THY’DE DEĞİŞİM RÜZGÂRLARI ESİYOR…

sendika-sefa-inan

 

Bu haftaya, Sayın Ahmet Bolat’ın THY çalışanlarının beklediği müjdeli haberi vermekle başladık. Pandemide oluşan zararı, sektörün yükünü ve ağır riskini evinde sofrasında ailesiyle paylaşmış çalışanlarla sizin de kazancınızı onlarla bölüşmekten daha doğru ne olabilir ki… Ayrıca, havacılıkta her branşın çok önemi vardır. Havacılık sektöründe, şu branş önemli, bu branş önemsiz olamaz. Çünkü her branş zincir gibi diğerini de tetiklediği gibi, kıymeti ve önemi muhakkak tartışmasızdır.

THY’nin zor günlerinde, hangi branştan olursa olsun, çalışanların ne kadar değerli ve önemli olduğunu hep birlikte gördük. Bu özverili çalışmadan sonra, Ahmet Bolat beyin verdiği sözlerde durduğunu ve istikrarlı bir yönetim anlayışı içerisinde hareket ettiğini birlikte gözlemliyoruz.

Bildiğiniz üzere benim çok üstüne gittiğim ve her THY Genel Kurulunda söz alarak ilgili konudaki aksaklıkları dile getirdiğim Seniority ve Pass ve Ced bilet sorununda, gecikmeli de olsa, söz verildiği gibi sicil numarası sıralamasına göre geçiş sağlandı. Bu sistemde ufak tefek sorunlar çıkacaktır. Ancak o ufak tefek sorunlar da, ilerleyen zamanlarda görülüp çözülecektir.

İnanın arkadaşların her arayıp anlattığı dertlerini dinleseydiniz, eminim bu kâr eden, büyüyen bir şirkete hiç yakışmadığını düşünür, böyle bir çifte standarttı ve haksızlığı siz de onlara müstahak görmezdiniz. Tabii ki yeni durumda da bazı yanlışlıklar veya haksızlıklar yok değil. Zamanla o yanlış ve haksızlıkların da düzeleceğine inanıyorum.

Gözlemlediğim kadarıyla, Ahmet Bolat beyin, hangarların, kokpitlerin ve ofislerin her derdine ve sesine kulak verdiğini görüyoruz. Tabii ki, çalışanların sorunlarına hemen cevap verebilmenin yanı sıra, anında çözüm üretmek pek de kolay olmasa gerek.

Teknik A.Ş deki yöneticilerinde eski adaletsiz ve hakkaniyetsiz kararlardan rahatsız olduklarını ve fırsat bulduklarında, nu kararları sıfırlayıp adaletli ve hakkaniyetli bir tutum sergileyeceklerine inanıyorum.

Hele hele, hiç anlam veremediğim taşeron konusu ülkenin bu kadar geniş kesiminde konuşulup kadroya geçirme seferberliği devam ederken, bu konunun neden THY de halâ çözülemediğini anlamış değilim. Yönetim kadrosunun, her sene boğazınıza yapışan ihale mafyalarından kurtulup, kendileri tarafından seçilerek kadroya alacakları elemanlarla, kendi süreçlerinizi yönetmek daha kolay olmaz mı diye düşünürken, bu mantıklı çözüme THY yönetimin katılamaması, hatırlı isteklere hayır diyememesi, eskiden de vardı şimdi de var sanırım…

Sevgili Okurlarım;

Her zaman söylediğim üzere, THY’deki gidişatı çalışanlardan aldığım bilgiler doğrultusunda değerlendirebiliyorum. Son aldığım duyumlarda, Özçelik İş Sendikasına yeni temsilcilerin atandığını öğrendim. Öncelikle hem sendikaya hem de çalışanlara hayırlı uğurlu olsun diyeyim.

Duyduğum kadarıyla, önceki dönemde haksızlığa uğrayarak baskı görmüş kırmızı listedeki bazı arkadaşlara yer verilmiş. Her kesimden kucaklayıcı bir ekibin kurulması doğru bir karar.

Ancak; üyelerinize geçmişte yaptığınız ayıpların ve kusurların üstünü örtmek ve bu kusurları unutmak mümkün değil. Ama yine aldığım duyumlara göre, yeni ekibin samimi bir çabası olduğu söyleniyor. Bildiğiniz üzere, sendikalarda en kıymetli kişiler temsilcileridir. Bunlar bir nevi o sendikanın parasız askerleridir. (Maaşlı çalışan temsilciye güvenmem) Üyelerin derdini dinleyen, onlar için karşılıksız zamanını ve emeğini harcayan bu arkadaşların, yeterince değer görmediğini sanıyorum.

Sendikanın parasıyla ve arabasıyla cirit atarak ve çalışanların sorunlarına yeteri kadar zaman ayırmadan sendikacılık yapılmaz. Benim paralı askerler dediğim kişiler, sözleşmeleri imzaladıktan sonra genel merkezlerine gider ve lay lay lom yaparken, o çalışanların içindeki idealist ve amatör temsilciler, çalışanlarla yüz yüze kalır ve kendilerine laf atanlara cevap vermekte zorlanırlar.

O yüzden bu işi beklentisiz yapan arkadaşların değerini bilmek, onların sesine mutlaka kulak vermek lazım… Aldıkları ücret karşılığı, yöneticilik yaptığını sanan ve benim paralı askerler dediğim kişiler ancak ayak bağı olur. Her ay bunlara harcadığınız bütçeyi bu beklentisiz çalışan amatör arkadaşlara yani her an sahada olan idealist sendikacılara harcasanız, inanın daha başarılı olursunuz.

Ayrıca bu ara Teknik A.Ş de birtakım birimlerin AO’ya geçişi ile ilgili duyumlar almaya başladım. Ancak duyumlar yetmiyor. Arka planda kimler var ve neler oluyor bilmeden yorum yapmak istemem. Yaşanacak bu kargaşa ve belirsizlikte tabii ki dedikodu had safhada olacaktır.

Bakım şirketinizde bir bütün olarak verilen hizmeti, ayrı iş kollarına veya yönetimlere bölerseniz, eliniz, ayağınıza dolanır bilesiniz… Ayrıca, bu tarafta metal iş kolunda olan teknisyeni öteki yerde taşıma iş koluna sokmak gibi bir yanlışa sakın ola ki girmeyin… İş bilmez Bay Hamdi’nin zamanında hat bakımı atölyeden ayrıldı ve ne kargaşalar yaşandı, görmenizi isterdim. Bu yanlış sistemi yaşamış olan eskiler çok daha iyi bilir. Bunun yanı sıra, yine aynı iş bilmez Bay Hamdi zamanında, Habom’u kurup, tekniği bölüp sonra parçalayıp birleştirdiğiniz ve bir sürü sıkıntılara neden olunan, yaşanmış koca bir acı tecrübe dururken neden aynı yarayı halâ kaşırsınız anlamış değilim…

Yani, bir kere düştüğünüz bu bataklık çukuruna tekrar düşmeyin demek istiyorum.

Bu arada Ahmet Bolat beyin aşağıda okuyacağınız iletisini çok beğendim. Umar ve dilerim ki, bu tarif edilen sistem aksaksız devam eder.  

Bildiğiniz gibi yönetim olarak çalışanlarımızla sık sık bir araya geliyor, onları birinci ağızdan dinliyor ve markamızın tüm değerli çalışanlarıyla bir bütün halinde hareket etmek istiyoruz. Bu tarz buluşmaları son derece önemsiyoruz. İlerleyen günlerde her iş kolundan çalışma arkadaşlarımızla bir arada olmaya devam edeceğiz

Bu sözler benim THY’de çalıştığım zamanlarda duyduğum sözlere benzemiyor. Umar ve dilerim ki, bu söylenenler gerçekleşsin… 

Tüm okurlarıma iyi bir hafta dilerim…

Exit mobile version