THY’DE PATRON ÇILDIRDI: 100 MİLYAR DOLARLIK ALIM…

rauf eren

Değerli okurlar, huylu huyundan vazgeçmiyor. THY plansız, kontrolsüz ve hormonlu büyüme stratejisinin deva edeceği anlaşılıyor. Geçtiğimiz haftalarda son 20 yıldaki ortalama % 12’lik büyüme oranını yıllık % 7’ye çekeceğini açıklayan THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat 15 gün önce bombayı patlatarak önümüzdeki 10 yıllık süreçte 600 yeni uçak alınacağını açıkladı. Bugünkü rakamlarla bakarsak alımın maliyeti 100 milyar doları geçiyor. Bu alım THY tarihindeki en büyük sipariş olacak. Son derece hassas bir sektör olan havacılıkta 10 yıllık projeksiyon yaparak şirketi bağlamak ne derece doğru olur, tartışılır. Üstelik, seçimden sonra ekonominin nereye gideceği belli değilken…

Bugün 435 uçağı olan şirketin bu 10 yıllık periyodda mevcut uçaklardan yaklaşık 235 adediini devreden çıkaracağı ve 2033 yılında toplamda 800 uçağa ulaşmayı hedeflediği anlaşılıyor. Bu 10 yıllık süreçte doğacak dev pilot ihtiyacının nasıl karşılanacağı ise tam bir muamma… Ülkemizdeki uçuş eğitiminin nitelik ve niceliği ortada. Yoksa bayrak taşıyıcımızın “hızlandırılmış eğitim” gibi bir Zihni Sinir projesi mi var? ya da ülkemiz Afrika’nın, ortadoğu’nun, Latin Amerika’nın özellikle sağlık geçmişleri belirsiz ülkelerinde bile dikiş tutturamamış yabancı pilotlar cenneti mi olacak? Bu kadar uçağa karşılık teknik personel açığı nasıl kapatılacak? Sorular çok da, bu konularda detaylı bir proje  yok ortada.

Ama asıl dikkat çekici olan bu açıklamanın tam da 14 Mayıs seçimlerinin öncesinde yapılması. Bu seçimleri etkilemek için yapılan bir hamle ise, gücün, imkanların ve yetkinin kötüye kullanılması anlamına gelmez mi? 90 yıllık milli havayolumuzu siyasete alet etmek şeklinde değerlendirilmez mi? İnsanlarda yeni iş imkanlarının yaratılacağı beklentisi oluşturmaz mı? Bence zamanlaması ve içeriği manidar bu açıklamanın hafife alınmaması gerekir.

Değerli okurlar, ülkemizi ve geleceğimizi etkileyecek cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı. Katılımın yüksek olması için tüm yurttaşların oy kullanması gerekiyor. ABD’de  yüzlerce kilometre uzaktan gelerek saatlerce kuyrukta bekleyen yurttaşlarımızı görünce, ülkemizdeki 6 milyon seçmenin evlerine taş çatlasa 500 metre mesafedeki okullara gitmemesini anlamak gerçekten zor. Bu arada havayolu şirketlerine de bir tavsiyem var. Çalışanlarınızın salt oy kullanmak için mazeret izni taleplerini operasyonu aksatmayacak ölçüde karşılamaya gayret edin. hatta bunun için bir hesap yaparak kota oluşturun ve duyurun. Bırakın insanlar yurttaşlık görevlerini yerine getirebilsinler.

Exit mobile version