Değerli Okurlar,
Geçtiğimiz hafta babaları vefat eden THY Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ahmet BOLAT ile Ticaret Bakanımız Sayın Ömer BOLAT’a ve kederli ailelerine baş sağlığı diliyorum. Memleketimize çok önemli görevlerle çok değerli hizmetler veren iki kıymetli akademisyen evlat bırakmış bir babaya da ayrıca Allahtan rahmet dileyerek başlamak istedim. Ayrıca görevi esnasında vefat eden Kayhan Alakoç Kaptanımıza da Allahtan rahmet diliyorum.
Havacılık sektörü son dönemlerde çok önemli gelişmelere şahit oluyor. Bu büyüme ve gelişim her alanda göğsümüzü kabartıyor. TUSAŞ tarafından Kaan proje adıyla geliştirilen Milli Muharip Uçak projesinin çalışmaları neticesinde üstün özellikleri bulunan beşinci nesil jet muharip uçağımız KAAN, 21 Şubat 2024 tarihinde gururla ilk uçuşunu gerçekleştirdi. İlk etapta 2028’e kadar 20 adet uçağın TSK Envanterine girmesi ve 2030 yılına kadar F4 ve F16 tipi eski uçakların yerini alması hedefleniyor.
Açıkçası İHA ve SİHA’lardan sonra bu milli savaş uçağımızın da gökyüzünde havalanarak yerini alması ülkece çok büyük bir gurur. Milli arabamızın asfaltlara inmesiyle ve milli savunma sanayi alanındaki önemli gelişmelerin ardından kendi savaş uçağımızı da üretmeye başlamamızı ülkece en büyük gurur ve başarı hamlelerinden biri olarak görüyorum.
Bu tarz milli meselelere siyaset üstü bir anlayışla yaklaşılması ve desteklenmesi lazım. Enerjiden savunma sanayisine kadar birçok alanda dışa bağımlılığımızı azaltacak bu projelerin hiç kuşkusuz devamı ve başarısı için milletçe hepimiz el ele vererek desteklemeliyiz. Bunun dünyada ekonomik boyutu kadar güvenlik ve stratejik konumumuz açısından da değeri çok büyük. Açıkçası bu projelere siyasi ya da kişisel yargılarla haksızlık yapılmasına asla gönlüm razı gelmiyor. Bizim mühendislerimiz bizim teknisyenlerimiz yapıyor ve üretiyor. Bu hepimizin başarısı. Hangi parti ya da siyasi görüşten olursa olsun bu projeler bizim evlatlarımızın başarısı. Hem gelecek nesillere büyük bir gurur hikayesi hem de gelecekteki çok daha büyük başarılara ilham kaynağı olacağına inanıyorum. Bu açıdan çalışmalarını da çok yakından takip ettiğim TUSAŞ’ın çok değerli yönetimini ve tüm çalışanları bütün kalbimle kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum.
Hava İş’in bu hafta toplu sözleşme sürecini tamamlaması umulurken Ahmet Bey’in babasının vefatı ile sanırım müzakereler son aşamadayken askıya alındı. Muhtemel yakın bir tarihte Şubat Maaşına kadar bu süreç uzatılmadan tamamlanacak. Umarız THY Tekniğin sözleşmesinin ardından Hava İş de çıtayı bir tık yükselterek herkese yansıyacak bir oranda süreci tamamlar. Sendikaların bu mücadelelerinin her zaman kazananı üyeler olduktan sonra bizim için renklerin ve tabelaların bir önemi yok. Verilen hizmet ile üyelerine ayrıcalıklar sağlanması ve yüksek kazanımların hedeflenmesi çok önemli. Son dönemde iki tarafında kendi personel profillerine göre sahanın talep ve istekleri doğrultusunda çalışmalar yapması önemliydi. Tekniğin sözleşmesinde de gördüğümüz ve gelen bilgilere göre sadece zam oranları değil alınan ek tazminat ve ilave primlerdeki artış oranlarıyla ücretlere önemli oranda değinilmiş bir toplu sözleşme olmuş. Umarız Hava İş de kabin ve kokpitin yüzünü güldürecek bir toplu sözleşme imzalar.
Bence her iki sendikanın da ısrarla gündeme getirdiği sabit vergi oranı kesintisi ya da işveren tarafının teklifiyle sabit ücret modeli için bir an evvel çalışmalar yapılarak bu enflasyonist ortamda yüksek gelir vergisi kesintisi yaşayan ücretli çalışanlar korunmalı. Bu meselenin çalışanların aldıkları zam oranlarından bile çok daha önemli olduğu kanaatindeyim. Çünkü geleceğe yönelik çok büyük bir kronik sorun çözülürse insanlar en azından alacakları ücretlerdeki standarda göre yaşamlarını idame etmeye çalışır. Bir çalışanın her ilerleyen ayda ne kadar maaş alacağını kestirememesi gerçekten bu dönemde çok büyük bir sıkıntı. Maliyetlerin artarak fiyatların yükseldiği dönemlerde çok daha düşük maaşlarla yaşama tutunmak kolay değil. Umarız bu konuda büyük bir reform yapılır ve bu reformun sahiplerinin ismi tarihe altın harflerle kazıtılır.
TSS kurulması çok büyük bir vizyon ve cesaret işiydi. Bizim de sürekli dile getirdiğimiz bu konudaki sıkıntının Ahmet Bey’in gösterdiği irade ile çözüldüğü için herkes çok memnun. Lakin artık sendikalı olmalarının ve onların da kendilerini kendi içlerinden temsil eden kişilerle haklarının savunulmasının önü açılmalı. Uğradıkları haksızlıkları ve yaşadıkları sıkıntıları size dile getirecek bir aracı kurumları ya da sözcüleri yok. Her ne kadar ülkemizde kızıp yerden yere vursak da sendikaların en çok bu dönemde önemini gördük. Onların çabalarıyla imzalanmış toplu sözleşmelere rağmen ek protokollerle ilave zamlar ve haklar elde edildi.
THY geçmişten günümüze sendikal kültürü oturmuş ve çok önemli kazanımların elde edildiği bir kurum. Zaman zaman beceriksiz aktörler yüzünden kayıplar ve yanlış uygulamalarla yapılan haksızlıklar olsa da yine bazı sıkıntıları sendikalar vasıtasıyla düzeltmek mümkün oluyor. Bizlerin çalışan emekçiler için verilen her türlü mücadeleyi desteklememiz ve teşvik etmemiz gerekiyor. Tabii ki eksiklikleri ve hatalarını da yüzlerine söyleyip uyarmaktan asla çekinmeyeceğiz. Okurlarımızın sorun ve sıkıntılarını herkesten daha cesur bir dilde ve herkesten daha yüksek bir sesle sürekli gündeme taşıyacağız.
Bu konuda bize ulaşan okurlarımız, ne kadar samimi ve içten bir gayret olduğuna şahit oldukları için olumlu geri dönüşler yapmaları bizi çok mutlu ve motive ediyor. Bizler spekülasyonlar üreterek sokak ağzıyla köşe yazan ve çıkar umanlardan asla olmayacağız. Başarıyı destekleyeceğiz, hata ve yanlışları tenkit edeceğiz. Bizim maksadımız sektöre ve sektörün kanayan yaralarına hizmet etmek ve onların sıkıntılarını ve beklentilerini buralardan duyurabilmek. O yüzden gerek yorumlarınızla gerekse son dönemde yükselen okunma sayıları ile bizi ödüllendirerek onore ettiniz.
Bizler AirlineHaber olarak her daim tarafsız objektif haber ve yazılarla sizin yanınızda olmaya devam edeceğiz.
Hepinize sağlık ve başarı dolu haftalar diliyorum…