Toplu İş Sözleşmesi Öncesi Şube Seçiminde Son Durak… Sendika Genel Merkez Yönetimini zor Günler Bekliyor…

sefa-inan-yeni-yazi

Değerli okurlarım,

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz gün Çelik-İş’in Anadolu Havacılık Şube delege seçimi yapıldı. Önceki Avrupa Havacılık Şube de olduğu gibi seçim haberini ve yapılacağı tarih, sandık vs gibi bütün diğer bilgilere en doğru şekilde ulaşarak sizlere paylaştık. Amacımız seçimlerin oldubittiye getirilerek anti demokratik yöntemlerle yapılmasını engelleyip en yüksek katılımla herkesin oyladığı demokratik yönetimlerin oluşmasını sağlamaktır.

Bu yüzden hiç kimseyle de özel bir bağ veya ilişkimin olmamasının avantajıyla özgürce yazmam mümkün oluyor.

Avrupa yakası şube seçimlerindeki şaibelerin, yani kırmızı liste adaylarının, kendilerine baskı yapılıyor diyerek seçime girmemesi veya girememesi, yani devre dışı bırakılmasına tepki olarak, Mavi listenin seçimi en azından erteletmesi ve tehdit edildik diyen bazı kırmızı liste adayları ile konuşarak kimin veya kimlerin onların seçme ve seçilme hakkına mani olmaya çalıştığına yönelik bilgimiz olsaydı, Avrupa yakası seçiminin adilane yapılmasını önleyen bu kişileri buradan tek tek isimlerini yazarak rezil ederdik.
Neyse, oldubitti artık dönüşü yok. Neyse ki Anadolu Şube seçimlerinde bu tür bir baskının oluşmamış olması sevindirici… Anadolu yakası seçimlerinde, kişilerin özgür iradeleri sandıklarda yerini buldu.

Sevgili Okurlarım;

Anadolu havacılık şube seçiminden sonra telefonum hiç susmadı. Her kesimden birçok kişi süreçle ilgili hem haber paylaşmak, hem de görüş danışmak için sağ olsunlar durmadan aradılar. Ben, kişilik yapısı olarak, her zaman özgün ve düzene aykırı bir ruha sahip olduğum için, kendime göre gördüğüm yanlışları eleştirmekten çekinmediğim gibi doğruları da alkışlamayı bilirim. Bu nedenle Anadolu Şube seçimlerinde şaibeye yönelik bir bilgi almadığımdan tüm arkadaşları canı gönülden kutluyorum.
Yavuz GÜVER dönemi, havacılık şube için maalesef üzülerek söylemeliyim ki, büyük bir hüsran ve hayal kırıklığı dönemiydi. Şube içinde gruplaşmalar çatışmalar ve koltuk savaşları herkesçe aşikâr biçimde görülüyordu. Zaman zaman işin içine ANKARA yönetimi girdiğinde taraflar ya da takımlar değişse de savaşın yöntemleri hiç değişmiyordu.

Bir yandan işverenle olan ikili ilişkiler bir yandan bir daha seçilme gayretiyle içerdeki bölünmeler bir sürü sorunu ve derdi olan Teknik A.Ş çalışanlarını sendikadan yana öksüz ve yetim bıraktı. Haklar, ne genelgede korunabildi nede mahkeme kararlarına sahip çıkabildiler.

Ne teknik desteği ne depo işçisi vb… Hepsi yalnızlığa itildi. Bu arkadaşlar, kendi yalnızlıklarında kıvrandılar. Sendikaların en önemli görevi olan işten çıkartılmaların önlenebilmesi sağlanamadı. Sadece bununla da kalınmadı. Peş peşe istifalar gelmeye başladı. Şube yönetimleri kendi içinde anlaşamayınca birbirlerine düştüler.

İstifalar ile birlikte ortaya darmadağın bir şube çıktı. Önce eğitim sekreteri istifa edip Yavuza ve yönetimine üstü kapalı biçimde bayrak açtı. Hatta bu muhalefeti Avrupa Havacılık şubesinin delege seçiminde çoğunluğunu onların oluşturduğu kırmızı listeye taşıyıp orda seçimi de kazandırdı.
Ardından protokol sürecinde beyaz listedeki teşkilat sekreteri de Yavuza bayrak açtı, imzalanan protokolden dolayı hem Ankara’ya hem de aldığımız kulis bilgilerine göre Bay Yavuz’a cephe alarak istifasını sundu. Hoş istifasına rağmen görevine de devam edip yeni yönetime de talip oldu.

Bir dönem avukatlık ücretiyle başlayan kavga ve TİS süreçlerinin kapalı kapılar ardında belirli kişilerle yapılması, Yavuzun sürekli eleştiri alması üzerine, bu zat kafasına uymayan herkesi sürecin dışında tutup, her şeyden soyutlanmasıyla da mali sekreteri de isyan etti ve masadaki herkesle arası açıldı. Ankara’ya verilen istifa dilekçeleri ile yaşanan kavgalar da Sümen altı yapıldı.
Ardından, Yavuz sonrası döneme hazırlanan bu ekip Ankara’dakilerden de darbe yiyince, yeni atanmış temsilcilerle genç teknisyenler hareketini oluşturup onlar da hepsine birden isyan bayrağını açtılar. İşte bu grup, Saw’da yeşiller gurubu olarak delege seçimine girip Avrupa şubedeki gibi yine tepki oylarıyla seçimi önde kapattılar.

Aslında işin özüne bakacak olursanız havacılık şubede güçlü liderlik ve güçlü bir sendikacılık olmadığından, herkes tek bir yönetim altında bir araya getirilip bütünleştiren de olmadı.
Bu yıllar öncesinden tanıdığım, gittiği yeri batıran muhterem, Derneğinin? son başkanı, şubesinin de ikiye bölünmesine neden olarak aslında son başkanlığını yapmış oldu. Bu sorumluluğun ona fazla geleceğini tıpkı geçmişte olduğu gibi hep en güçlü taraftan olup bu işi beceremeyeceğini yüzüne gözüne bulaştıracağına adım kadar emindim.. Nitekim görüldüğü üzere yanılmadım.

Geldiğimiz son noktada bir şubeden bir sürü şubecikler çıktı. Keşke yepyeni kişilerle, sendikal işlerde hiç görev yapmamış denenmemiş yüzlerle mücadele yaşansaydı. Fakat görüyorum ki, sendikanın sabıkası kötü ve üyeleri tarafından benimsenmemiş bir geçmişi var. Hal böyleyken sendikacılık gibi tecrübe ve mücadele isteyen bir alanda kimse üstlerine güvenmeyince talip de olmuyor. Hele de bu konjonktürde hakikaten de çok zor ben de farkındayım.

Bir yandan artan enflasyon, yükselen döviz fiyatları, bir yandan eriyen maaşlarla her gün gelen zamlarla artan giderlere yetişemeyen ve üstüne de maaşı düşürülmüş öfkeli bir kitle mevcut… Bir de üstüne üstük, tüm dünyayı derinden sarsan bu pandemi döneminin etkileri eklenince çalışanların durumu çok daha kötüleşti. Herkesin can çekiştiği isyan ettiği bu zamanlarda sendikacılık ve dernekçilik gömleği giymek gerçekten cesaret ister. Bu bakımdan bu işlere talip olmuş her samimi iddiayı rengiyle tebrik etmek lazım.

Dönelim havacılık şubeye… İyi bir ekip oluşmamış kendi içinde bir sürü sorunlar ve çatışmalar yaşanmış temsil ettiği üyelere hizmetten çok, herkesin kendi derdine yandığı bir dönem geçirildi. Hiç birini tanımadığım halde herkesle ilgili kulağıma çok bilgiler, belgeler ve dedikodularla, olaylar geldiyse de ben bu işin magazinsel kısmına kulak asmayıp, gençler geçmişteki başarılarımızdan ilham alıp, güçlü bir gelecek için bir araya gelmeler için gerekenleri dilimiz döndüğünce hep anlatmaya çalıştım.
Herkes çok iyi bilmeli ki, bu sektöre 40 yıldan fazlamı verdim. Her kademeden her kesimden insanla muhatap oldum. Ben, Kemal Atatürk’ün ‘’Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.’’ Sözlerini şiar edinerek, bu ülkeyi geleceğe taşıyacakların gençler olduğuna kayıtsız ve şartsız inananlardanım.

Ama üzülerek görüyorum ki bazı art niyetli mihraklar ya okuduklarını anlamadığından ya da anlayanları manipüle etmek için beyhude çabalar içindeler. Delege seçimi haberindeki ‘’Gelen haberlere göre Yavuz GÜVER’in ekibindeki eski şube yöneticileri BEYAZ listeden girerken, mevcut şube yönetimine karşı bayrak açarak değişim isteyen yeni temsilciler ise Genç Teknisyenler Hareketi olarak Yeşil Listeden seçime gireceği belirtiliyor. ‘’

Diye yazılan haber metinini alakasız yerlere taşıyarak başka anlamlar yüklemek istemiş. Her mesleğin kendi başarısızlığını örtmek için başkalarında kabahat arayan, arsız ve saygısızlıklarına rastladığım için, onları da görmezden gelmeye çalışsam da yine de bir açıklama ihtiyacı duydum.
Beyaz listedeki başkan adayı; mevcut şube genel sekreteri, Yavuz GÜVER’in ekibindeki eski şube yöneticilerinden değil miydi? Açtım sendikanın sitesini isimleri tek tek kontrol ettim herhangi bir hata yok. İsteyen açıp bakabilir.

Beyaz listenin genel sekreter adayı, Yavuz Güver dönemindeki protokole karşı istifasını verdiği halde görevine devam eden mevcut teşkilat sekreteri değil mi? Kaldı ki mevcut şubeden mali sekreter ve sonradan atanan iki yönetici dışındaki doğal delegeler( mevcut şube yönetimi yönetim ve disiplin kurulu üyeleri doğal delege olarak oy kullanabiliyorlar). Bunlar beyaz listede değil mi?
Gelelim yeşil listeye; Mevcut yönetime bayrak açarak karsı liste oluşturanlar Yavuz Güver sonrası yeni temsilciler ve ona karsı cephe almış kişiler değil mi?

Şimdi bu kadar net bir bilgiyi başka bir yere çekenler varsa açık açık söyleyeyim. Her gönülde muhakkak bir aslan yatar. Benim gönlümde de Türk gençliği yatar Atatürk’ün dediği gibi bizim kurduğumuzu yaşatacak olan onlar.

Hiç birini tanımam etmem. Aradılar meramlarını ve niyetlerini anlattılar. Hem mevcut yönetimden hem genel merkezden yana yaşadıkları sorunları ve şikâyetlerini paylaştılar. Önceki yönetimde yaşadıkları sorunları ve karşılaştıkları engelleri anlattılar. Bende kendi tecrübelerimden onlara gerekli nasihatlerde bulunup görüşlerimi ve eleştirilerimi de açık açık söyledim. Varsa kendi seçmenlerine iletmek istedikleri bir mesaj ya da duyurularını bunu aday olan diğer bütün guruplar içinde geçerli olmak kaydıyla haber sitemizden paylaşacağımızı da söyledim.

Avrupa havacılık şube seçiminde de her iki kesimin kitlelerine iletmek istedikleri mesajları da bana aktardıkları gibi okurlarıma sundum. Önceki seçimde işveren ve Genel Merkez darbesiyle üyelerin iradelerine darbe vuruldu. Bununla ilgilide tüm düşüncelerimi ve eleştirilerimi en ağır biçimde yazarak, yaşanan haksızlıkla ilgili düşüncelerimi de sizlerle paylaştım. Şimdi tüm bunlara rağmen aynı kişilerin aynı İP NO ları üzerinden sanki farklı farklı kişilermişçesine saçma sapan yorum yaparak bilgi kirliliğine ve zihin karmaşasına niyetli kuş beyinlilere göz mü yumalım.

Gece olmasına rağmen gelen yorumları onaylamakla kalmayıp birde onlarla sürtüşmeye bile girdim. Malum konuya farklı bakıyoruz. Ben geçmişteki sendikacılığı da yaşamış olduğumdan bana göre yanlışları yazıyorum. Siz benim bakışımla değil kendi bakışınızla yorum atıyorsunuz. Tabii ki farklılık oluşacaktı… Oluştu da…

Gençlerin özellikle yeni dinamik bir ekiple genç hareketi oluşturup yola çıktıklarını, aralarında geçmişten aynı görüşte oldukları çok az kişinin olduğu ve kimsenin hiçbir koltuğa talip olmadan sadece delege çoğunluğunu hedefleyerek, seçilen delegelerle yeni yönetimi belirleyeceklerini açık açık beyan ettiler. Umarım bunu becerir ve Yavuz Güver döneminden daha beter bir dönem yaşatmazlar.

Bana kalırsa beyaz listenin çok oy almış, rağbet görmüş donanımlı arkadaşlarınızdan istifade etmelisiniz. Onları da yanınıza alıp tam bir kardeşlik hukuku içinde gerçek mevzilerinize geri dönmelisiniz. Çünkü önünüzde çok önemli bir Toplu İş Sözleşmesi var. Birlik içinde olup sizi yine darbe yemek istemiyorsanız oraya oturacak kişilerden çok, sizi temsil edecek ruha odaklanın ve bir an önce ana mevzunuza dönün.
Düşürülen Ücretleri telafi etmeye, hak kayıplarınızı gidermeye harcayın enerjinizi. Yoksa birlik olamazsanız geçmişteki örneğinde gördüğümüz gibi Genel Merkez istediği gibi herkese rağmen istediği karara, uygun gördüğü yerde imzayı koyuyor. Bari bu defa kendiniz kullandırmayın…

Son olarak unutmayın ki; Toplu iş sözleşmelerinde işveren ve sendika yönetimi birlikte oturup imza atıyorlar. Şube olarak sizleri toplantıya almak mecburiyeti yok. Sizler sorunlarınızı seçtiğiniz delegelere ve Şube yönetimine, delegeler ve şube yönetimi de sizlerden aldığı istek ve önerileri toplu iş sözleşme masasına götürmek zorundadır.

Eskiden sendikal süreçlere derneklerde katılırdı… Son senelerde derneklerin çok fazla pasifleşmesi, sürece katkı sağlamaz oldu. Hâlbuki ben her zaman dernekçiliği sendikanın üstünde görürüm. Sendikanın alamadığı birçok hakkı alan bir derneğin başkanı olarak bunu iddia etmekte sanırım haklıyımdır.

Şubelerin ve sendikaların hepsinin üstünde ya konfederasyonları ya da siyasi irade vardır. Yani Sendika yönetimi direk olarak sorunlarını ancak bağlı oldukları konfederasyona iletebilecekken, derneğin böyle bir hiyerarşiye uymak zorunluluğu yoktur. Bizim zamanımızda alınan hakların çoğunun ve en önemlilerinin dernek sayesinde olduğunu defalarca yazdım. Ayrıca dernekçilik de sendikacılık da riskli işlerdir. Bizdeki dernekler yardım derneği olmayıp mesleki derneklerdir. Hamama giren terler derler… Atılırsın da satılırsın da…

Beyaz Liste veya Yeşil Liste farkı yok. Seçilen şube yönetimi kimi seçtiyseniz, sorunlarınızı yukarıya aynen aktarmak ve çözüm bulunmasını sağlamak zorundadır. Sözleşmenin iyi veya kötü geçmesi seçtiğiniz kişilerin ve dolayısıyla Şube’nin genel merkez ile genel merkezin de işveren ile ilişkilerinin güçlülüğüne bağlıdır.

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYINIZ…

Exit mobile version