Türkiye sivil havacılık sektörü altın çağını yaşıyor

Ersel Göral, İstanbul’un yeni havalimanının dünyada tedirginlik yarattığını ancak İSG’nin açılışı sabırsızlıkla beklediğini belirtiyor; “Tatlı rekabetten biz de nemalanacağız” diye ekliyor.
İSG 1 Mayıs 2018’de Sabiha Gökçen Havalimanı’nın işletmesini devralışının 10’uncu yıldönümünü kutladı. Bu 10 yıllık süreçte Türkiye sivil havacılık sektörü ‘serbestleşme’ sonrası altın çağını yaşarken Sabiha Gökçen Havalimanı da bu rüzgarın da etkisiyle yolcu sayısını 4 milyondan 30 milyonun üstüne çıkardı. Şimdi Türkiye havacılık sektörü yine ciddi bir dönüşümün eşiğinde. Dünyanın en büyük havalimanı olacak İstanbul Yeni Havalimanı 29 Ekim’de açılıyor. İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın terminal işletmecisi İSG’nin CEO’su Ersel Göral, bunu ‘sektörde taşları yerinden oynatacak bir gelişme’ olarak nitelendiriyor. Yeni havalimanının İSG’ye daha da ivme katacağını söyleyen Göral, “Biz yeni havalimanın açılmasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Ama birçok hub havalimanı tedirgin ve rahatsız” diyor.
PARİS’İ DE DUBAİ’Yİ DE SAYABİLİRİM
Bu sizin 10. yılınız. Biraz bu 10 yıllık süreçten bahseder misiniz… Önemli yapı taşları neler oldu bu sürecin? 
Bu 10 yılda birçok hikaye yaşanmış. 10 yıl önce 4 milyon yolcuya hizmet verirken, bu sene 34 milyonun üzerinde yolcu hedefimiz var. 2009-2017 yılları arasında 7 yıl üst üste yolcu sayısı bakımından ‘Avrupa’nın en hızlı büyüyen havalimanı’ oldu. Bu artış devam edecek gibi görünüyor. Önümüzdeki 4 yılda her yıl boyunca da çift haneli büyüme hedefmiz var.  2022’de en az 45 milyon yolcu hedefliyoruz.
İstanbul’un yeni havalimanı 29 Ekim’de açılıyor. Bu sektör açısından ne ifade ediyor? 
Bence yeni havalimanı sadece Türkiye’deki sivil havacılık dinamiklerini değil, dünya sivil havacılığını ciddi anlamda etkileyecek bir yatırım. Ben uzun yıllardır bu sektördeyim ve birçok havalimanı ve havayolu işletmecisiyle yakın kontak halindeyim. Şunu altını çizerek söyleyebilirim ki İstanbul Yeni Havalimanı’nın sektörde böyle bir rol oynayacak olmasından dolayı birçok hub havalimanı tedirgin ve rahatsız. Bunun içine Paris’i de Londra’yı da Frankfurt’u da Dubai’yi de sayabilirim.
METROYLA 50 DAKİKADA TAKSİM 
Peki İSG’yi nasıl etkiler yeni havalimanı?  
Bize çok olumlu etkileri olacak yeni havalimanının. Bir şehir havalimanı kimliğine bürüneceğiz. Adı rekabetse rekabet. Biz buna tatlı rekabet diyoruz. Elbette onların kapasiteleri bizden çok daha fazla. Ama günün sonunda biz de oranın açılmasıyla beraber faaliyetimizi ciddi anlamda artıracağız. Bir an önce açılsın istiyoruz çünkü bundan biz de nemalanacağız. Bizim için çok önemli bir kilometre taşı olacak metromuz yılsonunda hizmete giriyor. Metro, Pendik Kartal hattından bizi direkt Kadıköy’e bağlayacak. Dolayısıyla yolcu buradan çıktıktan 40 dakika sonra Kadıköy’de 50 dakika sonra Taksim’de olacak. Ayrıca biz Yeni Havalimanı’na göre biraz daha ekonomik havalimanı olacağız.
SEKTÖRDEN %51 DİYE BASTIRMAYANLAR DA VAR
Bu arada gündeminizde bir de hisse satışı var… 
Biz İSG olarak yüzde 100 Malaysia Airport iştirakiyiz. Burada hassas olduğumuz nokta şu; Malaysia Airports’un buradan ayrılmak gibi bir düşüncesi yok. Dolayısıyla bizim hisse satışımız maksimum yüzde 49 orunında olacak. Hem yerli hem yabancı taliplerimiz var. Bu yılın ilk yarısında görüşmeleri tamamlamış oluruz.
TALİPLERİNİZİN DE %51 İSTEDİĞİNİ DUYUYORUZ…
Yüzde 51 hisse isteyenlerin sayısı çok değil. Sektörden bunu talep etmeyen firmalar  var. ‘Ortağımız sektörden olmalı’ diye bir tavrımız da yok.
YOLCU BAGAJINI KENDİ TARTACAK
Yolcunun hızını ve konforunu artıracak yatırımlar da olacak mı? 
Bunun için teknoloji yatırımlarına ağırlık verdik. Bu yıl ilk kez Sabiha Gökçen’de self- bagdrop sistemlerini kuracağız. Yolcu check in’e geldiğinde, kontuarda manuel check in yapmak için bir görevliye ihtiyaç duymadan boarding kartını kendi basabilecek, bagajını da kendi tartıp, kendi etiketleyerek sisteme gönderebilecek. Önümüzdeki dönemde de kabin içinde görevli polisin olmayacağı e-passaport sistemini de getirmek istiyoruz.
İstanbul Zihinsel Engelliler için Eğitim ve Dayanışma Vakfı’yla (İZEV) hayata geçirdiğiniz sosyal sorumluluk projesi çok ses getirdi. Yaşam Hakkı-Duvar klibi ne kadar izlendi? 
Projenin başarılı olduğunu görmek, o çocukların yüzündeki mutluluğu görmek çok değerli. Klibimiz en son 1.5 milyon izlenmeye ulaştı. Rakam 10 milyona ulaşırsa down sendromlu bireyler için yaşam köyü kurulacak. Bu arada Roger Waters’ı Türkiye’ye getirmeyi de çok istiyoruz.
MEVCUT BİNA DIŞ HAT TERMİNALİ OLACAK
2’nci pistle beraber yolcu sayınız da artacak. Bunun için hazırlık yapıyor musunuz, yeni yatırımlar var mı gündeminizde? 
Bugüne kadar Sabiha Gökçen’e 500 milyon TL yatırım yaptık. 2032’ye kadar 250 milyon euro daha yatırım planlıyoruz. 2’nci pist için hazırlıklarımız var. Terminal binamızı 25 bin metrekare büyütüyoruz. 4 köprü ilave edeceğiz. 1000 metrekareyi aşan ticari hacimler, yolcu salonları ve lounge’lar olacak.
Bu kapasite yetecek mi? 
Havalimanımız 180 bin metrekare alana sahip. Ve 33 milyon yolcu/yıl kapasitemiz var. 25 bin metrekare ekle birlikte kapasitemiz 41 milyona çıkacak. Ama 2’nci pist yapıldığında bu da bize yetmeyecek. Bunun için mevcut binamızın yanında 80 bin metrekarelik 2’nci bir terminal için çalışmaları başlattık. O bina tamamlandığında yeni bina iç hat, mevcut bina da dış hat olacak. 2020 yılında ikinci terminal de hizmete girdiğinde toplam yolcu kapasitemiz 65 milyon yolcu/yıl olacak.
SEÇİM POZİTİF KARŞILANDI
Seçimlerin 24 Haziran’a alınması kararını nasıl karşılıyorsunuz. İş dünyası erken seçi mden nasıl etkilenecek? 
Seçim bizim için de sürpriz oldu. Ama bence iş dünyası bu kararı pozitif karşıladı. Bunu ekonomik yansımalardan da görüyoruz. Normalde erken seçim kararı piyasalarda tedirginlik yaratır. Ama bu kez tam tersi bir durum var. Bir kabullenmişlik, bir anlaşılmışlık havası var. Bu bizim gibi yatırımcı firmalar için önemli bir gelişme. Biz de Sabiha Gökçen Havalimanı’nın işletmecisi İSG olarak hem orta hem uzun vadeli yatırımlar planlayan bir şirketiz. Stabilite bizim de yatırımcı olarak her zaman görmek istediğimiz bir durum.
DENİZAŞIRI UÇUŞ 2020’DE BAŞLAR
Yeni pist ne kazandıracak Sabiha Gökçen Havalimanı’na? 
Bizim mevcut pistimiz 3 bin metre, genişliği de 45 metre. İkinci pist ise 3500 metre ve genişliği 60 metre olacak. Bu aslında artık her tip uçağın Sabiha Gökçen’e inebileceğini gösteriyor. Aynı zamanda her tür hava koşulunda da uçaklar buraya inebiliyor olacak. Bunun yansımalarını da görmeye başladık. Emirates bu hazirandan itibaren Sabiha Gökçen’e uçuşa başlayacağını deklare etti. Emirates’le birlikte ilk kez Sabiha Gökçen’den First Class uçuşu da başlıyor olacak. Görüştüğümüz başka havayolları da var. Yılın ikinci yarısında en az 3 havayolu daha uçmaya başlayacak. Bu arada bizim en büyük hedefimiz denizaşırı uçuş. Bu hedefimizi de 2 yıl içinde hayata geçirmek istiyoruz.
20 BİN EUROLUK SAAT SATMAYIZ
Duty free ve yeme-içme alanlarındanasıl bir değişim öngörüyorsunuz? 
Bu sene sonu itibarıyla Sabiha Gökçen Havalimanı’nın çehresi ciddi anlamda değişecek. Süreç başladı. Şu ana kadar yüzde 30’luk bir değişim söz konusu. Yıl sonuna kadar da ticari alanlarımızın yüzde 85’i değişecek diyebilirim. Biz çok öyle çok lüks markalar getirmek istemiyoruz. Mesela 20 bin euroluk saat satmayacağız.(aksam)
Exit mobile version