2007 yılı THY için dikensiz gül bahçesinin sulandığı yıl olarak başlamıştı. Yönetim Kurulunun hatta Genel Müdür Kotil’in yetkilerinin büyük bölümünü üstlenen İcra Komitesi tam gaz yol alıyordu. Genel Kurulundan önce ilk operasyon Uçuş işletmeye yapıldı. 3 yıldır Uçuş işletme Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Kaptan Pertev Arıkan alınmış yerine Ünal Yaprak atanmıştı. Yaprak 1998 yılında THY’ye girmiş, 2005 yılında kaptan olmuştu.THY’de görev yapan 549 kaptan arasında 439. sıradaydı. Aynı atama kararı ile Uçuş Eğitim Başkanı İbrahim Ural da görevden alınmış yerine yine 2005’te kaptanlığa terfi eden Halil Üstün atanmıştı Üstün, Yaprak’a göre daha kıdemli(!) idi ve 549 kaptan arasında 426. sırada yer alıyordu. Üstün çok değil atanma kararından bir yıl önce Prag semalarında telsiz sorunu yaşamış, uçuşu Çek Hava Kuvvetleri’ne ait savaş uçakları tarafından önlenerek Almanya sınırına kadar eşlik edilmişti. Yaprak’ı da es geçmeyelim. Aylık 110 saat uçuş limitini geçerek 115 saat uçan Ünal Yaprak yüzünden SHGM, THY’ye tam 333.000 TL ceza kesmişti.
Belgesi yoksa aldırırız.
Böylece THY Uçuş İşletme ve Uçuş Eğitim kıdemsiz ve deneyimsiz ellere teslim edilmişti. Proje iyi düşünülmüştü de, küçük(!) bir detay atlanmıştı. Üstün’ün Type Rating Instructor(TRI) belgesi yoktu! Sorun değildi, THY tarihindeki en pişkin telex mesajlarından biri çekildi: “Halil Üstün gerekli olan TRI eğitimini tamamlayana ve Form 4 belgesi SHGM tarafından onaylanana kadar yerine Uçuş Eğitim Müdürü Menderes Çakıcı vekâlet edecektir.” İcra Komitesinin acelesi vardı anlaşılan, şartları tutuyor mu tutmuyor mu bakmadan atama yapıyor, eksiklik ortaya çıkınca da “yük yolda düzelir.” mantığı ile eksikliği gidermeye çalışıyordu. Tuhaf bir durumdu, işe şoför olarak aldığınız elemanın ehliyetsiz olduğunun anlaşılması gibi trajikomik bir olaydı.
Deneyimsiz pilotları Yönetici yapanlar bulunamadı!
Atama haberi ile birlikte THY çalkalanmaya başladı. Kıdemsiz 2 kaptanın bu şirkete yıllarını vermiş onlarca kaptanı sollayıp yönetici yapılması Uçuş İşletmeyi ayağa kaldırdı. Gürültüler artınca suçlu aranmaya başlandı. Genel Müdür Kotil “benim haberim yok.” diyordu. Dönemin İnsan Kaynaklarından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Orhan İkiz “Temel bey talimat verdi, ben de kendilerine telefonla görev teklif ettim .” diye konuşuyordu. Candan Karlıtekin ise “Hamdi Topçu bana – İlhami Uslay Kaptanın haberi var- dediği için imzaladım” diyordu. Olay öyle bir hal almıştı ki, kimse atamayı yaptığını kabul etmiyordu. Biri çıkıp da sormuyordu “Sen yapmadın, sen de yapmadın, senin haberin bile yok, peki bu adamları kim atadı?” Doğru olan tek şey, Dönemin Uçuş İşletmeden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaptan Pilot İlhami Uslay’ın haberinin olmadığıydı. Yıllardır beraber çalıştığı iki deneyimli kaptanın alınıp yerlerine deneyimsiz, şirketi yeteri kadar tanımayan, yöneticilik geçmişi olmayan iki taze kaptanın atanmasını kabul etmesi hiç de akla yatkın değildi. Sonuçta bu karambolde Üstün ve Yaprak koltuklarına oturdular.
Sen misin torpilli memurları liste dışı bırakan?
İşletmenin daha çekeceği vardı. 24 Nisan 2007 tarihinde yapılan Genel Kurulda Yönetim Kurulu Başkanlığına Candan Karlıtekin, üyeliklere Muzaffer Akpınar, Mehmet Büyükekşi, Temel Kotil, Hüseyin Atilla Öksüz, Cemal Şanlı, Hamdi Topçu, Denetim Kurulu üyeliklerine ise Naci Ağbal, İsmail Gerçek ve Ateş Vuran seçildiler. İcra Komitesi kaldığı yerden icraata devam ediyordu. Sıra, daha önce TASSA (Kabin Memurları Derneği) Başkanlığı da yapan deneyimli yönetici Neşe Kocaoğlu’na gelmişti. Mayıs ayının başında Kabin Amirliği sınavı yapılmıştı. Baraj notunu geçemeyenler liste dışı kalmıştı. Talihsizlik işte, barajı geçemeyenler arasında “torpilli” bazı kabin memurları da vardı. Kabin Hizmetleri Başkanı Kocaoğlu, Uçuş emniyetini ilgilendiren, THY’nin yolcu ile en fazla muhatap olan personeli konumundaki kabinde torpile yer olmadığını düşünüyordu. Düşünmeden listeyi imzaladı ve “yukarıya” gönderdi. Rivayet o ki, verdikleri isimleri listede göremeyenler tam anlamıyla küplere bindiler. Liste resmi yazışmaya konu olmuştu. Değiştirmek mümkündü ama Kocaoğlu’nun buna yanaşmayacağını iyi biliyorlardı.
Listeyi değiştiremiyorsan Başkanı değiştir!
Çözüm bulundu: listeyi değiştiremiyorsan Kabin Hizmetleri Başkanını değiştir! 3 Mayıs 2007 günü barajı geçemeyen torpillileri listeye koymayan Kocaoğlu çok değil 1 hafta sonra 11 Mayıs günü görevden alındı. Torpillilere ne oldu diye sorarsanız, THY’nin acar yönetiminde çare tükenmezdi, Yönetim Kurulu toplandı ve baraj notunu düşürdü, liste dışı kalanlar tekrar listeye dâhil oldular ve Kabin amirliğine terfi ettirildiler… Kocaoğlu önce Uçuş İşletme Genel Müdür Yardımcılığı emrine alındı, İlhami Uslay’ın makam odasının arkasında küçük bir odaya sığındı. . Pişkin, ahlaksız, vurdumduymaz insanlar ortada gezerken yıllarını verdiği mesleğinin son demlerinde kendisine yapılan haksızlığa dayanamadı. Çok değil 3 ay sonra kansere yakalandı. Şubat 2009’da da yaşamını yitirdi.
Neşe Kocaoğlu gitti kavga başladı.
Kocaoğlu gitmişti gitmesine de büyük bir sorun vardı. Boşalan Kabin Hizmetleri Başkanlığına kim atanacaktı? Kulislerde Kabin Eğitim Müdürü Seda Tansu ile dönemin TASSA başkanı Berna Tanyolaç’ın isimleri dolaşıyordu. Yönetim Kurulu Üyesi Atila Öksüz Tansu için kulis yapıyor, Başkan Candan Karlıtekin ise Tanyolaç için bastırıyordu. İpi göğüsleyen, hiç tahmin edilmeyen bir isim oldu. 10 yıl önce uçuştan ayrılarak yeregeçen ve Personel Başkanlığı’nda Endüstriyel İlişkiler ve Ücret Müdürü olarak görev yapan Emine Lim Aydaşgil… Yaygın söylentiye göre Emine hanımı Başkan yaptıran Hamdi Topçu idi.
2.9 milyar dolarlık uçak alımının bonusu: Kabin Hizmetleri Başkanlığı
Diğer bir rivayete göre ise atamanın mimarı Emine Lim Aydaşgil’in kocası işadamı Ramiz Aydaşgil’di. Wikileaks belgelerinde de adı geçen Ramiz Aydaşgil, 2.9 milyar dolarlık uçak alımı anlaşmasında Boeing ile THY’yi koordine eden kişiydi.
Eşinin Kabin Hizmetleri Başkanı olma hayalini biliyordu. Ankara’da uçak alım görüşmeleri sürerken bu isteğini Maliye Bakanı Unakıtan’a iletti. THY yönetimi 2-3 aday içinden seçim yapmaya çalışırken Ankara’dan gelen emirle yeni Kabin Hizmetleri Başkanı Emine Lim Aydaşgil oldu. Atamanın açıklandığı gün de manidardı: 31 Mayıs yani Dünya Kabin Memurları günü…
Atatürk rozetini yasaklayan Başkan
Topçu’nun, Emine Lim’in atanmasına katkısı olmuş mudur bilinmez ama daha sonraki süreçte çok yakın çalıştıkları gözlerden kaçmadı… Lim 1 yıl sonra eşini boşadı. Görev yaptığı süre zarfında da manşetlerden hiç inmedi. En önemli icraatı “THY tarafından verilen bröve, rozet ve isimlikler dışında üniformada başka rozet takılmasını” yasaklamasıydı. Böylece, Atatürk ve Türk Bayrağı rozetlerine de yasak getirerek THY tarihindeki mümtaz yerini aldı. Topçu, 2012 yılında Emine Lim’in kadrosunu Genel Müdür Yardımcısı olarak değiştirmek istese de yapmadı veya yapamadı.
İşte Uçuş İşletme Krizinin özeti
Toplu Sözleşme görüşmeleri çıkmaza girmişken THY’de sular durulmuyordu. Havacılık ile ilgili yazarlık yapan Güntay Şimşek Uçuş işletmede yaşananları şöyle özetliyordu:
“Türk Hava Yolları (THY) uzun süredir personel atamalarıyla çalkalanıyor. Hangi personelin görevinden ne şekilde alınıp, yerine kimin getirileceği konusunda belli bir prosedür uygulamayan THY yönetimi, bu tavrıyla sektörde ciddi çalkalanmalara sebep oluyor. Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nin değiştirilmesine karşı Danıştay’da dava açtığı için görevinden alınan Teftiş Kurulu Başkanı ile başlayan görev değişikliği krizinde, THY İcra Kurulu’nun da tam bir mutabakatı söz konusu değil. İcranın başındaki THY Genel Müdürü Temel Kotil’in muhalefetine rağmen, THY Kabin Hizmetleri Başkanı Neşe Kocaoğlu görevinden alındı. Yerine Endüstriyel İlişkiler Ücret Müdürü Emine Lim Aydaşgil getirildi. THY’de çok sayıda kıdemli, eğitimli uçucu personel varken, uçuştan 10 yıl önce ayrılan Aydaşgil’in böylesine bir göreve neden getirildiğinin cevabı yok.
Kabin Eğitim Müdürü Seda Tansu’nun yerine de Havayolları Kabin Memurları Derneği (TASSA) Başkanı Berna Tanyolaç atandı. 1974 doğumlu Tanyolaç’ın eğitim müdürü olabilecek donanımı olmadığı gibi, şirketteki dosyasında lise mezunu olduğu bilgisi var. THY Personel Yönetmeliği’ne göre lise mezunu müdür olamaz. Diyelim bir değişiklikle Tanyolaç müdür oldu. Peki, dosyasında yer alan cezalar sebebiyle böyle bir göreve getirilmesi doğru mu? Ya da bu cezalar nasıl yok edilecek? Ayrıca bu görevlere atanan kişiler, daha önce bu makamlara gelmek için üst yönetimle yakınlık kurarak, amaçlarına ulaşmış durumdalar. Yani THY yönetimi personel atamasında ilkeli davranmadığı gibi kontrolü de elden kaçırmış durumda. Gelen haberlere göre Tanyolaç, kısa süre sonra da Aydaşgil’in yerine getirilecekmiş. Peki, bu başkanlıkta yıllardır çalışıp kariyer planı yapanlarla, yukarıdan atananlar nasıl uyumlu çalışabilir? Daha önce de benzer sorunlu atamalar Uçuş Eğitim Başkanlığı’nda yaşanmıştı. Başkan İbrahim Ural alınıp, yerine iki yıllık kaptan Halil Üstün getirilmişti. Bu karara ilk tepki de eğitim ve sertifika eksikliğinden dolayı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden gelmişti. Ama THY geri adım atmak yerine, atamayı vekalete çevirdi. Yine Baş Pilot Pertev Arıkan’ın yerine göreve getirilen Ünal Yaprak da 2 yıl önce kaptan olmuş bir isim.
İdare ettiği kişilerle aynı uçağı kullanması durumunda, tecrübesizliği sebebiyle mesul kaptan olamıyor. İkinci pilot olarak uçuyor. Yerde koltuk sebebiyle yetkili, havada ise tecrübesizlikten dolayı etkisiz duruma düşüyor. Hükümetin son yıllarda attığı adımlarla havacılık sektörünü adeta uçuşa geçirdiği bir dönemde, THY yönetiminin atamalarda daha dikkatli davranarak personelini de rahatlatacak başarıya endeksli bir yöntem belirlemesinde fayda var. “
Kotil’in Stratejik Hatası
Topçu ve Karlıtekin’in, Kotil üzerindeki baskısı her geçen gün artıyordu. Kotil artık 2005 yılındaki “güçlü görünmeye çalışan Genel Müdür” profilinden uzaklaşmıştı. Başlangıçta Kotil’in yanında duran Hamdi Topçu, bilgisi, birikimi ve insan ilişkileri ile farklı bir yerde konumlanan Kotil’e söz geçiremeyeceğini anlamış ve Kotil’i göndermeyi kafasına koymuştu. Kotil artık olayların dayanılamaz noktaya geldiğini görmüştü. Planını yaptı, Topkapı Sarayında Kutsal emanetler sergisinin açılışı vardı. Kotil de davetliler arasındaydı. Bir fırsatını bulup dönemin Başbakanına derdini anlattı. Erdoğan durdu, durum kendisine anlatılanlardan farklıydı. Söylenenlere bakılırsa “önümüzdeki hafta ikisini de(Topçu ve Karlıtekin) alalım, rahat çalış.” dedi.
Kotil tam bu noktada stratejik bir hata yaptı: “Efendim, şimdi görevden alırsanız çok spekülasyon olur, şirket te zarar görür, Önümüzdeki Mart ayında Genel Kurulumuz var, bu işi orada yapsak?” dedi. Erdoğan itiraz etmedi “sen bilirsin.” dedi. Bu görüşme, kısa sürede Topçu ve Karlıtekin’e ulaştırıldı. Ne de olsa kötü haber tez yayılırdı. Kotil’in kendilerine tanıdığı(!) bu şansı iyi kullanan ikili, hemen çalışmaya başladılar. Başarılı da oldular. 2008 yılı Genel Kurulu yapıldığında Karlıtekin de Topçu da yerlerini korumuş, Kotil eline geçen altın değerindeki fırsatı cömertçe harcamıştı.