Değerli okurlar, THY’de süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde 4 toplantı geride kaldı. 117 maddeden 59 adedi üzerinde anlaşma sağlandı. Bu arada ilginç bir gelişme yaşandı. Uçuş ve yer komisyonlarının kurulmasına karar verilerek görüşmelerin “ilerleyen tarihlerde” devam edeceği açıklandı.
Bilinen genel bir kural vardır, bir konuyu sürüncemede bırakmak istiyorsan komisyona havale edersin. Böylece iş uzadıkça uzar. Buradan anlıyoruz ki, THY bu sözleşmeyi kısa sürede bitirmeye niyetli değil. Kabul edilen maddeler çıkartıldığında kalan maddelerin ağırlıklı olarak ücret, yan ödemeler, fazla mesai, sosyal yardım ve izinlerle ilgili olduğu görülüyor. Ücret artış maddelerini anladık da, sosyal yardımlar ve izinler konusunda da THY’nin “nereden tırpanlarız?” anlayışı içinde olması garip geldi bana. Bakalım, özellikle mazeret izni, sendikal izin ve sağlık izni maddelerinde sayın sendika kazanılmış hakları korumayı başarabilecek mi? İlginç olan da şu. Her TİS’te işçi lehine yeni kazanımlar elde edilmesi gerekirken THY’de tam tersi oluyor ve yeni kazanımlar bir yana kazanılmış haklar birer birer elden gidiyor. Sözleşmeye bağlanmış kuralların uygulanmaması da cabası…
!HAVA İŞ “AYNEN KALSIN” DİYOR, THY 39. MADDEYİ DEĞİŞTİRMEK İSTİYOR.
Diğer ilgi çeken ise 39. madde. Hani her iki tarafın da “biz kazandık” diye duyurduğu pazar mesaileri konusu. Geçen hafta bu madde ile ilgili Hava İş’in maddeye açıklık getirmek yerine mahkemelik olan madde metnini aynen korunmasını istediğini yazmıştık. Ancak anlaşılamayan maddeler arasında 39. maddenin bulunması, Hava İş’in yapması gerekeni, THY’nin yapmaya çalıştığını gösteriyor. THY büyük olasılıkla, bu hakkı ortadan kaldıracak ve kendi çıkarına olacak şekilde maddenin yeniden düzenlenmesini istiyor. Pazar mesaisi deyip geçmeyin, şirketin üçte ikisini oluşturan uçuş personelinin kazanımlarından THY’nin ciddi tasarruf elde etmesi anlamına geliyor. Bakalım sayın sendikamız turnusol kağıdı anlamına gelen bu maddede üyelerinin büyük zararına sebep olacak bir düzenlemeyi engelleyebilecek mi? Geçmiş 4 yıllık kaybı saymıyorum bile !
Anlaşılmayan maddelere baktığımızda dikkat çeken maddeler de var. Örneğin sendika baştemsilcilik odaları maddesinde anlaşılamamış, Demek ki, THY birçok meydanda ve idari binada kirasını ödediği odaların veya ofislerin sendikanın bedava kullanmasından rahatsız.
Diğer bir madde Duyuru Tahtası ile ilgili. Alt tarafı tahta asılacak, neye anlaşamadınız birader? Duyuru tahtasına bakarak sendikal faaliyetlerden bilgi edinen kaç üye vardır? internet çağındayız, çekersin bir mesaj veya koyarsın sitene herkes görür.
Yeni alınacak personelin ücretleri konusunda da anlaşma sağlanamamış. Bugün THY’de, kadro üvretinin % 35’i ile işe başlayan çok sayıda personel var. Hava İş’in insani bir tavırla bu kölelik ücretine karşı çıktığını düşünenler olabileceği gibi sendika aidatının üçte birine razı olmaya itiraz ettiği gibi münafıkça değerlendirenler de…
% 50 CEPTE, ÜSTÜNE NE ALACAKSIN?
Bu tür sade suya tirit maddeler bir yana, asıl uyuşmazlık ücret maddelerinde. Emekliye, memura, asgari ücrete % 50 artış uygulanan bir dönemde, % 60-% 70 bandında bir artışın üyeyi ikna etmeyeceği ortada. Bu süreçte beni şaşırtan, meşhur geleneksel Antalya Yönetim Zirvesinden bir prim müjdesi gelmemesi oldu.
işin özü, THY bu işi uzatmak için elinden geleni yapacak. THY gibi büyük montanlı mevduatları bulunan bir şirketin % 50-% 60 bandında faizle çalıştıracağı bir parayı işçisine erkenden vermek istemediği anlaşılıyor. Bu nedenle sözleşme, 31 Mart yerel seçimlerine kadar uzayacak ama seçimden önce imzalanacak ve farklar da yine seçim öncesi yatırılacak gibi görünüyor.
Bu arada yüksek ücret aldığı düşünülen personelin özellikle kıdemli kabin çalışanlarının yılbaşından önce emekli dilekçesi alınarak ilişiklerinin kesilmesini de not etmek lazım. Bu furya önümüzdeki dönemde de devam edebilir.