Değerli okurlar, sonunda şapkadan tavşan çıktı ve THY 26. Dönem Toplu İş Sözleşmesinde anlaşma sağlandığı sızdırıldı. THY ve Hava İş’ten yalanlama gelmediğine göre demek ki anlaşılmış ! Taraflar iyi ayarlamışlar işi. Borsanın kapalı olduğu Cumartesi sabaha karşı açıklama yaparak sıkıntıdan kurtulduklarını düşünmüş olmalılar. İyi de, “anlaşma sağlandı” haberinin Borsada Pazartesi sabah oluşacak hareketliliği nasıl engelleyecekler? Burada doğru olan, gerek THY’nin ve gerekse Hava İş’in detay vermeseler de resmi bir açıklama ile “anlaşma sağlandığını” duyurması idi. Özellikle THY’nin yatırımcı kararlarını doğrudan etkileyebilecek bir konuyu doğrudan duyrması gerekirdi. Ama 3 aydır THY’nin, TİS ile ilgili tek bir açıklama yapmadığını düşününce Diyeceksiniz ki, nasıl başlarsa öyle gider. Doğru, taaa Zeytin Dalı sürecinden bu yana baktığınızda yaşananlara şaşırmamak gerek.
ARABULUCU BAHANE, UZLAŞMA(!) ŞAHANE …
Bundan tam 1 ay önce arabulucu sürecinin tamamlanmasından sonra Hava İş’in Grev kararını açıklamaktan başka seçeneğinin kalmadığını ama bunun imkansız olduğunu yazmıştık. Çünkü “yapılmayacak olsa bile” grev kararı alınmasının işvereni rahatsız edeceğini söylemiştik. G harfi bile telaffuz edilmeden anlaşma sağlanıvermiş oldu böylece… Arabulucu da, bir türlü uzlaşamayan(!) tarafları anlaştıran aparat olarak görevini yaptı. Öyle ya, 3 aydır anlaşamamış, sadece 1 toplantı yapabilmiş, uzun yıllardır artık klasikleşen maddelerde bile uzlaşamayan tarafların, bir anda “anlaştık” demeleri inandırıcı olmayacaktı. Bir gerekçeye ihtiyaçları vardı, onu da arabulucu sağladı. Yani biz anlaşamıyorduk ama arabulucu bizi anlaştırdı… Yerseniz… Arabulucu demişken, geçen haftaki yazımda kimliği konusunda ipuçları vermiştim. istanbul dışından olduğunu(Adana- Çukurova Üniversitesi) yazmış, ekonomi konusundaki “iyimser” fikirlerine yer vermiştim. İnanmayanlar Prof. Dr. Enver Alper Güvel’in paylaşımlarına baksınlar. Neyse uzatmayalım, ne hikmetse sır gibi saklanan arabulucunun adını da geçen hafta ortasında yine airlinehaber sayfalarında okudunuz.
ELELE VERİP ÇALIŞANI 3.5 AY OYALADILAR
Sonuçta baştan beri anlaşma ile biteceği belli olan bir süreçte, çalışanlar tam 3.5 ay süreyle oyalandı. THY, birikmiş farkları geciktirerek faizi ile bir kısmını ödeme cinliği peşinde iken, sendikamız da farklarını almak için tekrar Hava İş’e dönenlerin sayısını artırma, Havasen’in beline kazmayı vurma derdindeydi. Herşeyin bir sonu vardır. Süreç haftabaşında tamamlanırsa, evli evine, köylü köyüne, Havasen’den gelenler de tekrar sendikalarına dönecekler. Bunu doğal bir davranış biçimi anlamında söylemiyorum. Sızdırılan maddeler bile Hava İş’ten ayrılmak için yeterli.. Hani sözleşme 2 yıllık imzalanacaktı? Tatlıbal ile başlayan 3 yıllık sözleşme geleneği devam ediyor. Bakın bu bile başarısızlığın tescilidir. parayı pulu boşverin, işverenin 3 yıl dayatmasına boyun eğiyorsan başarıdan söz edemezsin. Napolyon, cephede savaşı kaybeden komutana sormuş: Neden kaybettiniz? Komutan cevaplamış: 10 tane sebebi var… Napolyon söyle bakalım deyince komutan başlamış saymaya: “Birincisi, cephanemiz bitti” Napolyon sözünü kesmiş: “Tamam, diğerlerini saymana gerek yok… O hesap işte, sözleşmeyi 3 yıllık imzaladıysan bu yeterlidir, öteki maddeleri söylemesen de olur !
UÇUCULAR KOMİSYONA (MI) HAVALE?
Daha TİS metnini görmedik ama ilk sızdırılanlara göre bir değerlendirme yapalım. İlk 6 ay için gerçekleşen TÜFE’nin(Temmuz-Aralık 2018) üzerine % 6 isteyen sendikamız % 2’ye razı olmuş. İkinci 6 ayda TÜFE’nin üstüne % 5 isterken talebini % 1.5’e çekmiş. İkinci yılda ise her iki 6 ayda da TÜFE + % 4 isterken şimdi sırasıyla % 2 ve % 1.5 oranlarına imza atmış görünüyor. Şimdi soralım; TİS’i yine 3 yıllık yaptınız, TÜFE üstü mini minnacık zamlara razı oldunuz da karşılığında ne aldınız.? Tahminimi söyleyeyim. Geçen dönemki TİS’e bir iki makyajla aynen imza attılar, Uçucular ile ilgili düzenlemeleri ise komisyona havale ettiler… Neyse nasılsa üç vakte kadar gerçeği öğreniriz, sonra da “böyle başa böyle traş” diye söyleniriz…