Sevgili okurlarım;
Yaz mevsimi başladı. Her sene olduğu gibi Eylül sonuna kadar AVŞA adasında kalacağım. Benim için hobi, çalışanlarımız için ekmek kapısı olan haber sitemiz, haziran ayı itibarı ile 3. yılını doldurmuş olacak. Kısaca sektörel yayın yapan haber sitelerinin en yenisi olmamıza rağmen siz değerli okurlarımız sayesinde kısa zamanda en çok okunan sitelerden biri haline geldik. Bu nedenle 4.yıla girdiğimiz bu günlerde, tüm okurlarımıza bize olan güvenleri dolayısıyla teşekkür ediyoruz.
AVŞA adasında olmam, sizlerden ve havacılık haberlerinden uzaklaşmam demek değil. Geçen senelerde olduğu gibi yine AVŞA adasından haberlerimizi ve önemli konularda yorumlarımızı yapacağız.
Günümüz teknolojisinde kim nerede olursa olsun hiç fark etmiyor. Havalimanının içinde büro açmakla evden veya seyahatte iken haber yapmanın hiç farkı yok. Türkiye’de ve yabancı ülkelerdeki okurlarımız, eş dost ve arkadaşlarımız sağ olsunlar bizi habersiz bırakmıyorlar. Bu nedenle nerede olursak olalım, sizlerden ve haberlerden uzak kalmıyoruz.
Bildiğiniz üzere birçok haber sitesi var. Gayet güzel haberler bulup yapıyorlar. Yerli veya yabancı havacılık olaylarını haber yapmak zor değil. Özel haberler hariç, başkalarının yapmış olduğu haberlerden alıntı yapıyor veya haber yabancı ise tercüme edip yayınlıyoruz.
Bu açıdan baktığımızda, her site aynı gibi görünse de, bizim diğerlerinden farkımız, havacılığın içinden gelen yazarlarımızın olması gerçeği ile kaza, kırım ve çalışma hayatı ile ilgili sorunlarda ön plana çıkmamız. Çünkü kaza, kırım ve sektördeki çalışma hayatı Google havacılarına göre değil.
Google da gerçekten her türlü bilgi edinilebiliniyor. Ancak özgün bir yazı yazmak oradaki bilgilerle çok zor. Toplama bilgilerle önemli kaza ve kırım konularını irdelemek mümkün değil. Çünkü her hangi bir kaza ve kırım olayının kendine özgü nedenleri oluyor. Bu nedenle Google havacıları, kaza ve kırım konularına kendileri yorum yapamayacağından diğer medya organlarından aldıkları yalan, yanlış veya kısır bilgileri paylaşmakla yetiniyorlar.
Ancak; bu haber siteleri, köşe yazılarında yaşanan olayı irdelemektense, şirketlerin kaç uçakları olduğunu, pilotlarının sayısını, kaza ve kırım sayılarını, kapanan havayollarını vb… inceleyip yeni bir konu gibi ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorlar. Buna da özgün yazı diyorlar.
En çok okunan haberler şüphesiz çalışma hayatımızla ilgili olanlar olmakta. Çalışma hayatımız dediğimizde aklımıza hemen sendikalar gelmekte.
Sendikal konulardaki yaşanan rezaletleri hatırlayalım. Hava-İş den ayrılırsanız Nisan ikramiyesini alamazsınız diyen haber siteleri vardı. Bu yanlı gibi görünen, bilgi paylaşımı bence kasıtlı değil bilgisizlikten kaynaklanmakta.
THY pilotlara zam yapacak haberini yaparken bile sendikadan hiç bahsetmemişlerdi.
THY’nin tek başına sadece pilotlara yönelik zam yapamayacağını ilk bizden okudunuz. Çünkü toplu iş sözleşmesine tabi olan şirketlerde tek bir iş dalına zam yapılamayacağını geçmişte yaşananlarla birlikte anlattık. Sonuçta THY tek taraflı zam yapamadı. Çalışanları kasıtlı olmasa da, yazdıkları makaleler ile yönlendirmeye çalışmaları ya kasıtlıydı ya da bilgisizlikten kaynaklıydı. Bu bilinçsizce yazılan makaleleri, çalışanlar okuyup yanlış bilgiler ile pozisyon aldıklarında biz onlara doğru bilgiler sunduk ve bilgi kirliliğine son verdik. Bu nedenle çalışan kesimin teveccühüne mazhar olduk.
Çalışanların bize güvenerek sorunları ile ilgili mektupları sizler de gözlemlediniz. Tarafımıza iletilen her mektubu, kime dokunur, kimin aleyhinde veya lehinde demeden noktasına virgülüne dokunmadan aynen yayınladık.
Kimseye hakaret etmedik ve şimdiye kadar tarafımıza açılmış davalarda hiç ceza almadık. Kimseye vatan haini, fetö’cu demedik. Haddimizi bildik. Ancak, THY’nin haksız olarak attığı ve mahkemelerimizce suçsuzluğu kesinleşen çalışanlarının hep yanında olduk ve hala oluyoruz.
Vatan haini veya FETÖ avcılığına soyunmadık. Çünkü bizim işimiz ne ispiyonculuk ne de taraflı görüş belirtmekti. Yargının vereceği kararı bekledik ve yargı kararına uymayan şirkete veryansın ettik.
Sendika konusunda haddini aşan ve kendine vazife olmamasına rağmen, işçinin kendi iradesi ile seçeceği sendika yönetimini belirlemeye çalışan THY yönetimine ve yandaş haber sitelerine ateş püskürdük. Kısaca zayıfın yanında güçlünün karşısında olduk.
Kişilerin, sektörel deneyim ve bilgisinin olması sadece havacılık olaylarının yorumlanması ile sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda, havacılık çalışanlarının iş hayatında ki zorlukları anlayabilmek ve daha doğrusu hissedebilmesini de sağlıyor.
Bildiğiniz üzere, sendikal ilişkiler ve mesleki konular da görüş belirtebilmemiz için yeterli deneyim ve bilgiye sahip ekibimiz var. Hiçbir okurumuz, herhangi bir konuda yazı yazdığımızda siz kimsiniz, ne anlarsınız bu işlerden diyemiyor. İŞTE BİZİ DİĞER SİTELERDEN AYRI TUTAN ÖZELLİĞİMİZ SADECE BU.
Ayrıca;
Airlinehaber’in para kazanma gibi bir derdi olmadığından, şirket veya kişi farkı gözetme gereği duymuyor ve çalışanlardan yana olan yayın politikamızı aynen sürdürmeye devam ediyoruz. Üç seneyi doldurduğumuz bu günlerde, Bir Allah’ın kulu da kalkıp bize, yanlı yayın yapıyorsunuz demedi ve diyemeyecektir de…
Neden mi diyemeyecek? Çünkü şirketlerden ne kişisel ne de maddi bir beklentimiz olmadığını biliyorlar. Siyasetle ve ticaretle ilgilenmediğimizin farkındalar. Şahsen benim için sadece hobi olan yazarlık sevdam, diğer köşe yazarlarımız içinde aynı. Ne ihalelere girmeye çalışırız ne de profesyonel etkinlikleri düzenlemeye… Bu tür etkinlikler para ile yapılır. Parayı bulmak için ise sponsor aranır. Bazı etkinliklerin sponsorları havayolu şirketleridir. Bugün sana sponsor olan şirketi yarın eleştirebilir misin? Hadi yanlılar yaptılar ve sende onları eleştirdin, hatalarını yüzlerine vurdun diyelim… Bir daha sponsor olarak onları yanında görebilir misin? Tabii ki hayır. Bu nedenle herkes işine bakmalı diyoruz ya.
Bizim işimiz sadece doğruları yazmak ve senelerin verdiği tecrübeyi yeni nesillere aktarmaktan öte gitmez. Kimseye ayrıcalık tanıdığımız yok.
Üçüncü seneyi bitirip, dördüncü seneye girdiğimiz bu günlerde, yayıncılık ahlakımız adına bir şeyler yazma gereği duydum. Umar ve dilerim ki, bundan sonraki senelerde de Allah bizi utandırmasın ve aynı tarzda yayıncılığımıza devam edebilelim.
Değerli okurlarım;
Son günlerde milli havayolumuz THY’de hareketli bir gündem var. Birçok makam el değiştiriyor. Hava-Sen’in kurulması, Hava-İş’in THY’yi taşeron gibi kullanarak Hava-Sen i zor durumda bırakması. THY tarihinde bir ilk olan THY yönetiminin aleni olarak kendini hiç ama hiç ilgilendirmemekle birlikte yasal olmayan bir ilişki sergileyerek sendikal platforma müdahil olması kayda değer olduğundan hepsini hafızama güvenmediğimden THY ve Sendikal İlişkiler başlıklı arşivime şimdiden koydum.
Hatırlayacağımız üzere, Köşe yazarımız Erhan İnanç “ THY ve Hava İş arasındaki sendikal mücadelenin 2000 öncesini iki bölüm halinde yayınlamıştı.” Şimdi ise 2000 sonrası için hazırlık yaptığımdan her gelişmeyi not olarak kaydediyorum. Hiç kimse unutmamalıdır ki, yapılan yanlışlar unutulacak. İleriki zamanlarda birileri, THY ve Sendikal ilişkiler başlıklı Google a bir sözcük yazdığında, THY, Sendika ilişkilerinin 2000 sonrası seyrini ve tabii ki konuya müdahil olan aktörlerinin neler yaptığını okuyabilecektir.
THY ve Sendikal ilişkilerde yaşanan 2000 sonrası en büyük hareket, HAVA-SEN in kurulmasıdır. Hava-İş sendikasına rağmen Hava-Sen’in kurulup binlerce üye yapabilmesi bence 2000 yılı sonrası THY-Sendika ilişkileri konusunun en önemli gelişmesidir. Hava-Sen in kurulması aşamasında ve sonrasında işverenin yasalara uymayan ve üstüne vazife olmayan girişimleri, farklı sendika çatısı altında diye işten çıkarttığı bazı çalışanlar arşivimdeki notlarda şimdiden yerlerini almış durumdadır.
Geçen hafta nasıl geçmişe dönüp kimsenin iç yüzünü tam bilmediği önemli konulara yer verip yeni nesil havacıları aydınlattıysam, ben veya bir başkası, ileride aldığım bu notlar ve yazıları okuyarak yaşanan rezaletleri yazacaktır.
Değerli okurlarım;
Haberlere ve köşe yazılarımıza atılan yorumlarda, okur kitlemizin, son günlerdeki yaşanan gelişmelere bakış açısı ortaya çıkıyor.
Uçuş işletmede yaşanan yönetim değişiklikleri THY uçuş işletme çalışanlarına bomba gibi düştü. Bir nevi yer yerinden oynadı diyebiliriz. Bu değişiklikten kimisi mutlu oldu kimisi olmadı. Atılan yorumlara baktığımda, herkes uçuş İşletme yönetimindeki kişileri kınıyordu. Bugün Levent Yılmaz’a yapılanların bir benzeri, yarın da Alpa kaptana yapılacaktır.
Asaf kaptan, Levent Yılmaz kaptan, Alpa kaptan ve ondan sonra gelecek olanlar için bu günkü yaşananlarda hiç değişiklik olmayacaktır.
Neden mi?
Uçuş işletmenin, kokpit ve kabin ile ilgili makamları çok caziptir. Bu makamlara kim gelirse gelsin mutlaka eleştirileceklerini düşünüyorum. Eleştirilmek istemeyen yöneticiler tabandaki sesleri duyarak hareket eder. O zamanda tavandakiler onu anında görevden alır. Hem tabandan hem tavandan destek gören yönetici THY’de görülmemiştir.
Uçuş işletmedeki binlerce çalışanın bağlı oldukları, genel müdür yardımcılığında uçuş işletme başkanlığı ve kabin hizmetleri başkanlıkları vardır. Genel müdür yardımcılığı ve iki başkanlığı adeta THY’nin yeniçeri başlarıdır. Bilirsiniz, Osmanlılarda yeniçeri başkanları, padişaha bağlı askerlerden oluşmuştur. Yeniçeriler, genellikle savaş alanlarında bulunmamışlardır çünkü ayaklanmaları ve iç huzursuzlukları bastırmak onların temel görevlerinden biri olmuştur.
THY’deki son günlerdeki ayaklanmalar ve iç huzur bozuklukları için, Padişah gibi yetkili THY yönetim kurulu başkanının emrindedirler.
Yukarıda anlatmaya çalıştığım sıkıntılara rağmen, bu makamlar neden caziptir?
Uçuş işletme genel müdür yardımcılığı kadrosuna getirilen bir kaptan ayda 3 saat bile uçsa (simülatör dahil) kıdem ücreti, uçuş tazminatı ve 70 saatlik uçuş görevi yapmış gibi mütalaa edilerek, hat görevinde aynı süre uçuş yapan kıdemli kaptanın almış olduğu ücreti alıyor. (70 Saat ücreti brüt değil net olarak alınıyor)
Durun daha bitmedi. Bu gelirin yanı sıra ekstra makam tazminatı alırlar (bizim zamanımızda, genel müdür yardımcılığı görevine getirilen pilotların tazminatı aylık tüm gelirinin toplamının %60 ı idi) Kısaca, 70 ile 75.000 TL ye ulaşan bir maaş. THY Genel Müdüründen bile yüksek bir getiri.
Bu tazminat, sadece genel müdür yardımcılığının yanı sıra, hiyerarşik düzen içinde aşağı doğru indiğinizde işletme başkanı ve müdürlerde de uygulanmaktadır.
Aynı durum Kabin hizmetleri başkanlığı içinde geçerli. Kabin hizmetleri başkanı, aynı 80 saat uçan bir purserin aldığı ücreti almanın yanı sıra bu rakamın üstüne tüm aylık kazancının %60 ı kadar ekstra makam tazminatını alır. Uçuş işletmedeki müdürlerde de durum aynıdır. Onların tazminatı, %25 dir. Kısaca, akranları deli gibi uçarken, hem onlar gibi uçmadan maaşını tam al üstüne üstlük tazminatı da cabası.
Bu mevkilere gelenler hafta sonları evlerinde, bayramda seyranda aileleri ile birlikte olup memur gibi 08,30-17.00 mesai yapıyor ve halk tabiri ile malı götürüyor. Şimdi bu kişiler için DİK DURUN diyorsunuz.
Bir an kendinizi o makamda görün. Aynı avantajlar size sağlanmış. Uçucu diğer arkadaşlarınıza göre müthiş bir farklılık var. SİZ İSTİFA EDERMİYDİNİZ?
Hadi etmediniz diyelim. DİK DURUŞUNUZA yani tabandan yana tavır aldınız. Bu dik duruşunuz kaç gün sürerdi? Bu nedenle o mevkileri ya kabul etmeyeceksiniz ya da kuzu, kuzu işveren ne derse onu yapacaksınız. MAALESEF DÜZEN BU…
Peki, mesai arkadaşları için, toplumsal düşünerek kendini feda eden var mıdır? Koskoca THY’de bu vasıflara sahip benim tanıdığım sadece 3 kişi oldu.
Şimdi içinizden ben o makama gelseydim kesinlikle mesai arkadaşlarımı düşünür ve taviz vermezdim diyen çıkacaktır. Ona da cevabım hazır. “Bekâra karı boşamak kolay gelir” derler. Diyelim ki gerçekten idealist birisiniz ve işveren sizi o makamlara getirdi. Evet, taviz vermez ve meslektaşlarınızın koşullarını iyiye götürmek için hamle yaparsınız. Buna inanıyorum ama o görevde ilk yönetim kurulu toplantısına kadar kalacağınız kesin.
Kısaca; İnsanları para ile ne isterlerse onu yaptırtıyorlar. Yapmayanı anında yollayıp yenisine bakıyorlar.
Çözüm: Ben durumu ve sorunu detaylarıyla anlattım. Şimdi çözümü siz yazın, ben aydınlanayım.
NOT/ Bu hafta benden THY’nin verdiği zamlar konusunda görüş bekleyen okurlarıma haftaya çok detaylı bir makale ile bu köşede ilgili konuyu işleyeceğimi belirtmek isterim.