Bilindiği üzere Teknik A.Ş ile Özçelik İş sendikası arasında toplu iş sözleşme görüşmeleri 3 ay sonra da olsa bitirildi. Sözleşme süresince Airlinehaber olarak Teknik A.Ş çalışanlarının yanındaydık.
Tabii ki çalışanlar kadar şirket ve sendika yönetimleri de yasalar çerçevesinde görev yapar ve karar verirler. Hal böyleyken,sözleşme sonrasında yaşananlar,kanun maddeleri ile ters düşüyor.
Örneğin;
6536 sayılı Sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanununun 25. maddesinde aşağıdaki fıkra mevcut:
“(2) İşveren, bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz. Ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında toplu iş sözleşmesi hükümleri saklıdır.”
Bu maddeyi, şirket ve sendika yönetimleri okumuyor mu yoksa biz mi okuduğumuzu anlayamıyoruz birlikte karar verelim.
Bir okur yazar olarak benim anladığım, işverenin, çalıştırdığı işçiler arasında sendika üyesi olup olmadığına veya yetki almış sendikaya mı üye yoksa aynı iş kolunda bir başka sendikaya mı üye ona bakılmaksızın, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından ayrım yapılamaz deniyor. (Bu madde THY içinde geçerli) Ve devamında Ücret,ikramiye ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında ise toplu iş sözleşmesi hükümleri geçerli deniyor.
Yani toplu iş sözleşmesinden faydalanmak için aracı kuruma (sendikaya) üye değilsen de dayanışma aidatını vereceksin kardeşim deniyor gibi…
Haklılık payı olabilir. Sendikalar babasının hayrına çalışacak değiller ya. Bu da bir nevi iş kolu. Çalışanlar için aylarca uğraşıp,işverenle birbirine girip kavga dövüş sonucunda hak arıyorlar(!)
Bu nedenle, eyyy çalışan, biz üyemiz için çalışırken sen üye olmadan bu haklardan faydalanamazsın. Faydalanmak istiyorsan dayanışma aidatımızı ödeyeceksin. Aksi takdirde seni aylarca uğraşıp didinerek aldığım haklardan faydalandırmam diyor. eeeeee ne demeli haklılar…
Buraya kadar anladık. Şimdi de işveren de konuyu anlasın diye yazıyorum.
Eyyyy işveren; Sen de işçiler gibi yasalara uymak zorundasın. Ayrıcalığın falan yok. Yasayı sen de oku ve sendikaya de ki, Eyyy sendika benim çalışanım sana dayanışma aidatı ödüyorsa yani sizin emeğinizin karşılığını veriyorsa sen ve ben onu alınan haklardan ayrı tutamayız.
Yasa ne diyorsa birlikte ona uyacağız…
Şimdi bana gelen maillerden bir örnek vereyim. Çalışan diyor ki; ben dayanışma aidatımı eksiksiz ödüyor ve her dönemde İnsan kaynakları birimine bildirdiğim halde, 6. Dönem TİS’deki 5.000 lirayı alamadım. Zira Yönetim, ‘Özçelik-İş Sendikasına üye olmayan personele imza ücreti ödememe’ yönünde karar almış. Haydaaaaa…..
Bu ne perhiz, bu ne lahana Turşusu?
Sayın İşveren; Yukarıdaki yasa Türkçe ve sizlerde benim gibi en azından okur yazarsınız.
Çalışan sizi mahkemeye verse %100 kazanır ama buna ne gerek var ki? Çalışan sizi haklı olarak mahkemeye verince de, “vay efendim sen bizi nasıl mahkemeye verirsin diye adamın başının etini yersiniz.” Mobing yaparsınız sonra da verimsiz der kapıya korsunuz.
Bu yaşamda sizlere bir şey olmazda, diğerine inanıyormusunuz onu da bilemem tabi. İnanıyorsanız yandınız ki hem de ne yanma…