Türkiye, savunma ve havacılık sektöründe küresel hedeflerini büyütüyor. 2028’e kadar ihracatını ikiye katlamayı amaçlayan Türkiye, savunma sanayi ihracatında dünya sıralamasında ilk 10’a girmeyi hedefliyor. Şu anda bu alanda 11. sırada bulunan Türkiye, ticaret hacmini 11 milyar dolara çıkararak dünya devleri arasında yer almayı planlıyor.
Savunma Sanayiinde İddialı Hedefler
Son yıllarda savunma sanayiindeki hızlı gelişimiyle dikkat çeken Türkiye, 2024-2028 yıllarını kapsayan yeni ihracat stratejisiyle, savunma ve havacılık sektörlerinde büyük bir sıçrama hedefliyor. Stratejinin odağında, ihracat gelirlerinin artırılması ve Türkiye’nin savunma ürünleri ihracatında en fazla ihracat yapan ülkeler arasında yer alması bulunuyor.
Üç Aşamalı İhracat Stratejisi
Türkiye, ihracat hedeflerine ulaşmak için üç aşamalı bir politika izliyor. İlk aşamada, kamu ve özel sektörün ihracat odaklı dönüşümü sağlanacak. Bu kapsamda Türk firmalarının küresel tedarik zincirlerine entegrasyonu artırılacak ve çeşitli sanayi günleri düzenlenecek. İkinci aşama, yenilikçi iş birliği ve ihracat modellerinin geliştirilmesini içeriyor. Devletlerarası Askeri Satış Modeli (DEDAS) gibi yöntemler devreye alınarak, çok uluslu projelerle dost ve müttefik ülkelerle ortak çalışmalar yapılacak. Son aşamada ise yeni finansman modelleri oluşturulacak. Devlet destekli kredilerle özellikle bütçesi sınırlı ülkelere ihracat yapılması ve KOBİ’lerin sürece katılımı teşvik edilecek.
Küresel Pazarda Güçlenen Türkiye
2023 yılı itibarıyla savunma ve havacılık sektöründe Türkiye, küresel ihracat pazarından %1.6’lık bir pay alarak 11. sırada yer alıyor. Özellikle son dönemde gelişen teknoloji ve yerli üretim kapasitesinin artırılması, Türkiye’nin ihracat performansını olumlu etkiliyor. Türkiye’nin bu yükselişi, 2028 hedeflerine ulaşma konusunda umut verici bir tablo ortaya koyuyor.
İnsansız Hava Araçlarıyla Öncü Güç
Türkiye’nin savunma ihracatında önemli bir paya sahip olan insansız hava araçları (İHA) ve silahlı insansız hava araçları (SİHA), bu alandaki yükselişin lokomotifi olarak öne çıkıyor. ABD, Fransa ve Rusya gibi büyük ihracatçılarla rekabet eden Türkiye, önümüzdeki beş yıllık dönemde bu teknolojilerle savunma sanayisinde küresel rekabet gücünü artırmayı hedefliyor.