Değerli Okurlar,
Geçtiğimiz hafta açıklanan yıllık enflasyon üzerinde asgari ücrete ve kamu çalışanlarına yapılan zammın ardından tüm Türk Hava Yolları personelinde ek bir iyileştirme beklentisi oluşmuştu. Bir yandan hep köşemizden dile getirip sürekli gündemde tuttuğumuz taşeronlarında kulaktan kulağa yayılan kadro alma dedikoduları herkesteki umudu daha da artırarak heyecanlı bir bekleyişi başlatmıştı.
Fakat haftaya sendikaların paylaştığı duyuruların akabinde ilk başta Hava İş’le yapılan protokolde açıklanan oranlar çalışanları neredeyse hiç tatmin etmeyerek büyük bir hayal kırıklığı yaşattı. Asgari ücrete ve kamu çalışanlarına yapılan ek zamların THY çalışanlarına yansıtılmaması büyük mutsuzluk ve burukluk yarattı. Çünkü herkes en az %30 zam alabileceğini düşünüyordu.
Toplu sözleşmelerin ters köşe olduğu bu dönemde, çalışanların işverenlerinin insafına kalmasından dolayı kırgınlıklar ve kızgınlıklar çokça dillendirildi. Toplu Sözleşmelerin yapıldığı dönemlerdeki koşullarla, şu anki ekonomik koşullar birbirinden çok farklı olduğu için maalesef alınan iyi zamlarla birlikte yapılan tüm iyi sözleşmeler bile çöp olup gitti.
Bu dönemde her ne kadar sürekli topu sendikalara atıp çokça eleştirsek de kabul edelim sendikalarda bu kaotik ortamda asgari ücrete yapılan zamlarla birlikte birçok sektörde sözleşme mağduru oldu. Çünkü Asgari ücrete yapılan zamlar tüm ücret dengelerini ve yapılan anlaşmaları alt üst etti. Düşünsenize geçen Temmuz ayında övünerek yaptığınız bir sözleşmede enflasyon +20-25 puan zam bile almış olsanız şuan çok anlamsız ve yetersiz kalıyor.
Örneğin, 200000 civarında maaşı olan bir pilot için %20 oranında bir zam verdiğinizde 40000TL artış size anlamlı gelebilir ancak 9000-10000TL maaş alan bir destek işçisine %20 oranında (1800-2000TL) zam vermeniz onun için anlamlı olmayacaktır. Çünkü bu ekonomik koşullarda herhangi bir açığını kapatması için bir şey ifade etmeyecektir.
Bu artışları fırsat bilip reyonlarına ve kasalarına yansıtanlar yine her zamanki gibi krizlerden fırsat yaratarak büyümeye devam ediyor. Tabii ki geçim sıkıntısı yaşayanlar bu zor dönemde haklı olarak işverenlerinden ve sendikalarından destek ve yardım bekliyor. Taşeronların yıllardır rahmetli babamın da çokça dile getirip, bizim de sürekli önerdiğimiz modelle THY Hizmet A.Ş.‘nin kurularak tüm aracıların aradan çıkarılıp THY bünyesinde istihdam edilmesi çok büyük bir devrim ve takdire şayan bir icraat.
Ahmet Bolat bence bu icraatıyla çokça hayırla anılıp, tarihe çok önemli bir THY Yönetim Kurulu Başkanı olarak geçecektir. Bu takdire şayan adımın yanı sıra Nisan ve Temmuz aylarına da ekstra bir ikramiye sözü ve yıl sonunda tekrardan kar payı dağıtılacağının duyurulması, beklentileri karşılamayan zam oranlarına rağmen önemli ve değerli bir adımdı. Neticede bu ekstra ikramiyeleri toplam kazanca kattığınızda bunu da gizli bir zam olarak değerlendirebilirsiniz.
Lakin bir haber sayfasından TGS’de yapıldığı iddia edilen zam oranlarından sonra büyük bir isyan tufanı koparıldı. Sorumlu ve ilkeli habercilik, doğru ve kaynağı sağlam haber yapmayı gerektirir. İnsanların bu kadar hassas olduğu bir dönemde bu tarz popülist bir yaklaşımı açıkçası art niyetli bir davranış olarak görüyorum. Bunun bir hata ya da eksik bilgi kaynaklı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü öyle bir sektördesiniz ki herkes böyle bir konuda her bilgiye, istediğinde bir şekilde çok kolayca ulaşıp isterse teyitte ettirebilir. Zaten Kabin personelinin gönlünü almak ve önceki kâr payı dağılımındaki tepkileri bastırmak için verilen 10.000 TL daha sindirilip tartışması bitmemişken, yalan haberlerle insanların huzurunu bozan yeni bir cephe yaratma çabası anlaşılır değil.
İlk günden beri görüşümüz bu tarz temettü ve kar paylarının ya tüm kademelere eşit bir meblağ olarak dağıtılması ya da ücreti kadar olmasından yanaydı. Nitekim bu yılki uygulamanın böyle olması zaten çok da tepki almadı. Ama açıkçası “vida sıkanla, uçakta servis yapan bir olmamalı” söylemlerinin kurumu çok zor durumda bırakacağı da kesin.
Ben açıkçası bu konudan dolayı çok fazla alınganlık ve inanılmaz kırgınlık yaşamış tepkili bir Teknik A.Ş. görüyorum. Bu talihsiz iş tanımlarının muhakkak telafi edilmesi ve her aşaması birbirinden kıymetli yapıların kendi içinde karşılaştırılarak personelin rencide edilmemesi gerekir. Evet TGS’de gerçekten birçok kademede ücretler çok düşüktü ve bu yapılan artışlar çok yerinde ve doğru bir adımdı.
Fakat Pandemide bile dur durak bilmeden uçağından, hattına, atölyelerinden tüm tesis unsurlarına kadar hizmet vermiş, o dönemde bile yaptığı bakımlarla ve kargo uçaklarına dönüşümle büyük bir katma değer sağlamış Teknisyenlere ve teknik kadrolarınıza haksızlık etmemelisiniz. Hepiniz çok çok iyi biliyorsunuz ki son birkaç yıldır sırf personel maliyetini düşürmek için şimdiye kadar olmayan işçi, teknik destek, destek personeli gibi kadrolar uyduruldu. Uçağın altı üstü ya da Atölyelerin içi dışı demeden her yerde çalışan, lise mezunlarına verilen teknisyen sıfatını bile layık görmediğiniz 2-3 bin personeliniz var.
Bu personellerin durumu TGS personelinizden hallice… hatta daha kötü olanları bile var… büyük bir bölümü ya asgari ücret seviyesinin altında ya da hemen eşiğinde duruyor. Hiç değilse bu personellere TGS’deki çalışanlar kadar bir zamla mutlaka destek olmalısınız. Sorup araştırdığım kadarıyla Teknik A.Ş. çalışanları için henüz bir uzlaşma sağlanamamış. Sendikanın teklifine işveren pek sıcak yaklaşmamış ve Hava İş’e teklif edilen oranlarda ısrarcıymış.
Buradan özellikle Sayın Ahmet Bolat ve Sayın Mikail Akbulut’a seslenmek istiyorum. Her ne kadar Üniversitemde Pilotaj Bölümünde Bölüm Başkanlığı da yapsam, 2022 yılındaki maaş artışlarını da hesaba kattığımız zaman tamı tamına eşit bir zam oranı objektif olarak bana mantıklı gelmiyor.
Pilotluk mesleğinin prestijini ayrı bir yere koyarsak sadece vida sıktığı zannedilen ama emniyet standartlarına bağlı SAFA denetlemelerindeki muhteşem bulgu oranları esas alındığında işletmelerinize milyon dolarlar kazandırarak büyüten, sizi ne Pandemide ne de ücret düşürüldüğünde ortada bırakmayan çalışanlarınızı sizde bu zor günlerde yalnız bırakmayın lütfen. Onların yüzünü biraz olsun güldürecek, kırgınlıklarını ve alınganlıklarını bir parça olsun giderecek adımlar atın. Özellikle alt iş gruplarına nefes alacak bir iyileştirme yapın. Yoksa çoğu elinde CV ile TGS’nin kapısına dayanacaklar bizden söylemesi…
Yazımı bu hafta haberini yaptığımız bir başarı hikayesi ile sonlandırmak istiyorum. 2022 yılında günlük ortalama 1156 uçuş ile Avrupa’nın 1 numarası olan İstanbul Havalimanı, bağlantılı seferler ele alındığında Dünyada tüm uluslararası havalimanları arasında 2. sırada yer almış. Frankfurt Havalimanı 98 ülkede 330 destinasyona hizmet vererek ilk sırada bulunurken, İstanbul Havalimanı’nın 309, Paris CDG Havalimanı’nın ise 308 destinasyona hizmet vermesinin yanı sıra İstanbul ve Paris CDG Havalimanlarının 100’den fazla ülkeye ulaştırma faaliyeti sağlayan Dünya’daki 2 havalimanından biri olduğu açıklandı. Tebrikler…