THY'DE SENDİKAL SÜREÇ YARA ALMADI….ÖLDÜ

Bugün THY ve Hava-İş arasında üç buçuk aydır sürdürülen toplu iş sözleşmesi sonuçlandı.
1975 yılından beri THY’de imzalanan en komik ve en iletişimsiz toplu iş sözleşmesi bu oldu.
Bu sözleşmede dikkat çeken en büyük unsur,sendikacılık tarihinde işveren ve sendikanın inanılmaz uyum içinde çalıştığı bir süreç olmasıdır. Hani söz vardır. Eşyanın tabiatına aykırı derler ya...İşte aynı öyle…
Bu süreçte kazanımları veya kaybedilenleri sizlere tekrar yazacak değilim. Benim ilgilendiğim konu, her zaman için iki zıt kutup olan (olması gereken) işveren ve sendikacılığın seyir değiştirmesidir.
İşveren ve sendikanın birlikte hareket etmesi düşünülemeyeceğinin yanı sıra anlamsızdır da. 
Türkiye’deki sendikacılık bundan sonra bu şekilde devam edecekse bir an önce sendikaların kapatılması veya işverenin alt kolu olarak çalışması daha mantıklı olacaktır.
Bu sayede aracı kurum misali çalışan sendikalara aidat ödenmeyeceği gibi sözleşme dönemi denilen süreç olmayacağından, çalışanlar 1 Ocak 2019 tarihinde işverenin takdir ettiği zamlı maaşlarını alabileceklerdir.
Çünkü; tamı tamına üç buçuk aylık süreç içinde paranın değer kaybı da göz önüne alındığında ekstra bir kazanım olmamıştır (NOKTA)
Kısaca; İşveren tarafından ne takdir edildiyse o alınmıştır.
Yeni nesil çalışanlar şunu bilmelidir ki, sendika işveren ilişkileri hiç bu kadar sıcak ilişki içerisinde ve çalışanların toplu iş sözleşmesi süreci içinde üye bilgilendirmelerinden uzak bırakılmamıştır. Bir zamanlar, çalışanlar tüm sözleşme dönemi içerisinde sürecin hep içinde olmuşlardı. Tabii ki son THY toplu iş sözleşmesine kadar…
Mevcut sendikal anlayış içinde hangi çalışan,işveren temsilcileri ile sorun yaşadığında nasıl hakkını arayabilecek, Sendikasına nasıl güvenecek ve sendika yönetimine yönelik nasıl saygı duyabilecektir

Exit mobile version