Coronavirus pandemisi tüm dünyayı, tüm sektörleri, tüm ülkeleri, tüm hayatı, yaşam tarzlarını, çalışma yöntemlerini, sıradışı bir şekilde önce durma noktasına getirdi ve sonrasında ise bir değişime neden olacak gibi görünüyor. Bu salgın, bize kendimize gelmemizi, düşünmemizi, işleri daha iyi nasıl yapmamız gerektiğini, doğaya karşı sevgi dolu, saygılı, koruyucu olurken, çevremizi kirletenlere karşı aksiyon almamız gerektiğini söylemiyor mu?
Son on yılda Çevre Bakanlığının, dünyamızı ve çevremizi koruma ile ilgili çalışmaları tekrar gözden geçirilmeli. Çevreyi kirleten üretim tesislerine, arıtma tesisleri olmadan üretime başlamalarına izin verilmemeli. Yani aslında gözden geçirilmesi gereken o kadar çok şey var ki, bunların hepsini göz ardı ettik, önemsemedik, çevrecilere destek olmadık, onları duymadık, ama aslında kendi dünyamıza ihanet etmiş olduk. Bunu mutlaka önemsememiz ve gerekli adımların atılması gerekiyor. Coronavirus bize bunu hatırlatmıyor mu?
Diğer taraftan, iş hayatında, çalışanları köle gibi gören bir düzen dünyaya hakim oldu. Patronların çoğu, çalışanları değersiz gördü. Onların emeklerini hiçe saydı. Daha çok kazanalım, ama daha az paylaşalım trendi daha çok benimsendi.
Bazı ülkelerde, çalışanlar arasında, çalışılacak en iyi şirket anketleri ve faaliyetleri oldu. Aslında şirketler bu konuda yarışmalı idi. Yani en iyi çalışılacak yer ünvanını almak için yarışmalıydılar. Lüks ve şatafat yerine sadeliği tercih etseler ne olurdu. Yönetim ve yöneticiler, çalışanlarına daha yakın, alçak gönüllü, motive edici, yol gösterici, geliştirici olmalı ve bununla birlikte daha keyifli çalışma ortamları yaratmaları gerekiyordu. Coronavirus, hayattaki tüm her şeyin değersiz olabileceğini söylemiyor mu?
En son çalıştığım şirket olan, Atlasglobal, tüm personelin ve yöneticilerinin yüksek özverili çalışmaları ve üstün gayretleri ile 2019 yılını başarılı bir şekilde tamamladı. Ancak, Patronun gizli bir planı varmış ve biz resmen işlerimizle o kadar yoğunduk ki resmen uyutulduk. Bence bu gizli planı, birkaç kişi dışında, hiçbir yönetici ve çalışan bilmiyordu. Çünkü patron şirketlerinde, çalışan ve yöneticilere bilgi paylaşımı hemen hemen hiç olmuyor. Hatta, haftalık yapılması gereken toplantılar, onlarca kez patron tarafından iptal edildi. Operasyonların nasıl gittiği konuşulmadı, ama bir şekilde, Atlasglobal’in vefakar çalışanları, insan üstü gayretlerle uçuşların yapılmasını sağladılar. Özellikle yoğun yaz sezonlarında, tüm uçuş ekipleri, teknik bakım ekipleri, yer ve yolcu hizmetleri, personel sayısı yetersiz olduğu durumlara rağmen maksimum performans ile çalıştı. Gece gündüz demeden, insan üstü performansla uçuşları gerçekleştirdiler.
Atlasglobal’in gidişatı ile ilgili olarak, her yönetici ve çalışan, patronun bir bildiği vardır diye gidişatı sorgulamıyor veya sorgulayanlar da zaman için bu durumu kanıksıyor ve işi olacağına bırakıyordu. Çünkü toplumumuzda sıra dışı fikri olanları ve konuşanları pek sevmeyiz. Halbuki herkesin fikrine önem vermek, aykırı bakış açılarını değerlendirmek ve sinerji oluşturmak çok önem arz ediyor.
Daha önceki bir yazımda belirttiğim üzere, bu global coronavirus pandemisinden en karlı çıkan ve hiç zarar etmeyen şirket, Atlasglobal olmuştur. Bu inanılmaz bir başarıdır. Zamanlama mükemmel ötesi yapılmıştır. Bu bir zeka işidir. Bir şirket bu kadar yüksek borç ile nasıl iflas ettirilir konusunda, Atlasglobal Guinness Rekorlar Kitabına girmesi gereken bir başarıyı yakalamıştır.
Atlasglobal’in iflas haberleri, geçtiğimiz aylarda yazılı ve görsel basında, airlinehaber.com sitesini hariç tutarsak, diğer mecralarda çok az yer bulmuş ve genellikle düşük trajlı web sitelerinde haber yapılmıştır. Ancak bu haberlerde de, iflas başvurusunda açıklanan borcun 220 Milyon TL olduğu yazılmıştı. Halbuki, Mahkemeye yapılan iflas başvurusundaki borç miktarı 220 Milyon ABD Dolarıdır. Yani bugün devletimizin Corona Virüs için açmış olduğu yardım kampanyasında toplanan para kadardır. Yani 1.5 Milyar Türk Lirasıdır.
Bu durumda, hiç zarar etmeyen ve en karlı çıkan şirket Atlasglobal Havayoludur. O halde, Murat Ersoy tüm çalışanlarına, ödemesi gereken maaş, ihbar ve kıdem tazminatı borçlarını en kısa zamanda ödemelidir. Personeline yapacağı ödeme yaklaşık, 7 Milyon ABD Doları kadardır. Devede kulak tabiri bunun için söylenebilecek en iyi sözdür. Ödeme konusunda, Murat Ersoy parasını Türkiye’ye getirmekte hala zorlanıyorsa, biz eski çalışanlar bunun için bir formül de üretebiliriz. Herkese parasını Bitcoin olarak ödeyebilirsiniz. Bu konuda AZAP Platformu size yardımcı olacaktır.
Son söz olarak, Ülkemizde ve yakın gelecekte Türk Sivil Havacılığı var olacaksa, devletin desteği ile var olabilir ve faaliyetlerini ancak bu şekilde devam ettirebilir gibi görünüyor. Ayrıca önümüzdeki dönemde, sivil havacılık sektöründe faaliyet gösterecek şirketlerin mutlaka borsaya kote olması ve bağımsız denetimden geçirilmesinin zorunlu olması gerekiyor. Aksi takdirde, Atlasglobal benzeri finansal iflas kazalarını periyodik aralıklarla görmeye devam ederiz. Yani aynı filmi tekrar tekrar izlemiş oluruz. Çalışanlar ve aileleri de bu durumdan olumsuz olarak etkilenmeye devam ederler.
Coronavirus pandemisinin en kısa sürede, hayatımızdan çıkmasını diliyorum. Sağlıkla kalın.
Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.