Değerli okurlar,
Malumunuz olduğu üzere iki buçuk aydır Avşa adasındaki motelimizi işletiyorum. Bu sene misafir sayısında rekor kırdık diyebilirim. Çok ilginçtir adanın denizinde musilaj falan görmedim.
Hatırlarsanız, bir gazetemiz bayram günlerinde Avşa’da metrekareye 25 kişi düşüyor diye yazmıştı. Biraz abartı olsa da verilen bilgi pekte yanlış sayılmaz. Kısaca AVŞA adası, her zaman ki gibi doldu doldu taştı da diyebiliriz. Bu zorluklar içerisinde sizlere senelerdir hiç ara vermeden yazdığım köşe yazılarımdan mağdur bırakmadığımı biliyorsunuz. Kısmetse Pazar günü İstanbul’a dönmeyi planlıyorum.
Neyse bu haftaki konumuza gireyim.
Geçtiğimiz günlerde bir okurumuz sendika guruplarından paylaşılan bir TİS taslak çalışmasını benimle paylaştı. Bende her şeyi el altından yapmakta mahir sendikanızın, sizleri mahrum ettiği bu bilgiyi bana ulaştığı biçimde sizlere ulaştırmakla kalmayıp, sendikanın da arzu edip son güncel halini iletmeleri halinde bu bilgiyi de paylaşacağımı duyurdum.
İlginçtir ki, bu sendika dürtülmeden hiç yaşam belirtisi vermiyor. Neyse ki benim sendika gruplarından aldığım ilk bilgilerini yayınladıktan sonra, ertesi gün ücret skalaları, her ne kadar hatalı da olsa, bir şeyler ekleyerek bir taslak çalışmasını üyelerine duyuruldu.
Yahu sevgili sendika; Bir kere de üyenizi adam yerine koyup bir şey sızmadan, dedikodu olmadan direkt kendiniz paylaşsanız olmaz mı? Delege seçimini el atından oldu bittiye getirerek yaptınız, güya duyurmadınız ama duyulmadı mı ?.
Yetmedi sandıkta kaybettiğiniz şube yönetim seçimine işverenle bir olup darbe yaptınız. Rakiplerini korkutarak tehdit ederek seçime katılmalarını engellediniz. Duyulmadı mı? yine duyuldu… Hoş onlar da hemen pes edip havlu atmaya da hazırmış zaten. Demek ki onlar seçime girip kazansalar da bu mücadele ruhuyla vay halinizeymiş…
Rakipsiz bir şube seçimiyle resmen maçı oynatmadan takımınıza hükmen kazandırdınız. Ne oldu duyulmadı mı? yine duyuldu… Kusura bakmayın ama sendikacılığı hiç ama hiç bilmiyorsunuz. Çok acemisiniz çok…
Mevcut durumda, 2-3 ay geçmiş ve Toplu Sözleşme sürecine rağmen ne bir haber ne bir ses hak getire… Sorduğunuzda yuvarlak ve anlamsız bir erteleme zorunluluğunu sanki işçiyi düşündükleri için profesyonelce yapılıyormuş gibi anlatıyorlar. Şuna işveren bize git yılbaşına kadar beni rahatsız etme işverenimiz ve amirimiz THY A.O ile durumu birlikte değerlendireceğiz de diyemiyorsunuz ya pes yani… Ne olur arada sırada dürüst olmaya çalışın. İnanın ki, çalışırsanız zamanla becerebilirsiniz.
Sevgili sendikacık; Hangardaki herkes İlker beyin konuşmasını dinlemiş ve her yerde de anlatıyor. Yani sözün özü, nedir bu sürekli kıvırma ve kıvranma halleri, ne kadar sürecek? Koltuklarınızı ve pandemide bile dirheminden feragat etmediğiniz aidatları korumak için sırtınızı işverene yasladığınız kadar aidatını çarçur ettiğiniz üyenize yaslasaydınız belki bu kadar rezil durumlara düşmez ve gerçek bir sendika olabilirdiniz. Kısaca şaka gibisinin yahu…
Yahu adamlardan yıllardır dilendiğiniz hatta mecbur kaldığınız için mail attığınız taslakta bile taleplerinizde Madde 79: SEYAHAT YARDIMI talebinizde olan Kardeşe Ced ve Sinyoritayı bile sizi egale ederek kendi istedikleri gibi size sormadan vermediler mi?
Hatırlarsanız sizlere verdiğim söz üzerine, THY genel kurulunda, genel kurul gündeminde olmasa da söz hakkı isteyerek bu konuyu yarım saate yakın bir süre bütün yöneticilere kürsüden kendimde izah ettiğimi biliyorsunuz. Bu rezaletin çalışanlarını nasıl rencide ettiğini ve nasıl adaletsiz biçimde mağdur olduklarını anlatmış ve THY yönetim kurulu başkanından inceleyeceğiz söz ünü almıştım.
20-30 yıl size ve THY’ye emek vermiş çalışanlarınızın önüne yeni işe başlamış birini koymanızın, o uçuş kapılarında aileleriyle nasıl bir tramvaya sebep olduğunu da uzun uzun anlatmıştım. Bunun için daha kalıcı farklı çözümler üretilmesi gerektiğini ve rezervasyonlu bilet ile sicil sırlamasına göre uçuş hakkı verilmesi gerektiğini detaylıca açıklamıştım.
Biliyorum ki siz de sendika olarak bunun için çok kez ricacı oldunuz, çok detaylı taleplerle peşinden koşturdunuz… Ama sonuç ne? O üyenizden çok koruyup memnun etmeye çalıştığınız işveren size resmen ben ne kadar verirsem ancak o kadarını alırsınız dedi. Tıpkı mahkeme kararını tepsiyle sunduğunuz genelge mağdurlarında ve her TİS de üyelerinizi THY A.O çalışanının altında ezdirerek imzaladığınız TİS’lerdeki gibi yine başınızı önünüze eğdirdiler…
İşveren sizlere; Adeta, ne sizin ne istediğinizin pek de bir önemi yok. Sendikanın da bir gücü ya da yaptırımı da yok anlamına gelen, her şey bizim uygun gördüğümüz ve istediğimiz şekliyle hayata geçer mesajını vermedi mi?
Farkındaysanız üyenizde zerre bir değeriniz ve itibarınız kalmamış. Kaldırın şube yönetimlerinden maaş+ araç verilmesinin yanı sıra, toplantı adı altında orada burada yediğiniz yemeklerin faturalarını ödemeyin. Bakalım kimseyi yanınızda bulabilecek misiniz? Siz temsilci değil size biat eden paralı asker arayışındasınız. Maalesef ülkemizde bu tür insan çok… Sorun yok yani sizler için. O gider diğeri gelir hiç merak etmeyin. Sakın ola ki sadece işverene ve sendikaya vurduğum sanılmasın. Çalışanların arasında da maalesef bu tıynette kişiler mevcut.
Bu düştüğünüz hallerden ders alıp bari öyle oturun TİS masasına diyeceğim ama açıkçası sizden pek umudum yok. İşçiye kendi şubesine istediği kişiyi seçme hakkını dahi vermeyenlerin, size neyi hak, neyi müstahak göreceği de meçhul… Bu kafayla hangi haklarınıza sahip çıkacağı ve bu sendikacılıkla ne kazanacağı da muamma..
İnanın ki, biz dürtmesek bir taslak çalışmasını bile kimseye duyurmayacaklar. Yahu kardeşim hiç mi üyenizin yüzüne nasıl bakarım diye kaygılanmıyorsunuz. Koskoca THY çalışanını aptal yerine koyduğunuzu mu sanıyorsunuz. Yolladığınız taslaktaki ücret cetvelleriniz bile hatalı ve eski. Öylesine işçiye ‘’bakın sizin için istiyoruz amacı taşıyan, amatörce yazılmış ucu açık taleplerden başka bir şey görmedim.. Güya, memuru uzmanı direk mühendis yapacakmışsınız. Her rakama 100-200 TL iyileştirmelerle ile bu enflasyonda bu kesintilerle kayıpların yarasın saracakmışsınız? Kısaca sadece beceriksiz değil aynı zamanda komiksinizJ
Geçen şirketten istifa eden bir işçinin 3000-4000 binlere taşeron maaşına düşmüş ücretini, yeni girdiği şirketin mülakatında utancından söyleyemediğini ve aldığı ücretin 2, 3 katı bir rakam söyleyerek kendini de şirketi küçük düşürmemek için yalan söylemek zorunda kaldığını öğrendim. Bu utanç hepimize yeter…
Teknik destek ve destek işçi gurubuyla teknisyenin maaşını zaten 2 ye ve hatta 3 e böldünüz. 3’te bir oranda ücretle başlatılan adamların önüne birde sınavdır tecrübedir ve mülakattır diye bir sürü ucu açık bariyerler koydunuz. Eskiden lise mezunu ilanlarına şimdi üniversite mezunlarını yarı maaşa bile almıyorsunuz. Hava iş ti, Özçelik iş ti el ele verip sektörün de ücretlerinin içine ettiniz.. Teknisyenlerin ve diğer çalışanlarınızın sektördeki değerini de düşürmenin yanı sıra Pandemi ile birlikte de üstüne tüy diktiniz.
Ama ne sizden, Ne aldığınız aidatlarla, lüks yaşamınızın da bir eksilme yok. Maaşlarınızda da bir kesinti yok nasılsa… Size sadece orada bekçilik yapacak birkaç kiralık aracın dışında bir şeye de ihtiyacınız yok. Hoş onlarında bir değeri ve önemi yok ama işte kanunlar gereği olay anından onlardan da olması lazım.
Yani özetle doğru dürüst bir iş değerlemesi yapabilmiş üyelerinizin kayıplarını ve geleceğini telafi edecek bir taslak göremedim. Çok ama çok AMATÖR bir değerlendirme. Sanırım sendika yönetimi bu değerlendirmeyi çocuklarına yaptırmış.
Adeta yamalı bohça gibi her şeyin üstüne koyup bakın biz istedik diyecekler… Sözleşme sonrası yaptığınız(!) sözde taslağın yarısına başarı deyip işin içinden sıyrılmanın derdindeyseniz buralardaki ömrünüz çok kısa… Ne mühendisi, ne uzmanı, ne memuru ve nede teknisyeni kazanamazsınız. Zaten gıyabi bir seçimle zorla dayattığınız kişilerle de oturduğunuz bu son TİS’niz olur…