Değerli okurlar,yaklaşık 1.5 ay süren THY’deki “özveri operasyonu” tatlıbala pardon tatlıya(!) bağlandı. Çalışanlar % 1.5 + % 1.5 oranlarına razı edildi. Geçmiş yılın resmi enflasyon kaybından (% 8.53) vazgeçtik,Sadece Ocak 2017’nin ilk 29 günündeki Liramızın dolar karşısındaki değer kaybı % 9 )’a ulaştı. Yani neresinden tutarsanız tutun tam bir teslimiyet hali sözkonusu. “İşinizi kaybetmediniz ya, halinize şükredin” anlayışının dayatıldığı, kazanılmış haklardan geriye düşüldüğü bir süreci yaşıyoruz. Sanki, çalışan oturduğu yerde iş yapmadan para alıyor, sanki bankamatik memuru hepsi ! İnsanlar çalışıyorsa, emek veriyorsa sen de işveren olarak hakkını vereceksin…
% 1 TASARRUF THY’Yİ KURTARIR MI?
Şimdi basit bir hesap yapalım. THY, TİS’e uygun şekilde % 4,65 + % 4 oranında zam verseydi, THY’nin personel giderleri % 8.83 artacaktı. Yani 2 milyar dolar yıllık personel gideri, 176 milyon dolara ulaşacaktı. Peki yapılan protokol sonucu % 1.5 + % 1.5 üzerinden personel gideri ne kadar artacak? 64 milyon dolar.. Kabaca, 100 milyon dolar tasarruf edilecek. Peki toplam gider içinde payı ne kadar bu tasarrufun? 2016 yılında yaklaşık 10 milyar dolar toplam giderin yaklaşık % 1’i… Eğer THY çalışanın sırtından yapacağı % 1 tasarrufla kurtulacaksa hepimiz kepimizi havaya atalım, hatta göbek atalım !
TOPLU İŞÇİ ÇIKARTMAMA 2017 İLE SINIRLI
Çalışan 100 milyon dolar paradan neden vazgeçirildi? İş güvencesi için..Öyle ya, Hava İş’in yaptığı protokole göre THY protokol süresince Toplu İşten Çıkartma yapmayacakmış. Cümleyi tersinden okuyalım. Demek ki, protokol sona erince 2018’in başında kallavi bir toplu çıkarma yaşanabilir. Hadi yine iyisiniz, 1 yıl boyunca işiniz garanti…. Acaba öyle mi? Yani THY, 2017’de toplu işçi çıkartamaz mı? Hava iş’e göre çıkartamaz? Yersen…Adam kanunu tanımadan toplu işçi çıkarttı, senin tırışka Tadil Protokolünü mü takacak ? Nereden çıktı şimdi bu, ne zaman çıkarttı diyeceksiniz…Hemen anlatalım.
AL SANA TOPLU ÇIKARTMA !
Çok değil 6 ay önce THY’den 211 personelin işten çıkartıldığı basına yansımıştı. Ben size doğru sayıyı vereyim. 1 -31 Temmuz arası işten çıkartılan çalışan sayısı 218… Bunlardan 211’i 24 Temmuz ile 31 Temmuz arası çıkartıldı. Bu nedir şimdi? Buz gibi Toplu Çıkartma değil mi?Çünkü aylık 29 işçi sınırını aşıyor.Saptamayı yaptık. Peki bu işlem Toplu Çıkartma olduğuna göre yasaya uyulmuş mu şimdi ona bakalım. 4857 sayılı yasanın 29. maddesine göre, işveren ekonomik teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gerekleri nedenleri ile toplu çıkartma yapabiliyor.
Bu nedenler şu şekilde kullanılabiliyor: Ekonomik (Ülkedeki genel yada sektörsel durum veya krizler), Teknolojik (İşyerindeki teknolojik yenilikler ve bu yeniliğin getirdiği sermaye yoğun teknolojinin kullanılmaya başlanması gibi ), Yapısal (İşyerinde yapılan işin yapısının daha az işçi çalıştırılan bir iş şeklinde değiştirilmesi gibi), İşyerinin gereği (İşyerinin fiziki olarak küçülmesi) ve İşin gerekleri (İşyerinde yapılan işin çeşit yada miktar olarak daraltılması).
218 KİŞİYİ ATARKEN KURALLARA UYDUNUZ MU?
Gerekçeler var veya kitabına uydurdunuz diyelim. Yetmiyor. İş sözleşmelerinin fesih gerekçesini rasyonel, objektif ve somut olarak ortaya koyması, en önemlisi feshin son çare olduğunu ispat etmesi gerekiyor. Diyelim bunu da hallettiniz. Yine yetmiyor.Toplu İşten Çıkartma için bazı kuralları da yerine getirmek zorundasınız. İşveren toplu işçi çıkarmak istediğinde, bunu en az 30 gün (otuz) önceden bir yazı ile;
İş yeri sendika temsilcilerine,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ilgili bölge müdürlüğüne,
Türkiye İş Kurumu’nun ilgili birimine
yazılı olarak bildirmek zorundadır.
Yapılacak olan bildirimlerde; İşçi çıkarmanın sebepleri,bundan etkilenecek işçi sayısı ve grupları,İşe son verme işlemlerinin hangi zaman diliminde gerçekleşeceğine yer verilmesi gerekir. Yasada, fesih bildirimlerinin, işverenin toplu işçi çıkarma isteğini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Bölge Müdürlüğüne bildirmesinden otuz gün sonra hüküm doğuracağını düzenlemiştir.
THY TOPLU ÇIKARTMA YAPTI, HAVA İŞ GÖZÜNÜ KAPADI…
Şimdi soralım. THY, Temmuz 2016’da toplam 218 işçiyi kapıya koyarken fesih tarihinden 1 ay önce Bakanlığın Bölge Müdürlüğüne, Sendikaya, Türkiye İş Kurumuna bildirimde bulundu mu? Temmuz ayındaki fesihlerin büyük bölümü 24 Temmuz günü yapıldığına göre, Haziran ayında bu bildirimler yapılmış mıydı? Varsa çıkın açıklayın…Eyy Hava İş, üyelerin toplu halde kapıya konulurken yasa gereği sana soruldu mu? Her iki sorunun cevabını da ben vereyim. Bu bildirimler yapılmadı. Dolayısı ile, 29 dan fazla işçi çıkarıldığı için Toplu Çıkartma kapsamına giren bu operasyon tamamen yasaya aykırı biçimde gerçekleşti. Peki haktan hukuktan bahseden Hava İş Sendikası “bir dakika beyler, hukuksuz iş yapıyorsunuz” diye niye itiraz etmedi? Yoksa Sendikamız, Yasayı ve Toplu İşten Çıkartma kavramlarını bilmiyor mu?
Sözün özü…Temmuz 2016’da yasaya uymadan toplu işçi çıkartan THY yönetimini 5 maddelik bir protokolle durduracağınızı mı sanıyorsunuz? Bu işin cezası belli. Yasaya uymadan çıkarttığı her işçi için THY 606 TL’yi bastırır, gariban çalışanları kapıya koyar. Benden size dostça bir öneri, kendinizi sahip olduğunuzdan fazla bir güç noktasında konumlandırmayın. Haa, eğer üyeleriniz size güvense ve desteğini verse haklısınız. Ama işveren yanlısı olduğunuz algısı çalışanlarda yerleşmiş ise, sizin kağıttan kaplandan farkınız kalmaz.
TOPÇU COCA COLA İSE, AYCI PEPSİ COLADIR…
Peki sendika bu hale nasıl geldi? Eski sendika yönetiminin suçu yok mu? Bal gibi var. Peki seçildikleri halde “işten atılırız” korkusu ile Genel Kurul salonuna bile gidemeyen 90 küsur Uçuş İşletme delegesinin suçu yok mu? Buz gibi var..
Ama bence asıl sorumlu, 2013 Hava İş Genel Kurulu seçimlerine müdahale ettiği belirtilen ve işverene “yakın” bir sendika oluşumu için sürece dahil olduğu artık genel kabul gören Hamdi Topçu’dur. O tarihten sonra THY’de iş barışı bozulmuş, yeni sendika yönetiminin işveren kefesine kolunu dayaması ile denge ve eşitlik ortadan kalkmış, çalışanlar sahipsiz ve çaresiz kalmıştır.
THY yönetimi de bunun farkında olduğu için, yeni Hava İş’in imajını güçlendirmek amacı ile işten çıkartılan 305’in bir kısmının işe geri alınması, kar payı verilmesi gibi kıyaklarla Sendikaya destek çıkmıştır. Sonuç, aynı yerdeyiz. Sendikaya güven yok, çalışan yine sahipsiz. Hamdi Topçu gittikten sonra İlker Aycı’dan işçi-işveren ilişkilerinde daha demokrat tavır bekleyenler de yanıldıklarını kısa sürede anlamışlardır umarım. İşçi hakları ve sendikal faaliyetlere bakışları açısından aralarında bir fark yoktur, Topçu Coca Cola ise, Aycı da Pepsi Cola’dır çünkü….
HAVA İŞ’İN ”SEVGİLİSİ”NE NE OLDU?
Airlinehaber’in yayınladığı Hava İş yöneticilerinin attığı tweet mesajları, son derece çarpıcı bir içerik taşıyordu. Gerçekten bir sendika yönetiminin hepi topu 45 gün içinde inanılmaz bir dönüşe imza atması, sendikacılık tarihine geçecek türden…Benim bu mesajlar arasında en çok dikkatimi çeken, Hava İş Başkanı Tatlıbal’ın “…içimizdeki zayıf karakterliler…” tanımlaması idi.
Merak ettim, Hava İş sitesine girdim. Bir de ne göreyim? 9 kişilik Yönetim Kurulu listesinden iki kişinin fotoğrafları yok. Genel Sekreter bölümü boş, isim de yok, resim de…Genel Eğitim Sekreter Yardımcısı Muhammet Raşit Yılmaz’ın ise sadece ismi var. Gerçekten garip. Delegenin oyu ile seçilmiş Genel Sekreterini silmiş Hava İş Yönetimi...Genel Sekreter Yasin Sevgili üstelik profesyonel yönetici. Yani THY Kargo bölümündeki görevinden ayrılmış ve sendikadan maaş alıyor. Ne oldu beyler, küs müsünüz, kavga mı ettiniz? Bu arkadaş toplantılara gelmiyorsa 3 toplantı beklersin üyeliğini düşürürsün veya senin icraatlarını beğenmiyorsa istifa eder. Benim anladığım, Yasin Sevgili sendika ile bağını koparmış. Peki maaş almaya devam ediyor mu? Tadil Protokolü de halledildiğine göre, Hava İş bu “gereksiz” konu ile ilgili de bir açıklama yapar herhalde…