Değerli Okurlar,
Havacılık sektörü, sürekli değişen ve çalkantılı bir yapıya sahiptir. Bayrak taşıyıcımız THY’de son zamanlarda yaşanan gelişmeler, bu dinamizmi bir kez daha gözler önüne seriyor. Sektördeki gelişmeleri yıllardır sizlerle paylaşarak, siz değerli okurlarımızı bilgilendirmeyi görev bildik. Bugün de aynı anlayışla karşınızdayız.
Türk Hava Yolları’nda uzun yıllar sonra ilk kez yaşanan bir olayı ele alacağız. THY Yönetim Kurulu Başkanı’nın birçok görevinden çekilmesine daha önce hiç şahit olmamıştık. Bu durumun arkasında on yıllık bir stratejinin mi yattığı yoksa sektöre verilen büyük bir mesaj mı olduğu henüz net değil. Bunu hep birlikte göreceğiz.
THY’den bahsetmişken, TGS’de Madde 25/2-e ve 26’yı uygulayıp, özlük hakları verilmeden işten çıkarma iddiaları çalışanları zor durumda bırakıyor. Çalışanlardan ve diğer paydaşlardan gelen sesler de dikkat çekici. Şu ana kadar işten çıkarmalarla ilgili net bir açıklama yapılmadı. Bu durumun normal olmadığını düşünüyorum. Halbuki, THY’nin daha şeffaf olmasını dilerdim. Yazıyı kaleme aldığım bu anlarda bile, birilerinin telefonuna “iş hakkınız feshedilmiştir” mesajının geldiğini ya da noterden “iş hakkınız feshedilmiştir” diye posta aldığını biliyoruz. Önümüzdeki günlerde işten çıkarılan bazı arkadaşlarımızın düşüncelerini ve yaşadıklarını da ayrıca kaleme alacağım.
Güncel konumuza gelecek olursak, hava trafik kontrolörleri gerçekten çok zorlu bir süreçten geçiyor. En son yapılan açıklamada, gökyüzüyle ilgili hassas bir görev üstlenen hava trafik kontrolörleri için verilen vaatlerle gerçekleşenler arasında ciddi bir uçurum olduğu belirtildi. Vaatler ne kadar umut verici olsa da sonuçlar hayal kırıklığı yarattı.
Ek ödeme konusundaki çözüm vaadi, EUROCONTROL’ün maliyet endişeleri nedeniyle suya düştü. Hava trafik kontrolörlerimizin haksızlığa uğradığı ek ödeme konusu, EUROCONTROL tarafından maliyeti karşılanmayan birimleri temsil eden STK’ların itirazları bahane edilerek geri çekildi. “Hava trafik kontrolörlerimizin ek göstergesini 4200’e çıkaracak madde torba yasaya eklenecek” denilmişti, ancak ilgili tüm kurumların olumlu görüş verdiği söylenen ve torba yasaya ekleneceği sözü verilen taslak maddeye torba yasada yer verilmedi. Maliyetinin EUROCONTROL tarafından karşılanıp karşılanmadığına bakılmaksızın hazırlanan taslağa tüm kurum personeli dahil edildi. HTK-SEN, kurum pilotlarıyla eşit tazminat ve diğer birimlerle adil bir oran farkı şartıyla bu taslağa da rıza gösterdi.
THY’nin Karşılaştığı Sorunlar ve Çözüm Önerileri
THY son dönemde çeşitli alanlarda dikkat çekici sorunlar yaşıyor. Öncelikle, TSS’lerin maaşlarının yüzde 6 oranında artırılması… THY, yurt dışında hem kargo taşımacılığında hem de bilet satışında düşük fiyat politikası izliyor. Bu durum şirketin kârından zarar ederek hizmet vermesine neden oluyor.
Yurtdışı müdürlerinin aldığı kira parasıyla mortgage kullanarak ev satın alması, Rolex ve elektronik eşya kaçakçılığı iddiaları sonucu yüzlerce çalışanın işten çıkarılması, huzur hakları gibi durumlar çalışanların moralini olumsuz etkiliyor.
THY A.O. personel sayısı iştirakleri ile 80 bini geçmiş durumda ve bu kadar personel içinde uçaklara “jump seat” (JS) ile binme konusunda prosedürler sıkılaştırılıyor. A.O. harici personelin JS olarak uçağa kabul edilmemesi, çalışanlar arasında memnuniyetsizliğe yol açıyor.
THY, ülkenin en büyük ihracatçılarından biri ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren bir havayolu şirketi olarak uçaklarını ithal ediyor ve birçok sistemini yurt dışından sağlıyor. Yurtdışı ofislerinin masrafları, üst geçiş, konma, konaklama ve park giderleri de şirketin maliyetlerini artırıyor. THY, rekabet için yurt dışında düşük fiyatlarla kargo taşıyor ve bu durum başarı olarak lanse ediliyor. Ancak, rekor kâr elde etmesine rağmen, aylık döviz bazında ödediği lease faizleri ve toplam borcu ne kadar? Ahmet Bolat’ın bahsettiği uçak sayısını nasıl işletecek? Mevcut ciddi yönetimsel sorunlar ortadayken ne değişecek? Uçaklara bakım yapacak mühendisleri ve uçuracak pilotları nereden bulacak? İstifalar sürekli artarken ve yönetim buna inisiyatif almıyorken, şirketin geleceği hakkında endişelerim var.
Çalışanlar huzursuz, aşırı yoğunluk var ve deneyimli personel sayısı azaldı. Maaş ve çalışma koşullarının düzeltilmesi gerekirken, THY üst yönetimi bu durumlardan nasıl habersiz olabilir? Şirket finansal olarak başarılı olsa da çalışanlar isyan ederek şirketten ayrılıyor. Teknik personel değersizleştirildikçe, milli servet niteliğindeki yetenekli çalışanlarımız yurt dışına gidiyor. Bir an önce gerekli düzeltmeleri yapmalısınız. Mesele yeni uçaklar almak değil, onların emniyetle uçmasını sağlayacak teknik kadroyu korumaktır.
Basında İfade Özgürlüğü ve Hukuk Normları
Yazımı sonlandırırken basında ifade özgürlüğü ve yazarların düşüncelerini açık biçimde ortaya koyma hakkını ve doğru haberleri yayınlama isteğine kimse itiraz edemez. Temel sınır hukuk normları içinde kalmaktır. Teknolojinin hızlı gelişmesiyle ortaya kontrolsüz bir şekilde sahte fake haber ve hesaplarla toplumda algı çöplüklerinin bakteri gibi çoğaldığı çok ahlaksız bir ortam yaratıldı. Basın eğer çıkar amaçlı haber yapma, taraflı ve hesaplı işlerle nemalanma aracına ya da birilerini hedef haline getirerek tetikçilik yapma alanına dönerse, kötüye kullandığınız bu gücünüzü, sizden daha güçlülerde bir gün size karşı kullanır.
Bugün maalesef hemen hemen her alanda her konuda sosyal medya ve dijital haber alanları istismar ediliyor. Buna engel olmak için kesinlikle ciddi bir çalışmanın yapılması ve hukuki yaptırımların artırılması gerekiyor. Aksi durumda toplumsal vicdana ve ilişkilere zarar vermek isteyenler cesaretlenerek, krizlerden fırsat devşirmeye devam edecekler. Gazetecilik siyasi bir üniforma giyme veya birilerinin çıkar maksatlı borazanlığını yapmak değildir. Hatta yayın ve haber anlayışınızın bunlardan etkilenmesine engel olmanız gereken de bir meslektir. Aksi durumda saygınlığınızı ve objektifliğinizi tamamen kaybedersiniz.
Bugüne kadar hiç haber kaynağımıza ya da iletişim yolumuza asla zarar vermedik. Okurlarımızın mahremine her şeyden çok fazla özen gösterdik. Çirkin ve ahlak dışı yaklaşımlara, kişileri ya da toplulukları hedef alan maksatlı yorum ve ifadelere asla fırsat vermedik. Kurumların tüzel kimliklerine saygıyı ve stratejik önemlerini asla göz ardı etmedik. Kimsenin egosunu tatmin etmek ya da kişisel husumetine çanak tutmak için de haberciliğimizi kullandırmadık.
Velhasıl yıllarca Rahmetli babamla arka planda da bu değerleri gözeterek, bu işlere destek olmaya ve yönetmeye çalıştım. Daima toplumun ve sektörün sorun ve sıkıntılarına yer verdik. Eleştiri ve önerilerimizi her zaman cesurca ortaya koyduk. Bu kurumlarda bu ülkede hepimizin. Biz bir arada sorunlarımızı konuşarak, tartışarak çözebildikçe büyüyüp, gelişip mutlu ve başarılı olabiliriz. Habercilikte toplumu bölerek, çatışma alanları yaratarak ayakta kalamazsınız. Ancak uzlaştıran, sıkıntıları gündemde tutan, bunlara farklı bakış açıları katan bir anlayışla daha saygın ve güçlü olabilirsiniz. Kimseye yaranmak ya da nemalanmak gibi bir derdimiz olmamalı. Toplumun her kesimine her düşüncesine kapınızda, köşenizde açık olmalı. Derdimiz, meramımızı anlatmak, haksızlıklara hukuksuzluklara engel olmak, denetim ve yönetim sistemlerini işlevsel açıdan daha etkin ve güçlü görmek olmalı.
Ben başta bu sektörde bir akademisyen ve insan yetiştirirken öğrenmeye gelişmeye de gayret eden bir bireyim. Babamın mirası olan siz değerli okurların bu emanetine sahip çıkmaya ve doğru bildiklerimizi inandıklarımızı her zaman sizinle paylaşmaya devam edeceğiz.
Yanlışları tenkit, doğruları takdir etmek boynumuzun borcu olsun. Ülkemize ve bu sektöre çok borcumuz var. Ben babamın bu sektörden kazandığı ekmeği ile büyüdüm. Bu sektöre aşkla inançla ömrüm ve imkanlarım el verdiğince de hizmet etmeye devam edeceğim. Taşeronun kabin memurunun, yer hizmetlisinin, teknisyenin, pilotun, mühendisinin daima köşesi olacağız. Kızsalar da sövseler de derin derin pis tezgahlarla planlar yapsalar da bundan asla taviz vermeyeceğiz. Zaman adaletin ve hakikatin en büyük aynasıdır.
Hepinize sağlıklı ve mutlu bir hafta dilerim…