Değerli okurlar, bu THY yönetiminde “numara” bitmiyor. İlla birşey bulup çalışanları huzursuz edecekler ! Son numaraları “birikmiş izinleri” kullandırmak…Tüm çalışanlara mail atıp “geçmiş yıllardan kalan izinlerin kullanılmasını” istiyorlar. Yaptıkları yasal mı? Yasal…İyi de durup dururken nereden çıktı bu izin işi?
TOPÇU’DAN KOTİL’E ŞİRKET İÇİ DARBE
Sizi şimdi 4 sene önceye götürelim. 2013 Mayıs ayı…THY’de grev başlamak üzere… Dönemin kudretli ismi Hamdi Topçu İcra Komitesini toplamış…Toplamış derken 8-10 kişilik bir kuruldan bahsetmiyoruz. Hepi topu 3 kişilik bir kurul. Başkanı Topçu, Başkan Vekili Prof. Dr. Cemal Şanlı, üyesi de Genel Müdür Kotil… Komitenin garip bir çalışma şekli var. 2 kişi ile de toplanabiliyor. Bu iki kişi anlaşamazlarsa Başkanın dediği oluyor. Yani tam kumarhane işi. Hep “masa” kazanıyor. Topçu ne derse o oluyor. Neyse dönelim o meşum 10 Mayıs gününe…Topçu, Cemal Şanlı’yı odasına davet ediyor ve Komite çalışmaya başlıyor ! Diyeceksiniz ki, Kotil nerede? Kotil babasının rahatsızlığı nedeniyle saat 18.00 gibi ayrılmış. Herhalde fırsat bu fırsat deyip Topçu şirket içi darbeye yeltenmiş. Alınan kararda:
“Şirketimizde denetim yapan iş müfettişlerinin hazırladığı tutanağa göre, çok sayıda personelin birikmiş izinlerinin bulunduğunun anlaşıldığı, bu saptamaya uygun şekilde birikmiş izinleri bulunan Genel Müdür Temel Kotil’in 13 Mayıs 2013’den itibaren 1 ay süreyle izne çıkmasına, yerine Genel Müdür Yardımcısı Coşkun Kılıç’a vekalet etmesine karar verildiği” belirtiliyor.
Nasıl ama? “Pazartesi gününden itibaren işe gelme” diyor havacılık dehası Topçu bey ! Kime diyor? Şirketin Genel Müdürüne, üstelik bu kararı alan İcra Komitesinin bir üyesine… İnanılır gibi değil..Bay Topçu, şirketin ikinci adamına apron işçisi muamelesi çekiyor. Şimdi bunları okuyunca, bu şirketi Allah korumuş diyorum, kimlerin eline kalmış güzelim şirket !
KOTİL’DEN TOPÇU’YA REST ”KARARINI TANIMIYORUM!”
Kötü haber tez ulaşır derler… Zorla izine çıkartıldığı haberini hastasının başında alan Kotil, hastaneden çıkar çıkmaz bir mail hazırlayıp saat 21.45’de Genel Müdür Yardımcıları ve Başkanlıklara yolluyor. Kendisine danışılmadığını, görevinin başında olduğunu söylüyor. Günlerden Cuma…5 gün sonra da grev başlayacak…Gerçekten ilginç bir olay…Şimdi düşünüyorum da, greve beş kala, THY’ye hasbelkader Yönetim Kurulu Başkanı olan bir şahıs, Genel Müdürü niye zorla uzaklaştırmaya çalışır ki? Kotil’in o dönemde nisbeten havayı yumuşatmaya yönelik mesajları mı rahatsız etmiştir Topçu’yu? Bakın ne demişti Kotil grev sürecinde? “Biz sendikayı seviyoruz. Çalışanlarımızı da seviyoruz. Bu konuda bir çözüm yolu bulabileceğimizden umutluyum”… Grevi daha sert bir şekilde bastırmayı, bunu da Coşkun Kılıç ile daha rahat yapabileceğini mi düşündü acaba hazret ? Kılıç’ın Topçu’dan sonra bir süre daha görevde kaldığını ve 15 Temmuz başarısız kalkışmasından sonra 211 kişilik listenin içinde işten çıkartıldığını da ekleyelim.
EKİM AYINDA YAZ İZNİ !
Bu konuyu niye anlattık? Yasalarımıza göre yıllık izin kullanılması gereken bir haktır. Bu haktan vazgeçilemez. Peki bir çalışan niye izne çıkmaz? İşi vardır, görevini bırakamaz. Herhalde Kotil de yıllık izinlerini kullanamadığı dönemde bay Topçu’nun bilgisi içinde hareket etmiştir. Yani Kotil’i hergün şirkette gören Topçu ses çıkarmamış. Şimdi bir düşünün, kaptanı, kabin amirini tepe tepe kullanıyor, yaz kış demeden uçuşa gönderiyorsunuz. Tırışkadan 5’er gün izin veriyorsunuz. Onlar da abuk sabuk aylarda…Yaz iznini Ekim’de veriyorsunuz mesela… Zaten şirket kuralına göre uçuş ekiplerinde yaz mevsimi 1 Nisan’da başlıyor, 31 Ekim’de bitiyor. Sanki burası Florida ! Ama Kış tanımında hata yapmıyorlar. Kasım-Mart dönemi harbiden kış ! Özetle uçuş personeli için tam şarkıdaki gibi “baharı görmeden yaz gelip geçiyor.” Taaa ilkokulda öğretilen 4 mevsim düşmüş 2 mevsime… Çalışma koşullarına bakılırsa, gasp edilen haklar düşünülürse uçuculara her gün kış mevsimini yaşatıyorlar ya neyse…
“ÖNÜMÜZDEKİ SENE İZİNLİSİN, YAT AŞŞAĞI…”
Konuya geri dönelim. İzin hakkı dinlenme kavramı ile doğrudan bağlantılıdır. Örneğin bir yıl çalışan işçi, bir sonraki yıl aynı performansla çalışmak için 14 gün dinlenmeye ihtiyaç duyuyorsa, 10 yıl izin kullanmadan çalıştı ise, 140 gün dinlenmelidir denilemez. Bir işçi izin kullanmamışsa veya kullanamamışsa mutlaka bir nedeni vardır. Daha önemlisi, amirinin bilgisi vardır. Sıkı mı, amirin sana “planlı iznine çık.” diyecek de sen “çıkmıyorum kardeşim, gücün yetiyorsa çıkart.” diyeceksin? THY’de öyle kafana göre izin erteleyemezsin. Aslında THY düzenlemelerine göre iznini kullanamayacaksan mutlaka amirine bu durumu onaylatmak zorundasın. Demek ki neymiş, işçinin izne çıkmaması şirketin bilgisi, onayı veya en azından göz yumması ile gerçekleşiyormuş… Eeee şimdi aradan yıllar geçmiş “şu izinleri bitir bakalım” diyorsun. Yasal mı, yasal… Doğru mu, değil… “Çok çalıştın. 15 senedir 200 gün iznin birikmiş, hadi kardeşim 7 ay izinlisin.” denilebilir mi? Bu adam pilot kardeşim, recurrent, sim, medical check gibi takvime bağlanmış zorunlulukları var. Melekesini kaybetmesi de cabası… İşverenin, yıllarca bekleyip işçinin bu hakkını talep etmemesine ses çıkarmaması ve daha sonra da toplu olarak izni kullandırmak istemesi hakkın kötüye kullanılmasından başka bir şey değil bence… Peki ne oldu şu Personel işlemleri Prosedüründe yer alan “Ertelenen izinler ertesi yıl mutlaka kullandırılır.” maddesine ? Niye uygulamadınız bugüne kadar?
İŞLER İYİ İKEN NİYE KULLANDIRMADINIZ İZİNLERİ?
Üstelik bakın bu konuda denetim ne zaman yapılmış? Nisan 2013’te…İş müfettişleri tutanağı tuttuktan sonra tam 4 yıl geçmiş… Böyle bir tutanak varsa niye o tarihte gereğini yapmadınız? Niye 2013’e kadar biriken izinleri kullandırmadınız? Çünkü İşler iyiydi, uçaklar lebalep dolu gidiyordu, çeşme akarken kovaları doldurmak gerekiyordu. “Dünyanın parasını alıyorlar, çalışsınlar bakalım.” diye düşündünüz değil mi? 2014-2015 böyle geçti. 2016’nın ikinci yarısında ise işler bozulmaya başladı.
İŞTEN ATARKEN BOŞUNA İZİN PARASI ÖDEMEYELİM…
Baktınız ki, yıllık zamları tırpanlama da yetmeyecek, işten adam çıkartmak gerekecek, “bari atarken izin parası vermeyelim.” Diye düşündünüz… Sözün özü, uyanık işveren bu yaz mevsimindeki gidişata bakarak bir tasfiye yapıp yapmayacaklarına karar verecek…Haa, işler iyi gitti, adam çıkartmaya gerek kalmadı, o zaman da birikmiş izinlerden kurtulmuş olacaklar.
Şimdi burada bir soru daha akla geliyor… Tam peak sezona girerken hangi havayolu uçuş ekiplerini “zorla” izine çıkarır? Yoksa ileri rezervasyon verileri o kadar parlak değil mi? Gelir-gider projeksiyonunda sıkıntı mı gözleniyor? Veya Varlık Fonu üzerinden bir operasyon çekilecek de, şirket “yüklerinden” arındırılarak çöpsüz üzüm haline mi getiriliyor? Sorular çok… Şirket yönetiminin samimi olması, çalışanlara tuzak kurmaması lazım…
Unutmadan, Hava İş’in yaptığı başarısız grev 15 Mayıs günü başlamıştı. Sendikacılığın işveren eliyle bitirilme sürecinin başladığı tarihtir aynı zamanda 15 Mayıs… 20 Mayıs günü ise THY’nin 84. Kuruluş yıldönümü kutlanacak. Dileriz, birkaç yıl sonra Katarlıları, şunların bunların çöktüğü bir şirket haline gelmez ulusal havayolumuz…
Bu vesile ile, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı da en içten dileklerimle kutluyor, mutlu yarınlar diliyorum.