THY’DE KAR ÇOK, PRİM YOK, ZORAKİ İZİN VAR…

THY’DE KAR ÇOK, PRİM YOK, ZORAKİ İZİN VAR…
Değerli okurlar, geçtiğimiz haftanın en önemli olayı hiç kuşkusuz THY’nin rekor kar açıklamasıydı. Sivil havacılığımız ve bayrak taşıyıcımız için son derece sevindirici. 788 milyon dolar net kar  iyi para… Küsüratları boşverelim 2019 net karı kabaca 4.5 milyar TL 2018’de ne kadardı? Yaklaşık 4 milyar TL..
KAR VARSA YÖNETİCİDEN, ZARAR VARSA ÇALIŞANDAN
2018’de 4 milyar TL kar eden THY, 2019 yılı başında çalışanlara birer maaş prim vermişti. Bal tutan parmağını yalar derler de, yönetici tayfası bal teknesine bayağı bir dalmış olmalılar ki, müdür ve başkanlara ikişer, genel müdür yardımcısı ve genel müdüre  3’er maaş almışlar, parmaklarını değil kollarını yalamışlardı.. Düşünsenize, 40.000 Tl maaş alan bir yöneticinin aldığı prim 120.000 TL…Sanki aylıkları az da, üstüne de 2 kat 3 kat prim alıyorlar. Gariban memur 3500 TL maaşa karşı 3500 TL prim alırken, sayın Genel Müdür yardımcısı 120.000 TL  yani emrindeki memurun neredeyse 30 katı primi cebellezi ediyor. Niye? Başarıda bu beylerin katkısı daha büyük  ! Şirket kar ediyorsa sayın yöneticilerin aldığı kararlar yüzünden ! Eee, başarıdan daha fazla nemalanmaları gerek…Peki işler kötü gidip zarar edince bu başarılı(!) yöneticiler bedel ödüyor mu? Siz hiç şirket zarar ettiğinde istifa eden veya görevden alınan THY yöneticisi duydunuz mu? Çünkü THY’de motto şudur: “Başarı varsa yöneticiler sayesindedir, başarısızlık varsa sebebi çalışanlardır.”
THY YİNE KAR ETTİ AMA GÖZÜ İŞÇİSİNİN CEBİNDE…
Şimdi ise ortada garip bir durum var. THY, 2018’de 4 milyar TL kar etmişken bu karını 2019’da 4.5 milyar TL’ye çıkartmış. THY, 2018 yılındaki kardan dolayı çalışanlara prim vermiş ve ödüllendirmiş. 2019 yılında bu karı daha da artırarak 4.5 milyar TL’ye çıkarmış ama prim mirim vermiyor. Ya ne yapıyor?  İşten adam atmanın, insanların maaşını kırpmanın, hatta maaşsız olarak askıda tutmanın hesaplarını yapıyor. Sebep, işler kötü de ondan. Peki, 2109’da olumsuzluk olarak gösterilen şartlar devam ediyor mu? Ediyor… MAX uçakları hala yerde, İstanbul Havalimanının yüksek maliyetleri aynen sürüyor. ABD-Çin ticaret savaşları belirsizliğini koruyor. Tek ilave etken Coronavirüs… Aralık sonunda başladı, artarak devam ediyor. MERS ve SARS krizlerini atlatan dünya bunu da atlatacaktır. Peki şimdi, virüsü bahane ederek yıllarını bu şirkete vermiş insanları kapıya koymak, ücretsiz izine zorlamak da neyin nesi? Hani sadece ülkemizi ilgilendiren bir sorun olsa anlarım. Ancak virüs tüm dünya ticaretini, ekonomisini ve doğal olarak sivil havacılığını etkiliyor. Çözümü de bulunacaktır. Böyle bir durumda, kısa, orta ve uzun vadede çözüm paketleri hazırlaması gereken THY kafadan baltayı vurma hazırlığında… Kaşının üstünde gözü var deyip en ufak açığı olanı kapıya koyuyor. Havasen’in duyurusundan anlıyoruz ki, sırada ücretsiz izin planı var… Sonunda “izin” kelimesi var diye sevinmeyin. Sevgili THY’miz sizi izne gönderecek ama para vermeyecek, sigorta priminizi yatırmayacak, belki sağlık sigortanızı da kesecek. Yapılması planlanan uygulama yasal mı, değil. Zorla insanları ücretsiz izne çıkaramazsınız.
TASARRUFA BAŞTAN BAŞLAYIN !
Gelelim başladığımız yere. Normalde 2018’den daha fazla kar ettiği için çalışanlara 2018’de olduğu gibi prim vermesi gereken THY, coronavirüsü bahane ederek primi ağzına almadığı gibi çalışanlardan fedakarlık(!) bekliyor. İyi de 3 ay sonra bu illetin çaresi bulununca haklarını kestiğin, işten attığın çalışanların mağduriyetlerini nasıl gidereceksin? Param yok diyemezsin, 4.5 milyar TL kar açıklamışsın. O halde doğru olan acele etmeden kısa bir süre de olsa beklemek ve keseden yemek. İşin uzayacağı anlaşıldığında da yöneticilerden  başlayarak tasarrufa gitmek. Havasen’in son derece yerinde ve zamanında yapılan bildirisinde nerelerden öncelikle tasarruf edileceği sıralanmıştı. Bir-iki tane de ben ilave edeyim. Organizasyon yapısını yeniden gözden geçirin ve müdürlükleri ve başkanlıkları birleştirin. Yönetici sayısını azaltın. Yurtdışında bir çuval para alan merkezden tayin edilmiş çalışanları azaltın. Bir öneri de bu süreçte sesi soluğu çıkmayan yetkili sendika Hava İş’e… Çalışanlara bir katkı da siz verin. Virüs işi çözülene kadar üyelerinizden aidat almayın. Maaşallah kasanız dolu nasılsa…
ATLAS’IN AZAP ÇEKTİRDİKLERİ…
Atlas her aşaması yeni gelişmelere gebe bir çıkmaza doğru gidiyor. Atlas çalışanları da boş durmuyor. “Allah belanızı versin, hastane parası olsun.” Diyerek kenara çekilmiyor ve birlikte haklarını arıyorlar. Kurdukları AZAP isimli platformla mücadele ediyorlar. Avanta–lavanta işlerine karışanlardan beklemiyoruz ama İnsan olan, vicdanı olan, biraz duyarlılığı bulunanlar bu çabaya ve hak arayışına destek vermeli. Bu arada geçen yazımda en büyük alacaklının Şekerbank olduğunu belirtmiştim. Biz de bazen açık kaynaklardan yararlanıyoruz. Şekerbank’tan düzeltme geldi. Banka iletişimcileri, Atlas’ın alacaklılarından biri olduklarını ama en büyük alacaklı konumunda bulunmadıklarını, alacak rakamının da 90 milyon TL olmadığını belirtmişler. Şeffaflık olsa herşey net bir şekilde ortaya konulur. Gariban çalışanların da kaç para alacağı olduğu ve toplamda ne kadarlık bir orana denk geldiği daha net görülür. Bakalım 16 Nisan’daki duruşmaya kadar dosyaya ne gibi evraklar girecek? Bu arada, teminat alınmadan bu çapta kredilerin nasıl verildiğine ilişkin sorularımız hala havada. O konuda da alacaklı bankalardan bir cevap gelirse seve seve yazarız.
Sağlık ve esenlikler dileğiyle…

Exit mobile version