- Havadaki Bayram Yoğunluğu ve Yorgunluğu…
- İştirakler Arttıkça Haklar Kırpılmamalı…
- Pass Bilet ve Jump Seat Mağduriyeti!
- Çalışanların Hakları Göz Ardı Ediliyor: Teknik A.Ş. İsyanda!
- Uçuş Kapılarında Haksızlık: Teknik Çalışanlar Neden Mağdur?
- Adaletsiz Prosedür, Çalışanların Sabır Taşını Çatlattı!
- “Id Kart Sahibi Ortaklık Personeli” kim?
Değerli Okurlar,
Bayramın tatilinin bitişiyle yoğun bir hava trafiği ve zorunlu mesailerle sektörümüz için hayli yorucu bir haftayı geride bıraktık. Yine uçuş kapılarındaki yoğunlukta pass bilet ve jump seat mağdurları kıvranıp durdu. Babamdan beri bildiğim ve yıllarca mücadelesi verilen sicil sıralamasıyla uçuş sistemi oturmuşken, yeniden farklı farklı biçimlerde sorun hortlatılmaya başlandı.
THY Teknik A.Ş. eskiden genel müdür yardımcılığı düzeyinde A.O.’ ya bağlı bir bakım birimiyken, büyüyen filo ve bakım sektöründeki artan ihtiyaçlar nedeniyle zamanla kendi başına devasa bir bakım organizasyonuna dönüştü. O dönem Teknik Genel Müdür Yardımcılığına bağlı çalışanlar, kamu mantığı anlayışında tüm hakları ile yeni kurulan THY Teknik A.Ş.’ ye devredildi. Bu nedenle uzunca yıllar maaş ve tüm sosyal haklar her iki tarafta da aynı biçimde korunmaya çalışıldı. Zamanla birtakım farklılıklarla kıyas ve çatışmalar yaşansa da temelde bu eşitlik sürekli gözetildi.
Bir dönem sendikalarla yaşanan sorunlar ve artan personel ihtiyacı ile Habom Projesi devreye sokuldu. Yeni büyük bir iştirak şirketi ile THY A.O. dan farklı ücret ve koşullarda bakım personeli istihdam edilmesi ve mevcut teknik çalışanların da bu çatı altında hizmet vermesi hedeflenmişti. Hem maliyetlerin düşürülüp mevcut sendikal problemlerin aşılması hem de yeni bir personel ve ücret politikası ile yola devam edilmesi isteniyordu. Lakin işler umulduğu gibi gitmeyip bakım yetkisi ve organizasyonel sorunlar aşılamayınca yeniden Teknik A.Ş. çatısı altında sistemin yürütülmesine karar verilmişti. THY’nin ücret ve sosyal haklarının o dönem TEKNİK ve HABOM çalışanlarından kırpılmaya çalışılması ve farklı farklı muamele girişimleri o dönem büyük travmalarla ağır tepki ve sorunlara neden olmuştu. O dönemden beridir Teknik A.Ş. çalışanlarında bir dışlanmışlık ve 2. sınıf muamele duygusu yaratıldı.
İlker AYCI döneminde de kısmen bu duygu baskın bir biçimde hakimken, Ahmet BOLAT’ın göreve gelmesiyle buzlar büyük ölçüde eriyip, ekstra kâr payı ikramiye gibi çalışanlarda doping etkisi yaratan ilave ücretlerle ciddi bir rahatlama yaşanmıştı. Temelde aynı işe farklı açılardan hizmet eden insanların birbirinden ayrıştırılmaması ve adalet duygusunun korunması çok önemlidir. Yıllarca aynı şirkette aynı uçaklara hizmet etmiş insanları birbirinden ayırmak ve birine ayrıcalık ötekine 2. sınıf muamelede bulunmak asla adil bir anlayış sağlayamaz. Ailesiyle kapılarda bekleyen, uzunca yıllar bakım yaptığı uçağa başkalarının yakınlarından sonra boş yer olursa binebilen bir personelinizin ruh halini düşünebiliyor musunuz?
Bayram boyunca ailesiyle bu durumu yaşayan onlarca öfkeli ve tepkili kişilerden şikayetler aldım. Detaylıca konuyu irdeleyince en son 2017 yılında yenilenmiş ‘’Boş Koltukların Uçuşta Kullanımı’’ ile ilgili bir prosedürde açıkça belirtildiği üzere ID KART SAHİBİ ORTAKLIK PERSONELİ ifadesinin ne hikmetse son birkaç aydır yalnızca THY A.O. personeli biçimde yorumlanmasından dolayı bu sorunun yaşandığı iddia ediliyor. Bu yorum nedeniyle THY A.O. çalışan ve yakınlarına öncelik tanındığı bu yüzden Teknik A.Ş çalışanlarının jump seat olarak uçuş yapamadıkları belirtiliyor.
Şayet ortada bir uygulama değişikliği yahut başkaca bir talimat yoksa bu el altından yapılan haksızlık neden? Bir dönem Ahmet Bey’in kabin memurları ve uçağın güvenliği için sivil yolcuların ekip koltuklarına alınması gerektiği yönünde bir açıklaması olduğu söyleniyor. Şayet böyle bir açıklamadan yola çıkılarak THY A.O. çalışanlarının yakınlarına bile bu imkân sağlanıp, uçağa (Certificate of Release to Service CRS) veren bir Teknisyen ya da Mühendisinden bu hak esirgeniyorsa ya burada bir kasıt ya da büyük bir uygulama hatası vardır.
Bu durumun muhakkak düzeltilerek çalışanların aidiyet duygusuna zarar verilmemeli. Nasıl ki TGS, TSS gibi iştirak çalışanlarına da buna benzer hakların sağlanması arzu ediliyorsa, on binden fazla çalışanı olan bir kurumunuzdaki çalışanlarınızın da hak kaybına fırsat vermemelisiniz. Herkes çok iyi bilir ki tecrübeli bir kaptan, teknisyen ve mühendis çok uzunca yıllarda bile yetişmiyor. Hele ki kalifiye iş gücünün öneminin arttığı bir dönemde, ülke ekonomimize ve işletmelerimize katma değeri yüksek iş güçlerini küstürmek, böylesi basit hatalarla gücendirmek çok büyük bir haksızlık.
Havacılık her zaman dünyanın en gözde ve prestijli sektörlerinden biri. Bu alanda yolcu ve kargo taşımacılığı kadar askeri ve savunma alanları gibi stratejik değerli çok büyük bir sektörün mensuplarına zarar ülkeye ihanet olur. Bazen önemsemediğiniz bu basitleştirilen farklı muameleler insanları bilinç altında başka arayışlara itebiliyor. Değersizlik ve adaletsizlik duygusu, ücret veya standartlar ne kadar iyi olursa olsun her zaman içten içe derin kopuşlara neden olur. Bu yaklaşımlarla büyük hayalleri ve hedefleri olan kurumlara zarar verilmesine müsaade edilmemesi, birliğin ve beraberliğin adaletle korunması gerekir.
Hepinize sağlık ve huzur dolu haftalar dilerim…