- THY’de Ücret Artışı Tehlikesi: Hedeflenen Enflasyon Endişesi
- Tasarruf Tedbirleri Geliyor: THY’de İşçi Hakları Tehlikede mi?
- THY’nin +1 Milyar Dolar Hedefi: Maliyet Düşüşü İşçiyi Vurur mu?
- Sendikasız İşçilerin Durumu Zorlaşıyor: Kapıdaki Tehlike Büyüyor
Değerli okurlar, yaz bitiyor, okullar açılıyor, dertler giderek büyüyor. Ailenle eli yüzü düzgün bir lokantaya gitmek istersen önce bankadan tüketici kredisi çekmen gerekiyor. 1 paket sigara 70 lira olmuş, gençler danaya girer gibi 7 kişi birleşip 1 paket sigara alabiliyor. Kiralar almış başını gidiyor. Manzara bu iken, yeni sürpriz(!) haberleri geliyor Ankara’dan…
2025 yılı ücret artışlarının artık gerçekleşen önceki 6 ay TÜFE rakamına göre değil, hükümetin 2025 yılındaki TÜFE hedefine göre verilmesi gündemde. Tabii, THY gibi toplu sözleşme rejimi uygulanan şirketler bu uygulamanın dışında … İyi de, 1 Ocak 2026 tarihinden başlayacak 29. Dönem Toplu Sözleşmesinde “hükümetin enflasyonla mücadelesine destek” kılıfı ile sayın yetkili sendikamız Hava iş gerçekleşen TÜFE’ye değil de , hedeflenen TÜFE’ye göre ücret artışını kabul ederse ne yapacağız? Hava iş’in geçmişteki işveren lehine jestlerine ve kraldan çok kralcı tavırlarına bakıldığında böyle bir işverensever yaklaşım şaşırtıcı olmayacaktır. Bunu önümüzdeki yıl derinleşeceği söylenen işsizlik ve “çalışacağı kadro maaşının % 35’i ile işe başlamaya razı kapıdaki işsizlerle” soslayıp masaya koyarlarsa, işleri kolaylaşacaktır.
Bu tehlikenin, sendikanın olmadığı havacılık işletmelerinde daha ağır hissedileceğini eklemeye gerek yok sanırım. “Beğenmeyen küçük kızını vermesin.” tavrının giderek “artışı az buduysan kapı orada” yaklaşımına hoyratça evrilmesini çaresizlik içinde izleyeceğiz.
Özetle sendikalı olsan faydası yok, sendikasız isen zaten hepten yanmışsın. Bu nedenle, önümüzdeki yıllar, artık THY çalışanları için mevcut haklarını koruma mücadelesi ile geçecek gibi görünüyor. Peki ben bu sendikaya niye aidat veriyorum kardeşim? Mücadeleyi ben yapacaksam, sendika ne işe yarar? Diyeceksiniz ki, işi yavaşlatma, toplu viziteye çıkma, operasyon kurallarını tam ve eksiksiz uygulayarak uçakları rötara sokma gibi klasikleşen eylem türlerini ancak toplu halde üyeler yapabilir. İyi de, sendikanın “üyeleri bulaştırmadan, riske etmeden” işvereni zorlayacak olanakları ve hakları yok mu? Buz gibi var ama bunları kullanacak niyet var mı, ona bakın siz ! Bugüne kadar kullandı mı bu haklarını Hava İş? Ben hatırlamıyorum, Hava İş bir tane örnek verirse ben de kullanmadıkları haklarını bir bir sıralarım burada…
ARTI BİR MİLYAR DOLAR NEREDEN GELECEK?
THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, bundan birkaç ay önce “THY finansallarına + 1 milyar dolar” kazandırılması için projeler üzerinde çalıştıklarını açıklamıştı. Bu rakamın bir bölümünün maliyetleri azaltarak bir bölümünün ise gelir artırıcı projelerden sağlanacağını eklemişti. Bunu okuyunca “eyvah” dedim. Çünkü, ne zaman maliyet azaltma ve tasarruf sözünü duysam aklıma hemen işçi haklarından tırpan gelir. Ama ne hikmetse bu tasarruf veya kısıntı önlemleri yönetici takımına uğramaz. Örneğin yurtdışı müdürleri herhalde coğrafi olarak değerlendiriliyor olsa gerek, hiç tasarruf etmezler. Bugün yurdışındaki müdürlerin bırakın maaşları,, araç, ev kirası, temsil bütçesi gibi yan hakları düşündüğünüz zaman ortaya ciddi rakamlar çıkıyor. Yıllardır yazarım, yurtiçindeki müdür sayısı mitoz bölünme ile her yıl giderek artıyor. Sıradan personel ise, zaten aldığı para kuşa döndüğü için tasarrufa katkı yapmayı geçtim, hayatta kalmaya çalışıyor. Peki, yıllardır özveri ile yakıt tasarrufu yaparak şirkete para kazandıran pilotlara ne yapıyorsunuz? Açığını buldunuz mu, kapıya koyuyorsunuz. Bu kafa ile ne kadar gidilir bilmem ama THY yönetimine çağrım, çalışan hakları üzerinden tasarruf yapmayı aklınıza bile getirmeyin.
xxxxxxxxx
Cuma günü Zafer Bayramımızı coşku ile kutladık. 30 Ağustos 1922, milletimizin dirilişinin, yokluk ve yoksulluk içinde verilen kurtuluş savaşımızın destansı kilometre taşlarından en önemlisidir, Emperyalist ülkelere ve onların kucağına oturmuş bir azınlığa karşı milletin vatanını koruma ve istiklalini kazanma kararlılığının bir ifadesidir. Bu ülkeyi bizlere vatan yapan, bağımsız ve onurlu bir Cumhuriyet kurarak zaferi taçlandıran büyük önder , ebedi başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve kahraman silah arkadaşlarını minnetle, rahmetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.