THY’NİN "YERSEN"SÖZLEŞMESİ VE KURUMSAL KİMLİK

2017 yılının rezervasyonlarının başladığı bu günlerde terör örgütü veya örgütleri yine yapacağını yaptı. Bu olayların zamanlamasının kasıtlı yapıldığından adım gibi eminim. Bir devleti silah zoruyla çökertemeyince ekonomik olarak yıkmaya çalışmaktan öte bir şey değil. Bu maç çıkışı yapılan terör girişiminin 2017’nin rezervasyonlarının başladığı zamana getirilmesi bu tezimi doğrular nitelikte.
Umar ve dilerim ki, ülkemiz bu terör olaylarından bir an önce kurtulur ve önümüze bakacak hale geliriz. Aksi takdirde terör girişimleri ülke ekonomisini tehdit etmeye devam ettiği müddetçe işimiz zor olacak. Buna karşı tek yol milli birlik ve beraberliğimiz. Ancak siyasilerin arasındaki dalaşma bu yolu da tıkıyor. Kısaca yarının ne getireceğini tahmin etmek en azından benim için çok zor.
Yukarıdaki yazdıklarım bir vatandaş olarak gördüklerim. Sonuçta havacılık içeren konuları yazsam da aynı zamanda sizler gibi bir vatandaş olduğumu unutmayın diyerek konumuza girelim.
THY’nin eski basın müşaviri Ali Genç, Yüksek İrtifa isimli THY’nin son 11 yılını özetleyen bir kitap yazmış. Bana da bizzat imzalı olarak takdim etti. Buradan bu güzel kitap için ve bizzat gelerek takdim ettiği için bir kez daha teşekkür ediyorum.
Kitabı okumaya başladığımda, Ali Genç kardeşimizin havacılık sektörü ve Türk Hava Yollarını içeren yeterli bir arşivi olmadığını ve bu kitabı yazarken zorlandığını ifade etmiş olduğunu gördüm. Çok haklı. Gerçekten 2008 de yayınlanan 75.yılında Türk Hava Yolları yayınından sonra, geçmişle ilgili bilgi ve belge bulmak bile zor. 75.Yıldan 83.Yıla hangi yöneticilerle gelindiyse artık…
Ali Genç yine kitabında THY’de üst düzey yönetici olmak sıfatıyla bir çok olaya şahit olduğunu,ancak bunları yazmanın etik olmadığını belirtmiş. Ali bey kendi cephesinden haklı olabilir ama bizim ekibin böyle bir mecburiyeti yok. Onun yazamadığını zaten biz yazıyoruz.
Airlinehaber olarak yayınladığımız “İKTİDAR SAVAŞLARI” dizimiz bittiğinde onu da kitap haline getirmeyi düşünüyoruz. Kısaca bu tür kitaplar, köşe yazarlarımızın yazıları ve arşiv bilgileri bir şirketin kurumsal kültürü olacak gibi duruyor. “Geçmişini bilmeyen geleceğini yönlendiremez” ne kadar da güzel bir sözcüktür. Hıncal Uluç’un zamanında dediği gibi “Türk Hava Yolları üzerinde güneş batmayan bir kurumumuz.” Bu büyük markalar ülkelerini her yerde temsil etmekteler. THY’de bunlardan biridir.
Peki,THY yurtdışlarında iyi temsil edilebiliyor mu? 
Şimdilerde yabancı ülkelerde THY’yi temsil edenlere bakıyoruz ve duyuyoruz ki, bir çoğu lisan bile bilmiyor. Olacak iş mi bu? Koskoca THY Türkiye’mizin iftiharı olan şirketimizi temsil edenler tarzanca konuşuyor. İnanılmaz diyeceksiniz ama size net söylüyorum ve iddia ediyorum ki çoğu lisan bilmiyor. Şirkete eleman alırken uyguladığınız sınavı bu zat-ı muhteremlere de yapın bakalım kaç kişi geçecek. Bırakın yurt dışını,Genel müdür yardımcısı ve başkanlıklara getirdiğiniz yandaşlardan KPDS isteseniz kaç kişi 75 üstü not getirir sizce…
Her Türk vatandaşı gibi, her ne kadar bu aralar çok kötü idare ediliyorsa da, çok iyi günlerini de gördüğüm bu kurumun ilelebet yaşamasını isterim. Bu nedenle sıklıkla eleştiriyorum. (Dost acı söyler) Dile kolay tamı tamına 30 sene… Ben eleştirmeyeceğim de,kim eleştirecek?  Medyada eli kalem tutanların hangisi THY’nin geçmişini bilir ki.  Şimdi bakıyorum da gencecik insanlar ya atılmaya ya da emekli olmaya zorlanıyor. THY çalışanlarının şirket ortalaması 6-7 sene civarında.
Sanırım bunlar uçaklar gibi çalışan insanları da gençleştirmeye çalışıyor. İyi hoş da, bilgi, beceri ve en önemlisi deneyimi ne yapacaksınız? Örneğin; Bir teknisyenin en az 12-13 sene sonra deneyimli sayılabileceği gerçeğini size söylemediler mi?
Bu şirkette tabii ki, kurumsal kimlik yaşamaz. Kim ne biliyor da neyi anlatacak. Neyse ki ben ve arkadaşlarım varda eskileri hatırlatıyor ve internet ortamında bunları kalıcı hale getiriyoruz. Bir gün “THY’DE İKTİDAR SAVAŞLARI” dizimiz bugünlerde yaşanan acemiliklere ve havacılıkla uzaktan yakından alakası olmadan paraşütle tepemize inen yöneticilere de gelecek. Tabii ki, İyi ve kötü yanları ile.
Bugün bu ortamlarda yazı yazarak güzel bir emeklilik geçiriyorsam bunu aileme ve THY’ye borçluyumdur. THY sayesinde dünyada görmediğim yer kalmadı desem yalan olmaz. Benim eleştirdiğim 83 yıllık milli havayolumuz değil, onu yönetenlerdir. Bu farkı göremeyenlerin olduğunu zaman zaman görmekte ve gülmekteyim. THY’nin tüyü bitmemiş bir yöneticisinin yanlışını yazıyorsun, kalkıp biri de ‘Sefa Bey bu ne THY düşmanlığı’ diyebiliyor. Bu kişi sapla samanı ayırt edemediğinden ikisi arasındaki farkı da çözememiş olabiliyor.Bir gün sapla samanı ayırt etmeyi anlayacaktır diyerek gülüp geçiyoruz.
Yazılacak o kadar çok konu var ki. Yazdıkça yazasım geliyor deniyor ya, işte aynı böyle bir durum söz konusu. ‘Çalışanlardan yanayız’ diyerek bu işe başladık. Sanırım bir Allah’ın kulu da kalkıp şunun bunun yalakalığını yapıyorsunuz diyemez. Bizim işimiz sadece havacılık ne siyasetle ne ticaretle işimiz olmadığı gibi, ceket ve etek altına girerek hayatımızı devam ettirmeye de niyetimiz yok. Sektörümüz için bu platform çok önemli. Mutlaka sahip çıkın.
Hani “THY’de Operasyon başlıyor”(Haber için tıklayınız..) başlıklı bir yazı yazmıştık. Bu yazıdan sonra Boş-İş sendikası sözde bir şeyler yazdı. İnanın ki okumadım ve yayınlamadım, İnsanın aklı ile dalga geçilmez diye düşündüm. Aslında sizler de ve bende neyin ne olduğunu biliyoruz. Aslına bakacak olursak onlar seçim zamanı kendilerini saklamadılar. Ne olduklarını söylediler. Bazen onları eleştirirken acaba yanlış mı yapıyorum diye düşünürüm. Suçlu belki de sizlersiniz. Zorla veya değil fark etmez. Kapalı sistem bir oylamada bu yönetime bir şekilde oy verilmiş ki bunlar iktidara gelmiş.
Neyse konudan kopmayayım. THY’deki operasyon başlıyor haberindeydik. Sonra operasyonu Ocak ayına çektiler. Ne yazdıysak tuttu. Çünkü biz çalışanlara, çalışanlar da bize çalışıyor. Ben evdeyim dışarı çıkmam. Oturduğum yerde binlerce muhabirimiz var. Sanal sendika gibiyiz. THY o kadar cicili bicili bir emeklilik ve yazısı yazmış ki, işi bilmeyen alkış tutar.
Yargıtay kararlarında ikale “bozma sözleşmesi” sözleşmenin, doğal yollar dışında tarafların ortak iradesiyle sona erdirilmesi yönündeki işlem olarak tanımlanmaktadır. Yani, iş ilişkisinin karşılıklı anlaşmasıyla bozulması demek oluyor. THY’nin yaptığında karşılıklı bir irade, anlaşma yok ki. Tek taraflı olarak bu ikale anlaşması çalışanın önüne konuyor ve “imzala, imzalamazsan… diyor.
Çalışma hayatının uzmanı olan Ali TEZEL, bunun adını haklı olarak, “Yersen Sözleşmesi” koymuş. İkale sözleşmesi sadece işçinin haklarını koruyorsa ve işçi tarafından dava açılmamışsa geçerli ama işçinin hakları eksik ödenmişse veya işçi dava ederse geçersiz olan bir sözleşme türüdür. Yani, işçi yerse geçerli, yemezse geçersizdir. Uzun sözün kısası; İkale sözleşmesi, işçinin işe iade davasını işveren tarafından yok edilmesi işleminden başka bir şey değildir.
( Ali TEZEL’in İkale Sözleşmesi ‘Yersen Sözleşmesi’ yazısı için tıklayınız.. )
Ancak biz yapılmak isteneni anladık ve işin perde arkasını çalışanlara yazalım ki oyuna gelmesinler dedik. Bildiğiniz üzere perde arkasını Rauf Eren kardeşimiz köşe yazısında mükemmel anlattı.   ( Rauf EREN’in yazısı için Tıklayınız..)
Bu sefer de mail ve yorum eşliğinde sorular başladı. Peki, sizce ne yapalım? diyenler arttı da arttı.
Tabii ki, kimseye şunu yapın bunu yapmayın diyecek değiliz. Siz bilirsiniz, işin perde arkasını da yazdık oturup düşünün dedik.
Peki, Sefa Bey siz olsanız ne yapardınız diye gelen sorulara cevabım;
Ben Sefa İnan olarak, bu durumda kalsam kesinlikle ne emekli olurum ne de ikaleye yanaşırım. Buyurun atın derim ve mahkemede catır catır hakkımı arar ve alırım. Sendikanın yeni hukuk müşaviri Abdi Pesok Bey çok iyi bilir. İşten çıkartılma davasına ben Avukatsız girdim. Genelde sonuç bellidir. Mahkeme tazminatı yazar ve işe iade eder. THY işe başlatmaz. Tazminatı öder.
THY kalkmış,Pas bilet ve CED bilet hakkını yazmış. Kendilerince, bak emekli olmazsan bilet alamazsın hee demek istiyorlar. Verdikleri bilet de rezervasyonsuz. THY’den ayrılalı tam 10 sene oluyor. 3 veya 4 defa hadi hatırlayamadım diyelim olsun 5 kere uçağa binmişimdir. Alacağınız tazminata bakın sonra düşünün.
Sevgili çalışanlar; Sizlere bir şekilde emekli ol veya ikale ile anlaşalım deniyorsa işveren sizi zaten gözden çıkartmış demektir. Bu nedenle aman ha belki ilerde vazgeçerler diye sakın düşünmeyin. Fişlemişler bir kere…
Bilmem anlatabildim mi?

Exit mobile version