Değerli Okurlar,
Ağır eleştiri ve gergin bir kutuplaşmanın gölgesinde her şeye rağmen olaysız ve sükûnet içinde seçimlerin tamamlanması ülkemiz adına memnuniyet verici. Bu akşam açıklanan kabinenin ardından umarım ülkemiz tüm icracı makamlarıyla bir an evvel kendi gündemine döner. Başta ekonomi ve beraberinde getirdiği birçok sorun çözüm bekliyor. Artan enflasyon sonucunda oluşan piyasalardaki fiyat istikrarsızlığının önüne geçilmeli. Aksi halde 3 ayda 1 ek zam iyileştirme yapılsa beyhude…
Siyasetten beslenen yahut orayla ortaklıklar kurmuş kim varsa bu durumu fırsata çeviren, bu ülkenin insanlarını sömüren herkesten hesap sorulmalı. Bu yıl ülkenin gözbebeği kurumlarından biri olan THY’de bile verilen ek ikramiye ve bayram harçlıkları çalışanların yüzünü güldürmeye yetmedi. Çünkü alım gücü azaldıkça verilenler daha cebe girmeden erimeye başlıyor. Diğer bir acı durum ise bu maaşlardaki ağır vergi yükü. Daha 6. ayı göremeden bir ücretlinin aylık brüt maaşının neredeyse %50-%60’ı vergi olarak kesiliyor.
THY verdiği ikramiye ve ek harçlıkları da bordroya yansıtıp matrahı şişirince neredeyse eklendiğinden daha fazlası kesilmiş oluyor. Açıkçası bu da herkesi bir yandan sevindirirken bir yandan ağır burukluk yaşatıyor. Bu ücretler üzerindeki vergi yükü kesinlikle çözülmeli. Yasalarla gerekli düzenlemeler mutlaka yapılmalı.
THY gibi güçlü kurumlarda brütten net maaş sistemine geçilmeli. Gelir vergisi, Damga Vergisi, Sosyal Güvenlik Primi Çalışan Tahsisi, İşsizlik Sigortası Çalışan Tahsisi gibi birçok kesinti oranlamaları maalesef çalışanların ücretlerinden sene sonuna doğru en az %50 civarında kesintiye neden oluyor. En büyük dengesizlikte her yıl ücretlerin yılbaşına doğru artan fiyat ve yükselen hayat pahalılığı karşısında kesintilerle daha da dip yaparak ilk 6 aylık dilimde alınan net maaşın bile altına çekilmesi…
İşin özü yapılan zamlarda verilen temettülerde bu sistemde eriyip gidiyor. Buna sendikaların ve işverenlerin mutlaka bir araya gelerek çözüm bulması gerekiyor. Gerekirse yeni bir ücret sistemi ve politikası bile geliştirilebilmeli. THY gibi büyük kuruluşlar, çalışanların bu ağır vergi yüküyle kesintilerinin bir kısmına omuz vermeli ve karşılamalıdır. Diğer bir acı tabloysa aylardır bana sürekli ulaşan şu resmî tatillerdeki fazla mesai hesaplama rezaleti. Birçok havacılık çalışanı bundan çok dertli. Toplu sözleşmenin bile yıllardır ihlal edilerek ücretlerin yazılı olanın aksine hesaplandığı iddia ediliyor.
Bakın bu işleri çok profesyonel desteklerle yapabilen kurumlar var. Çalışanların ücretini düşürmeden koruyacak adil ve objektif bir sisteme ihtiyaç var. Bunun da hiç kayba ya da suistimale fırsat verilmeden yapılması lazım. Açıkçası vergi yükü altında ezilen çalışanların bir de hesaplama fırsatçılığı yapılarak yıpratılması asla kabul edilebilir değil. Şimdi hangi yüzle bu bayram Hat Bakıma, Uçak Bakıma ya da Atölye çalışanlarına gel çalış diyeceksiniz. Adam gelip üç kuruşluk yapacağı fazla mesaisi hesaplama fırsatçılığıyla üstüne de artan vergi dilimi ile neredeyse evinde otursa daha karlı çıkacak hale gelmeyecek mi?
Hoş aylardır teknik destekten teknisyenliğe geçişi bile becerememiş, yeni iş gruplarını ilan edememiş bir insan kaynaklarından ne beklenir ki? Anca güvenlikle iş akdi feshi yapıp şirketi huzursuz ve tedirgin etsinler. Ee büyükleriniz asgari ücrete memurunun ve işçisinin yüzünü güldüren seçim yatırımı iyileştirmeleri yaptı. Siz de bir toplu sözleşme süreci varken işçinin yüzünü güldürecek bir adım atmalısınız. Çalışanlarınızı sendikaların taleplerine kulak verip büyük şehirlerde 10 binleri aşan kira bedelleri ile market kasalarında ezdirmeyin…
Bir takım haber sitelerinin iddialarına karşın Ömer Bolat’ın bakanlığıyla Ahmet Bolat’ın elinin daha da güçlenmesi, kendi yönetimi üzerinde daha etkin bir döneme gebe olduğunu düşündürüyor. Çünkü hem ara hem ana kademlerdeki beceriksizler yüzünden denge gütmek zorunda bırakıldığı ve yeterince kadrosunu istediği biçimde şekillendiremediği kulislerini hep duyuyoruz. Umarız yeni dönemde sorunlar cesur ve vicdanlı yöneticiler ile çözülür.
Bu hafta ekip arkadaşlarım ve öğrencilerimizle katıldığımız Atatürk Havalimanında gerçekleştirilen İFTE Fuarı oldukça verimli geçti. Şirketlerin, üniversitelerin, uçuş okullarının, derneklerin ve öğrenci kulüplerinin katıldığı ve özellikle ilk gün “Aviation Talks” kapsamında sektörümüzün önde gelen yönetici ve bilirkişilerin bilgilendirici konuşmalarını düşündüğümüzde Pandemiden dolayı 5 yıl sonra gerçekleştirilen bu fuarın gelecekte de düzenlenmeye devam etmesini temenni ediyoruz.
Son olarak Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı tarafından “TRAINAIR PLUS Programı” üyeliğine seçilen İGA’yı tebrik ediyoruz.
Hepinize sağlıklı ve iyi bir hafta diliyorum…
Ben şunu öneriyorum bir.teknisyen olarak , güzide şirketin (teknik) , İstanbulda ikamet eden teknik personelin yüzde 60 ı gurbetçi , memleketlerinden ekmek davası için kalkıp gelen insanlar bende dahil olmak üzere , ortalama bir İstanbul ilçesinde 2+1 oturabilinecek ortalama bir daire kirası 15.000 oldu , hem İstanbulun nüfusunu azaltmak hemde anadoludaki istihdamı arttırmak adına hangarları Ankara , İzmir ,Antalya vs gibi uçuş trafiğinin yoğun oldugu , müşteri uçaklarının bile indiği lokasyonlara kaydırsa şirket çok daha sağlıklı olucak , böylece hem İstanbuldaki populasyon azalır hemde hayat pahalılığından bir nebze rahatlar personel , aldığımız para ile araba ev almamız artık çok zor , bayram ikramiyesi ile olacak iş değil bunlar , barınma ihtiyacı çok büyük problem İstanbulda , ev sahibine çalışıyoruz resmen
Sayın yazar yazınız için teşekkür ederiz;
Artık bir çalışan olarak hele ki TDP iken Teknisyenlik sınavını kazanmış ve yine maaş skalasında hak kaybına uğramış bir çalışan olarak çok fazla beklentim kalmadı şahsen.İster IK deyin ister Yönetim deyin kimsenin kimseyi düşündüğü yok.En kötü kira 10 bin tl iken bir Teknik A.Ş personeli 18-19 bin tl civarı maaş alıyorsa çok fazla konuşacak bir şey kalmıyor.Teknikte çalışan ve yetiştirilmesi zor personel kategorisine giren personeller çok rahatlıkla yurtdışında çalışabilecek durumda iken buraları terk etmemek için direniyor,Fakat IK veya Yönetimdeki bazı karanlık zihniyetliler buraları terk edelim diye mesai harcıyor.Örneğin; Habom,10.0-10.1 olayı,TDP garabeti,resmî ve dini bayramlardaki mesai olayı,giriş-çıkış saatlerindeki memur torpili,askerdeki personele bayram ücreti verilmemesi,vs.Daha yazamadığım pek çok haksızlığı yan yana koyunca şirket aidiyeti diye bişey kalmıyor.
Diğer derdimizde ay da sendikaya verdigimiz 900 tl. 6 senedir oturdugum evimde aidatım 500 tl ve gerçek hızmet alıyorum. Sendıkadan ne alıyoruz arkadaşlar? Son zamanlarda verilen tüm faydalar sendika sebebi ile de degil üstelik. Cocuğun rızkını bunlara vermek saçmalık.