GÜNDOĞDU’NUN SİHİRLİ KELİMELERİ
Gündoğdu kısa sürede nasıl bir yere geldiğini fark etmişti. Acele ile karar almanın, taşların hepsini yerinden oynatmanın işleyişe zarar vereceğini görmüştü. Yumuşak bir geçiş yapmak niyetindeydi. Bu nedenle gelen talepleri, önerileri dinliyor ve zaman kazanmaya çalışıyordu. Acelesi olmayan ve aklına yatmayan önerilere karşı verdiği tepki cümlesi ilginçti: “Bakarız inşallah !” Bu iki kelimeyi duyanlar, önerilerinin uzun süre dikkate alınmayacağını, en hafif tabiri ile erteleneceğini kısa sürede öğrenmişlerdi. Bazen de aldığı kararların yanlışlığı ortaya çıktığında kendisini ikaz edenlere şu cevabı veriyordu:” Oldu bir kere” Son derece rahat bir kişiliği vardı.
“YANINDA DUR, İŞİ ÖĞREN”
Yeni Yönetim Kurulu göreve başladığında 1 Mart tezkeresi Meclis’te reddedilmiş, ABD’nin Irak operasyonu başlamıştı. Savaşın yanı başındaki Türkiye’nin ticareti, turizmi ve havacılığı bu durumdan ciddi biçimde etkileniyordu. Yönetim bir an önce kendi kadrolarını oluşturmaya “eski yöneticilerin kendilerini açığa düşürmesine karşı” tedbir almaya çalışıyordu.
Atamalar peş peşe gelmeye başladı. O güne kadar Uçağı sadece havada gören, birçoğu uçağa bile binmemiş deneyimsiz gençler, birer birer koltuklara oturmaya başlamışlardı.
THY yönetimi kendince bir metot geliştirmiş, bu deneyimsiz gençleri önce Başkan Yardımcısı kadrolarına atamıştı. Yapılmak istenen, yeni personelin, başkanların yanında olan biteni izleyip öğrenmesi, “Tamam işi kaptım” dediği anda da Başkanlığa atanmasıydı.
Oysa “bakmakla olsa tüm kediler ciğerci olurdu!” Formül güzeldi de, bu işlerin kolay öğrenilmediğini, yıllarca her kademede görev yaptıktan sonra ancak öğrenilebileceğini, havacılığın okulu olmadığını, en büyük okulun THY olduğunu idrak edemeyen bazı taptaze, deneyimsiz yöneticilerin onaylaması üzerine Başkanlar birer ikişer yollanıp yerlerine hevesli gençler atanmaya başladı. Üstelik bu işi de daha sonra işten atacakları eski yöneticilere yaptırtmışlardı.
Genel Müdür Yardımcısı düzeyindeki eski personel, yıllarca beraber çalıştıkları arkadaşlarının iplerini çekmişler, 6 ay dolmadan da sıra kendilerine gelmişti. İşe yeni alınanların en büyük handikabı henüz şirkette kıdemsiz olmaları nedeniyle kıdem ücretlerinin düşük olması idi.
Gündoğdu, gelen taleplere göre atama yapsa da, ideolojik davranmamaya çalıştığı, işi yapacak kişiyi seçerken ehliyet ve liyakate önem verdiği algısını yaratmıştı. Bunu “işi öğrenene kadar eski deneyimli kadrolarla yola devam etmek” olarak yorumlayanlar da yok değildi. Ticaret bölümünün başına Arçelik’te beraber görev yaptığı Tuncay Pekin isimli arkadaşını getirmişti. Pekin’in dünya görüşü ve ideolojisinin THY’ye gönderilen ekiple uzaktan yakından ilgisi yoktu. Pekin iyi eğitim görmüş, İngilizceyi iyi konuşan bir isimdi. Çizgi film karakterine benzerliği nedeniyle Fred Çakmaktaş olarak anılmaya başlamıştı. İyi niyetliydi ama bütün işi kotaran yeni Satış Başkanı Orhan İkiz idi. Özellikle yurtdışı atamaları İkiz yapıyor, adeta bir dedektif gibi adayları kırk yerden soruyordu.
BAKANIN YAKININI BİLE MERKEZE ÇEKTİLER
THY’deki ilk büyük kıyım 2003 Nisan ayının sonunda yaşandı. İçlerinde Genel Müdür Yardımcılığı, Başkanlık, Başkan Yardımcılığı yapmış çok sayıda müdür merkeze çekildi. Son derece nitelikli birkaç yurtdışı müdür için devreye girenlere Gündoğdu’nun cevabı ilginçti: “İçişleri Bakanının bir yakını da listede. Rica etti, kabul etmedik. Listeyi deldirirsek herkes birini bulur, şirkette kalır.”
Buna karşın, muhasebeci Topçu’nun hemşerisi Tunus Müdürü Güngör Karaoğlu listede yer almamış ve şirkette kalmıştı. Aynı listede bazı başkanlar ve merkez müdürleri de vardı. Listede bugün de sektörde olan bazı isimler dikkat çekiyordu.
Kimler yoktu ki…
Manchester Müdürü Müjdat Yücel(HAVAŞ Genel Müdürü) Antalya İstasyon Müdürü Gökhan Buğday (Sabiha Gökçen havalimanı Genel Müdürü) Kabin Eğitim Müdürü Nurçin Özsoy (Pegasus Genel Müdür Yardımcısı) Pazarlama ve Satış Başkanı Güliz Öztürk (Pegasus Genel Müdür Yardımcısı) bunlardan sadece birkaçı idi…
Yeni yönetimin gelmesi ile emekli olan Genel Müdür Mali Yardımcısı Sertaç Haybat ise 14 Temmuz 2003 de ayrılmak durumunda kalmıştı. Sertaç Haybat bugün için Pegasus’un Genel Müdürü…
ÖZKÖK’TEN ÖZEL KALEM TEFTİŞİ
Önceden emekli dilekçesi alınanlar çağrılıp emeklilik tarihlerini geri çekmeleri istenmişti. Nisan operasyonu basında büyük tepki çekti. Milli havayolunun deneyimsiz kadrolara teslim edilmesi günlerce eleştiri konusu yapıldı. Hürriyet Gazetesinin Genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök bu süreçte Gündoğdu’yu ziyarete gelmişti. Makama girmeden önce tam karşısındaki özel kalem ofisine doğru yöneldi, başını içeri uzattı ve çıktı. Gündoğdu’nun ekibi bu hareketi “Herhalde türbanlı biri var mı diye kontrol etti” şeklinde yorumladılar.
Medyanın gözü THY’nin yeni yönetiminin üzerindeydi.
Irak savaşının etkileri ile uğraşırken Uzakdoğu’da patlayan SARS (Akut Solunum yetmezliği) krizi THY yönetimini iyice zora soktu. Havacılık endüstrisi küresel anlamda ciddi kayıplar yaşamaya başladı. Tabii ki bu süreçte THY de önemli ölçüde yolcu kaybetti. Bu arada, özel havayollarının faaliyete geçmesi THY’nin elini biraz daha zayıflattı. Bu arada yönetim bir yandan da eski defterleri karıştırıyor, elde edilen bilgilerle gündem yaratmaya çalışıyordu. Gündoğdu’nun bir gazeteye verdiği demeçte ”Benim makam arabam 3 yaşında Opel Vectra, emrimdeki Yurtdışı Müdürüm son model cip kullanıyor.” diyor, eski yönetimin hata ve yanlışlarına ilişkin iddialarını sıralıyordu. Kozlu ve Bolayırlı ise, Gündoğdu’ya cevap yetiştirmekle meşguldüler.
“BİZE KİM HESAP SORACAK Kİ?”
Bu arada yeni yönetim yeni bir sefer için düğmeye bastı. 2003 yılının sonlarında Yeni Delhi hattı açıldı. Geziye bazı THY yöneticileri de katıldı. THY’de görevli yeni başkanlardan birinin vergi borcu nedeniyle yurt dışı yasağı olması skandala dönüşecekken sorun süratle çözüldü ve Başkanın da Tac Mahal’i görmesinin önünde bir engel kalmadı.
2003 sonuna gelindiğinde, kadrolaşma kısmen tamamlanmıştı. Deneyimsiz idarecilerin verdiği bazı talimatlar ve sorun çözme yöntemleri kıdemli, iş bilen ve deneyimli çalışanları rahatsız ediyor,bazıları her şeyi göze alarak itirazda bulunuyorlardı. Bir müdürün, yeni atanmış Başkanın kural dışı bir talimatı karşısında itirazına taze başkanın verdiği cevap çarpıcı idi: “Sen dediğimi yap, bize kim hesap soracak ki? “
Devamı 3.Bölümde
Birinci Bölümü Okumak İçin TIKLAYIN