AİR ALFA’CI DANIŞMAN
Gündoğdu’ya operasyon yapıldıktan sonra ekibinin tasfiyesine de başlanmıştı. Ekipteki en zayıf halka olan, AKP zihniyeti ile uzaktan yakından ilgisi bulunmayan Üretim Planlama ve Gelir Yönetimi Başkanı Tuncay Pekin Mayıs 2004’de görevden alınarak Chicago Müdürü yapıldı.
Ticaret’in başına ise Genel Müdür Mali Yardımcısı Kadir Fazlı Danışman getirildi. Danışman, Karlıtekin’in en yakın adamıydı. Kombassan Holdinge bağlı Air Alfa’da birlikte çalışmışlardı. Boşalan Mali Yardımcılığa ise sürpriz bir isim atandı. AKP öncesi Bolayırlı yönetiminin Finansman Başkanı Rengin Akıllıoğlu.., ABD’nin her ülkeden seçip eğitime aldığı ve ileride kendi ülkelerinde siyaset, medya, iş dünyasında ön plana çıkarmak, etkin rol üstlenmek üzere oluşturduğu Liderlik programına Türkiye’den seçilen birkaç kişiden biriydi. İyi bir eğitim görmüş olmasının yanı sıra çok iyi İngilizcesi vardı.
Rengin Akıllıoğlu,1990 yılında Cem Kozlu’nun Yönetici Yetiştirme Projesi kapsamında THY’ye alınanlardan biriydi. Böylece üst yönetim zor ve tehlikeli olabilecek konulardan biri olan Mali İşlerde konuya vakıf, nispeten kurumsal hafızası olan bir eski personeli görevlendirmiş, para kazanan, para kazandıran, kısaca paranın kaynağı olan Ticaret ünitesini ise eski charter’cı Danışman’a emanet etmişti.
THY’Yİ ANKARA’DA ZANNEDEN YÖNETİM KURULU ÜYESİ!
Topçu artık daha etkin olmaya başlamıştı. THY’ye nasıl geldiğini kendisinden dinleyenler Topçu’nun yükselişini hayretle izliyordu. AKP iktidara gelmiş, Siirt seçimi sonrası Başbakan olan Erdoğan, Topçu’yu evine çağırarak “Seni THY’de görevlendireceğim.” demesi üzerine Topçu şu ilginç yanıtı vermişti: “Efendim biliyorsunuz benim evim de işim de İstanbul’da, Ankara’ya gidip gelmem zor olacak.” Erdoğan bu yanıt üzerine gülümsemiş “Merak etme, THY Genel Müdürlüğü İstanbul’da, sana sorun olmaz.” Atandığı kurumun nerede olduğunu bile bilmeyen Topçu’nun yükselişi Gündoğdu’ya vurulan ilk darbe ile başlamıştı.
THY’NİN PATRONU KİLCİ’DEN KARDEŞİNE ÖZEL GÖREV
Akıllıoğlu ile birlikte terfi edenlerden biri de Orhan İkiz’di. İkiz, Ağustos 2004 operasyonu ile Pazarlama Satış Başkanlığından İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcılığı’na getirilmişti. Aslında bu görev için ataması yapılan kişi Mehmet Kilci idi. Kilci, THY’nin bağlı bulunduğu Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci’nin kardeşi idi. Nepotizmin(akraba, eş-dost kayırmacılığı) tipik bir örneği olan atama ne hikmetse tamama ermedi. Kilci atanmasına rağmen göreve başlamadı.
Yoluna Maliye’de devam eden Mehmet KİLCİ Bakanlığın en etkili makamı olan Gelir İdaresi Başkanlığı’na atandı. 5 yıl kaldığı bu görevden Nisan 2014’de alındı. İddialara göre Kilci’nin görevden alınması Paralel Operasyonu kapsamında gerçekleşmişti. 2009’da Enerji Bakanlığı Müsteşarlığına geçen ağabey Metin Kilci ise Aralık 2015’de emekli oldu.
Mehmet Kilci’nin THY macerası başlamadan bitince yerine bir başka Kayserili Orhan Mahmut İkiz atandı. İkiz hem Gündoğdu’ya hem de Karlıtekin’e yakındı. Ama güç dengelerinin değiştiğini hemen fark etti. Rivayete göre Gündoğdu arabasına aldığı İkiz’i bir konu ile ilgili bayağı fırçalamış, Gündoğdu’nun arabadan inmesinden sonra İkiz telefonla Karlıtekin’i arayarak dert yanmıştı. Gündoğdu giderek yalnızlaşıyordu. Başkan ve Genel Müdür Yardımcısı düzeyindeki üst düzey makamlardaki bazı isimler gelişmeleri dikkatle izliyor, gücün yer değiştirdiğini görerek yeniden pozisyon almaya çalışıyordu.
Yaz sıcak geçiyordu. Gerilim her an artıyor, Gündoğdu’nun suyu ısınıyordu. Topçu’da bu arada kazanın altına odun atmakla meşguldü.
KİM TUTAR TOPÇU’NUN HEMŞERİSİNİ?
Bu arada Topçu’nun hemşerisi Güngör Karaoğlu’nun önlenemez yükselişi sürüyordu. Tunus’tan Benelux (Hollanda, Belçika, Lüksemburg) Müdürlüğüne atanmıştı. Bir süre sonra da Belçika Müdürü olarak Brüksel’e yerleşti. ABD’de taksi şoförlüğü yapan kardeşi Şevki Karaoğlu New York Müdürlüğüne Pazarlama Uzmanı olarak alınmıştı.
Yıllar içinde Karaoğlu’nun akrabaları teker teker THY’ye dolmaya başladı. Amcasının torunu Tumay Karaaslan, akrabası Paşa Çetin ile kardeşi Kemal Çetin, kuzeni Muhammet Karaoğlu THY’ye yerleşti. Brüksel, THY imparatorluğunun Sancak beyliğine dönüşmüş, Brüksel Karaoğlulardan sorulur olmuştu.
İşler çığırından iyice çıkmıştı. Belçika’da THY acentesi olan Belkıs Gümüş’ün kardeşi Sedat Gümüş, Brüksel Satış Müdürlüğüne memur olarak teklif edilmiş. Yönetim Kurulunca da işe alınması onaylanmıştı. Neyse ki, kardeş Gümüş maaşı az bulup işe başlamamıştı da, acenteci abla ile THY’ci kardeşin yaratacağı skandal ve spekülasyonun önüne geçilmişti. Gümüş demişken önemli bir noktayı atlamayalım. Belkıs Hanım, kayıtlarda aynı zamanda Bakan danışmanı olarak geçiyor, seyahatlerinde VIP salonunu kullanıyordu.
KARLITEKİN’İ DUYDU GİTMEDİ…
Geleneksel UTED yemeği her zaman olduğu gibi 5 Aralık 2004’de Günay Restoranda yapılacaktı. UTED yönetimi adetten olduğu üzere THY yöneticilerini de davet etmişti. Genel Müdür Gündoğdu geleceğini bildirmişti. Ancak gece başladığında Gündoğdu’nun davete katılmayacağı bilgisi geldi. Söylentilere göre Karlıtekin’in de geceye katılacağını öğrenen Gündoğdu son anda vazgeçmişti. Karlıtekin geceye teknikten sorumlu genel müdür yardımcısı Temel Kotil ile birlikte geldiydi. Artık çatlak büyümüş, şirketin 1 ve 2 numaraları arasındaki ip kopma noktasına gelmişti.
THY, 18 Nisan 2005 tarihindeki Genel Kurula bu gerilimle girecek, ilk savaşı “Gündoğdu’nun elinden Yönetim Kurulu Başkanlığını alarak” kazanan Karlıtekin-Topçu ittifakı hemen bir yıl sonra ikinci savaşı da kazanarak Gündoğdu’yu tasfiye edecekti.
GÜNDOĞDU THY İLE UĞRAŞIRKEN ALTI NASIL OYULDU?
Gündoğdu şirketin işlerinden başını kaldıramazken ittifak güçleri Ankara’da sürekli kulis atıyor, Gündoğdu’nun altını oyuyordu. Bakan Unakıtan ittifakın arkasındaydı. Gündoğdu’nun en önemli destekçilerinin başında ise Sivas Milletvekili Mustafa Açıkalın geliyordu. Belediyede birlikte çalışmışlardı. Dönemin Türk- İş Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay (şimdi Genel Başkan) Düzceli Gündoğdu’nun daimi destekçisi idi. Başından beri Gündoğdu’nun yanında olan Gürsoy kardeşler ise, yavaş yavaş Gündoğdu’dan uzaklaşmaya başlamışlardı. Hasan Gürsoy, Tayyip Erdoğan’ın İmam Hatip Lisesinden arkadaşıydı. Pınarhisar Cezaevine ondan önce girmiş ve mahkumiyeti boyunca beraber kalmışlardı. Savaşta, nicelikten(sayısal durum) ziyade niteliğin etkili olduğu 18 Nisan Genel Kurulunda daha iyi anlaşılacaktı. Tek kişinin müdahalesi ile savaşın sonucu belli olacaktı…
İlk Bölümleri Kaçıranlar İçin