THY'YE KESİN 30 TANE B787-9 30 TANE A350-900 GELİYOR…

Türk Hava Yolları’nın Airbus ve Boeing Siparişleri Kesinleşti.

            Türk Hava Yolları, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklama ile Eylül 2017 döneminde Boeing ve Ocak 2018 döneminde Airbus firmaları ile uçak satın alma konusunda imzalanan niyet anlaşmaları çerçevesinde siparişlerin kesinleştiğini duyurdu.

            KAP’a yapılan Türk Hava Yolları özel durum açıklamasında; “Ortaklığımız Yönetim Kurulunca, geniş gövde uçak ihtiyacının temini kapsamında 2019 yılında 6 adet, 2020 yılında 14 adet, 2021 yılında 10 adet, 2022 yılında 12 adet, 2023 yılında 11 adet ve 2024 yılında 7 adet olmak üzere, 50 adedi kesin ve 10 adedi opsiyon olmak üzere toplamda 60 adet geniş gövde uçak satın alınmasına karar verilmiştir. Buna göre, Boeing firmasından 25 adet kesin, 5 adet opsiyon toplam 30 adet B787-9 tipi yolcu uçağı ve Airbus firmasından 25 adet kesin, 5 adet opsiyon toplam 30 adet A 350-900 tipi yolcu uçağı satın alınacaktır” denildi.

            Airbus’ın en yeni geniş gövdeli uçağı olan A350-900’ler için imzalar, Ocak ayında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un huzurlarında düzenlenen törenle, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı M. İlker Aycı ve Airbus CEO’su Tom Enderstarafından Paris’teki Élysée Sarayı’nda atılmıştı. 787-9 Dreamliner satın alma görüşmelerine ilişkin mutabakat zaptı ise, Boeing ve Türk Hava Yolları arasında, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler‘in (BM) 72. Genel Kurul görüşmelerine katılmak üzere gerçekleştirdiği Amerika Birleşik Devletleri gezisi esnasında Eylül 2017’de imzalanmıştı.

            Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı M. İlker Aycı, kesinleşen uçak siparişlerine ilişkin olarak yaptığı açıklamada şunları kaydetti; “Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz Eylül ayında Sayın Cumhurbaşkanımızın çok değerli destek ve katılımlarıyla New York’ta, dünyanın en modern teknolojiye sahip uçaklarından biri olan 787-9 Dreamliner’ı filomuza katmak için Boeing ile bir ön mutabakat zaptı imzalamıştık. Yine aynı şekilde bu yılın Ocak ayında, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Macron’un değerli iştirakleriyle, A350-900’ü filomuza katmak adına Airbus ile karşılıklı iyi niyetimizi beyan etmiştik. Bugün, bu niyet imzalarını resmiyete dökmüş bulunuyoruz.

            İnşası tamamlandığında transfer merkezimiz olarak hizmet verecek olan Yeni Havalimanındaki geniş gövde ihtiyacımızı karşılamaya yönelik oldukça önemli bir girişim olarak addettiğimiz Boeing siparişi, Cumhuriyetimizin 100. yılında filomuzu daha da güçlendirecek ve yolcularımızın memnuniyet düzeyini çok daha üst seviyelere taşıyacak olan büyük bir adım.  Aynı şekilde Airbus firması ile kesinleştirdiğimiz siparişimiz, sadece Türk Hava Yolları’na değil, ülkemiz havacılık sektörüne de büyük kazanç sağlayacaktır.

            Attığımız bu adımların, ülkemizin bayrak taşıyıcı havayolu şirketi, Türk Hava Yolları’nın istikrarlı yükselişine büyük bir ivme katmakla kalmayıp, aynı zamanda Türk Sivil Havacılığı için de oldukça önemli bir katma değer olacağına dair tam inancımızla, haklı bir mutluluk yaşıyoruz.”

Türk Hava Yolları A.O.
Basın Müşavirliği

NOT/ İŞTE HER İKİ UÇAĞIN TEKNİK ÖZELLİKLERİ
 

A350-900 B787-9 B777-300ER
Standart Koltuk Kapasitesi 325 290 396
Maksimum Menzil 15000 km 14140 km 13700-14400 km
Gövde uzunluğu 66,8 m 63 m 73,9 m
Kabin Genişliği 5,61 m 5,49 m 5,86 m
Motorlar RR Trent XWB GEnx-1B70
yada
RR Trent 1000
GE90-115BL
Kargo Kapasitesi 172,4 m³ 154,4 m³ 201 m³
MTOW (Maximum Kalkış Ağırlığı) 280 t 251 t 351 t
Motor İtiş Kuvveti 2x 373 kN 2 x 321 kN 2 x 512 kN
Liste Fiyatı 311 Milyon $ 270 Milyon $ 347 Milyon $

 
A350-900 ile B787-9 kıyasladığımızda dikkatimizi çeken ilk şey, yolcu ve kargo kapasitesi açısından ikisinin de B777-300ER ‘ye kıyasla bir numara küçük kalıyor olmalarıdır.
Artan rekabet, dönem dönem duraklasa da uzun vadede artış gösteren yakıt fiyatları, hava yolu şirketlerini daha sıkı tasarruf yapmaya itiyor. Bu sebeple, geliştirilen yeni uçaklarda verimlilik büyük önem taşımakta. Bu noktada, A350 ile B787’nin, B777-300ER’ ye kıyasla %20’ye varan yakıt tasarrufu avantajları ortaya çıkıyor. Her iki uçağın da ortak noktası hafif olmaları. B787 %50, A350 ise %53’lük kompozit malzemeden oluşuyorlar.
İki uçak da birbirine çok benzer gözükse de detayda farkları var
Boeing’in B787’nin total ağırlığının %50 si  kompozit malzemeden üreteceği kesinleşmişken, Airbus A350’yi gövde yapısı 70’li yıllara dayanan (A300Serisi) A330’un gövdesini kullanarak üretmek istiyordu. İlk proje haliyle havayolu şirketlerinden sipariş yerine tepki alan Airbus, A350 projesini sil baştan alarak, daha geniş gövde ve total ağırlığın %53’e varan kompozit malzeme oranı ile yeniden tasarladı. Yeni hali ile B787’ye ciddi anlamda rakip olan A350, B787’ye kıyasla daha geç piyasaya sürüldü fakat B787’nin ilk yıllarında yaşadığı ve hepimizin ilgiyle takip ettiği teknik problemler arınmış bir halde satışa sunuldu.
A350’nin gövdesi daha kolay onarılabiliyor
İki uçak aynı prensibe sahip olsalar da, gövde yapılarında önemli farklılıklar var. Örneğin B787’nin gövdesi, birbirine monte edilen kompozit malzemeden hazırlanmış silindir şeklindeki gövde segmentlerinden oluşurken, A350’nin gövdesi, Al-Li alaşımlı ve Kompozit malzemeden oluşan iskeletin üzerine döşenen kompozit malzemeden üretilmiş panellerden oluşuyor.
Bu noktada A350’nin bir avantajı ortaya çıkıyor
A350’nin bir avantajı da gövdeye alınan darbelerle oluşan hasarın onarımında, gerekirse hasarlı panellerin değişmesi. B787’nin gövdesinde oluşacak hasarın onarımına göre daha kolay olması. Ayrıca A350’nin Kokpit bölümü Al-Li alaşımlı malzemeden oluştuğu için, kuş çarpmaları gibi durumlarda darbeye daha pozitif tepki veren bir avantaja sahip. (Bizim havalimanlarımızda, sık sık görülen ve gerek alt yapı gerekse eğitim eksikliğinden kaynaklanan yer araçlarının uçaklara çarpıp gövdeye verdiği zararın yanı sıra,kuşların verdiği hasarlar unutulmamalı)
B787’nin kabin atmosferi daha temiz
Son yıllarda sıkça duyduğumuz kabin içi zehirli gazların yayılması (aerotoksit problemi) sorununun sebebi, kabine basılan iklimlendirilmiş hava sisteminin ihtiyacı olan havayı motorlardan almasıdır. A350’de kabine hava alımı, modernleştirilmiş olsa da halen motorlardan alınmaktadır. B787’de ise elektrikli bir pompa ile kabine hava alınarak, motorlardan hava alımı kesilmiş, bu sayede kabin içi atmosferin daha temiz olması sağlanmıştır. Bu sistem 1950’li yıllarda üretilmiş B707 uçaklarında hava motorlardan değil, 3 motorun üzerine yerleştirilmiş Turbo Kompresörler (fan)den alırdı. İkide bir uçakların, kabindeki duman kaynaklı dönüşlerinin nedeni, motor yataklarındaki yağların yüksek ısıda yanarak kabine giden havayı etkileyebilmeleridir. Bu nedenle B787, dedesi olan B707 deki sisteme geri dönüş yapmış olmalı. Bu sistem zaman zaman uçak kabinlerinde hissedilen Duman ve duman kaynaklı kokuyu giderecektir. 
İki uçakta da kabin içi atmosferin daha nemli olması solunum sistemimize daha rahat bir ortam sağlamaktadır.
Her İki uçakta da kabin içi basıncı (differential pressure) yükseltildiğinden, uçuş esnasında diğer uçaklardaki gibi deniz seviyesinden 2500 metre yüksekliğe denk gelecek basınç değil, yaklaşık 1700 metre yüksekliğe denk gelecek basınç mevcut. Yani bu, uçağın insan vücudu için daha uygun olduğu ve yolcuların basınç değişiminden daha az etkileneceği anlamına gelmektedir. 
A350’nin sistemlerini daha sık kapatıp açmak (resetlemek) gerekiyor
İki uçakta da elektronik sistemlerin oranı son derece yüksek. EASA’nın yapmış olduğu bir uyarıya göre A350’nin sistemlerini her 149 saatte bir (6 günde bir) tamamıyla kapatılıp açılması gerekiyor. Aksi takdirde sistemlerde hata oluşabiliyor. FAA ise B787’nin FCM ‘inin (Flight Control Modules) 22 günde bir resetlenmeye ihtiyacı olduğunu açıklamıştı.
Konfor açısından A350 diyorum…
B787’nin pencereleri daha büyük, gerektiğinde bir düğmeye basılarak pencere camlarının kararmasını sağlayan bir teknolojiye sahip. Ancak, bu sistem teoride kulağa hoş geldiği kadar mükemmel işlemiyormuş. Ne yazık ki bu nesil pencereler, dışarısı aydınlık olduğu zaman bazen önümüzdeki ekranda film izlemeyi zorlaştıracak kadar ışık geçirebiliyor. Bu sebeple bazı havayolu şirketleri, pencereleri alışagelmiş sürgülü tente ile sipariş ediyorlar.
Ayrıca B787’nin camlarının normalden daha fazla ısınma gibi bir durumu var. Bazı yolcular açısından cam kenarında oturmak aşırı sıcak hissi verebiliyor.
A350 ise 57 dB kabın içi gürültü ile A380 kadar sessiz bir kabine sahip, ayrıca el bagajlarının konulduğu bölmeler B787’ye kıyasla daha yüksek. Tavan yüksekliği açısından B787’den daha ferah bir his veriyor. Kabin genişliğinin B787’den daha fazla olması da, koltukların yada koridorların daha geniş olmasını sağlıyor.
Uzun mesafe uçuşlarda A350 daha cazip olabiliyor
Katalog verilerine göre her iki uçak da, 1 yolcuyu 100 km uçurabilmek için 2,5 ile 2,9 litre arası yakıt tüketiyor. Fakat kısa mesafede B787’nin daha hafif olması daha az yakıt tüketimine yol açarken, A350’nin daha uzun nonstop uçarak yakıt ikmali için iniş-kalkış masrafları ortadan kaldırması, ultra uzun uçuşlarda A350’yi daha ekonomik kılıyor. Örneğin A350-900’ün gerekli konfigürasyonla İstanbul’dan Avustralya’ya nonstop uçması mümkün. (THY bu uçakları alırsa kısa mesafe uçurmayacağına göre cazibe artıyor) Zaten uzun menzilli uçakları kısa mesafede uçurmak, çekirge gibi sıçra-in uçuşları (yüksek cycle nedeniyle) gövde, motor ve iniş takımlarında erken yorulmaya neden oluyor.  
Sonuç olarak; Her ne kadar A350 THY için daha cazip görünse de, B787 de yabana atılacak bir uçak değil…
Yolcular açısından her ne kadarda benzer uçaklar olsalar da, havayolu şirketleri açısından tamamıyla farklı uçaklardır. Farklı Kokpitlere ve teknolojilere sahip olduklarından ayrı ayrı Pilot ve Teknisyen eğitimi gerektirir. Ayrıca yedek parçalarının da farklı olması yatırım maliyetlerini arttırır. Fakat tüm bunlara rağmen, THY gibi belli bir büyüklüğe ulaşmış şirketler açısından, iki modeli de elinde bulundurmak avantaj sağlar. Şirketin bakım konusunda iki model üzerinde de tecrübe kazanması, ileride iki farklı uçağı az sayıda kullanan ve dışarıdan bakım hizmeti alan hava yollarına bakım hizmeti sunma potansiyelini arttırabilir. Aynı şekilde iki ayrı modele Pilot yetiştirmek de kazançlı olabilir. (THY Teknik, her iki uçak tipi için de eğitim alacaktır. Çünkü müşteri uçaklarına bakım hizmeti verip para kazanmak isteniyorsa her iki tip için de teknisyenlerine tip eğitimlerini aldırmaları gereklidir)
Ayrıca;
A350 ile B787’nin bir anlamda birbirini tamamlar olmasının yanı sıra, modellerin birinde meydana çıkabilecek bir üretim/tasarım hatası sonucu uçuş yasağı gelmesi halinde, uzun mesafe uçuş yapan tüm filo yerde kalmak zorunda kalmaz. Nitekim geçmişte DC-10 lara uçuş yasağı geldiğinde filosunda sadece DC-10 bulunduran havayolu şirketleri yasak sürecinde büyük paralar kaybettiler.
Geçmişte olanın bugünde olabileceği, bataryalarda yaşanan tehlikeli sorunlardan dolayı 2013 yılının Ocak ile Nisan ayları arasında B787’ye FAA tarafından uçuş yasağı getirilmesiyle tekrar ispatlanmış oldu. Bu nedenle de bakılırsa, THY geniş gövde seçimini, 40 uçak alınacak varsayımıyla yarı yarıya yapmasında fayda var.
Kasım 2017 tarihi itibarı ile Dünya genelinde kim ne kadar sipariş almış…
B787’den toplamda 1287 adet sipariş edilmiş (bunun 703’ü B787-9 olmak üzere), toplam 625 adet teslimat yapılmış, (bunun 275’i B787-9). Boeing 2018 yılında aylık B787 üretimini 14 adete çıkarmayı hedefliyor.
A350’den ise toplamda 858 adet sipariş edilmiş (bunun 681 adedi A350-900), toplamda 133 adet teslimat yapılmış ve teslimatlarının hepsi A350-900 versiyonu olmuş. 2018 yılında Airbus da A350 üretimini aylık en az 12 adet uçağa yükseltmek istiyor.
 

Exit mobile version