“DURUN, SİZ KARDEŞSİNİZ !”
Değerli okurlar, THY ile Hava İş arasındaki 28. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri, THY’nin süpriz hamlesi ile farklı bir yere evrildi. Yüksek enflasyon ve yüksek faiz ortamında işçinin parasını olabildiğince geç vermeyi ve çalıştırmayı düşündüğü anlaşılan THY yönetimi, görüşmelerdeki tıkanmayı gerekçe göstererek gönlünden kopan % 50 zammı tek taraflı olarak yapıverdi !
Yapılan işlemde bir sorun var mı? Hukuken yok. Ama ahlaken var. Her zaman söylerim , THY yönetimi bay Hamdi’nin heykelini dikmeli ! Bugün çalışanların başına bela olan ve 6 aylık artışları daha az vermenin ilacı olarak kullanılan prim, imza parası, jest ödemesi gibi ne kadar tuhaf , düzensiz ve keyfe bağlı ödeme varsa bunların mucidi bay Hamdi’dir. Bugüne kadar da, amaca hizmet etmiştir.
“ÖNDEN YÜKLEMELİ” SÖZLEŞME…
İşte bugün THY yönetiminin başvurduğu “önden yüklemeli” toplu sözleşme süreci fikrinin mucidi de yine bay Hamdi’dir. Birçoğumuz unutmuşuzdur. 1 Ocak 2009 tarihinde başlayan 22. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri devam ederken işçiyi yanına çekmek ve sendikayı etkisizleştirmek amacıyla 24 Mart 2009 tarihinde ilk 6 ay için % 6 zam yaptığını açıklamıştı. Gerekçe de ilginçti: “Çoğunluk tespiti ve yetkiye ilişkin prosedürün uzaması.” Düşünün, kapsam dışı personel hariç çalışanların neredeyse tamamının üye olduğu bir sendikaya karşı “Dur bakalım gerçekten üye sayın yeterli mi” diyerek itiraz edip süreci savsaklayıp sonra da “süreç uzuyor, hadi size bir kıyak yapalım, sendikayı boşverin , size % 6’yı peşinen verdim.” demek gerçekten bir Cin Ali projesi idi.Sonuçta 27 Mayıs 2009 tarihinde 22. Dönem TİS imzalanmış ve ilk 6 ayın artış oranı % 8 olarak belirlenmişti.
Şimdi THY yönetimi de aynı formülü devreye soktu ve % 50 zam uygulamaya başladı. Amaç sendikayı etkisizleştirmek ve “çalışanını düşünen, mağdur etmeyen” algısını yerleştirmek. Amaç , sözleşmeyi uzatabileceği kadar uzatmak ise, bu işin sonu karakolda pardon Yüksek Hakem Kurulunda biter. Hayırlo olur mu, olmaz. Çünkü, YHK kararı kesin. Ne verdiyse o. İtiraz etmek de mümkün değil. Dileriz iş oralara gitmez. Grev lafını aklınıza bile getirmeyin. Tam da turizm sezonuna gireken Cumhurbaşkanının buna izin vereceğini düşünebilir misiniz? Kaldı ki, grev erteleme kararı aslında grev kararının kaldırılması anlamına geliyor.
HAVA İŞ, PAZAR MESAİSİNDE DE İNDİRİME GİTTİ !
Peki bu noktaya nasıl geldik? Pazar mesaileri bu işi kördüğüm haline getiren sorun. Dava bitti ama kavga bitmedi. İki taraf da davayı kendilerinin kazandığını iddia ettiler.Kriz, kozların paylaşılacağı toplu sözleşme masasına da geldi. Uçuş personelinin artan baskısı sendikayı zorlamaya başladı. Aslında bıraksanız Hava İş, pazar mesailerini bir tarafa bırakıp sözleşmeyi imzalayacak gibi görünüyor. Niye diye sorarsanız, sendikanın son teklifine bakın. ” Pazar gününe denk gelen uçuşlar 3 yevmiye olarak hesaplanır şeklinde yıllardır TİS metinlerinde yer alan madde aynen uygulansın” diyen sayın Hava İş, THY’ye ilettiği son teklifinde pazar fazla mesai ücret talebini 3 yevmiyeden 2 yevmiyeye indiriverdi ! Gitti mi sizin pazar mesai alacaklarınızın üçte biri ? Gitti. Sen bu tavizi daha işin başında verirsen, işveren de bu gollük pası doksana takar ve “hiç ödemeyeceğim” der. Yaşadığımız süreç Türk filmi değil, THY işvereni de o filmlerdeki babacan patron Hulusi Kentmen değil !
İşin özü, pazar mesaileri badem oldu. THY hayatta bu mesailere dönmez. Bu kesintiden dolayı ciddi para kasada kaldı.İzleyen yıllarda da önemli ölçüde tasarruf sağlayacak. Haa kavga çıkar mı? Çıkmaz. Türk filmlerinde devam edelim. Kayıkçı kavgası sürerken bir ses duyulur “Durun siz kardeşsiniz !” Bu TİS de böyle imzalanır veya “direnen sendika” profilini destekleyecek şekilde uyuşmazlık YHK’ya gider. Biz de, 2 sene sonra 29. dönem TİS öncesi yine pazar mesailerini konuşuruz. O nedenle yol yakınken, sendikadan istifa edip dayanışma aidatına geçmek ve alternatif sendikada birleşmek en mantıklı çözüm gibi görünüyor. Bireysel kararlarınız kaderinizi belirleyecek…
Güzel özetlemiş süreci sayın yazar. Durun bakalım daha neler gelecek başımıza.
Hepsi birbirinin adamı,aynı tastan su içmişler saray ne derse onu yapmak zorundalar gerisi boş. Ne çalışanına değer vermeyen, kıymet bilmeyen, baskıcı , sömürücü şirkete ne de iktidardan beslenen, çalışan lehine hiçbir şey yapmayan sendikaya zerre güven olmaz, hepsi iyi polis kötü polisi oynuyor da tepkisiz neme lazımcı şark kurnazı çıkarcı çalışanlara da bunlar müstahak aslında.
Haydi bakalım Hava iş. Ne kadar samimisin görelim. Vur masaya yumruğunu.