TOPAL ÖRDEK MİSALİ SÖZLEŞMELERLE TEKNİK KÖLELİK VE TEKNİK TAŞERONLUK İCAT ETTİNİZ…

TOPAL-ÖRDEK-MİSALİ-SÖZLEŞMELERLE-TEKNİK-KÖLELİK-VE-TEKNİK-TAŞERONLUK-İCAT-ETTİNİZ…

Değerli okurlarım,

Türkiye’de sendikalara güvensizliğin nedenini sorgulayanlar apar topar yapılan baskın seçimlere ve koltuğuna kene gibi yapışmış yöneticilere baksın. Herkesten habersiz sesiz sedasız biçimde bir Hava İş Genel Kurulunun ardından yine aynı ekip krallığını ilan edip birkaç kendileri ile anlaşamayan kişiyi eleyip küçük rötuşlarla yeni yönetimini belirledi. 

Sadece bunlar mı? 

Pilota, kabin memuruna, kargoda, yer hizmetlerinde çalışanları temsil edenlere bakıyorsunuz içiniz acıyor. Bu kadar mı kopuksunuz aidat aldığınız üyelerinizden… Ya da bu kadar mı korkuyorsunuz ki, apar topar herkesten habersiz oldubitti seçime gittiniz. Böyle rakipsiz ve alternatifsiz bir seçimle ilan edilmiş bir saltanat ne kadar adaletli ve demokrat olabilir ki. Bu tür bir seçim ne kadar vicdanlarda karşılık bulabilir? 

Ülkemizde sendikacılık, işveren ve hükümetlerle gizli-açık flört ve büyük bir rant alanı olmaya devam ettiği müddetçe, sanırım bu düzen değişmeyecek. Maalesef her gelen gideni aratıyor. 

Böyle başarısız sendikalar, işverenlerle anlaşıp, her gecen gün çok daha kötüleşen toplu sözleşmelerle üyelerinin desteğinden yoksun, sistemin yanı sıra karşılığında yarı aç üyelerinden aldıkları aidatlarla lüks ve ihtişam içinde yaşayıp krallıklarını sürdürmenin savaşını veriyorlar…

  Toplum korkak ve ikiyüzlü hale getirildi. Eleştirdiği gücün karşısında el pençe durup, vicdanında karşı olduğu herkesin himayesine girmek için yarışılıyor. Çalışanların en onurlusu bile aidatını ödeyip bin sitem ve şikâyetle, hiçbir şeye bulaşmadan uzak durmayı tercih eder oldu. Bu enteresan çelişkilerle bir kısım çalışan da, utanmadan gidip delege olarak, kendinin sömürüldüğünü bile bile oy kullanmanın yanı sıra, bir de bu vasıfsızların peşine takılıp başarısızlığı da ayrıca alkışlayanlar da var.

Değerli çalışanlar; İnanın ki düzen böyle olduğu müddetçe güdülen hiçbir zaman değişmez.

Bakın THY Teknik A.Ş ye… TEMMUZ ayından beri toplu sözleşme görüşmeleri yapılıyor. Aylardır bir araya gelip her gün bir iki madde okunup yazılıp geçiştiriliyor. Maksadınız nedir kardeşim? Masaya oturduğunuzda 5 Litre sıvı yağ 60-70 TL iken şimdi 100-120 TL’lere tırmandı. Siz 4 ayda beşinci oturumu yaparken artan hayat pahalılığı ve kadar yükselen enflasyon karşısın da, hayat sizin masaya oturduğunuz rakamlar da değil, bilmem farkında mısınız? Artan hayat pahalılığında bu kadar yükselen enflasyon karşısında, beşinci oturumu yaptınız. Bundan sonra da ne kadar oturum yapacağınız bilinmiyor. Her geçen gün aleyhinize seyrediyor. 

Bazen dönüp bakarak, neredeyse asgari ücretle, taşeron maaşına yakın maaş verdiğiniz Teknik Destek ve Destek Personelinizin durumuna bakıyor musunuz? Gün yok ki bu arkadaşlardan arayıp dert yanan sızlayan olmasın.

İcralara düşenler mi?  Geçim sıkıntı yüzünden boşanmanın eşiğine gelmiş dağılmaya yüz tutmuş aileler mi?  Huzursuzluk ve isyanla her gün işe gelirken ayaklarımı beni geri atıyor diyenler mi dersiniz ne derseniz deyin. Kısaca, iş hayatımda hiçbir zaman bu sektörde bu kadar çok feryat ve isyana şahit olmamıştım. Ücretlerin bu kadar düşürüldüğü çalışanın bu kadar değersizleştirildiği, paranın alım gücünün her geçen gün düştüğü bir dönemi 40 yıllık sektör tecrübemde görmedim ve benden evvelki nesillerden de duymadım. Bunu işverenin ve sendikanın görmezden gelmesini anlayamıyorum, makamlar büyüdükçe, aşağıdaki sorunlar gözlerinde küçülüyor mu acaba?

 Bu “al gülüm ver gülüm” oyalamalarıyla her hafta 2-3 satırlık maillerle, “oturduk kalktık” mesajlarıyla bu yoksullaşmış geçinemeyen sancılı kitleyi kandıramazsınız. Bazen düşünüyorum da, acaba diyorum bunlar sözleşmeyi kasıtlı olarak mı sarkıtılıyorlar? Ne bekliyorsunuz? Sebebini açıkça söyleyin…

Yoksa THY’nin A.O  ‘na keseceği raconu mu bekliyorsunuz?  THY A.O çalışanına yine sizden fazla verirler diye mi korkuyorsunuz?  Zaten şu halde bile her iş gurubunda bir kaç puan önünüzdeler… Her oturum attığınız maillerdeki kazanım diye sattığınız şeflik vs tazminatları bile A.O nın en son sözleşme rakamları civarında olduğu söyleniyor…  Yani siz zaten hep geriden gelmeye alışmışsınız. 

Yahu, maalesef bir şekilde temsil ettiğiniz kurum tencere-tava yapan bir işletme değil. Hani o içine bindiğiniz ve sizi emniyetle dünyanın bir ucuna kadar götürebilen araçların bakım ve arızalarının yapıldığı yer. Sözleşme masasında, bilmediğiniz bir meslek grubunda maalesef temsil etme durumunda kaldığınız kurumdaki çalışanların yaptığı görevleri bir düşünün. Bilmiyorsanız utanmayın, sorun soruşturun… 

 Pardon az kalsın unutuyordum; Hakkınızı yememek lazım, bir tek kestiğiniz üye aidat oranlarında THY A. O’nun önündesiniz. Bakın gördüğünüz gibi hak yemiyorum. Aidat konusunda ki başarınızı(!) yazabiliyorum. “Çok para alandan az, az para alandan çok aidat sistemi” Bu sistem Türkiye’de ilk defa deneniyor. Bu başarıda (!)sizlere ait

Bu kadar geçim sıkıntısı yaşayan, maaşı erimiş, yoksullaşmış insanlara karşı bir sorumluluğunuz yok mu? Tek derdiniz hileli seçimleriniz ve alengirli seçtirdikleriniz mi? Arada sırada aynaya baktığınızda ne görüyorsunuz… 

Dönün artık gerçek gündeminize. Dışarda iş arayan, ek gelir için ek iş yapan üyelerinizin haline bir bakın. ALLAH Aşkına, ülkenin en büyük markası koskoca THY den 3500- 4000 TL gibi düşük maaş alan bir adam İstanbul’da nasıl ev kirası ve belirli faturaları ödeyip aile geçindiriyor hiç haberiniz var mı? 

Beni arayanlar, “ağabey zincir marketlerde çalışanlar, motorlu kuryeler bile bizden fazla maaş alıyor” diyen yüzlerce şikâyet ve sitemle karşılaşıyorum. Telefonla arayanlar, mail atanlar, whatsapp dan ulaşanlar, yazılarımın altına yorum atanlar o kadar çok ki, inanamazsınız. 

Eskiden meslek lisesi mezunlarından oluşan Teknisyenliğe, artık Üniversite mezunları bile alınmıyor. Teknisyen maaşının 3/1 ine yüksekokul üniversite mezunu gençleri zamanında destek işçisi, teknik destek personeli olarak aldınız.  Bu nasıl bir adaletsizliktir? Uçağın altında, hat bakımda, kabin içinde bire bir uçaklarda çalışan bu adamlara Teknisyen yardımcısı demenin neresi adaletli. Aynı işi yapanlar arasında bile yaratılan ücret farkı ve çalışan ayrımı resmen bölücülük değil mi? Böyle iş barışı, iş yeri huzuru olur mu? Bu tür uygulamalar iş verimini düşürmez mi? 

Bir zamanlar, sizin gibi havacılığı hiç bilmeyen ve THY yönetiminde, yukarıdaki ağabeyleri vasıtasıyla maalesef yer alan Bay Hamdi zamanında Habom isimli rezalet bir işyeri uygulamasıyla Teknik A.Ş de ücret skalalarını delik deşik ettiniz. Ücret, izin ve kıdem haklarına bile tam manasıyla sahip çıkamadınız. Bari bu sözleşmede Teknik Destek ve Destek işçisine sahip çıkın. 10.0 diye yeni icat ettiğiniz yetkisiz teknisyen gurubuna bir faydanız olsun. Bu adamlar sizlerin sayesinde var olanı bile 10 yıl içinde kaybetti. Hakları ve ücretleri ellerinden eriyip gitti. Genelgelerle, avukatlık ücretleriyle vurduğunuz darbeleri, pandemi de bile yarı maaşlardan, utanmadan aldığınız tam aidatları konuşmuyorum bile.

Uzmanın, memurunun, mühendisin halini soran bile yok. Kaderlerine terk edilmişler. Bu yüksek enflasyon karşısında onlar bile kıvrım kıvrım kıvranıyor. Yolunu bulan zaten istifayı basıp kaçıyor. Artık THY markası bile onları durdurmaya yetmiyor. Onlar bile “Teknik desteğin, destek işçisinin yüzüne bakamıyoruz abi” diyorlar. 

Eyyy Özçelik İş mi yoksa Çelik Çomak sendikası mı her neyseniz, Hangi yüzle hangarlara inip çalışanların yüzüne bakabileceksiniz gerçekten merak ediyorum. Ya çok yürekli ya da yüzünüze tükürseler yarabbi şükür diyecek zihniyette olmalısınız. Yahu yediğiniz ekmeği, içtiğiniz suyu, temsil etmeye çalıştığınız kişiler sayesinde elde ediyorsunuz. Patronunuz, ekmek tekneniz işveren değil çalışanlar… Kısaca, bu zihniyetle helal para yiyemezsiniz.  

Bu kadrolarla resmen Teknik kölelik ve teknik taşeronluk icat ettiniz. Aynı eğitimli ve aynı işi yapanları bile birbirinden ayırdınız.  Bu acınası başarınız (!) hakikaten takdire şayan. Ellerinden aldığınız Teknisyenliği bile şimdi dillendirerek, bariyerlerden hoplata zıplata sürükleyip adaletsiz bir maratonla sunuyorsunuz. Beş yıl kapıda bekle, bu ücretle sürün, lisans al yetki al, işime gelirse ben de seni 10.0 yaparım diyorsunuz. 

Birazcık vicdanınız, birazcık utanma duygunuz varsa bu pandemide bile sıcak yatağından çalışanlar karşısında, hangarları boş bırakmamış hayatını sağlığını hiçe sayıp, maaşını kesip, en düşük ücretle nerdeyse full çalıştırdığınız bu özverili personele inşallah bu sefer sahip çıkarak, onların yüzünü güldürecek bir iyileştirme yaparsınız…

Sendikacılık oynayan acemiler; Sizi çok yakından izliyorum bilesiniz. Kendinizi sokağa bile çıkamayacak duruma getirmeyin. Genel merkez yönetimi olarak arada sırada hangarlara bir uğrayın ve oradaki çalışma ortamını çıplak gözle bir görün. Havacılıkla ilgili sıfır bilginiz olduğu için, bunu yapmak zorundasınız ki, biraz empati yapabilesiniz.

Bırakın temsilciliği, şube yönetimlerini falan… Hangarlara genel merkez yönetimi olarak gelin ve siz aidat baronlarına verilen değeri bizzat yakından gözlemleyin. 

Cesaretiniz varsa tabii ki…

Exit mobile version