featured

TÜRKİYE'DE HAVACILIK NEREYE GİDİYOR ?

Değerli okurlarım, yakın geçmişi de içerisine alacak şekilde hâlihazırda havacılığın akıbeti hakkındaki endişeler birçoğumuzda kendini göstermeye başladı. İşten çıkarmalar, satışlar, mağduriyetler ve darboğazlar ciddi manada sektördeki tehlike sinyallerinin göstergesi mahiyetinde.
Havayolu işletmelerimizin içerisinde bulunduğu zorlu dönemde hükümetimizin getireceği ilave tedbirler sürecin daha rahat atlatılmasına ve sektörün nefes almasına vesile olacaktır. Aksi takdirde daralmaya bağlı bir takım olumsuz yansımaların artması kuvvetle muhtemel görünüyor.
Bugünlerde kamuoyuna yansıyan bir diğer olumsuz gelişme ise; malum havacılık cemiyetimizdeki uçuş okulunun durumu. Çok büyük reaksiyonların meydana geldiği, huzursuzluğun hat safhaya çıktığı ve bıçağın kemiğe dayandığı yönünde duyumlar almaktayız. Yönetim zafiyetlerinin neticesinde, olan yine öğrencilere oluyor. Ödedikleri paranın karşılığını alamayan, hayatlarındaki en kıymetli dönemde zaman kaybeden ve hayal kırıklığına uğrayan öğrenciler yüreğimizi burkuyor.
Diğer taraftan; sektörümüzdeki insan kaynakları politikalarındaki keskin dönüşüm, yoğun iş stresi, yönetici baskıları, beklentilerin artması, sosyal imkânların azalması gibi birçok olumsuzlukla baş etmek durumunda kalan çalışanlar, artık her geçen gün kendilerinden daha fazla zaman ve verim gözleyen işverenlerin elinde köşeye sıkışmak üzere. Bu durum motivasyon ve işe bağlılığı olumsuz yönde etkilemekte.
Esasında Bakanımız Sayın Ahmet ARSLAN bu süreci sağlıklı bir şekilde yürütebilecek profesyonel bürokrat ve yöneticilere sahip: Sayın Orhan BİRDAL, Sayın Bahri KESİCİ ve Sayın Bilal EKŞİ bu süreci en optimum şekilde kotarabilecek isimlerin başında geliyorlar. Durum gösteriyor ki; yuvarlak masa toplantıları şart. Gerek işletmeler, gerek eğitim kuruluşları, gerekse diğer faaliyet alanlarındaki organizasyonlar olsun sıkı etkileşim ve istişare ortamlarına olan ihtiyaç her geçen gün daha da artıyor.
Yaşanacak bir diğer gelişme ise Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürlüğü’nün lağvedilerek yerine daha etkin, verimli ve bütüncül politikalar üretebilecek nitelikte bir kamusal organizasyonun ihdas edilmesi: Türkiye Uzay Ajansı. TBMM bu yöndeki çalışmaları gündemine alarak Türkiye’ye özellikle politika, strateji ve vizyon geliştiren bir organizasyonun kazandırılmasını sağlayacaktır.
Söylediklerimiz belki de birçok sektörün sorunsalı hali dönüşmüş durumda; ancak sürekli göz önünde bulunan ve kendine has dinamikleri içeren bir ulaştırma modu olan havacılığın hak ettiği prestiji koruması ve devamlılığını sağlaması bize göre kritik öneme haiz. Bu bağlamda; sorumluluğu olan herkesin elini taşın altına sokmasını beklemekten daha doğal bir durum olmasa gerek…
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere, sağlıcakla kalınız.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 8 yıl önce

    Malum havacılık eğitimi kuruluşu yetki yönetmelik ve sınır nedir bilmiyor. Kurum en temel görevi olan öğrencileri doğru düzgün eğitip mezun etmek dışında her şeyi yapıyor. Hak kazananlara diplomalarını , transkriptlerini bile vermiyorlar. Devletimizin acil olarak müdahalesini bekliyoruz

    Cevapla