Değerli okurlarım;
THY’nin taşeron çalışanlarının sorunları gerçekten çok önemli. Bu sorunu daha öncede yazmıştım. (Tıklayın) Ancak,taşeron çalışanların ve benim arzu ettiğim durum maalesef oluşmadı.
Hükumetin taşeron çalışanlarla ilgili aldığı karar sadece kamudaki taşeron yapılaşmayı kapsadığından THY’deki büyük ümitle bekleyen taşeron işçilerin ümidi kırıldı. Bu nedenle,bir çok taşeron işçi kardeşimizden mailler aldım. Sonuçta, Ben yazdım olmuyor.Bir kerede siz derdinizi kendinize özgü anlatın diyerek onların kendi sorunlarını,kendi anlatmalarının daha uygun olacağını düşündüm ve bir taşeron işçi kardeşimize,sen yaz ben yayınlayayım diye söz verdim. (Tabii ki ismi bende mahfuz olmak kaydıyla)
Her zaman söylediğim gibi bazen devlet bazense özel şirketim diyen THY’miz bu sefer yine ben özelim dedi ve taşeronlarla ilgili yeni yapılanmanın kendilerini kapsamadığını söyleyerek topu taca attı. İlker Aycı Beyin 2018 için 7000 kişi daha istihdam edeceğiz sözünü duyduğumda,taşeron işçi kardeşlerimizi de kapsayacak mı diye ben ve bir çok taşeron çalışan beklentiye girmişti. Bu beklentiler maalesef olmadı. En iyisi ben yazımı fazla uzatmadan sözü taşeron arkadaşlara bırakayım.
Birlikte okuyalım…
…..
Bilindiği üzere Hükümet taşeron işçiler ile ilgili en sonunda bir karara vardı ve Kamuda çalışan 850.000 taşeron işçinin kamuya geçeceğini belirtti. THY ise, özel bir firma olduğunu ve şirket bünyesinde çalıştırdığı taşeron işçileri kendi bünyesine almayacağını belirtti. Bu karar beni çok şaşırtmadı, çünkü çalıştığımız şirketin bize karşı olan tutumu önceden belliydi ve hiçbir zaman taşeron işçilere önem vermedi. Şirketimizin bize önem vermediğini gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum, çünkü ne bu zamana kadar bizi muhatap aldılar nede bir sıkıntınız var mı? diye sordular. Onlar sormadılar ama ben çektiğimiz sıkıntıları sizlere anlatayım;
Taşeron firmalar ile THY arasında 2 senelik sözleşme imzalanıyor, duruma göre bu sözleşme 1 sene daha uzatıla biliniyor. Sözleşme süre bitiminden dolayı sonlandırılıyor ve yerine farklı bir taşeron firma geliyor, çalışanlar bu yeni firmaya tekrardan giriş yapılıyor. Bu yüzden dolayı her 2-3 yıl arasında sigortamıza giriş çıkış yapılıyor.
Bu konu gerçekten bizim için çok hassasiyet taşıyor çünkü THY, TGS veya diğer havalimanı şirketlerindeki personellerinin böyle bir problemi yokken bizim var. Birde sürekli firma değiştirdiğimiz için düşen kredi notumuz var ki bu sicille bankaya gidip te ev, araba için kredi başvurusunda bulunsak kefil olarak THY Yönetim Kurulundan birilerini isterler galiba. İnsan bazen Avrupa’nın En Büyük Havayolu şirketi olan THY’’de değil de mahalle arasındaki “konfeksiyon atölyesin ‘de” çalışıyormuş gibi hissediyor.
THY üniformasıyla, THY’nin kirasını ödediği ofiste ve THY çalışanlarıyla birlikte çalışıyoruz. Doğal olarak bazı durumlar göze batıyor, yanımızdaki kişi Acıbadem’de muayene olabilirken bizim böyle bir lüksümüz yok. kaldı ki iş yeri hekimi ile tanışmak bile kısmet olmadı. Haftada 3 gün mutlaka iş yerine geliyormuş duyduğum kadarı ile acaba hangi 3 gün? Şimdi yazıyı yazarken kafama takıldı da, bu bildiğin Part-time doktoru 3 sene okutmuşlar herhâlde. Baksana adamlar haftada 3 gün gelebilecek doktor bulmuşlar. Yaz aylarında da baya bir hüsrana uğruyoruz, millette Pass var Jet var e tabikide tatile yurt dışına çıkıyorlar bizim böyle bir lüksümüz yok, gerçi gözümüzde yok ama yan yana çalıştırıyorsun birine bu hakkı verip diğerine vermeyince insan diyor “Adaletin bu mu? Dünya diye içimizden geçiyor. İkramiye durumu ise ayrı bir dram, zaten en düşük maaş skalası bizde buna rağmen 3 ayda bir asgari ücretin yarısı veriliyor. Hal böyle olunca taşeron çalışanların hiçbirinde ne çalışma azmi nede motivasyon kaldı. Buna sebep olan en büyük faktör ise, eğitim ve öğrenim durumumuz ne kadar yüksek olursa olsun, yükselme imkânımızın olmaması. Çünkü bulunduğumuz taşeron firmada yükselebileceğimiz bir mevkii bulunmamaktadır. Kısacası ümit etmeyin ve hayal kurmayın işinize gidip gelin deniyor.
Sizce bir personel ne kadar hızlı işten çıkartıla bilinir? Eğer THY’de taşeron olarak çalışıyorsanız bu çok kolay hatta bir telefon kadar basit. THY çalışanları disiplin kuruluna sevk edilip haklı olup olmadıkları araştırılırken bizim tek telefon ile şirketle olan ilişiğimiz kesile biliniyor. Tabikide taşeron personeli destekleyen ve hakkını savunan yöneticiler de var ama kötü niyetli ya da işinin ehli olmayan yöneticiler için bu durum suiistimale açık. Sonuçta sendika yok düzenli bir sigorta giriş çıkışı yok dolayısı ile yüklü bir kıdem tazminatı yok, zaten atılan kişinin hakkını arayacak maddi gücü de yok, buda çalıştığımız şirkete karşı güvensizlik yaratıyor. Şirkette diyemiyorum. Çünkü resmi olarak THY’ye bağlı değiliz. Lakin kayıtlı bulunduğumuz şirketin ofisi THY’ye ait. Yeri de seviyemize uygun. Yani Genel Müdürlüğün bodrum katında
Kısaca bir toplayacak olursak özel sigorta yok, mazeret izin hakkımız yok, 2 güne kadar alınan raporlar maaştan kesiliyor, tek telefonla işten atabilme imkanı, yükselme imkanı yok, en düşük maaş oranı, en düşük ikramiye oranı, en düşük vardiya primi oranı ve tabi kide kıdem tazminatı diye bir dert yok. Bende diyorum ki neden unvanımız “YÜKLENİCİ PERSONEL”.
Bu yazı ve daha önce yazdığı bu konudaki değerli görüşlerini yayınlayarak sesimizi duyurmamıza yardımcı olan Sefa İNAN Bey’e bütün taşeron çalışma arkadaşlarım adına teşekkür ederim.