THY’DEKİ PRİM KARMAŞASI… HAVA İŞ HADDİNİ BİL…

sendika-sefa-inan

Değerli okurlarım,

Aylardır bütün THY personelinin hayalini süsleyen kâr payı pirimi nihayet dağıtıldı. Yalnız bu kadar PR çalışması ve oluşturulan beklentinin üzerine, büyük çoğunluğunun suratının asık olması ve sendikaların birinin teşekkür maili, ötekisinin tenkit maili atması dikkatimizden kaçmadı.

Aslına bakarsanız, burada yılların tecrübesiyle herkesi uyardık. Kulağımıza geldiği gibi unvanlara ve şirketlere göre farklı ödeme uygulamaları, kıyaslamaları ve beraberinde bazı çalışma gruplarının mutsuzluktan kaynaklanan haksızlığa uğramış duygularını da gözlemledik.

En başta, bilinmesi gereken bir konuyu açalım. Kar payları şirketlerin temettü ikramiyesi verdiği ama esasında çalışanlarla paylaşılması kanunen zorunlu olmayan, yönetim ve genel kurul kararlarıyla istenirse verilebilen bir uygulamadır.

Şirketler, bu tür uygulamaları, isterlerse belli iş guruplarına veya performans içerikli bir takım kriterlere göre yapabildiği gibi bir takım motivasyon araçları ile verimliliği artırmak, personelini ödüllendirmek ve aidiyetini güçlendirmek için yapabiliyor.

Şimdi de gelelim, bazı iş gruplarının suratını astıran prim dağıtım hikâyesine;

Öncelikle, haber sitemizden, şimdiye kadar ki tecrübelerime dayanarak, uyarmama rağmen, yüksek perdeden yüksek beklentiler oluşturulması çok doğru olmadı. İşverenin iyi niyetli uygulaması, bazı iş gruplarında maalesef mutluluk yaratmadı. Bu tür dağıtımlarda ince eleyip sık dokumak gerekir. Çok hassas konulardır. Bir Aile düşünün, evin reisi olan babanın, çocukları arasında harçlık konusunda ayrıcalık yaptığında sorunlar çıktığını görmüşsünüzdür. THY’yi bir aile olarak düşündüğünüzde, ayrıcalık yaptığınızda aynı sorunla karşılaşmanız sürpriz olmaz.

Pandemi döneminde her meslek grubu mağduriyetler yasadı diyerek, primlerde ayrıcalık yapılmasın, maaş ile ekstra primi aynı kategoride değerlendirmeyin dedik, olmadı. Sonuç olarak, THY’nin bu güzel jesti beklenen, arzu edilen karşılığı bulamadı… Bu kadar büyük miktarda prim dağıtılmasına rağmen tam olarak çalışanların hepsini mutlu edebilmek mümkün olmadı. Kısaca; Prim başka, Maaş başka dedik, yapılmadı. Hâlbuki prim uygulaması mecburi değil, işverenin bir jesti idi.  Çalışanların maaş farklılıkları kimseyi rahatsız etmez iken prim dağıtım değerlendirmesinde huzursuzluk çıkacağı beklenen bir gerçek idi. Maaş ödemeleri ve banka promosyon ödemelerinde sorun çıkmamasını doğal görmekteyken bu prim uygulamasının, sorun yaratması, en azından benim için, sürpriz olmadı.      

Aslında, işveren olarak çok güzel bir uygulamaya imza atmıştınız. Çalışanlarınıza başarılı bir dönemden sonra prim dağıtma fevkalade, ekstra bir uygulama idi.

Havacılıkta birçok meslek grubu vardır. Her meslek grubunun kendine özel zorluk dereceleri vardır. Kısaca biri olmadan diğeri olmaz. Örneğin; Pandemi döneminde en çok çalışan gruplardan biri Teknik departmanlar idi.

Uçaklar uçsun veya uçmasın hiç fark etmez teknik, gece veya gündüz, yağışlı veya çok sıcak ortamlarda bile her zaman görevinin basında olmak zorundadır. Uçakların, uçup uçmaması onların iş yükünü değiştirmez.  Onlar, her şartta uçakların bakımlarını yine yapmak zorundalar. Ayrıca uçakların yerde kalması iş yükünü azaltmaz aksine artırır.  Hangarlarda ne kadar çok uçak o kadar yoğun iş demektir.

Sevgili İşveren;

Pandemi döneminde bile çalışmak durumunda kalan ve fedakârlıkları tartışılamayacak çalışanları ödüllendirmek ve motive etmek istediniz ama ülkenin genel ekonomik yapısı ve çalışanların beklentileri acısından iyi niyetli olduğunuzdan şüphe duymasam da, maalesef yönetim olarak hedef haline geldiniz.

Her çalışan yaptığı işin zorluk derecesine, temininde çekilen zorluk durumuna, tahsiline ve deneyimine göre değerlendirilip maaş uygulamasında farklılıklar olabilir. Bu son derece doğaldır. Pilotların da bu konuda haklarını yemek olmaz. Ben de senelerce onlarla birlikte uçarak görev yaptım. Kolay iş değil… İşte bu nedenle yerdekilere göre uçucular daha yüksek maaş alırlar. Yakında görüleceği üzere banka promosyonlarında da en yüksek geliri onlar alacaklardır. Bu konuda da bir yanlış yok. Bir başka deyiş ile “ne kadar ekmek o kadar köfte” misali…

Yanlış olan; Ekstra prim uygulamasındaki farklı uygulamalar… İşte burada yanlış var. Bu bir Prim, Maaş değil… Maaş uygulamasını bir tarafa bırakalım ve şimdi sadece işverenin vermek zorunda olmadığı ve çalışma barışını sağlayıcı olmanın yanı sıra işverenin bir teşekkürü olarak da adlandırılabilecek prim konusuna…

Bilirsiniz, “Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar” diye bir atasözümüz vardır. Bu güzel ve doğru sözün anlamı; Herkesin yararlanabileceği şeyden bazı kişiler yararlanır da diğerlerine istifade etme imkânı verilmezse bundan büyük kavga çıkar. Toplum düzenini sağlayan asıl ögelerden biri de sosyal hak eşitliğidir. Toplumun bir kesimi zor şartlar altında geçinirken, diğer kesim çok yüksek bir hayat seviyesi tutturmuşsa, bu çelişkili durum sosyal patlamalara neden olur. Barış içinde yaşamak için nimetlerin bölüşmesinde eşit haklara sahip olunmalıdır” anlamı taşıyor.  (İnternetten alıntı)
Kısaca; Niyet olarak ücret oranlarına göre bir denge güdülmek istenmişse de, bence pratikte çok hatalı ve de karmaşık bir dağılım oranlaması olmuş. Bir yerde 3 ikramiyeye denk gelmiş, ötekisinde 4,5 ikramiye…

Bu nedenle THY A.O tarafının, THY Tekniğin kendilerinde aynı emsal iş guruplarına daha fazla temettü ödendi diye sert çıkışları da çok yanlış oldu.  Bu yetmemiş gibi, konuyu çok alakasız biçimde Pazar mesaisi olayına bağlayıp mecrasının dışına çıkarılması da bir tuhaf.  Pandemide bile hiç durmadan çalışan teknisyenin, mühendisin aldığı üç kuruşu koca bir sendikanın kıskanıp hedefe alması da çok yakışıksız olmuş.  Siz ne yasal ne de hukuki muhatap değilken, belirtiğiniz görüşlerin, adaletli ve etik olması gerekirdi… Sasırdım mı? tabii ki hayır.  Dondurmacılıktan, sendikacılığa geçiş ancak bu kadar olabiliyor… Aslında suç dondurmacı arkadaşta değil, suç onlara oy veren çalışan kesimde…

Çünkü bu sendika ile zamanında bayağı dalaşmış ve mevcut Hava-İş sendika yönetimi tarafından, bana yedi ayrı dava açılmıştı. Hepsini kaybettiler.  İnanılmaz acemi bir yönetimleri var. Ayrıca, ben avukatım olmadan, onlar ise birkaç avukat eşliğinde mahkemeye çıkıyorlardı. (Mahkeme kararlarını hala saklıyorum)

Bu arada,  Teknik A.Ş yönetimini tebrik etmek gerekiyor. Belli ki bu dengesiz dağılımda bile yöneticilerden kısılıp oradaki pastayı yönetici altı kadrolarda çalışan %90 dan fazla personelle bölüşülmesi istenmiş. İşte örnek bir davranış bicimi… Demek ki bu konuda yalnız değilmişim.

Düşük gelirli olanlara daha fazla temettü ikramiyesi verilmesi bence de çok yerinde doğru ve haklı bir tavır. Çünkü kabin memurlarının bile uzaktan çalıştığı dönemde, hiç kimsenin hangarlarda uçağının başında çalışmaya devam eden, operasyonu ve bakımı sürdüren elamanların emeğini yok saymaya hakkı olamaz.

Aslına bakacak olursanız; Teknik AŞ’de eskiden kalma olduğunu tahmin ettiğim, iş gurupları arasında ciddi bir dengesizlik var. Aynı iş grubunda, mühendise ayrı, uzmana ayrı prim vermenin mantığı ne?

Uzunca yıllar, kalifiye unvanlarda onaylayıcı olarak hizmet veren CS C KATEGORİ gibi tecrübeli onaylayıcı personellerle yetkisiz personellerin aynı muamele görmesi de ortalığı çok karıştırdı.

Neticede THY teknikte çalışan teknisyen THY A.O daki teknisyenden bir miktarda olsa da fazla kar payı aldı. Bildiğim kadarıyla şirketler ayrıldıktan sonra ilk defa bu dönemde Teknik A.Ş çalışanları böylesi birkaç kalemde THY AO’nun önüne bir tık geçip, daha çok pozitif muamele gördü.

Bu bakımdan her ne kadar metodu yanlışta olsa teknisyen kökenli biri olarak, arkadaşlarımızın yönetim tarafından düşünülmesi sevindirici bir gelişme.  Bu arkadaşlar, yıllardır hep kabin memuru ve kokpitin gölgesinde bırakıldılar. Bu sınıf çatışmasına hiç gerek yoktu. Keşke ya bunu herkese eşit dağıtsaydınız ya da aldığı aylık maaşına göre başka formüllerle yapsaydınız kimse memnuniyetsizlik yaşamasaydı.  Ama olan olmuş artık…

Herkese bu kadar yüksek meblağda paralar dağıtıp sonra birçok çalışanın suratlarının asık olmasını nasıl becerebildiniz, inanın anlamakta güçlük çekiyorum.

Yani insanlar ödüllendirilirken bile nasıl mutsuz edilir bunu da sizinle yaşayarak gördüm. Umar ve dilerim ki,  art niyetli olmasa bile istenmeden yapılan bazı yanlış uygulamalardan, yeterli dersler alınıp önümüzdeki yıllarda bu hatalara düşülmez…

Exit mobile version