Geçen hafta çok hareketli günler geçirdik. THY Genel müdürünün TAI ye geçmesi, SHGM Genel müdürünün THY’ye Genel müdür olması, THY’nin tarihindeki en büyük işten çıkartma uygulamasına başlaması gibi haberleri henüz atamalar gerçekleşmeden ilk defa Airlinehaber de okudunuz. Kısaca geçen hafta gündemi Airlinehaber belirledi.
Henüz netleşmeyen atama bilgilerini riske girerek yayınlayabilmek gerçekten zor oluyor. Ancak bazen bu riske girmek zorunda kalıyoruz. Şimdiye kadar yayınladığımız (duyumdan ibaret) tüm haberlerin gerçekleşmesi biz Airlinehaber ailesini ziyadesiyle memnun etti.
Flaş haber olarak verdiğimiz “THY’de operasyon başladı” haberinden sonra Hava-İş sendikası saçma sapan bir bildiri yayınladı. Yayınlamaya değer bile görmedik.
THY’ de Operasyon başladı yazımızdan sonra, THY yönetiminin planladığı toplu işten çıkartma işlemini 2017 Ocak ayına ertelediği ve işten çıkartmalarda öncelikle ikale (karşılıklı anlaşma) sistemini deneyeceği söyleniyor. Teknik A.Ş ye yönelik bir çıkartma yok. Ancak olsa olsa emekliliğini dolanlara yönelik olabilir deniyor.
Bu arada az kalsın unutuyordum. Çalışanlardan yana yayın politikasını sürdüren Airlinehaber, sayenizde geçen hafta okunma rekoru kırdı. Bildiğiniz üzere yorumlara çok dikkat ediyoruz. Hakaret, küfür, aşağılama içeren ve kişilere ismen hakaret edilen yorumlara müdahalede bulunuyor ve istenmeyen kelimeleri xxx olarak değiştiriyoruz. Bu hassasiyetimiz devam edecek ve kimsenin psikolojik olarak tatmin olmak için sağa sola küfür, hakaret, belgesiz suçlama yapmasına mani olmaya çalışarak seviyeli bir haber sitesi olmaya çalışıyoruz.
Değerli okurlarım;
Öncelikle sektörde çok eski olduğumdan, Temel Kotil ve Bilal Ekşi’yi tüm medya mensuplarından çok daha iyi tanırım. Her ikisi de, THY ye ayak basar basmaz tanıştığım yöneticilerdir.
Tabii ki onlarla ilgili çok anım vardır. Temel Kotil’in yöneticiliğini tartışacak değilim. Benim Temel Kotil’de gördüğüm en büyük özellik beyefendiliği olmuştur. Güler yüzü ve sempatik tavırları ile tanıdığımız Temel Bey son derece mütevazı bir kişiliğe sahipti. THY genel kurullarında hiç üşenmeden tek tek hissedarların elini sıkar ve kısa da olsa sohbet ortamı yaratırdı. Kendisine yönelttiğim sorulara mutlaka cevap verirdi. Sektör dışında ki bazı davetlerde, Temel Beyin verdiği sunumlarda karşılaştığımızda hemen kısa da olsa bir sohbet ortamı yaratırdı. En azından hal hatır sorardı.
Candan Karlıtekin’ in THY yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde ben, Candan Karlıtekin ile çok iyi anlaşırdım. Benim makam odalarına gitmediğimi bilen Karlıtekin teknikteki odama gelir sohbet ederdik. Bu sohbetler genelde sabah saatlerinde gerçekleşirdi. Candan Bey telefonla arar yarın sabah namazın dan sonra size uğrayacağım kahvaltıyı beraber yaparız der ve dışarıdan su böreği alarak odama gelirdi. Yine böyle bir günde Candan Bey ile odamda kahvaltı yaparken B kapısı güvenlik, sanırım o zamanlar genel müdür yardımcısı olan, Temel Kotil’e, Candan Bey geldi Sefa beyin odasındalar demiş. Temel Bey beni telefonla aradı ve Sefa Bey Candan Beyle berabermişsiniz, rahatsız etmiyorsam uğramak isterim dedi. Bende ne demek Temel Bey kahvaltı yapıyorduk buyurun tabii ki dedim. Temel Bey hemen geldi ve birlikte çaylarımızı yudumladık ve sohbet ederken Temel Bey hazır Candan beyi yakalamışken Teknik ile ilgili iletmesi gereken mesajlarını da bu arada yapıverdi.
Şimdi sorarım size; Türkiye’de hangi genel müdür yardımcısı altındaki kadrolarda çalışan birini arar ve rahatsız etmiyorsam odanıza gelebilirmiyim der? Cevap: Sadece Temel Kotil
Hangi genel müdür TAI’deki yeni görevinizde başarılar diliyorum mesajıma, çok teşekkürler Sefa Bey. Güzel yazılarınızla burada da desteğe ihtiyacım var der? Cevap: Sadece Temel Kotil
Durun daha bitmedi…
Yine Temel Bey’in ilk genel müdür olduğu yıllarda yine işten çıkartmalar yaşanıyordu. Temel Bey işten çıkarttıklarına yönelik bir davet vermişti. ( Pegasus’un işten çıkartacaklarına verdiği kahvaltı gibi) Bu davete ben işten çıkartılmadığım halde teknikteki çıkartılanların ısrarı üzerine gitmiş ve onların adına konuşma yapmıştım. İşte tam o sırada, o zaman insan kaynakları genel müdür yardımcısı olan Orhan İkiz mikrofonuma saldırarak burada böyle konuşamazsınız dedi. Bende ona sen kimsin kardeşim diyerek mikrofonun başında itişip durduk. Tabii ki mikrofonu ona kaptırmadım. İşte o an o kargaşada Temel Beyin sesi duyuldu. Bırakın Sefa Beyi madem temsilci olarak onu seçmişler istediği gibi konuşsun diyerek resmen Orhan İkiz’i fırçaladı.
Hangi genel müdür bunu yapar. Tabii ki Temel Kotil
Şimdiye kadar THY’de çok genel müdür ve yönetim kurulu başkanları gördüm. Bir numara Cem Kozlu ve genel müdürü Yusuf Bolayırlı idi. Cem Beyde her türlü öneriye açık biri idi. Kendisine telefon ettiğimde anında açar ve konuşurdu. (şimdikiler özel cep telefonlarını bile başkalarına açtırıyor) İkinciliği, Erman Yerdelen’e veriyorum. O da genel müdür Tezcan Yaramancı ile tartıştığım bir ortamda beni (dolayısıyla tüm dernekleri) destekleyen tavır sergilemişti.
Tezcan Bey, tüm yöneticilerin ve derneklerin hazır bulunduğu bir ortamda, THY’deki tüm derneklerin sözcülüğünü yaptığım bir günde yapmış olduğum konuşmadan sonra bana aşağılayıcı laf atmış ve ben de ona, onu daha çok aşağılayıcı cevap vermiştim. Bu cevabımdan sonra söylediğim ağır kelimeyi hazmedemeyip konuşma yaptığım kürsüye resmen saldırmış ve elli kolu mücadele başlamıştı. O ortamda temsil ettiğim 7 dernek yönetimi ve üyelerine yapılmış sert çıkışa aynı sertlikle mukabelede bulunmamak bana yakışmazdı. ( o zamanki tüm üst yönetim o günkü kavgayı çok iyi hatırlar) Toplantı anında bıçak gibi kesildi. Önce Tezcan Bey sonra ben toplantıyı terk ettik. Bu arada yanıma gelen Tekniğin yöneticilerinin “Sefa Bey seni mutlaka işten atacaktır” demesi üzerine, kovulmamı beklemeden masamı toplayıp evime dönmeme rağmen, Erman Yerdelen beni çağırıp Tezcan Beyle aramızı bulmuş ve bizi barıştırmıştı. Sonuç olarak; Tezcan Bey tüm dernek yöneticilerini Beyti Restoranda yemeğe davet ederek, tüm dernekleri temsil edenlerden özür dilemişti.
Şimdiye kadar gelen THY yönetim kurulu başkanlarında en zayıf notu ise Hamdi Topçu alır. Hamdi Topçu’nun en büyük yanlışı, yönetimsel birçok hatasından daha önemli THY’deki sendikacılığı bitirmesi olmuştur. Bu büyük günah onun ve yandaş medyasının eseridir.
Şimdiye kadar yazdığım yazıların yarısından çoğu sendika ile ilgiliyken bu yeni yönetim geldiğinden beri hiçbir köşe yazımda sendika ile muhatap bile olmadım. Olmam da. Çünkü bana göre sözde sendika yönetimidir. Adeta zafer çığlıkları atılarak bitirilen toplu iş sözleşmesi THY’de rastladığım en kötü toplu iş sözleşmesidir. Hatırlarsanız madde madde sözde kazanımları bir köşe yazımda eleştirmiştim.
Düne kadar Hamdi Topçu’nun borazanı olanlar sakın ola ki mevcut sendikayı eleştirmesinler. Hem Hamdi Topçu’yu senelerce destekleyeceksin hem de onun bizzat işin içine girerek seçtirdiği sendika yönetimine tu-kaka diyeceksin. Olacak iş mi bu. İnsanların hafızalar ile dalgamı geçiliyor. Sendika kötüyse o yönetimi oraya getiren kişi de kötüdür. Sendika ve İşveren, Ateş ile barut gibidir. Biri işi ucuza kapatmak isterken diğeri ucuza gitmemenin hesabını yapmalıdır.
Lütfen son sendika seçimlerine bir dönüp bakalım. En güçlü grup uçuş işletme iken nasıl oldu da İşveren destekli sendika yönetimi kazandı? Uçuş işletmedeki delegeleri kim korkuttu? Baskı yapılmasa ve delegeler korkusuzca gelse netice böylemi olurdu? O kadar sorulacak soru var ki…
Hamdi Topçu’nun borazancıları o zaman hangi senfoniyi çalıyordu? Yere göğe sığdıramadıkları Hamdi Topçu’nun bizzat kendi seçerek topluma dayattığı kadro şimdiki yönetim değil mi? Bunlar unutulacak notlar değil. Hepsi bende belgeli. İktidar savaşları bitsin sonra da bunları yayınlarız.
Bakın kimler gelmiş kimler gitmiş. Tabii ki şimdikiler de gidecek. Onların arkasından da yazacağız. İyi veya kötü mutlaka anacağız.
Şimdi de gelelim, Bilal Ekşi Beye.
Bilal Bey ile yanılmıyorsam 2003 yılında tanışmıştık. THY Tekniğe Revizyon Atölyeleri Başkanı olarak gelmişti. 2005 yılına kadar bu görevini sürdürdü. O zamanlar görüşmeye başladık. Teknikte pek sevilmese de, her nedense ben severdim. Herhangi bir konu üzerinde mantıklı konuştuğunuzda size hayır demezdi. Bende o zamanlar UTED başkanıyım ve Bilal Beyin başkanlığına bağlı teknisyenler de UTED üyesiydi. Onların sorunları için sık sık karşılaşır ve tartışırdık. Bazı üyelerin Apron kartlarını iptal etmişler. Bana geldiler bu işi çöz dediler. Tamam dedim ve çat kapı Bilal Beyle görüşmeye gittim. Uzun bir sohbet oldu ve “Sefa Bey sen neden milletvekilliğine aday olmuyorsun” dedi. Ben de ona, benim milletvekilliği ile işim olmaz. Çünkü ben grup kararı falan anlamam kafama yatmayan konuya el kaldırmam. Partiyi bozar, bir dolu düşmanım olur. Bu nedenle ancak ve ancak bağımsız aday olmalıyım ki beni tatmin etsin ve istediğim gibi konuşabileyim. Oda partili milletvekilliğinde yapılamaz. Diyerek gülüşmüştük.
Konumuz Apron kartı idi nerelere geldik. Peki, Apron kartlarını aldılar mı? Evet, Bilal Bey hepsine Apron kartı verdirdi. Yollarımız daha sonra birçok kere kesişti. Bilal Bey yine yanılmıyorsam 2005 yılına kadar revizyon atölyeleri başkanlığını sürdürdü. Çok fazla disiplinliydi. Hata affetmeyen bir yapıdaydı. Yanlış gördüğünü anında düzelttirirdi. Mesai saatinde bankamatik önünde sıra bekleyenleri azarlamasını bizzat görmüştüm. Ancak o zamanlardaki sertliği geçmiş gibi görünüyor. Sanırım zaman insanları daha olumlu değiştiriyor.
2005 yılında Temel Kotil genel müdür olunca Bilal Beyi genel müdürlüğe aldırdı. Yeni görevi yer işletmeden sorumlu genel müdür yardımcısı idi. İşte o zamanlar yine karşılaştık. Bu sefer Candan Karlıtekin yönetim kurulu başkanı Bilal Bey ise Genel müdür yardımcısı idiler. Hava-İş sendikasına karşın grev oylaması yapılması planlanıyordu. Candan Bey benim tekniği çok iyi tanıdığımı bildiğinden görüş istedi. Tabii ki Bilal Bey de teknikten gelme yönetici olduğundan Candan Beyin yanındaydı. Ben söz alarak “Zamanında Tezcan Yaramancı’nın sendikaya karşı kazandığı grev oylamasına aldanmayın bu sefer tutmaz” dedim. Tutmadı da…
İşverenin kapalı oyla işçi birliğine karşı oylama kazanması ihtimali çok düşüktür. Açık oy olsa işveren %100 kazanır derim ama kapalı oyda işveren genelde kaybetmeye mahkûmdur. Tezcan Yaramancı ilk defa kapalı oyla bile sendikayı mağlup etmişti. Ancak o tam bir profesyonel yöneticiydi. Taktiği süperdi. Bir gün o taktiği de yazarım.
Uzatmayalım. Bilal Bey THY’den tekrar Tekniğe döndü. Bu seferki görevi genel müdür yardımcısı idi. Ancak fazla kalmadı. Birde baktık ki, Kıbrıs Türk Havayollarına genel müdür oluvermiş. Hadi yine hayırlı, uğurlu olsun mesajlarımdan sonra birde baktık ki, SHGM genel müdürü.
Bu görevini de Ekim 2016 da bıraktı ve doğru THY Genel müdürlüğüne atandı.
Hadi yine hayırlı uğurlu olsun dedik demesine de bu seferki görevi ne zamana kadar sürecek onu bilemem. Ancak kestirebildiğim kadarı ile havacılığı ve işini seviyor. SHGM ye giderken değil ama şimdilerde havacılığı iyi biliyor. Darısı THY’nin yeni kadrosunda. Bilal Beyin THY’de tam yetkili genel müdürlük yapacağını düşünüyorum. İnşallah o icra kurulu saçmalığı da bir gün sona erer. Bir şirkette ortalarda dolaşan sadece genel müdürdür. Yönetim kurulunu hiç bir şirkette ortalarda dolaşırken göremezsiniz. İşin olması gerekeni budur. Genel müdür tam yetkilidir.
Bilal Bey’in SHGM den THY’ye geçmesi doğal ama…
Türkiye’deki tüm şirketlerin tüm bilgilerine sahip olan SHGM genel müdürü şimdi THY Genel müdürü. THY bunu hep yaptı. Bir zamanlar DHMİ Genel müdürü Orhan Birdal’ı yönetim değil denetim kuruluna almıştılar. Ancak bu sefer THY yönetiminin etkisi olmadı. THY ilginç ve hükümet destekli bir şirket. Bu kadar avantajına karşılık kendisini kontrol etmekle yükümlü SPK ( sermaye piyasası kurulu) başkanını bile emekli olur olmaz yönetime almıştı. Genel kurulda Doc.Dr Turan Erol beyi yüzüne karşı eleştirmiş ve düne kadar THY’yi kontrol etme yetkisinde olup ta şimdi emekli olup THY’ye gelmesini etik bulmadığımı söylemiştim. Orhan Birdal’da Turan Erol da mevcut durumda yönetim veya denetimde yoklar.
Hamdi Topçu başkanlığındaki THY yönetiminin bu önemli transferleri onların yüzü suyu hürmetine yaptığını sakın ola ki sanmayın. Mantık olarak Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez diye bir atasözümüz vardır ama aynı atalar bu tür durumlarla avantaj sağlamaya çalışanlara yönelik başka bir atasözü de üretmiştir. Bu söz her kuşun eti yenmez olarak bilinir.
Bilal Bey’in SHGM nin yeni yönetimini etkisi altına alarak bazı önemli konularda THY lehine haksız rekabete yol açacağını savunanlar mutlaka çıkacaktır.
Ancak ben tam tersini düşünüyorum.Çünkü tüm şirketlerin gözünün THY’de dolayısıyla Bilal Ekşi’de olacağını bilen şirketler En ufak bir haksızlığı (slot ve yeni anlaşma yapılan hatların şirketlere dağıtımı vb…) Bilal Ekşi ye yorumlayacak ve yıpratmaya çalışacaklardır. Bu nedenle Bilal Bey, tüm gözlerin üstünde olacağını tahmin ettiğinden bu tür konularda SHGM’nin yeni yönetimine baskılı olmayacaktır. İşin olması gerekeni de zaten budur.
Neyse yazdıkça yazasım geliyor. Bilal Beye ve Temel Beye yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Umarım her ikisi de başarılı olurlar ve bana eleştireceğim konu çıkarmazlar.