü gününe alırken, Atlasglobal’in hizmet aldığı firmalara yapılan ödemelerde ise durum çok farklıydı. Hizmet veren firmalar, her ay sonunda hizmet bedeli için fatura kesiyor ve Atlasglobal’a gönderiyorlardı. Faturaların ödenebilmesi için, kontrolü, teyidi, benim çok sevdiğim SAP sistemine aktarılması, finansal ödeme olarak planlanması gibi süreçler nedeniyle süreç uzuyor ve hatta 6 aya kadar gecikmeler oluyordu.
Hizmet veren firmalar açısından değerlendirecek olursak, eğer bu hizmet veren firmalar finansal risk yönetimini iyi yönetemezlerse, verdikleri hizmetler için, banka kredi mektubu veya herhangi bir garanti alınmamışsa, finansal olarak zayıflayan bir firmadan zarar görme ihtimali giderek artacaktır. Diğer taraftan, hizmet veren firmalar, Celladına aşık olan kurban gibi, Atlasglobal firmasını bırakmak istemiyorlardı.
Eğer ödemeler üç aydan fazla bir süreye kadar uzar ve gerekli ihtarlara rağmen ödeme alınmazsa, hizmetin durdurulması gerekir. Zararı nereden keserseniz (STOP LOSS), daha fazla zarar etmeyeceğiniz için kar olacaktır. Aksi takdirde riski alan firmalar ve yöneticileri, hem kendi finansal yapılarını ve personel istihdamı konusunda sorun yaşayacaklar, kendi ayaklarına kurşunu sıkmış olacaklardır.
Peki, biz çalışanlar, bir firmanın finansal yapısı, gelir ve gider dengesi, ticaret, satışlar, gibi özel bilgilerini bilmeden ne yapabiliriz?
Patron şirketlerinde çalışan personelin bu konuda yapabileceği çok fazla bir şey yok. Ama aşağıdaki bilgiler, bir şirketin itibarını, kredibilitesini ve mali durumunu açık ve net olarak ortaya koyabiliyor.
Bazı örnekler:
- Bir Kaptanımız, yurtdışındaki bir havalimanı’ndan kalkış öncesi arıyor, yakıt şirketine borcumuz varmış, yakıt vermiyorlar, hemen ödeme yapılmazsa, uçuşu iptal etmek zorundayız.
- Diğer bir Kaptanımız, yurtdışındaki bir havalimanı’ndan arıyor, terminale borcumuz varmış, ödeme yapılıncaya kadar kalkış izni vermiyorlar.
- Kaptan, Rusya’daki bir havalimanından kalkış öncesi arıyor, uçağımıza el koyacaklar, borcumuzu ödemezsek, burada kalacağız.
- Kaptan, Almanya’daki bir havalimanından arıyor, uçağa icra geldi, el koyuyorlar, yardımcı olun. Uçak bizim değil ki deyip, leasing belgesi gönderiliyor ve uçağa el koyma işi iptal oluyor ve uçak kalkıyor.
- Alman Sivil Havacılık Kurumu (LBA) Almanya Havalimanlarına uçmak istemiyor musunuz? diye soruyor ve ödeme ihtarında bulunuyor,
- EuroControl uyarıyor, ödemelerinizi yapın, yoksa, uçuş izni vermeyeceğiz.
- Yazılım firması arıyor, ödeme yapmazsanız uçuş planlarını kullanamazsınız.
- Her gün yeni bir durum, yeni bir aksiyon, dinamik Atlasglobal Günlüğü.
Uçuşların durdurulmasından sonra, operasyon tekrar başladığında, hizmet veren bu firmalar kendilerine geldiler ve bir sonraki günün ödemesi alındıktan sonra, hizmet vermeye başladılar. Yani, parayı veren düdüğü çalar misali, paran varsa uçarsın dediler. Herkes için yorucu ve rezil bir durum. Güven kaybetmek telafisi imkansız bir durumdur.
Bir Havayolu firmasının operasyonlarını, uçuş emniyetini ön planda tutarak, itibarlı bir şekilde devam edebilmesi için ne tür şartların olması gerektiğini düşündüğümde, aklıma gelenleri aşağıdaki şekilde not alıyorum:
- Havacılık firmasının borsaya kote olması. (Otomatik olarak yıllık olarak bağımsız denetim gerçekleşiyor ve her tür yeni işlemi borsa bildirmek zorunda)
- Borsaya kote değilse, yıllık olarak bağımsız denetimden geçmesi. (SHGM bunu şart koşuyor mu bilmiyorum)
- Bağımsız denetim raporunun SHGM tarafından incelenmesi ve gerekli işlemlerin yapılması.
- Bağımsız denetim sonuç raporunun özet olarak personel ve yöneticilerle paylaşılması.
- Tüm çalışanların zorunlu olarak sendika üyesi olması. Bence üyelik ZORUNLU olmalı.
- Sendika Yönetiminin personelin haklarının korunması, geliştirilmesi konusunda çalışması.
- Sendika Başkan ve Yöneticilerinin doğru kişilerden seçilmesi ve denetlenmesi.
- Personele şirket yıllık faaliyet karından ikramiye ödenmesi.
- Tüm çalışanlara şirket hisselerinin %20 si verilmeli, faaliyete ve kazanca ortak edilmesi.
- Şirkete sadece bir patron sahip olmasının engellenmesi. En az eşit hisseli 3 ortak olması.
- Şirket Genel Müdürü’nün, şirketi geliştirecek bilgi, birikim ve tecrübeye sahip olanlardan seçilmesi.
- Uçuş hatlarının iyi çalışılması ve zarar etme ihtimali olan operasyonların hiç başlatılmaması.
- Zarar etmeye başlayan uçuş hatlarının durdurulması.
- Yolcu garantili uçuşların ve ön ödemeli hatların uçuşa açılması.
- Tüm operasyon maliyetlerinin en ince ayrıntısına kadar iyi bir şekilde çalışılması.
- İnsan Kaynakları tarafından iş tanımlarının ve adam-saat çalışmalarının çok iyi bir şekilde yapılması.
- İşi olmayan, boş gezen, dedikodu taşıyan, kendisini geliştirmeyen personelin çıkarılarak ayıklanması.
- Haftada beş gün veya 45 saat yerine, dört gün veya 30 saatlik çalışma sisteminin uygulanması.
- Verimliliği artırıcı iş geliştirmelerin ve yöntemlerin sürekli olarak değerlendirilmesi.
Eminim ki, konusunda uzman arkadaşlar ve yöneticiler daha farklı konularda ve detaylarda eklemek isteyecekleri birçok şey olacaktır. Bu yukarıdaki konulara ilaveleriniz olursa, yorumlar bölümünde not düşerseniz çok memnun olurum.
Bu belirtileri, ipuçlarını iyi okuyanlar, durumu görenler, değerlendirenler ve anlayanlar, hiç zaman kaybetmeden noterden ihtar çekmek suretiyle, yeni iş arayışına hemen başladılar. Bazı çalışanlar, Patronun kendisinden şahsi çek almış bile olabilir.
Atlasglobal iflası beklediğimiz bir durum değildi.
Ama bu şirket tüm bu durumlara rağmen nasıl ayakta kalabiliyor diye kendi kendime sorular soruyordum. İflasa doğru adım adım ilerlerken, kışın ortasında ve düşük sezonda çok fazla yapılacak bir şey de yoktu ve ücret almadan, Patronun, “param var, yurt dışından gelecek, bankalara haciz koydular, paramı getiremiyorum, bu salı, olmadı diğer cuma günü mutlaka ödeyeceğim, ben de kimsenin parası kalmaz” gibi kulağa hoş gelen bu avutucu sözlerle, bazen servis ile, bazen de servis bile olmadan kendi imkanlarımız ile, işyerine gelmeye ve karın tokluğuna çalışmaya devam ettik. Ne kadar trajikomik bir durum.
Bu tür Patron Şirketleri için neler yapılabilir?
Ülkemizde bir türlü yeteri kadar gelişemeyen, çalışanlarını koruyamayan, sendikalaşma bir çözüm olabilir mi?
Batılı anlamda bir sendika olabilir demek istiyorum. Ama neden batılı anlamda olsun. Adam gibi sendikacılığı neden yapamıyoruz? Her işi iyi yapmanın yöntemi çok basit aslında:
- İyi bir başkan ve temsilcilerin seçilmesi,
- Sendikanın amacı,
- Üyelik sistemi,
- Sendika üyelerinin gelişimi, bilgilendirilmesi, eğitilmesi, farkındalık yaratılması,
- Herkesin üye olması,
- Sendikanın nasıl faydalı olacağının iyi anlatılması, örneklenmesi,
- Şirket Yönetimi ile belirli aralıklarla görüşülmesi, taleplerin iletilmesi ve takibi,
gibi birçok konuyu üretken ve aktif bir şekilde yapmak mümkün olabilir.
Sırası gelmişken, Atlasglobal’in iflas başvurusundan sonra, Hava Sen tarafından, Atlasglobal çalışanları için yardımcı olabileceklerini açıklayan, üye olmadığımız halde destek veren Hava-Sen Sendika Yönetimine ve çalışanlarına teşekkür etmek isterim. Havacılık çalışanlarının haklarının korunması yönündeki çalışmalarında kendilerine başarılar diliyorum.
Bildiğiniz üzere, toplumumuzda personelin konuşması, yanlışları söylemesi, hatta fikrini söyleyebilmesi çok mümkün değil. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar misali, hemen ipini çeken bir yönetim olacaktır. Hatta kendi arkadaşları bile ona cephe alabilmektedir.
Bu nedenle, en iyi çözüm, hukuksal olarak bilgili, üyeleri tarafından yetki verilmiş, etkili ve aktif bir sendika en iyi çözüm olacaktır. Her çalışan mutlaka sendikaya gönüllü olarak üye olmalı, hatta bu işe giriş sırasında zorunlu bir üyelik haline getirilmelidir. Hemen itirazlar gelebilir, ama bu iş güvence, ücret dengesi ve sosyal imkanlar için iyi bir adım olacaktır.
Aksi takdirde bireysel başvurular ve talepler yerini bulmayacaktır. Patron istediği kişiyi, yöneticisinin bile haberi olmadan işten çıkarabilecektir. Bizden öncekiler, “Birlikten güç doğar” diyenler tecrübe ederek bunu ifade ettiler. Düşünmek, düşünmeye zaman ayırmak, aklımızı kullanmak, her işe bir proje yönetimi gibi bakmak, çalışmak ve sonuçlandırmak gerektiğine inanıyorum.
Bir sendika kadar olmasa bile, Atlas çalışanları, AZAP adını verdikleri, Atlas Zedeler Adalet Platforumu’nu kurdular. Emek ve haklarının karşılığını almak istiyorlar.
Web Sitesinin adresi: https://azap.online-b2b.net/
Sağlıcakla kalın.
Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.