Ülkemizin geldiği bu günkü durumda sizlere sektör el yazı yazmanın zorluğunu takdir edersiniz. Airporthaber siyasi yazılarla değil havacılık haber ve yorumları ile tanındığı için, burada yazmak istediğim görüşlerimin sitenin yayın anlayışına uymayacağını düşünerek, THY’de yaşanan grev sürecine yönelik kısa bir yazı yazabildim.
Bildiğiniz üzere; THY’nin Yönetim Kurulu başkanı o şirketin genel müdürü yokmuş gibi her gün kapı, kapı TV’lerde boy gösteriyor. Bu tür bir uygulama, emri altındaki genel müdürü ve şirketin halkla ilişkiler görevini yapan kişileri de işlerinden soğutur. Bu nedenle her kes kendi işini yapmalı diye düşünüyorum. Hamdi beyin tek adam olmaya özenmesi bana bir başka çağrışım yaptı ama o konuya da yine siyaseti havacılığa bulaştırmama adına girmeyeceğim.
THY’deki 29 Mayıs 2012 tarihinde yapılan eylem ve grev konusundaki her yazdığımın tamamıyla satır atlamadan arkasında olduğumu belirterek bunlardan sadece 305 olayını tekrar ele almam gerekecek. Çünkü her ne kadar toplu iş sözleşmesinde grev ile 305 olayını aynı başlık altında tutmayın dediysem de bu isteğimin, THY’ye verilen 24. Toplu iş sözleşmesi teklifinde göremememe rağmen her türlü söylemlerde kullanıldığı ve “olmazsa olmaz” maddemizdir denmesini anlayamadım.
THY işvereni, Sendikalar ve Toplu iş sözleşmeleri kanununun madde 68 ine göre sendika aleyhine dava açmış olduğunu biliyoruz. THY bu müracaatında, her ne kadar toplu iş sözleşme teklifinde, 305 den bahsedilmese de kamuoyuna yayınlanmış konuşmalarda bu 305 konusuna değinildiği ve toplu iş sözleşmesinin 305 sorunu ile bağdaştırıldığını iddia ederek uygulanan grevin yasal olmadığını belirtmiştir. Sendika ’da verdi savunmada, bu konunun resmi bir yazışmada geçmediğini, bant kayıtlarının ve söylemlerin bu konuyla ilişkilendirilmesinin yanlış olduğunu vurgulayarak savunmaya geçmiştir.
Sendikanın bu savunması her ne kadar mantıklı olsa da bugün bir telefon konuşmasının bile delil olarak sunulduğu ve kabul gördüğü bir ortamda hâkimin vereceği kararı bende merak ediyorum.
Aslına bakacak olursanız;,Mahkemeler bu grevi, yasal olmayan grev statüsüne bile soksa grevciler eylemci sayılamaz. Çünkü yasada önemli olan kast niteliği oluşmamıştır.
Bu konu yasal bir konu ve bekleyip göreceğiz. Ancak benim merak ettiğim bir konuyu burada açıklayıp sizlerin görüşlerini almayı istiyorum. 29 Mayıs eylemine katılan kişiler, kendilerinin toplu iş sözleşmesi maddelerinde isteklerden biri olmadıklarını biliyorlar mıydı?
Bilmiyorlarsa; sizler işe geri dönmeden bu toplu iş sözleşmesi bitmez söyleminde bulunuldu mu? Buna inandırıldılar mı? Bunları neden mi soruyorum. THY işvereni, sendikanın toplu iş sözleşmesi teklifi alıp aynen imzalasa idi bu resmi istek teklifinde 305 maddesi olmadığından bunlar açıkta kalmayacaklar mıydı? Bu konuda beni aydınlatın lütfen.
Değerli okurlarım; THY bilhassa kabin personeli ile çok uğraşıyor. Bunun nedeninin; kabin personelinin ücretlerinin düşürülmesi amaçlı olduğunu düşünüyorum. 29 Mayıs ta yapılan bu eylem THY’nin işine geldi. Bu nedenle o eylemin, o günkü şartlarda( part time uygulamalar) bilhassa kabinden başlatılmasının çok büyük bir stratejik hata olduğunu yazmıştım.
Hamdi Topçu’nun 305 çalışana iş başı yaptırmayacağını ilk baştan beri devamlı olarak iddia ettiğimi biliyorsunuz. Çünkü Hamdi Topçu bugün bu arkadaşları iş başı yaptırttığında bundan sonra yine bir sebep bularak veya yaratarak işten çıkartacaklarına yönelik zorda kalmak istemiyor. Bu inatlaşmanın nedeni,THY’nin bundan sonrada devam edecek olan işten çıkartmalarının devam edeceğine bir işaretdir.
Neden mi?
Birinci neden tabii ki karlılıktır. ( binlerce kabin memuru maaşlarını düşürmeye çalışılıyor)
İkincisi ve bence en önemlisi; Kadrolaşma.
Her geçen gün cemaat ve siyasi kanattan bir dolu “hamili kart yakınımdır” tarzı torpil isteklerini olacağını sizlerde benim gibi biliyorsunuzdur. Bu ayrıcalıklı kişilere yer bulmak lazım. Birileri çıkartılmadan diğerlerini almak nereye kadar uygulanabilir ki?
Bu nedenle, zaman içinde yüksek maaşlı kabin memurlarını yeni part time kabin memurları ile değiştirmek gerektiğini düşünüyorlar. Aslında ilk düşünceleri, kabin memurlarını taşeron bir firma adı altında çalıştırıp oradan kiralamak idi. Belki ilerde onu tekrar gündemlerine alırlar. Yöneticilere verilen yüksek ücretler bir yerlerden çıkmalı değil mi ama?
Grev den dönenler ve uçuş işletmenin kara listesinde olanlar kendilerine dikkat etsinler. Aceleci yapısı olmayan Hamdi Bey bunu yavaş, yavaş sindire sindire yapacaktır.
Hamdi Topçu’nun çıktığı programları hiç kaçırmıyorum. Neler demiyor ki,
THY’de grev yoktur diyor ve arkasından grevin iptali için mahkemeye başvuruyor.
Greve İdeolojik diyor. Bir sürü çalışan işten çıkarılmış, çalışma saatlerinin rezaletinin yanı sıra, Ojeler, kıyafetler, rozetler ve alkol yasakları THY’nin İslami ideolojilerin etkisi altında kaldığını göstermiyor mu? Bunlara itiraz etmek mi ideolojik oluyor?
Grev yasal haktır ve katılanlara saygı duymak lazım gelir diyor ama sonra çalışanlara bir link yollayıp greve katılıp katılmayacağını soruyor:) Grev aşamasındaki polisiye tedbirler ve grevi baltalamak için vaat edilen ödüller, tek taraflı verilen ücret zamları neyi gösteriyor? Grev kırıcılığın ağa babası yapılıyor.
Grev de yaşanan adaletsizlikler mi desem,15 Mayıstan sonra işe başlatılanlar mı desem, neler yok ki…
Hamdi Bey; THY ekipleri fazla çalıştırılmıyor ve uçurulmuyor diyerek bizi Avrupa şirketleri ile mukayese edin diyor. Sendikanın yerine ben olsam anında bu konunun üstüne gider tüm Avrupa şirketleri ile mukayese ederek yayınlarım.
Hamdi Bey devamlı hukuktan bahsederken arada sırada kendi yaptığı hukuksuzluklardan da bahsetse daha inandırıcı olur. Kendini Pürü pak gösterirken,sendikayı tu-kaka göstermek inandırıcı olmuyor.
Hamdi Bey bir doğru söz söyledi ki gerçekten çok mantıklı buldum. THY’nin geleceği ile Türkiye’ninki aynı dedi. Hakikaten THY’yi hükümet kendi planları doğrultusunda yönetiyor. Türkiye’de bu gün yaşanan kaos ortamı THY’de de yaşanıyor. Bravo Hamdi beyciğimize bu kadar güzel bir benzetme olamaz.
Hamdi Bey,sıkıştığında biz özel şirketiz ve ortaklarımız var diyor. THY’nin ağzı olup dili olmayan ortakları olduğu doğrudur. Ortakların THY yönetimine yönelik eleştri getirdiğini, ortak(!) sıfatıyla katıldığım genel kurullarda pek göremedim.
THY genel kurulların da benden başka konuşan ve yönetiminizi eleştiren ortak mı var Hamdi Bey?
Hamdi Bey, Havayolu artık ulaşım aracı haline geldi dedi. Bunu ben anlayamadım. Tercüme eden olursa sevinirim.
Notlarıma baktım da en beğendiğim sözcüğü en sona büyük harflerle yazmışım.
THY’nin yöneticilerini transfer etmek için yurt dışından talep var dedi ve ben koptum:)
Sonuç olarak; THY’de yaşanan bu süreçte greve katılanlar kadar katılmayanlarında huzursuz olduğunu biliyorum. Çalışma arkadaşlarının bazılarının grev yapması ve olası bir başarısızlıkta düşecekleri durum çalışanları mutlu etmeyecek ve üzecektir.
Bunun yanı sıra; Hava-İş sendikasının, grevi sendikanın genel kuruluna kadar imzalamayıp, genel kurula grev de olarak girmeyi planladıklarını düşünüyorum.
Hayırlısı olsun.
NOT/ Tarafıma yollanan şikayet,uygunsuzluk,uçuş emniyeti ihlalleri ve kişisel sorunlarınızla ilgili her türlü maili çok dikkatlice okuyor ve Ajanda!ma kaydediyorum. Bunların hepsi bu köşede sıra ile gündeme alınacaktır. İçiniz rahat olsun. sefainan@gmail.com a yolladığınız her mailin gizli kalacağı hususunda, sanırım söz vermeme gerek bile yok. 38 senedir aranızdayım .Dün neyse bugün de oyum. Sevgi ve saygılarımla