Değerli okurlar, döviz ve altın aldı başını gidiyor. Tut tutabilirsen ! Zamlar da peşpeşe geliyor. İşin formülünü de bulmuşlar, benzine 52 kuruş zam geldi diyorlar. Bakınca alt tarafı 50 kuruş diyorsun da, orana vurduğunda yapılan zam % 6.5 ! Doğalgaz ve elektriğe de zam üstüne zam geliyor. Döviz arttıkça zamlar devam edecek, bu zamlar da enflasyonu artıracak…
SÖZLEŞME HEMEN Mİ İMZALANIR YOKSA…
Kısmetsizliğe(!) bakın ki, Hava İş ve THY işte bu şartlarda Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine başlayacak. Üstüne üstlük, asgari ücrete de TÜİK’in açıkladığı TÜFE oranının üstünde zam yapılacağı konuşuluyor. Bu artış, tüm ücretleri de yukarı doğru ittirecek doğal olarak. Ancak tüm bu veriler gösteriyor ki, 27. Dönem Toplu Sözleşmesi işçileri memnun edecek şekilde sonuçlanmayacak. Dolayısı ile, Tarzan zor durumda ! Burada oranlarla beraber, sözleşmenin imzalanacağı tarih de önem kazanıyor. Zamların 2022 yılında daha da artacağı ve TÜFE’nin % 30’u geçeceği varsayımına göre sözleşmeyi hemen Ocak-Şubat aylarında imzalamak ya da mümkün olduğu kadar imzayı öteleyip örneğin 5 ay sonra pul olmuş toplu parayı TİS farkı olarak ödemek… Bu ikinci seçenekte, Hava iş’e “işçinin hakkını yedirmeyiz, enflasyona ezdirmeyiz, fedakarlık sırası işverende “ diye bağırıp çağırma. İlker Aycı’ya “münafık, eyyy günün bekçisi” diye seslenme fırsatı vererek THY çalışanlarının gazını almak ve oyalamak gibi avantajlar da var… Bakalım THY yönetimi hangi seçeneği kullanacak?
THY İŞÇİSİ TATLIBAL DÖNEMİNDE KAYBETTİ
Geçtiğimiz aylarda, personel giderlerinin toplam gider içindeki payının giderek düştüğünden söz etmiştim. Özellikle 2013 Kasım ayında seçilen ve seçilir seçilmez 2013 Toplu Sözleşmesini üstelik 3 yıllık bağıtlayan Ali Kemal Tatlıbal döneminde bu düşüş daha belirgin hale gelmişti. Şimdi sözü rakamlara bırakalım:
YIL | Toplam Gider | Personel Gideri | Personel giderinin toplam gider içindeki payı | Açıklama |
2005 | 1.804 | 436 | 24 | TİS imzalandı |
2006 | 2.199 | 452 | 20,50 | |
2007 | 2.499 | 572 | 23,30 | TİS imzalandı |
2008 | 2.837 | 622 | 21,90 | |
2009 | 2.917 | 656 | 22,50 | TİS imzalandı |
2010 | 4.004 | 887 | 22,10 | |
2011 | 6.885 | 1.339 | 19,53 | TİS imzalandı |
2012 | 7.616 | 1.376 | 18 | |
2013 | 9.249 | 1.581 | 17 | TİS imzalandı |
2014 | 10.429 | 1.694 | 16,20 | |
2015 | 9.840 | 1.640 | 16,60 | |
2016 | 10.142 | 1.865 | 18,38 | TİS imzalandı |
2017 | 10.164 | 1.761 | 17,32 | |
2018 | 11.686 | 1.722 | 15,16 | |
2019 | 12.644 | 2.067 | 16,34 | TİS imzalandı |
2020 | 7.264 | 1.097 | 15,10 |
Tablo açık. Atilay Ayçin döneminde % 20 ‘nin altına pek düşmeyen personel gideri, Tatlıbal döneminde hiçbir zaman % 20’yi görmemiş. Ayçin’in 2005-2012 arasındaki dönemde personel gideri toplam giderin yıllık ortalama % 21,5’ini oluştururken Tatlıbal’ın TİS imzaladığı 2013-2020 döneminde bu oran % 16,5’e düşmüş… Kabaca Tatlıbal’ın iktidarında personel daha düşük ücretlerle çalışmaya başlamış. Tabii bu arada bir detayı atlamayalım. 2005-2011 arasındaki rakamlar Euro. Ancak bay Hamdi’nin Yönetim Kurulu Başkanı olmasından sonra rakamlar dolara çevrilmiş. Bay Hamdi’nin vardır bir bildiği. O tarihlerdeki ekmeklik buğday ve un fiyatlarına bakmak lazım anlamak için ! Dikkatinizi mutlaka çekmiştir, TİS’in imzalandığı yıllarda görece bir artış var. Bunun da nedeni ilk 6 aylık ücretlerin TÜFE’nin üzerinde belirlenmesi. Ancak ikinci yıllarda personel giderlerinin payı hemen düşüyor. Şimdi akla şu soru gelebilir. Efendim, diğer giderlerin maliyetleri düşmüş, o zaman da personel giderlerinin payı yükselmiş olamaz mı? Ona da baktım. Giderler içindeki en büyük payı tutan akaryakıt giderlerinde çok yüksek artışın olduğu ilk 8 yılda personel giderleri yine de yüksek. Örneğin son 75 yılın rekoru ve tarihi zirve 2008’de görülmüş. Brent petrol 165 dolara çıkmış. Ama o yıl personel giderleri toplam gider içinde % 21.90 olarak gerçekleşmiş. Tatlıbal’ın döneminde ise petrol fiyatları inişe geçmiş. 2016’da 36 dolara düşmüş, 2018’de 68, 2019’da ise 61 dolar seviyesinde geçekleşmiş. Petroldeki bu düşük fiyatlara rağmen personel giderleri dibi görmüş.
BAŞIMIZA GELENLERİN KÖK NEDENİ…
Bu arada şu notu da ekleyelim. Biliyorsunuz, Havasen’in kurulmasından sonra yaklaşık 4000 pilot bu sendikaya geçmişti. Pilotları elinde tutamayan Hava İş, bir kısım pilotun da THY’den ayrılarak yurtdışına gitmesi üzerine kanamayı durdurmak için THY ile anlaşarak pilotlara Haziran ve Eylül 2018 aylarında toplam % 50 zam yapılması konusunda mutabakat sağlamıştı. O artışa rağmen, 2018 yılındaki personel gideri % 15,16’da kalmış. Artışın, aylıkları görece yüksek pilot grubuna yapılmasına rağmen personel giderinin % 15,16 seviyesinde gerçekleşmesi, “eğer bu artış yapılmasa idi personel gideri hangi seviyede kalırdı?” sorusunu akla getiriyor. Ben size söyleyeyim, % 12-13 oranı ile tarihi dip görülürdü !
Yukarıda yazdığımız oran ve hesaplamalardan hareketle Atilay Ayçin güzellemesi yaptığımız düşünülmesin. Tatlıbal ile “işverene yakınlık” anlamında mukayese edemeyiz tabii ki. Öyle ya da böyle, THY çalışanlarının Ayçin’în imzaladığı sözleşmelerle parasal anlamda haklarını daha fazla alabildiği açık. Ancak 2013 Genel Kurulunda kuru bir inat yüzünden 110-115 kişilik reform grubuna karşı başta Uçuş işletme olmak üzere diğer gruplarla birleşmeyerek Tatlıbal’a Hava İş’in altın tepside sunulmasındaki payını atlamayalım. Ama o süreçte “Oscar goes to Ayhan Günal”… Tabii işten atılma korkusu ile salona gidemeyen Ayhan Günal beyin delege arkadaşlarını(salona giren birkaç pilotu ayrı tutuyorum) da es geçmeyelim. Sonuç, bay Hamdi’nin sevdiği, üyesinden çok şirketini seven, koruyan ve kollayan anlayışlı bir sendika yönetimi 8 senedir işbaşında. Ekim sonunda yapılan Genel Kurulda yeniden seçildiler. Özetle, Hava İş sendikamızın muhterem yönetimi 4 yıl daha başımızda, bu sendika döneminde fakirleştiğimizin tablosu da yukarıda… Bu noktaya gelmemizde emeği geçen, adını saydığım ve sayamadığım tüm aktörleri kutluyorum ! Eserinizle öğünebilirsiniz. Biz sıradan çalışanlar da artık “kasabın bıçağını yalayan kurbanlık” pozisyonundan bir kurtulsak, iyi olacak…
Kimse pisliğe batmadı nede biz avareyiz.hep birlikte elle verirsek korkmadan yılmadan bir şey değişir
Halim ve avaraleri kara kara düşünüyorokan endişeli cekilsen mi diye ama cekilme okanzaten battın artık bu pislige
Aslında en temizi karın belli bi oranını işçiye ayırmak, kara da zarara da razıyız
Çocuğunun ekmeğini çalışandan kazanıp iş verene çalışan sendikacılar iki Dünya’da da gün yüzü görmesin, hakkımız Haram olsun, genel seçim geliyor bakalım sayılı gün tez geçer.