TORPİL MEKANİZMASI– THY’NİN ZOR GÜNLERİ… TEKNİK A.Ş GENELGE SORUNU
THY yeni havalimanına geçti geçmesine ama bir türlü istediği performansı elde ettiği söylenemez. İstenilen performansa erişilememesinin birçok nedeni var. Bu nedenlerden en önemlisi, geçişin çok hızlı olmasıdır. Henüz alt yapısı tamamlanmadan yapılan geçiş birçok aksaklığı da peşinde getirdi. Ancak bu konuda THY ve İGA yönetimini suçlamak yanlış olacaktır. Çünkü THY ve İGA yönetiminin tek başına karar verebilecek pozisyonu yok.
Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için sistemi birlikte değerlendirelim ve ilk örneği THY’den verelim.
Malumunuz olduğu üzere THY her ne kadar özel şirket hüviyetinde ise de siyasi iktidarın etkisi her alanda kendini gösteriyor. Uçak alımlarından tutun da, yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra üst düzey yöneticilerin değişmesi veya işe alınmasında siyasi güç etkili oluyor
Hal böyle olunca da, THY’de torpil mekanizması yok demek mümkün değil.
Bir an kendinizi THY’nin en üst mevkilerinde düşünün ve sizi o mevkilere getiren kişi veya kişilerin bir isteğine hayır diye cevap verin. Mümkün mü bu?
Şüphesiz ben de sizin gibi işe alım ve ilerlemelerin liyakat esaslı olmasından yanayım ama beni oralara getirenlerin isteklerine karşı çıkabilir miyim bilemiyorum.
Çünkü beni onlar getirdiği gibi anında götürürler de ondan… Ya baştan o görevi kabul etmeyeceğim ya da ne istenirse yapmak zorunda kalacağım. Siz kabul etmeseniz bile birçok kişi o görevi kabul edecek ve sistem aynen devam edecektir.
Sakın ola ki bu mekanizmanın yeni olduğunu sanmayın. 1975 yılında girdiğim THY’de eskiden de torpil mekanizması işlerdi şimdi de işliyor. Maalesef böyle gelmiş, siyasi iktidar bu huyundan vaz geçmedikçe, böyle gider… Tabii bunun bir diğer nedeni de ülkemizdeki işsiz sayısının çok yüksek olması. Adam iş bulamayınca bir şekilde kendine torpil aramaya başlıyor.
Hadi diyelim ki THY %100 özelleştirildi. Ne fark eder?
Bu seferde patron üst yönetimini seçiyor. Üst yönetim de aynı şimdiki olduğu gibi çalışmaya devam eder. Patronun seçtiği kişinin liyakatini nasıl belirleyecek veya nasıl sorgulayabileceğiz. Bu yapılanma özel havayollarında belki mümkün olabilir ama THY gibi bir şirkette çok zor
Bana soracak olursanız; Her türlü atamanın ve işe girişlerin liyakat esaslı olması gerekir derim. Ancak yukarıdaki şartlarda nasıl olacak? Siyaseti THY’nin içinden çıkartmak mümkün mü?
THY’nin zor günleri…
THY yeni havalimanına geçişinden itibaren zor günler geçiriyor. THY yaz tarifesini yaparken 12 adet B737MAX’ların yanı sıra peyderpey gelecek 12 tane daha B737MAX’ın filoya intikalini öngörmüştü. B737 MAX lardaki sorunların henüz çözülememiş olması ve bu sorunun sadece yazılım ile giderilemeyeceği gerçeği Boeing firmasının bu uçaklarla ilgili çözümünü 2020 lere kadar sarkıtabilir.
Bu arada 737 MAX sorunu çıkınca siparişler bir anda Airbus A321 lere dönmüş ve Airbuslara yoğun ilgi oluşmuştu. . Airbus firması bu kadar yoğun isteği hemen karşılamakta zorlanmaya başladı ve bu istekleri zamana yayınca rötarlı teslimler başladı.
Kısaca THY Max ve A321 alım sürecinden bayağı sıkıntıda.
Bu sıkıntıyı giderebilmek için, THY’nin leasing firmaları ile görüşmelerinin devam ettiğini sanıyorum. Bu beklenmeyen sorun neticesinde, THY bir karar alarak 1500 civarı kabin ekibini kızağa aldı diyebiliriz. Bu aşamada, geçenlerde yazdığımız üzere kabin ekiplerinin (işe yeni girenler dâhil) 1500 kadarını, tekrar eğitime sokmayı planlıyor. Tabii ki bu 1500 civarındaki kabin memurları eğitim müddetince dondurulmuş ücretlerini almaya devam edecek.
Bu tasarruf modeli bana 2001 yılındaki krizi hatırlattı.
THY o zamanlarda da, maddi yönden problemler yaşadığı gerçeği ile, bu tür bir girişim yapmak zorunda kalmıştı. Zamanın genel müdürü Yusuf Bolayırlı bu sorunun çözümü için sendika ve dernek yönetimleri ile toplantı yapmış, kriz nedeniyle ya 2500 kişi çıkartacağız ya da 6 ay maaşlarınızdan %10 keseceğiz demişti.(sonra bu kesintiyi 3 aya indirdiler) Bu arada emekliliği gelenler de işten çıkartıldıydı. Bu karar çalışanlarca da benimsendi ve 3 ay boyunca maaşlardan %10 kesinti yapıldı.
Yapılan bu %10 luk kesintiler daha sonra ödenecek denmesine rağmen, THY’nin o zamanlar özel şirket hüviyetinde olmaması ve hisse çoğunluğu devletin üstünde olması nedeniyle kesilen paraların geri dönüşü yapılamadı.
THY’nin 2001 yılındaki anlattığım tasarruf uygulamasına dernekler ve sendika, yani çalışanlar olur vermişti. Şimdilerde ise THY yönetimi bu tür bir istek yapsaydı sonuç ne çıkardı bilemiyorum.
TEKNİK A.Ş GENELGE SORUNU;
Teknik A.Ş de ben yaptım oldu mantığı yanlışlığı ile sendikal süreç dışı yapılan kadro değişiklikleri hukuken de yanlış bulunmuş ve sendikanın Yargıtay nezdinde açtığı dava sendikanın lehine sonuçlanmıştı.
Bu konuyu, THY’nin son genel kurulunda dile getirmiş ve işverene Yargıtay kararlarına uyması gerektiği söylemiştim. Yargıtay kararlarına rağmen Teknik A.Ş işvereninin hala sorunu çözmemesi nedeniyle, Sendika yönetimi tazminat davası açmaya çalışıyor.
İlk defa karşılaştığım bu durumu hukukçularla görüştüğümde bana verilen cevap şöyle;
Genelge, mağdurları, yani çalışanlar ya kendileri dava açacak ya da sendikaya vekalet vererek davayı sendikaya devrederek onlar adına dava açılması sağlanacak.
Her iki durumda da, yani ister mağdur olan kişinin kendisinin veya vekalet verdiği sendikanın o kişinin yerine dava açması gerekiyor.
Her iki durumda da, yani çalışan ister kendi dava açar veya sendikaya vekalet vererek açtırtsın, her ikisinde de arabuluculuk aşamasından geçmesi gerekiyor. Arabuluculuk konusu kafama pek yatmasa da hukuki bilgisi tartışılmaz bir dostum ısrarla olur diye cevap verdi.
Arabulucu, konuyu çözemezse, mağdur olan çalışanlar T.C. Savcılığına başvurarak THY aleyhine suç duyurusu yapabiliyor.
THY’nin kendi çalışanları ile sorun yaşaması hoş değil. Çalışanların şirket aleyhine bireysel veya sendika aracılığı ile dava açması hiç hoş olmaz. Mahkeme aşamasından önce Sendikanın daha üst düzeyde sorunun çözümü için uğraş vermesi işin ideali olacaktır.
Bu konuyu iyi niyetli olarak çözmenin gerekliliğini düşünüyor ve İlker Aycı’nın direk devreye girmesinin sorunun çözümünü kolaylaştıracağını düşünüyorum.