Değerli okurlar, “ben demiştim” demeyi sevmem. Ama havacılık sektörünün krize girdiği bugünleri 1 yıl önceden görmüş ve uyarmıştık. Plansız ve hormonlu büyümenin şirketleri zora sokacağını, kabağın da çalışanların başında patlayacağını yazmıştık. Gelinen nokta ortada…Krizin erken patlaması ve yaz sezonunun neredeyse “avara kasnak” (bir işe yaramayan, sonuca ulaşmayan faaliyet, boş çalışma) şeklinde geçirilmesi, düşük sezonla birlikte daha ağır sonuçlara gebe görünüyor. Bundan sonraki 3-4 ay tabloyu daha da ağırlaştıracak. Kış dönemine denk gelen bayramlar şirketlere nefes aldırıyordu. Artık yaz aylarına rastlıyor. Elde ne kaldı? Güdük bir yılbaşı trafiği ve Ocak sonundaki sömestr tatili…Ne diyelim, Tanrı yardımcımız olsun…
Notlar düştü, kel göründü.
Kötü gidişten en fazla etkilenen doğal olarak THY…Ne demişler, büyük başın derdi büyük olur. Aslında Perşembenin geleceği Çarşambadan belliydi. Önce 14 Temmuz 2016 günü(dikkat buyurun darbe girişiminden 1 gün önce) S&P, Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı’nın BB olan notunu BB-‘ye, durağan olan görünümünü ise negatife çekti. Sonra da, 20 Temmuz 2016 günü Moodys THY’nin notunu Ba1’den Ba2’ye düşürdü. Bunlar iyi işaretler değil…İşler kötüye gidiyor.
Ne istiyorsunuz Genel Müdürlerden?
Peki, şirket karanlık ormanda farları sönen ve frenleri de tutmayan bir araba gibi yol alırken THY yönetimi ne ile meşgul? Temel Kotil ile… Aslında son 15 yılda THY’nin temel sorunu bu. Genel Müdürle uğraşan Yönetim Kurulu ! Yahu birader, koalisyon hükümeti işbaşında olsa anlarım. X partililerin çoğunlukta olduğu Yönetim Kurulu, Y partili Genel Müdüre mobbing yapıyor, rahat bırakmıyor, derim. Eee, hepiniz aynı kökten geliyorsunuz, yıllarca beraber ıslandınız yağan yağmurda… Bu kavga niye?
2003 yılında Abdurrahman Gündoğdu Genel Müdür olarak atandığında da aynı şeyler olmuştu. Adamın önce Yönetim Kurulu Başkanlığını aldılar, sonra da yapmadıklarını bırakmadılar. Bizim sitede yayınlanan İktidar Savaşları yazı dizisinin ilk 6 bölümünde Gündoğdu’ya yapılanlar çok güzel bir şekilde anlatılmıştı. Okumayanlara tavsiye ederim. Gündoğdu 2 sene Genel Müdürlük yaptı. Akçeli işlere hiç bulaşmadı. Kimse ona belden aşağı da vuramadı. Hani, amiyane tabirle kadın-kız işleri ile hiç anılmadı. Temel beye bakıyorum aynı profil…Böyle yamuk işleri yok. İkisi de uçak mühendisi, çok iyi derecede yabancı dil biliyor…Derdiniz ne o zaman? Niye uğraşıyorsunuz adamlarla?
Madem çok meraklısın, geç otur Genel Müdür koltuğuna !
Eğer ben daha iyi Genel Müdürlük yaparım diyorsanız, geçin oturun oraya ! Sizi Yönetim Kuruluna, hatta Başkanlığa getiren irade bu isteğinize de hayır demez… Siz yukarıda post kavgası yaparken şirket eriyor, irtifa kaybediyor, farkında mısınız? Hele şu 2016 Ocak ayında Antalya’da yapılan THY Yöneticiler toplantısındaki manzara…Tam bir iletişim faciası...Sahnede İlker Aycı var. Ne diyor ? “Yarın Cuma ve mübarek gün. Bu mübarek günde ben Temel beyin odasına gideceğim ve muhabbet edeceğim. Artık THY yönetiminde kırgınlık var görüntüsü olmayacak” lafa bakar mısınız? Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı, Genel Müdürü ile aralarının bozuk olduğunu, odasına gitmediğini, muhabbet etmediğini herkesin önünde itiraf ediyor. Sonra “küs” olduğu Genel Müdürü sahneye çağırıp sarılıyor ve “barışıyor”… İnanılır gibi değil. Halka açık bir şirketin, üstelik yarısı devlete ait olan bayrak taşıyıcı havayolumuzun tepesinde meğer kavga varmış…Başkan ile genel müdür “küs”müş…Ve bu garip manzara basının önünde cümle aleme itiraf edilmiş…Bu nasıl yöneticiliktir, bu nasıl iştir?
Antalya Faciası…THY’nin tepesinde kavga…
Ocak ayında “barışan” küsler, şimdilerde yeniden kavgaya başlamış. Nereden anlıyoruz? Kotil’in has adamı Selman Nas’ın görevden alınması ile…Nas deyince bir parantez açayım. Kalite Güvence Başkanı iken az can yakmadı. Gencecik pilotların şirketten atılmasında rol oynadı. Nas’ın gittiğini duyunca “sevinmedim” desem yalan olur. Neyse, konumuz bu değil. Aslına bakarsanız Kotil 11 yıl Genel Müdürlük yaptı ama şirkette kadrolaş(a)madı. Ya Topçu ve Karlıtekin buna izin vermediler ya da Kotil gerek görmedi…Hep konuşulan Kotil’in çok dar bir ekibinin olduğu idi…Önce Halil Tokel gitti, ardından Selman Nas…Eski Basın Müşaviri Ali Genç’i Kotil getirmedi ama Temel beyle çok yakın çalıştığı için Genel Müdürün adamı diye tanındı ve o da gitti. Şimdi yanında sadece Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Bolat kaldı. Bolat, MÜSİAD eski başkanı Ömer Bolat’ın kardeşi…Bakalım sıra ona gelecek mi?
Kotil’in çevresinde “mıntıka temizliği”
Aycı’nın yeniden başlattığı Kotil kavgasında kullandığı yöntem hayli ilginç…Doğrudan Kotil’i hedef almıyor ama çevresini tırpanlayıp yalnızlaştırıyor. Kotil’in uzun yıllar birlikte çalıştığı Genel Müdür Yardımcıları, Başkanlar son 1 yılda birer birer görevden alındılar. Bu yetmezmiş gibi yurt dışı teşkilatının % 80’ini değiştirdi Aycı…Deneyimsiz, iş bilmez bir ekiple yola devam kararı şirkete çok ağır fatura ödetecek, bilmem Aycı bunun farkında mı?
Geçen yıl “Topçu gitti, sırada meslektaşı, komşusu ve kankası İsmail Gerçek var, o da yakında tasfiye edilecek.” demiştik. Gecikmeli de olsa dediğimiz çıktı. Aycı, Gerçek’i 3 kişilik İcra Komitesinden çıkarttı yerine ENSAR Vakfı Başkanı, AKP İstanbul İl Genel Meclisi üyesi Cenk Dilberoğlu’nu getirdi. Böylece, İcra Komitesinde Kotil yalnız kaldı. Söylentilere bakılırsa, kararlar hep Kotil’e rağmen 2’ye 1 çoğunlukla alınıyormuş, hatta Kotil’i çağırmadan Aycı ve Dilberoğlu karar alıp uygulamaya koyuyorlarmış…
Nerede liyakat, nerede ehliyet ?
Aycı’nın diğer bir stratejisi ise, organizasyon şeması ile oynamak. Geçen yıl, Güneş Sigortadaki mesai arkadaşı Ali Serdar Yakut’u şirkete almış ve onun için Kurumsal Gelişim ve Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcılığı kadrosunu oluşturmuştu. Geçtiğimiz günlerde de Kargo Başkanlığını Genel Müdür Yardımcılığı haline getiren Aycı bu göreve de Turhan Özen’i atadı. Candan Karlıtekin zamanında muhafazakar Boğaziçi mezunlarının yanı sıra Hamdi Topçu’nun Rizeli hemşeri ve akrabalarının etkin olduğu THY’de, artık İmam Hatip Liseliler ağırlıkta…Geçtiğimiz yazılarımdan birinde Nisa suresine yer vermiştim. Şimdi tekrarlamanın tam zamanı: “Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor.” (Nisa suresi 58.Ayet -Elmalılı Hamdi Yazır meali)
THY’de “Omerta Kuralı” mı geçerli?
Gördüğünüz gibi THY’nin Temel sorunu bu…İşine gücüne odaklanmaya çalışan, IATA üst yönetiminde ülkemizi temsil eden Genel Müdür Temel Kotil maalesef THY’nin “temel” sorunu haline gelmiş. THY Yönetim Kurulu da işi gücü bırakmış, Kotil ile uğraşıyor.. Bu arada, THY’de geçerli olduğunu düşündüğüm bir kural veya geleneği belirtmeden geçemeyeceğim. Biliyorsunuz mafyada “omerta” diye bir kural vardır. “Suskunluk yasası” diye bilinir, “ne olursa olsun konuşma” şeklinde özetlenebilir. Herhalde THY’de de bu kural geçerli…Yönetim Kurulunun uğraştığı ne Gündoğdu ne de Kotil çıkıp tek kelime konuşmuyor, kendilerine yapılanları ve hatta karşı tarafın marifetlerini anlatmıyor. (Gariptir, görevden ayrıldıktan sonra Karlıtekin ve Topçu da konuşmamıştı.) Onlar konuşmayınca da kamuoyu bu kişiler hakkında olumsuz bir yargıya varıyor. Benim Kotil’e tavsiyem, artık edilgen durumdan çıkması ve konuşması…Yoksa, Gündoğdu gibi onu da gönderecekler…Haa, “daha iyi bir göreve getirebilirler, onun için sesimi çıkarmayayım” diyorsa, o da kendisinin tercihi…